Kayıtlar

Aralık, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FRANKFURTER ALLGEMINE: “ERDOĞAN’IN İÇİN İYİ OLANIN TÜRKİYE İÇİN İYİ OLACAĞI SÖYLENEMEZ”

Resim
Frankfurter Allgemeine gazetesi, gazeteci ve hükümeti eleştirenlerin gözaltına alınmalarını ele aldığı haberinde, “Erdoğan’ın gücünü koruması için iyi olan, her zaman Türkiye için iyi olacağı anlamına gelmiyor” dedi. Alman gazetesi, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘ulusal güvenlikten’ bahsederken, şüphesiz kendi güvenliğinden bahsediyor olmalı. Aksi takdirde, bu kadar gazetecinin tutuklanmasını ‘ulusal güvenlik’ savunmasıyla açıklamaya çalışmasını anlamak mümkün değil. Ancak Erdoğan’ın gücünü koruması için iyi olan, her zaman Türkiye için iyi olacağı anlamına gelmiyor. Şüphesiz burada da prensipler söz konusu: İktidarda olanların eleştirilmesi her zaman iyi, iktidardakilerin her zaman istedikleri her şeyi yapabileceğini düşünmesi ise her zaman kötüdür. Son somut vakada görülüyor ki, Erdoğan bu şekilde hareket edilebileceği - yani her zaman istediği her şeyi yapabileceği - kanısında üstelik de sadece medyaya karşı değil” diye yazdı.

SÜDDEUTSCHE: “GÖRÜNEN O Kİ, ERDOĞAN'IN YENİ TÜRKİYE'Sİ DÜŞMAN İMGESİYLE ŞEKİLLENDİRİLECEK”

Resim
Türkiye’de 14 Aralık operasyonunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve Avrupa Birliği cephesinden gelen yanıtlara dikkat çeken Süddeutsche gazetesi, “Erdoğan, Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ‘Yeni Türkiye’ sözü vermişti. Ancak görünen o ki, bu yeni ülke zamanla birçok düşman imgesiyle şekillendirilecek” diye yazdı. Süddeutsche Erdoğan’ın ‘güneyde bir ülke Türkiye için komplolar kuruyor’ sözüne yer verdiği haberinde, “Bu açıklamayla işlerin daha da tehlikeli bir hal alacak. Erdoğan, sadece Gülen’i değil, ülkedeki Musevi azınlığı da hedef gösterdi. Son dönemde sinagoglar karalandı, kalan yaklaşık 30 bin Musevi’nin pek çoğu Türkiye’yi terk etmeyi düşünüyor. Erdoğan, Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ‘Yeni Türkiye’ sözü vermişti. Ancak görünen o ki, bu yeni ülke zamanla birçok düşman imgesiyle şekillendirilecek” şeklinde kaydetti.

STUTTGARTER NACHRICTEN: “HUKUK DEVLETİNİ İHLAL VE ADAM KAYIRMADAN DAHA FAZLA SÖZ EDİLİR OLDU”

Resim
Stuttgarter Nachrichten gazetesinde “İstanbullu savcıların Erdoğan hükümetinden isimleri, rüşvet suçlamasıyla gözaltına almasından bir yıl sonra keyfi hareket etmekten, hukuk devletini ihlal ve adam kayırmadan daha fazla söz edilir oldu” diye yazdı. Alman Stuttgarter Nachricten, ‘Erdoğan Yanlış Hesap mı Yaptı’ başlıklı haberinde, Türk hükümetinin operasyon sonrası baskı altında olduğunu belirterek, “Türk hükümeti operasyonu, ülkedeki yolsuzluk skandalının birinci yılı olan çarşamba günü gündemi değiştirmek için düzenlediyse, aldandı. İstanbullu savcıların Erdoğan hükümetinden isimleri, rüşvet suçlamasıyla gözaltına almasından bir yıl sonra keyfi hareket etmekten, hukuk devletini ihlal ve adam kayırmadan daha fazla söz edilir oldu. Erdoğan Gülen’in kendisini devirmeye çalıştığını öne sürüyor” dedi.

VOLKSRANT: “ERDOĞAN, ÜLKESİNE HİZMET ETMİYOR”

Resim
Hollanda’dan Volkskrant gazetesi, “Erdoğan ülkesine hizmet etmiyor” dedi. Hollanda’da yayınlanan Volksrant, “Erdoğan geçen yıllar içinde, kendisine karşı gelinmesine tahammül göstermeyen ve her yerde komplolar gören koyu bir muhafazakâra dönüşüyor. Onun teşvikiyle, temizlenmiş polis teşkilatı daha fazla güç sahibi oldu. Kendisini eleştirenler, Erdoğan’ın Türkiye’yi İslamlaştırma kampanyası ve çocuklara daha da fazla dini değerlerin öğretilmesini de kapsayan planları nedeniyle endişeleniyor. Görünen o ki Erdoğan Amerika’daki rakibiyle çatışması için basın özgürlüğünü kurban edeceğe benziyor. Bu durum da Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yabancılaşmaya yol açacak. İşte tüm bu gerekçelerle de Erdoğan’ın ülkesine hizmet etmedi” ifadelerini kullandı.

NEUE ZÜRCHER: “KELEPÇELİ GAZETECİ RESMİ, TÜRKİYE İÇİN SIRADAN BİR DURUM HALİNE GELDİ”

Resim
İsviçre’den Neue Zürcher gazetesi ise, “Kelepçelerle götürülen gazeteci resmi, Türkiye için sıradan bir durum haline geldi” şekline kaydetti. Gazete haberine şöyle devam etti: “Kelepçelerle götürülen gazeteci resmi, Türkiye için sıradan bir durum haline geldi. Hükümet karşıtları yıllardır bazen sivil polis, bazen de terörle mücadele ekipleri tarafından kameralar önünde gözaltına alınıyor. Gazetecilerin suçlu olarak gösterilmesi, bir mesaj. Zaman ve diğer kardeş Gülen medya kuruluşları, Cumhurbaşkanının korktuğu son güçlü karşıtları konumunda. Muhafazakâr altyapıları onları Erdoğan için bilhassa tehlikeli yaptı. Çünkü Gülenciler, solcu, liberal ya da Kürt gazetecilerden farklı olarak söylemleri hep AKP seçmenine yönelik oldu. Öyle ki, Zaman editörleri, diğer liberal gazetelere kıyasla Erdoğan’ın otoriter politikalarını, dış politikadaki hatalarını ve etrafındaki yolsuzluk iddialarını daha titizlikle eleştirdi”.

