Bütçeler Neden Önemli


Bütçeler Neden Önemli?
Bütçe, bir ülkede gelirin yeniden dağıtma aracıdır.Devlet bütçe aracılığıyla kaynaklar toplayıp, daha sonra bu kaynakların dağılımını yapar.  Adil bir bütçe, toplumdaki gelir eşitsizliklerinin azaltılmasında  önemsenmesi gereken bir rol oynar. Ama bu, sosyal devletin henüz varlık bulduğu toplumlar için söz konusudur. Oysa 1980'lerden sonra egemen neo-liberalizm programı aracılığıyla devletin küçültülmesi hedeflenmişti. Bu amaca ulaşmanın yöntemlerinden birincisi, devletin ekonomiye dolaysız müdahale araçlarından biri olan Kamu İktisadi İşletmelerin özelleştirilmesiydi; diğeri ise  bütçeydi.
Devletin ekonomiye bütçe aracılığıyla yaptığı sosyal müdahalenin azaltılması; sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, konut vb. gibi toplumsal harcamaların sınırlandırılması talebi, sermaye sınıfının çıkarlarının bir yansımasıydı. Bu durumda kamu finansmanına katılım açısından sermaye ek yüklerden kurtulacak, küçültülen bütçelerin ortaya çıkaracağı kaynak fazlası sermaye tarafından kullanılabilecek, devletin çekildiği sosyal hizmet alanı sermayenin kullanımına sunularak sermaye için yeni faaliyet-kâr alanları yaratılacaktı. Eğitim, sağlık, sosyal sigortacılık gibi alanlara özel sermayenin daha fâzla girebilmesinin koşulları yaratılacaktı. Ayrıca bu durum uygulanan vergi politikalarında da radikal bir değişiklik yaratıyor; sermaye kesiminden vergi almayı en düşük düzeye düşüren devlet; vergi olarak sıfır maliyetle elde edeceği kaynakları, bu kez  sermaye kesiminden yüksek faizle borçlanarak, kamusal kaynakları yine sermaye kesimlerine aktarmış oluyordu. İhtiyaç duyduğu kaynakları adil bir vergileme ile toplayamadığı, dolayısıyla devasa boyutlu borçlanmalara gittiği için bütçesinde faizin en önemli yerin yıllardır hiç azalmadığı Türkiye’de, bütçe tam bir adaletsizlik tablosu. 1980’lerden bu yana bütçelerdeki ortak özellik, faiz/rant  ve askeri harcamaların ağırlıkta olması ve sosyal harcamaların minimuma indirilmesinidir. 2008’in bütçesinin de bu aynı temel özelliklere sahip olduğunu biliyoruz. Görünen  o ki  küresel krizin gölgesinde hazırlanan 2009 bütçesi de, faiz/rant ve savaş bütçesi olmaya devam edecek.
Bütçenin en basit anlamı
Bütçenin en basit anlamı toplanan gelirlerin nasıl harcanacağının düzenlenmesidir. Toplanan gelirlerin en önemli kalemi vergilerdir. Bütçe aracılığı ile devlet bizden topladığı gelirleri(vergileri) nasıl harcayacağını bize deklare etmiş olmaktadır. Olaya toplumsal-sınıfsal bazda yaklaştığımızda ise devletin vergileri hangi sınıflardan daha çok topladığı ve/fakat hangi sınıfların gereksinimlerine daha çok harcama yaptığı bütçeler aracılığıyla çok net biçimde görülmüş olur.
Bu nedenledir ki bütçelerin hazırlanış sürecinde değişik toplumsal sınıf ve kesimler bu süreçte etkin olmaya ve yapılacak harcamaları kendi lehlerine çevirmeye çalışırlar. Sermaye kesimleri açısından bütçe süreci ciddi bir mücadele ve mesai dönemiyken, ne yazık ki Türkiye’de ki emek örgütleri açısından (nispeten KESK dışarıda tutulabilir) bütçe dönemlerinde hakim olan tam bir aymazlıktır. Birkaç eleştirel basın açıklamasının dışında sendikaların bütçenin yapısını değiştirmeye yönelik kendi üyelerine ve genel kamuoyuna yönelik bir aydınlatma ve iktidara yönelik bir etkileme mesaine girdiği bugüne kadar görülmüş bir durum değildir. Bu toplumda vergi yükü en fazla olan yani devlete en fazla gelir aktaran emekçi kesimlerinsendikal örgütlenmelerinin kendilerine yönelik devlet harcamalarının en aza indirilmesi karşısında bu kadar sessiz kalması kolaylıkla anlaşılabilir bir durum değildir.
Kriz ve yeniden yapılanma
 Kriz dönemleri aynı zamanda orta vadede bir yeniden yapılanma süreçleridir. Neo-liberalizmin emek karşıtı karakteri altında yıllardır bunalan emekçi örgütleri, bu yapılanma sürecini iyi okumalı ve olanaklı olduğunca bu yapılanmanın emekçiler lehine ve sosyal yanı baskın bir süreç olarak  inşası doğrultusunda bilinçli ve aktif bir çaba içerisinde olmalıdırlar. Aksi halde krizin faturasının tüm ağırlığıyla kendilerine çıkartılacağı konusunda hiçbir kuşku yoktur. 2009 bütçesi, bu aktif tutumun başlatılması için çok uygun bir zemin ve vesiledir…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-