DIE WELT: “ARAP DÜNYASINDA TÜRK POLİTİKACILARIN MEMNUNİYETLE KARŞILANDIĞI FAZLA YER KALMADI”

Die Welt gazetesi, hafta sonu Konya’da düzenlenen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 5’inci Olağan İl Kongresi’ne Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal’in katılmasını ele aldığı yorumunda, “Arap dünyasında Türk politikacıların memnuniyetle karşılandığı fazla yer kalmadı” ifadesini kullandı. Alman Die Welt gazetesinin yorumu şöyle: “Arap dünyasında Türk politikacıların memnuniyetle karşılandığı fazla yer kalmadı. Ankara’nın son derece rahat ilişkiler içinde olduğu tek partner radikal Hamas örgütü. Meşal için de Konya’daki kongrede boy göstermek keyifli olmuş olmalı. Zira Erdoğan gibi o da Arap ülkelerinin büyük bir kısmında istenmeyen misafir konumunda. Belki de Meşal’in kongreye davet edilmesinin nedeni, Erdoğan’ın Hamas’la olan ‘özel’ dostluğu için endişelenmeye başlamış olması. Zira Hamas yalnızca Erdoğan’ın düşman haline getirdiği bir güçten, İran’dan destek alıyor. En azından Tahran’dan verilen mesaj, uzun süren sessizlikten sonra, Meşal’ın ziyaretinin beklendiği yönünde. Anlaşılan o ki

BBC: “2014, TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ AÇISINDAN KÖTÜ BİR YIL OLDU”

Resim
BBC Türkiye-ABD ilişkilerini ele aldığı haber analizinde, “2014, ABD-Türkiye ilişkileri açısından kötü başlayıp pek de iyi bitmeyeceği görülen bir yıl oldu” dedi. “Geçen yıl Aralık ayında ortalığa saçılan yolsuzluk iddiaları ve dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ilk önceleri ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi de dahil olmak üzere, olanlardan Batı’yı da suçlaması, 2014’e girerken iki ülke arasında, Gezi protestolarındaki ayrışmalardan dolayı zaten soğuk olan ilişkilere yeni zorluklar eklemişti” ifadelerini kullanan İngiliz yayın kuruluşu BBC, “ 2014’ün Eylül ayına gelindiğinde ise, IŞİD’e karşı yeni bir strateji izlemeye karar veren Obama yönetimi, tam da o dönemde henüz cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Erdoğan’la yeniden yakınlaştı. ABD’nin etkili bakanlarının ve yetkililerinin arka arkaya düzenledikleri Türkiye ziyaretlerini, Başkan Yardımcısı Joe Biden’in ziyareti izledi.2014 yılı sonuna geldiğimizde ise, bütün bu üst düzey ziyaretlere rağmen, ABD ile Türkiye’nin üstünde bir türlü

EL PAIS: “ERDOĞAN’IN OTORİTERLİĞİ, ÜLKENİN DEMOKRATİK GELECEĞİ KONUSUNDA ŞÜPHE UYANDIRIYOR”

Resim
El Pais gazetesi, Türkiye’deki son gelişmelere ve hükümetin politikalarına vurgu yaptığı haberinde, “Erdoğan’ın otoriterliği ülkenin demokratik geleceği konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor” diye yazdı. İspanya’da yayınlanan El Pais, ‘Türkiye geriye gidiyor’ başlıklı haber analizinde, “Erdoğan’ın otoriterliği ülkenin demokratik geleceği konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Yeni Türkiye’de güçler ayrılığı, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti kayboluyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Avrupa Birliği’ne giriş için teminat olarak görüldüğü günler çok geride kaldı. Şimdiki Türk cumhurbaşkanı, 11 yıl başbakan olarak, ekonomiyi önemli ölçüde canlandırdı ve ülkenin uluslararası alandaki itibarını yükseltti. Artık değil. Türkiye şimdi otoriter bir liderin elinde tecride doğru gidiyor. Erdoğan bir sene önceki yolsuzluk skandallarında, kendisini ve yakın aile çevresini ilgilendiren çarpıcı telefon konuşmalarının sızmasından sonra açık olarak baskıcı y

GÜDÜMLÜ SANAT OLMAZ AMA SİYASETİN GÜDÜLEYİCİ OLMADIĞI SANATTA...

Resim
"Güdümlü sanat" olamaz ama sanat siyaseten güdülenebilir... "Tarafsız sanat"ta olamaz zira... Stalin döneminde ve jdanov aracılığıyla bir sosyalist sanat anlayışı yaratılmaya çalışıldı, bence bu kadarında sorun yoktu. Sorun bunun bir parti dayatması ve sanatı haline dönüştürülmesi ve sanatçının özgürlüğünü rehin altına almasıydı. Zira sanat her zaman -ve hatta çoğu zaman- özgür bir ortamda yapılmasa da, bizatihi kendisi özgürleşme eylemi ve istencidir. Sanat, siyasetçe ancak güdülenebilir, güdülürse sanat olmaz. Siyasetin, ya da başka alanların sanattan talepleri olması, teşvik edici olması, yarışmalar, kampanyalar düzenlemesi normaldir. Anormal ve kabul edilemez olan tüm sanatçılar için bunun bir çağrı olmaktan çıkıp, bir zorunluluk, bir direktif haline dönüşmesidir. Sosyalist camiada Jdanov dönemi eleştirildi ve hatta yaygın bir mutabakat olarak mahkum edildi. Adarno ve Frankfurt okulu, bu çerçevede "güdümlü sanat" kavramını geliştirdi. Bu çaba ciddi

Erkek Egemenlik ve Cinsel Sevgi

Resim
Erkek azgınlığı cinsel-fiziksel kapasite yüksekliğinden kaynaklanmaz. Sosyo-ekonomik, siyasal-kültürel nedenlere dayalı sosyo psikolojik bir durumdur. Abartılı güç gösterisine dönüşen her davranışın altında olduğu gibi, cinsel azgınlık sendromun altında da aşırı korku ve özgüvensizlik vardır. Erkek egemen toplum ve din anlayışının yarattığı bu efsane ile hesaplaşılmalıdır artık. Hiç bir erkek jigolo -takviye alsa bile- günde 15 kadınla birleşemez ama bir hayat kadını açısından bu çok olanaklıdır.  Erkeğin cinsel kapasitesinin kadından daha fazla olduğu apaçık bir yalan... İstek mi, işte bu tümüyle sosyo psikolojik bir durum... Erkeğin istekli olmasının muteber, kadının istekli olmasının ahlaksızlık, hastalık sayıldığı, bu bir yana kadın cinselliğinin utanılacak bir faktöre dönüştürüldüğü erkek egemenliğin bir ürünü... Ve tabi hayatında hiç orgazm olamayan kadınların çoğunlukta olduğu bir cinsellik tablosunun da bu sonuçta oldukça büyük bir etkisi var... Bu efsanenin kurb

DEUTSCHE WELLE: “ALMANYA’DA ÇİFTE VATANDAŞLIK YÜRÜLÜĞE GİRİYOR”

Resim
Almanya’da çifte vatandaşlık konusunda uzun tartışmaların ardından kabul edilen yeni düzenleme 20 Aralık’ta yürürlüğe giriyor. Alman yayın kuruluşu DeutscheWelle’nin haberine göre, Almanya’da yaşayan yabancı kökenlilerin çocukları için çifte vatandaşlığı kolaylaştıran düzenleme 20 Aralık’ta yürürlüğe giriyor. Vatandaşlık yasasında yapılan değişiklikle yabancı kökenli anne-babaların Almanya’da doğup büyümüş çocukları, opsiyon modelinden muaf tutuluyor. Özellikle Türk ailelerin çocuklarını ilgilendiren yeni düzenleme ile çocuklar 23 yaşına kadar iki vatandaşlık arasında seçim yapmak zorunda kalmayacak. Yasada yapılan değişiklik uyarınca Almanya’da 21 yaşına kadar sekiz yıl Almanya’da ikamet etmiş, altı yıl okula devam etmiş ya da Almanya’da bir okul diploması almış kişiler de çifte vatandaş olabilecek. Almanya’da şimdiye kadar geçerli olan tartışmalı opsiyon modeli, yabancı kökenlilerin Almanya’da doğmuş çocuklarının 23 yaşına kadar Alman vatandaşlığı ile ebeveyninin vatandaşlığı arasın

BILD: “TÜRK SINIR GÖREVLİLERİ IŞİD SEMPATİZANI”

Resim
Bild gazetesi Türk sınır görevlilerinin rüşvete meyilli ya da IŞİD sempatizanı olduğunu yazdı. Alman Bild gazetesi, ‘IŞİD genç kızları böyle kandırıyor’ başlıklı haberinde, “Başta İngiltere olmak üzere kandırılan genç kızlar Almanya ve Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a ulaşıyorlar. Türk sınırları nispeten geçirgen olarak kabul ediliyor. Sınır muhafızları rüşvete eğilimli, hatta bazıları da terör örgütü militanlarına sempati ile yaklaşıyor” ifadelerine yer verdi. Hürriyet Planet’e göre, IŞİD’in petrol satışı ve fidye paraları ile genç kızların gözünü boyadığını aktaran gazete, yayınladığı grafiklerle IŞİD petrolünün Türkiye’ye satıldığı iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Buradan kazanılan paralarla Avrupa’da Facebook, Twitter gibi sosyal medya ve internet üzerinden ulaşılan ve aralarında15 yaşlarındaki çocukların da bulunduğu genç kızların kandırıldığını aktaran gazete, bölgeye giden çocuk yaştaki kızların IŞİD militanlarıyla evlendirildiğini aktardı. Gazete, bölgeye bu yolla kandırı

BBC: “DAVUTOĞLU’NUN BRÜKSEL ZİYARETİ İPTAL OLUP DIŞİŞLERİ VE AB BAKANLIĞI SEVİYESİNE DÜŞEBİLİR”

Resim
BBC, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ocak ayında yapması beklenen Brüksel ziyaretinin iptal edilme noktasında olduğuna dair haberler geldiğini belirttiği haberinde, “Kaynaklardan alınan bilgilere göre ziyaretin Dışişleri ve AB Bakanlığı seviyesinde gerçekleştirilmesi tartışılıyor” dedi. “Kaynaklardan alınan bilgilere göre ziyaretin Dışişleri ve AB Bakanlığı seviyesinde gerçekleştirilmesi tartışılıyor Ziyaretin farklı boyutta gerçekleşmesine gerekçe olarak da, 14 Aralık medya operasyonlarından sonra Avrupa Birliği (AB)-Türkiye ilişkilerinde gelinen noktada Ankara’da olduğu gibi Brüksel’de oluşan olumsuz hava gösterildi” diyen İngiliz yayın kuruluşu, “Özellikle Avrupa Parlamentosu’ndaki özel Türkiye oturumunda konuşulanlar ve yetkililerin açıklamaları zaten son yıllarda fiilen donmuş olan müzakere sürecinin iyiden iyiye sorgulanmasıyla sonuçlandı” ifadelerini kullandı. BBC ayrıca,Brüksel’dekithinktang kuruluşu EPC’nin Türkiye uzmanı Amanda Paul’ün, “Türkiye’de demokratik hayatın sekteye u

TIMES: “TÜRKİYE, ABD’DEN SINIR DIŞI TALEBİNDE BULUNABİLİR”

Resim
Times gazetesi Gülen hakkında çıkarılan yakalama kararını ele aldığı haberinde, “TürkiyeABD’den sınır dışı talebinde bulunabilir” dedi. “Türkiye ABD’den sınır dışı talebinde bulunabilir” ifadesini kullanan İngiliz Times gazetesi, “Bir yıl önce yolsuzluk skandalının hükümeti sarstığı zamandan bu yana, Erdoğan ve Gülen açık bir mücadelenin içinde. O dönem başbakan olan Erdoğan, Gülen’in Hizmet hareketini kendisini devirme planları yaptığını iddia etti. Hükümet o dönemden bu yana Gülen’in iş dünyasında, medyada, polis ve yargıdaki Gülen destekçilerine baskı uyguluyor” diye yazdı.

GUARDIAN: “TÜRKİYE’NİN GÜLEN’İ İADE TALEBİ, ABD İLE GERİLEN İLİŞKİLERİ BASKI ALTINA ALABİLİR”

Resim
Guardian gazetesi,Fethullah Gülen hakkında çıkarılan yakalama kararına dikkat çektiği haberinde, “Türk yetkililer artık Washington’a (Gülen’in) sınır dışı edilmesi talebinde bulunabilir, fakat böyle bir talep Türkiye’nin NATO müttefiki (ABD) ile gerilen ilişkilerini büyük ihtimalle baskı altına alır” diye yazdı. İngiliz Guardian gazetesi, Savcı Hasan Yılmaz’ın Gülen’i suç örgütü liderliği ile suçladığını ve Gülen’e yöneltilen ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme’ suçlamasının cezasının da 15 yıl hapis olduğunu belirttiği haberinde, “Türk yetkililer artık Washington’a (Gülen’in) sınır dışı edilmesi talebinde bulunabilir, fakat böyle bir talep Türkiye’nin NATO müttefiki (ABD) ile gerilen ilişkilerini büyük ihtimalle baskı altına alır. Geçen Pazar günü Gülen’e yakın medya kuruluşlarına yapılan baskınların ardından, yakalama kararı Erdoğan ve dünya genelinde Hizmet olarak da bilinen hareketinin milyonlarca destekçisi olan Gülen arasındaki kavganın da tırmandığına işaret ediyor” ifadele

TO PARON: “ESASINDA, 1150 ODALI SARAYINDA ESKİ BAKANLARDAN GÖLGE HÜKÜMET KURAN ERDOĞAN ÜLKEYİ YÖNETİYOR”

Resim
Yunanistan’da yayınlanan ToParon gazetesi de Cemaate yönelik operasyona yer verdiği haberinde, “AKP eleştirilerden korunmak için bütün hukuk sistemini sarstı ve kuvvetler ayrılığına son verdi. Erdoğan1150 odalı sarayında eski bakanlardan oluşan bir gölge hükümet kurdu. Esasında ülkeyi kendisi yönetiyor” dedi. Gazete ayrıca, “Erdoğan, yargı ve güvenlik güçlerine yönelik girişimleriyle daha önce benzeri görülmemiş biçimde polis ve otoriter bir devlet oluşturuyor” şeklinde kaydetti. ‘Erdoğan Türkiyesi’nin Avrupa’da yeri yok’ başlığını kullanan ToParon, “Yeni gözaltı dalgasının merkezinde ‘bilimsel fantazisenaryosu’ndan çıkan Erdoğan-Gülen savaşı var. Erdoğan, yargı ve güvenlik güçlerine yönelik girişimleriyle daha önce benzeri görülmemiş biçimde polis ve otoriter bir devlet oluşturuyor. Yasadışı şekilde sarayından gölge hükümet kurarak ülkeyi yönetiyor. Türkiye’yi sarsan geçen yılki gözaltı dalgasının yıldönümüne üç gün kala, yeni gözaltılar dış medyanın ilk gündem maddesi oldu. Ancak b

KATHIMERINI: “ERDOĞAN,HER GEÇEN GÜN DAHA SALDIRGAN BİR OTORİTERLİĞE DÖNÜŞÜYOR”

Resim
Kathimerini gazetesi, Gülen medya grubuna yönelik operasyona dikkat çektiği haberinde, “Erdoğan, her geçen gün daha da saldırgan bir otoriterliğe istikrarlı şekilde dönüşüyor” diye yazdı. Yunanistan’da yayınlanan Kathimerini gazetesi, ‘Tayyip Erdoğan’dan Basına Pogrom’başlığını kullandığı haberinde, “Cumhurbaşkanı seçildikten sonra iktidar sarhoşluğunun kibrine boyun eğen Erdoğan, kamuda kendisini sorgulayan az sayıdaki ses ile mücadele için basın özgürlüğünü daha şiddetli biçimde bastırmaya gidiyor. AB’nin öncülüğünde ABD ve uluslararası camia tarafından alışılmışın dışında çok sert şekilde eleştirildi. Erdoğan, her geçen gün daha da saldırgan bir otoriterliğe istikrarlı şekilde dönüşüyor. Hemen hemen her tip farklılığa ve eleştiriye sıfır tolerans gösteriyor. Son olarak ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’e yakın gazetelere baskın yaparak, gazeteci, yönetmen ve senaristleri gözaltına almaktan çekinmiyor. Bu tip girişimlerin askeri rejimlerdeki diktatörlerin uygulaması” dedi. Gazete ayrı

BERGENS TIDENDE: “TEHLİKE, ERDOĞAN’IN ÜLKESİNE TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ÖLÇÜDE ZARAR VERDİĞİNİ İDRAK EDEMEMESİNDEN KAYNAKLANIYOR”

BergenTidende gazetesi, Türkiye’deki son gelişmeleri ele aldığı haberinde, “ Tehlike, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkesine telafisi mümkün olmayan ölçüde zarar verdiğini idrak edememesinden kaynaklanıyor” diye yazdı. Norveç’te yayınlanan Liberal çizgideki BergensTidende gazetesi, “Uzun başbakanlık yıllarının ardından Ağustos’ta halk tarafından cumhurbaşkanlığına seçilen Recep Tayyip Erdoğan ilk yıllarında Türkiye’yi demokratik, liberal ve İslam’ın dünyadaki parlayan yıldızı olarak görmek isteyenlerin umudu olmuştu. Ama şimdi otoriter çizgisi bütün hatlarıyla belli olmaya başladı. Yıllardır Türkiye ile tam üyeliği müzakere eden Avrupa Birliği, otoriter bir üye ülkeyi ihraç etmek yerine otoriter üye adayına ‘hayır’ demek avantajına sahip. NATO ise herhangi bir müttefikin üyeliğine son verme imkânından yoksun. Ama bir yerde ‘dur’ diyebilmeli. Tehlike, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkesine telafisi mümkün olmayan ölçüde zarar verdiğini idrak edememesinden kaynaklanıyor” şeklinde kaydetti.

WASHINGTON POST: “TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ TEHDİT ALDINDA”

Resim
Washington Post gazetesi, Türkiye’de medyaya yönelik operasyonların demokrasiyi tehdit ettiğini yazdı. Amerikan Washington Post gazetesi, ‘Abesle İştigal’ başlığını kullandığı haberinde, “Türkiye’de demokrasi tehlikede. Türkiye’de medyaya yönelik operasyonlar demokrasiyi tehdit etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan arabayı uçurumdan aşağı yuvarlamadan önce geri vitese almalı” ifadelerini kullandı. Gazetecilerin düzmece iddialarla gözaltına alındığını belirten ABD’li gazete, “Otokratlar muhaliflerini ezerken genellikle, inandırıcılıktan ne kadar uzak olursa olsun bahaneler uydurma ihtiyacı hissederler. Türkiye’de de haber kuruluşlarını hedef alan son saldırıda gazeteciler hakkında çıkarılan gözaltı kararları ‘iktidara el koymak için komplo düzenlemek gibi hain emeller güttükleri’ ya da ‘teröristleri desteklemek amacıyla silahlı örgüt kurduklarından kuşku duyulduğu’ ifadelerini içeriyordu. Bunlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini eleştirenlere ve rakiplerine yönelik bastırma harekat

DER TAGESSPIEGEL: “TEK BİR YABANCI DİL BİLMEYEN ERDOĞAN, OSMANLICA İSTİYOR”

Resim
Tagesspiegel gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘İlimde çok büyük güçlere sahip olan bir milletin bu ilmi kaybetmesi felakettir. Bunun öğrenilmesini istemeyenler var. İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek’ şeklindeki sözlerine yer verdiği haberinde, “Yabancı dil bilmeyen Erdoğan, Osmanlıca istiyor” diye yazdı. Alman Tagesspiegel gazetesi, ‘Türk Eğitim Sisteminin İslamlaştırılması - Herkes için Osmanlıca’ başlığını kullandığı haberinde, “Kendisi tek bir yabancı dil bilmeyen Erdoğan, 1918’de yok olan Osmanlı İmparatorluğu’nun dilini eğitim politikasının öncelikli konusu ilan etti. Tüm dünyada eğitimden sorumlu olanlar, ülkelerinin çocuklarının İngilizce gibi diğer modern dünya dillerini en iyi bir şekilde öğrenmeleri için mücadele veriyor. Ama Türkiye’de hükümet, genç neslin 100 yıl önce kaldırılan saray dilini öğrenmesini istiyor. Bu dil 21. yüzyılda ne büyük bir bilgi kazancı getiriyor ne de çağın gereklerini karşılıyor. Cumhurbaş

PEŞMERGE, IŞİD KUŞATMASINI KIRDI

Resim
ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyondan hava bombardımanı desteği alan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Peşmerge’nin IŞİD’e karşı saldırıya geçtiği belirtildi. IŞİD ile mücadele için kurulan uluslararası koalisyonun komutanı ABD’li Korgeneral James Terry, Peşmerge’nin ABD hava saldırılarının desteğinde IŞİD’e karşı zafer elde ettiğini söyledi. “IŞİD taarruzunu durdurma operasyonunda önemli bir adım attık” diyen Terry, Sincar’a doğru ilerleyen Kürt güçlerinin Suriye sınırında 100 kilometrekarelik alanda kontrolü sağladığını bildirdi. Deutsche Welle’ye göre, ABD’nin geçtiğimiz dört hafta içinde düzenlediği hava saldırılarında IŞİD’in üst düzey üç komutanı öldürüldü. Hava saldırılarında IŞİD’in Irak’taki askeri operasyonlarının başındaki isim olan Abdül Basit ile IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin "sağ kolu" olarak nitelenen Hacı Mutazz da yer alıyor. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, "Wall Street Journal" gazetesinin dünkü nüshasında yer a

HERKESE İNTERNET PROJESİ TAMAMLANIYOR

Resim
Avrupalı uzay şirketi Arianespace’e ait Soyuz füzesi, Fransız Guyanası’ndaki Kourou üssünden başarıyla fırlatıldı. Füze, dünyanın en ücra köşelerine internet erişimi sunacak bir projeye ait uyduları yörüngeye taşıdı. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’ye göre, Soyuz füzesinin uçuşu planlandığı gibi 2,5 saat sürdü. Toplam 2 ton 800 kilo ağırlığındaki dört uydu yörüngeye bırakıldı. Uyduların öngörülen pozisyonlarına varmaları üç günü bulabilecek. Arianespace’in yörüngeye taşıdığı uydular O3b Networks şirketine ait. Şirket, ismini "Other 3 Billion" (Geri Kalan 3 milyar) ifadesinden alıyor. Şirket, internet erişimi olmayan bölgelere hızlı internet sunmayı hedefliyor. Arianespace, proje kapsamında 2013’ten bu yana 8 uyduyu yörüngeye taşımıştı. O3b Networks ağını tamamlayacak diğer uyduların 2015’in ilk çeyreğinde fırlatılması planlanıyor. O3b Networks şirketini mali açıdan destekleyen kuruluşlar arasında Google, İngiltere merkezli HSBC Bankası ve Avrupa’nın küresel uydu ve yayın

NEW YORK TIMES: “YATIRIMCILAR, MUHALİFLERE BASKIN DALGASINDAN SONRAKİ SİYASİ İSTİKRARSIZLIK NEDENİYLE TEDİRGİN”

Resim
Amerikan New York Times, Ruble krizi ortamında Avrupalı bankalar konusunda duyulan kaygıya dikkat çektiği haberinde, “Yükselen ekonomiler de acı çekiyor. Türk lirası hafta başında değer kaybetti. Yatırımcılar, sadece Türkiye’nin Rusya’ya yakınlığından değil aynı zamanda siyasi istikrarsızlık tehdidi nedeniyle de tedirgindi” dedi. Ruble krizi arasında Avrupalı bankalar konusunda kaygı olduğuna vurgu yapan ABD’li gazete, “Kağıt üstünde Avrupalı bankalar, çökmekte olan Rus rublesine olan kırılganlığını idare edilebilir Euro bölgesi krizinin en ciddi olduğu dönemde Yunanistan’a olan açıklarından daha az. Buna karşın rublenin düşüşleri Pazartesi günü tarihinin en düşük düzeyine inen Türk lirası gibi yükselen piyasa ekonomilerinde bir gerilemeye yol açtı. Salı günü hissedilen tedirginliği, hangi Avrupalı bankaların Rus hükümetine ne kadar borç verdiğine ilişkin güncelleşmiş, kesin bilgilerin yokluğunun arttırdığını söylüyor” dedi. Rus müstericilerine 5.2 milyar Euro tutarında kredi vermiş

GUARDIAN: “ERDOĞAN’IN PARANOYA SİYASETİ, ÇİRKİN BİR SAFHAYA GİRDİ”

Resim
Guardian gazetesi, Türkiye’deki gelişmeleri ve cemaat operasyonunu ele aldığı haberinde, “Recep Tayyip Erdoğan’ın paranoya siyaseti, çirkin bir safhaya daha girdi” diye yazdı. Türkiye’nin son dönemlerde izlediği politikaların ‘Batı ilkeleri ve çıkarlarıyla ne derece örtüştüğü’ sorusuna yanıt arayan İngiliz Guardian gazetesi, “Gülen Cemaati’ne yapılan operasyon emrini Erdoğan’ın verdiğinden kimsenin şüphesi yok. Recep Tayyip Erdoğan’ın paranoya siyaseti çirkin bir safhaya daha girdi. Aralarında gazetecilerin, medya çalışanlarının, eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 30’dan fazla kişi gözaltına alındı” şeklinde kaydetti. “14 Aralık Operasyonu kapsamında gözaltına alınan kişilere yöneltilen suçlamalar için ‘dayanaksız komplo iddiaları’ deniyor” ifadesini kullanan Guardian, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bu son darbesi Avrupa Birliği (AB) ve ABD için daha büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak görülebilir

ECONOMIST: “ERDOĞAN, GEZİ PARKI PROTESTOLARINDAN BU YANA DAHA PARANOYAK HALE GELDİ”

Resim
Economist dergisi, “Erdoğan’ın AB’yi de AK Parti’yi devirmek isteyenler listesine almış gibi göründüğünü yazdı. Dergi ayrıca, “Erdoğan, Haziran 2013’teki Gezi Parkı protestolarından bu yana daha paronayak hale geldi” ifadesini kullandı. İngiliz Economist dergisi 14 Aralık operasyonunu ve Ankara ile Brüksel arasında yükselen tansiyona dikkat çektiği, ‘Türkiye’de basın özgürlüğü öldü mü?’ başlıklı analizinde, “Erdoğan AB’yi de AK Parti’yi devirmek isteyenler listesine almış gibi gözüküyor” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın ‘AB’nin ne dediği bizi ilgilendirmez. Eğer bizi AB’ye almazlarsa almasınlar’ şeklindeki sözlerine de yer veren İngiliz dergisi, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu son çıkışının ardından TL, Dolar karşısında yüzde 4 değer kaybetti ve ülkenin yöneldiği rota konusundaki endişeler de arttı.14 Aralık operasyonu sonrasında Erdoğan’ın AB’ye karşı tutumu katılaştı” şeklinde kaydetti. AB Dışişleri Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu ü

WALL STREET JOURNAL: “OBAMA, ERDOĞAN’I UYARMALI”

Resim
Wall Street Journal gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama’nın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarması gerektiğini yazdı. Türkiye’deki cemaat operasyonuna dikkat çeken Wall Street Journal, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, ülkesini otoriterliğe bir adım daha yaklaştırdı. ABD Başkanı Barack Obama devreye girmeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarmalı. Gözaltına alınan isimler Erdoğan ve yakın çevresini kapsayan yolsuzluk soruşturmasına dair haberler yapıyorlardı” dedi. Fethullah Gülen önderliğindeki hizmet hareketinin bir zamanlar Erdoğan’ın yakın müttefiki olduğunu da ifade eden ABD’li gazete, “Ülkedeki laik elitleri saf dışı bırakmak için zamanında çok sayıda kişiye dayanaksız suçlamalar yöneltildi. Bir yıl önce kamuoyunun öğrendiği yolsuzluk soruşturmasıyla Gülen hareketi ve hükümet arasındaki iplerin koptu. Erdoğan tüm iddiaları reddetti. Erdoğan ‘İhanetlerin peşinden gidiyoruz. Maşaları, muhbirleri ortaya çıkarıyoruz. Türkiye’nin düşmanları tarafından kurulan tuzakl

PUTİN: “TÜRK ORTAKLARIMIZI REDDEDEMEZDİK”

Resim
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2014 yılını değerlendirdiği basın toplantısında ülkesinin Türkiye’yle ilişkilerine de değindi. Putin, “Türk ortaklarımız Mavi Akım’dan gaz akışının artırılmasını talep etti. Onları reddedemezdik” dedi. BBC’ye göre, Putin, Türkiye’nin Yunanistan sınırında gaz dağıtım tesisinin kurulmasının ise kendilerine değil Avrupa Birliği’ne bağlı olduğunu söyledi. Rusya lideri, “Eğer Avrupa güvenli, istikrarlı bir gaz akışı istiyorsa, oradan alabilir. Şunun bilinmesini isterim: Rusya’dan daha ucuz ve güvenli bir gaz tedarikçisi yok” diye konuştu. Daily Sabah gazetesinin haberine göre, Türkiye ve Rusya’nın birçok ortak bölgesel çıkarı olduğunu söyleyen Putin, Kıbrıs konusunda ise dengeli bir tavır almaya çalıştıklarını söyleyerek, "Taraflar kendi aralarında anlaşmalı" dedi. Putin, ülkesinin ekonomik sıkıntılarının ise "dış faktörlerden" kaynaklandığını ve bu sıkıntıları aşmalarının iki yıl sürebileceğini belirtti. Ülkesinin düşük petrol fiyat

PRESS TV: “ARALIK ÜLKE TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUK SORUŞTURMASININ YIL DÖNÜMÜ”

Resim
Press TV Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdiği haberinde, “Aralık ülkenin tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ilk yıldönümü oldu” dedi. Press TV Türkiye’de 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının birinci yıl dönümünde protestolara vurgu yaptığı haberinde, “ Savcı Salı günü resmen tüm suçlamaları kaldırdı. Protestolar, Türkiye’deki yolsuzluk soruşturmasının yıl dönüme vurgu yapıyor. Aralık’ın ülkenin tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ilk yıldönümü oldu” dediği haberinde, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yolsuzluğa karışan tüm hükümetler önce parayı çaldılar, sonra özgürlüğü ve adaleti yok ettiler” şeklindeki sözlerine de yer verdi.

NEW YORK TIMES: “GEZİ, HÜKÜMET İÇİN EN BÜYÜK TEHDİTTİ”

Resim
New York Times gazetesi de Çarşı davasıyla ilgili olarak, “Geçen yılda ülke çapında gerçekleşen hükümet karşıtı gösterilerle ilgili binlerce kişi hakkında dava açıldı. Salı günü sırası futbol taraftarlarında idi. Gezi Parkı protestoları Erdoğan Hükümeti için en büyük tehditti” diye yazdı. Amerikan New York Times gazetesi, “Gezi Parkı protestoları 10 yılın aşkın iktidar döneminin ardından Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam yanlısı hükümeti için ilk ciddi tehdit. Çarşı davası sanıkları suçlu bulunmaları durumunda müebbet cezasıyla karşı karşıya kalabilir” dedi. Yargılanan taraftarları desteklemek üzere mahkemeye gidenlerin ‘Terörist değiliz taraftarız biz’ şeklinde slogan attıklarını da belirten New York Times, “Yargılama 14 Aralık operasyonundan sonra birkaç gün sonra başladı. Operasyon çerçevesinde medya mensuplarının gözaltına alınması AB tarafından ifade özgürlüğüne darbe olarak eleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise, AB kendi işine baksın karşılığını verdi. Kısasa kısas tarzındaki

WALL STREET JOURNAL: “ÇARŞI DAVASI, ERDOĞAN’IN KARŞITLIKLARA KARŞI SON ADIMI”

Resim
Wall Street Journal gazetesi, Türkiye’deki futbol taraftarının yargılanmasını ele aldığı haberinde, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi karşıtlarının bastırılmasındaki son adım” diye yazdı. Amerika’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Wall Street Journal, “Geçen yılda hükümet karşıtı protestolara katılan Türk futbolu taraftarları Salı günü bir darbe komplosu suçlamasıyla yargılanmaya başlandı. Bu gelişme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi karşıtlarının bastırılmasındaki son adım gibi görünüyor” dedi. Sanıkların suçlu bulunmaları durumunda müebbet ile karşı karşıya kalabileceğine de dikkat çeken ABD’li gazete, “Çarşı liderlerinden Cem Yakışkan’ın “Darbeye gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık” şeklindeki sözlerine de yer verdiği haberine şöyle devam etti: “Çarşı davası 14 Aralık operasyonundan iki gün sonra başladığına dikkat çektikten sonra Çarşı davası, binlerce protestoculara, gazetecilere ve diğer muhalifler hakkındaki yüzlerce yargısal işleme eklendi. Son iki

ÜNLÜ ANALİSTTEN ERDOĞAN’A: “TENEKE DİKTATÖR”

Resim
ABD’nin etkin düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye uzmanlarından Steven Cook, hafta sonunda yaşanan gelişmelerden yola çıkarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Cumhuriyet’in aktarımına göre, “Cook Erdoğan’ı, Müslüman Kardeşler iktidarını devirdiği için ‘düşman‘ ve ‘diktatör’ ilan ettiği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’ye benzetti; iki lider için de ”Teneke diktatörden daha fazlası değiller” ifadesini kullandı. Steven Cook yazısında, Sisi ve Erdoğan yönetimlerinin çeşitli demokratik kriterler açısından benzediğine dair de veriler ortaya koydu. 'Türkiye'yi tıka basa mideye indiren cumhurbaşkanı' ‘Ustalaştılar ama…’ Cook yazısına, ”Mısır ve Türkiye’deki hükümetlerin destekçileri dünyaya, Sisi ve Erdoğan liderliğinde daha açık ve adil siyasi sitemlere doğru ilerleme kaydettiklerini söylemekte ustalaştı. Ancak gerçekte, bu ülkeler teneke diktatörlüklerden daha fazlası değil’‘ diyerek başladı. ‘Erdoğan ölümcül bir siyasi bir düelloya girişti’ Haftasonunda

WALL STREET JOURNAL: “AVRUPA’YLA ONARIM İLİŞKİLERİ RAYDAN ÇIKTI”

Wall Street Journal gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB’ye yönelttiği sert sözlerinin AB’nin Türkiye ile ilişkilerini onarma çabasını raydan çıkarttığını yazdı. “Cumhurbaşkanı’nın yanıtı, AB’nin yıpranmış diplomatik ilişkileri onarmaya ve politika öncelliklerini yeniden düzenlemeye yönelik bir haftalık çabayı etkin biçimde raydan çıkardı” diyen Amerikan iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi günü gazeteciler ve güvenlik yetkililerinin gözaltına alınmasını, hainleri yakalamak için gerekli bir adım olarak savunurken, baskınları sürdürme sözünü verdi ve Avrupa Birliği’nden gelen eleştirileri ‘ülkesinin iç işlerine karışıldığı’ gerekçesiyle reddetti. Türkiye’nin Batılı müttefikleri, yabancı yatırımcıları korkutan gözaltıları eleştirdiler. Zaten yükselen piyasalardaki satışlar nedeniyle baskı altında olan lira rekor düşük düzeye indi” ifadelerini kullandı. “Yeni bir Türkiye’yi tesis etme hedefinin bir parç

AMERİKA’NIN SESİ: “AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ NEDENİYLE SARSILDI”

Resim
Amerika’nın Sesi, 14 Aralık operasyonunu ele alan Amerika’nın Sesi, “Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler, basın özgürlüğü nedeniyle sarsıldı” dedi. “Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler, yeni bir umut ışığının belirdiği ve yeni bir başlangıç yapılması konusunda tarafların olumlu tavır takındığı dönemde basın özgürlüğü nedeniyle sarsıldı” diyen Amerika’nın Sesi, “14 Aralık’ta bazı medya kuruluşlarına yapılan operasyona Türkiye’nin ‘ulusal güvenlik’, Avrupa Birliği’nin ise ‘basın özgürlüğü’ penceresinden bakmasının yarattığı frekans bozukluğu karşılıklı sert açıklamalar yapılması sonucunu doğurdu. Açıklamaların sertliği ve satır aralarında verilen sinyaller ilişkilerin geleceği açısından pek umut verici değil” ifadelerini kullandı. Brüksel’in, “Herhangi bir aday ülkenin katılımına yönelik bundan sonraki adımların hukukun üstünlüğü ve temel haklara tam saygıya bağlı olduğunu tekrar hatırlatırız” şeklindeki uyarısına da dikkat çeken Amerika’nın Sesi, “Uyarı ilk bak

GUARDIAN: “ERDOĞAN’IN YÖNETİMİNDEKİ TÜRKİYE GÜVENLİLİR MÜTTEFİK Mİ?”

Resim
Guardian gazetesi, Gülen Hareketine yönelik son operasyona dikkat çektiği haberinde, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bu son darbesi Avrupa Birliği (AB) ve ABD için daha büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak görülebilir mi?” diye yazdı. “İstanbul’da operasyon emrini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği konusunda kimsenin şüphesi yok” diyen İngiliz gazetesi, “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bu son darbesi Avrupa Birliği (AB) ve ABD için daha büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak görülebilir mi? Brüksel’de uzun süredir endişe duyulan, Erdoğan’ın neo-İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) artık AB’ye üyelik konusunda ciddi olmadığı konusunun altı çizilmiş oldu. Operasyon, Türkiye’nin de bir parçası olmak istediği Avrupa değer ve standartlarına ters düşüyor. Erdoğan’ın Pazartesi günü yaptığı iğneleyici konuşma da bu endişeleri

FINANCIAL TIMES: “TÜRKİYE’DE GÜÇ MÜCADELESİ YENİ SAFHAYA TAŞINDI”

Resim
Financial Times gazetesi, Tek Türkiye dizisi ekibinin de gözaltına alınmasına dikkat çektiği haberinde, “Güç mücadelesi yeni safhaya taşındı” diye yazdı. İngiliz gazetesi, Tek Türkiye dizisinin ekibinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, “Türkiye’de güç mücadelesi yeni safhaya taşındı. Türkiye’de daha önce de emniyet mensupları ve gazeteciler gözaltına alınmışlardı. Pazar günü yaşanan operasyonu farklı kılan şey bir televizyon dizisi ekibinden 10 kişinin de hedeflenmesi oldu. Gözaltına alınanlar arasında senaristler, yönetmenler ve grafik tasarımcılar da bulunuyor. Bu alışılmadık gözaltılar Gülen hareketinin ne kadar geniş bir alana nüfuz ettiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu nüfuzu kırmak için ne kadar ileri gidebileceğini gösterdi” dedi. Financial Times, Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Ceren Sözeri’nin “Türkiye’de ilk kez bu tür bir suçlamayla karşılaşıyoruz. Hayal ürünü, kurgu olan bir dizinin suç sayıldığını görüyoruz. Bu gerçekten de inanması güç bir olay

İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: “ÇARŞI DAVASI ACAİP”

Resim
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, Çarşı davasının acaip olduğunu söyledi. Deutsche Welle’ye konuşan Sinclair, Çarşı davasını değerlendirirken dava için özellikle “acayip ve zaman kaybı” dedi Çarşı davasında kanıtların yokluğunun skandal oluşturduğunu belirten “Suçlamalar, davanın birinci gününde reddedilmeli” diye konuştu.

Yalnızlığım Seni Seviyorum...

Resim
Yalnızlığım... hayatımın süsüdür İçsel dünyamın düşü Hüzünlü bir aşk türküsü Issız gecelerimin güneşten örtüsüdür... Yalnızlığım... İçimde büyüyen çocuğum teklikteki çoğulluğumdur Düşkün bir dünyadaki Aklımdır vicdanımdır ve onurum... Yalnızlığım... devrimci karargahımdır ... Yeniden çoğalmanın gizli sunağı... esirliğe ve zulme direnişin doğurgan dölyatağı... ... Yalnızlığım... Aslında yalnız olmadığımın ayırdına varabildiğim En büyülü zamanımdır Ve bana çoğalma coşkusu veren en vefalı arkadaşımdır...

Fethullah Gülen ile bağlantılı gazete ve televizyonlara yapılan baskın tüm dünya basınında yankılandı.

Resim
TELEGRAPH: “GÖZALTILAR AVRUPA VE AMERİKA’DA RAHATSIZLIKLARA NEDEN OLDU” Telegraph gazetesi, cemaate yakın medya kuruluşlarına yönelik gözaltıların Avrupa ve Amerika’da rahatsızlıklara neden olduğunu yazdı. İngiliz Telegraph gazetesi, “Recep Tayyip Erdoğan’ın emir verdiği baskında Gülen Cemaati’ni desteklediği iddia edilen ve aralarında polis şefleri ve gazetecilerin de bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. Tutuklamalar, Fethullah Gülen’e bağlı kuruluşlara karşı yapılan kampanyaların arkasından geldi. Erdoğan ve Gülen’in bozuşmasından önce Gülen, Erdoğan’ın müttefikiydi. Gözaltılar Avrupa ve Amerika’da da rahatsızlıklara neden oldu” dedi. NEW YORK TİMES: “ERDOĞAN SİNYAL VERDİ OPERASYON OLDU” New York Times gazetesi, operasyonun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sinyalinin ardından geldiğini yazdı. Amerikan New York Times gazetesi, “14 Aralık operasyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fetullah Gülen’in destekçilerine karşı yeni bir kampanya sinyalini vermesinden birkaç gün sonra geldi.

DEUTSCHE WELLE: “AB VE ABD’DEN 14 ARALIK OPERASYONU ELEŞTİRİSİ”

Resim
14 Aralık operasyonu Washington ve Brüksel’de de yankı buldu. Gelen ilk tepkilerde hükümetin tutumu eleştirildi. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’nin haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki 14 Aralık operasyonuyla ilgili açıklamada bulundu. Psaki, “Göründüğü kadarıyla Türk güvenlik yetkililerinin bu eylemlerinin hedefi mevcut Türk hükümetini eleştiren medya organizasyonları oldu. Basın özgürlüğü, adil yargılama süreci ve yargı bağımsızlığı sağlıklı demokrasiler için kritik öneme sahiptir” dedi. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn’dan yapılan ortak açıklamada, 14 Aralık operasyonunun Avrupa’nın basın özgürlüğü değerleri ile uyumlu olmadığı belirtildi. Açıklamada, AB’ye üye adaylığının hukuk devleti ve temel haklara eksiksiz uyulmasını öngördüğüne dikkat çekildi. Türkiye’nin üye adaylığı 1999’da kabul edilirken 2005’te müzakerelere geçildi. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir de 14 Ara

DER SPIEGEL: “ERDOĞAN, GÜLEN TARAFTARLARINA KARŞI HAREKETE GEÇİLECEĞİNİ AÇIKLAMIŞTI”

Resim
Der Spiegel dergisi, “Erdoğan, iki gün önce zaten Gülen taraftarlarına karşı harekete geçileceğini açıklamıştı” diye yazdı. Alman Der Spiegel dergisi, ‘Ülke genelinde operasyon’ başlığını kullandığı haberinde, “Türk polisi Gülen taraftarlarına karşı harekete geçti. Polis, Erdoğan’ın rakibi olarak bilinen Gülen’in taraftarlarına operasyon düzenledi ve çok sayıda gözaltı var deniyor. Polis, Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesine operasyon düzenledi. Erdoğan operasyondan iki gün önce zaten Gülen taraftarlarına karşı harekete geçileceğini açıkladı” şeklinde kaydetti.

AFP: “MUHALİFLERE SEÇİM ÖNCESİ YAPILAN BASKINLARIN SONUNCUSU”

Resim
AFP, “Operasyonlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın muhaliflerine seçimi öncesi yapılan baskınların sonuncusu” dedi. Fransız haber ajansı AFP, “Cemaate karşı 13 ilde başlatılan eş zamanlı operasyonlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın muhaliflerine seçimi öncesi yapılan baskınların sonuncusu. Pazar sabahı erken saatlerde başlatılan geniş kapsamlı operasyonlar, başta yaşamını ABD’de sürdüren Fethullah Gülen olmak üzere Erdoğan’ın rakiplerine karşı yürütüldü” ifadelerini kullandı.

LE MONDE: “OPERASYON, GÜLEN HAREKETİNE YÖNELİK YÜRÜTÜLEN HÜCUMUN ARTMASI ANLAMINA GELİYOR”

Resim
Le Monde gazetesi, “Medyaya yönelik gerçekleştirilen operasyon ve gözaltılar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gülen hareketine yönelik yürütülen hücumun artması anlamına geliyor” dedi. Fransız Le Monde gazetesi, “Muhalif medyada gözaltı dalgası. Ülkenin başlıca günlük gazetelerinden Zaman’ın Genel Yayın Yönetmeni polis tarafından gözaltına alındı. Türkiye’nin 13 ilinde gerçekleştirilen operasyonlarda Gülen hareketine yakın medya kuruluşları hedef alındı. Medyaya yönelik gerçekleştirilen operasyon ve gözaltılar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gülen hareketine yönelik yürütülen hücumun artması anlamına geliyor” diye yazdı.

WALL STREET JOURNAL: “BASKIN, HAZİRAN SEÇİMİ ÖNCESİ İKTİDAR ÜZERİNDEKİ KONTROLÜ SIKILAŞTIRMA ÇABASI”

Resim
Wall Street Journal gazetesi, cemaate yakın medya kuruluşlarına operasyonla ilgili, “ABD merkezli din adamı Gülen’in destekçilerine yönelik baskın, Haziran seçimi öncesi iktidar üzerindeki kontrolü sıkılaştırma çabası olarak görülüyor” diye yazdı. Amerikan Wall Street Journal, “Türkiye, Cumhurbaşkanının rakibine bağlı 27 kişi gözaltına aldı. ABD merkezli din adamı Gülen’in destekçilerine yönelik baskın, Haziran seçimi öncesi iktidar üzerindeki kontrolü sıkılaştırma çabası olarak görülüyor. Polis, Haziran seçimleri öncesi cumhurbaşkanının siyasi rakiplerinden birine yönelik yeni baskılar sinyalini vererek Türkiye’nin en çok satan gazetesinin editörü ve diğer bazı tanınmış kişileri gözaltına aldı. Gözaltılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eskiden müttefiki şimdi düşmanı olan ve cumhurbaşkanı tarafından hükümeti devirmeye çalışmakla suçlanan ABD merkezli Türk din adamı Fethullah Gülen arasındaki savaşta son top atışı” dedi.

FINANCIAL TIMES: “BASKIN, 17 ARALIK YOLSUZLUK OPERASYONUNUN YILDÖNÜMÜNDEN BİRKAÇ GÜN ÖNCE GERÇEKLEŞTİ”

Resim
Financial Times gazetesi, Gülen’e yakın medya kuruluşlarına gerçekleştirilen baskının 17 Aralık yolsuzluk skandalı operasyonun yıldönümünden sadece birkaç gün önce gerçekleştiğini kaydetti. İngiliz Financial Times gazetesi, “Hükümet karşıtı medya kuruluşlarına yapılan polis baskınında aralarında Türkiye’nin en çok satan gazetelerinden birinin editörü olmak üzere 20’den fazla gazeteci gözaltına alındı. Avrupa Birliği’ne giriş sürecini etkileyebilecek söz konusu baskın Avrupa Birliği tarafından sert bir dille eleştirildi. Baskın, hükümet bağlantılı kişilere yönelik yapılan 17 Aralık yolsuzluk skandalı operasyonun yıldönümünden sadece birkaç gün önce gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, operasyonu, Gülencilerin darbe girişimi olarak yorumladı. Ancak Gülen Hareketi Erdoğan’ın iddiasını yalanladı. Gülen ile hükümet arasındaki ilişkilerin kopmasından önce büyük sayıda Gülen destekçisi Türkiye’de polis teşkilatı, savcılık ve yargı sistemi içerisinde bulunuyordu” şeklinde kaydetti.

TIMES: ”ERDOĞAN, KENDİSİNİ DEVİRECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜ İNSANLARA GÖZ AÇTIRMIYOR”

Resim
Times gazetesi, “Erdoğan, kendini devireceğini düşündüğü insanlara karşı göz açtırmıyor” dedi. İngiliz Times gazetesi, “Türk gazetesinin editörü televizyon kanalında göz altına alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendini devireceğini düşündüğü insanlara karşı göz açtırmıyor.13 ayrı şehirde yapılan baskında gözaltına alınan 23 kişi arasında Zaman gazetesinin editörü Ekrem Dumanlı da bulunuyor. Gözaltına alınanların tümünün Nur Cemaati lideri Fethullah Gülen ile ilişkisi bulunan medya kuruluşları olduğu düşünülüyor” şeklinde kaydetti.

GUARDIAN: “BASKIN, GEÇEN ARALIK AYINDAKİ YOLSUZLUK SKANDALININ ARKASINDAN GELDİ”

Resim
İngiliz Guardian gazetesi, baskının geçen yıl aralık ayında Erdoğan’ın en yakın ortakları ve ailesini hedef alan yolsuzluk skandalının arkasından geldiğini yazdı. Guardian, “Türk polisi Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına yaptığı planlı baskında en az 23 kişiyi gözaltına aldı. Baskınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen’in destekçilerine yönelik yeni bir operasyon yapılacağı açıklamasının ardından geldi. Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen’e karşı yapılan baskın, geçen yıl aralık ayında Erdoğan’ın en yakın ortakları ve ailesini hedef alan yolsuzluk skandalının arkasından geldi. Skandalın ardından Erdoğan gaddar bir şekilde yanıt vererek binlerce polis memurunu görevden aldı, savcıların görev yerlerini değiştirdi. Savcılar ise yolsuzluk skandalı suçlamalarını bu yıl düşürdü” ifadelerini kullandı.

BBC: “GÖZALTILARIN ZAMANLAMASI MANİDAR”

Resim
İngiliz yayın kuruluşu BBC, Fethullah Gülen ile bağlantılı gazete ve televizyonlara düzenlenen baskınların zamanlamasının manidar olduğunu bildirdi. İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Türk polisi Fethullah Gülen ile yakın ilişkisi bulunan gazete ve televizyonlara düzenlediği baskında en az 23 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar yasadışı organizasyon kurmak ve hükümeti ele geçirmeye teşebbüs ile suçlanıyor. Bu gözaltıların zamanlaması tesadüf değil. Yaklaşık bir yıl önce Türkiye’nin modern tarihinin en büyük yolsuzluk skandalı patladı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, beyin takımı ile birlikte hedef alındı. Dört bakan istifaya zorlandı. Hükümetin bu skandaldan aklanacağına inanılmıyordu. Olağandışı bir şekilde Erdoğan bu işi geriye döndürmesini bildi ve paralel devlete savaş ilan etti” dedi.

Alev Alatlı, çürüyen burjuva modernizmi ve rödovansçılık...‏

Resim
Alev Alatlı CNN'de " Aklın egemenliğine dayalı Aydınlanma projesi başarısız oldu. Bugün Batı medeniyeti çöküş içinde" buyurdu. Ve Tayyip Erdoğan'a bu kez de " büyük bir Rönesans'çı" payesi yakıştırdı. Bir kaç cümlede bile birbiriyle çelişmeyen iki kelimeyi biraraya getiremeyen Alatlı, bence Cumhurbaşkanlığı ödülünü fazlasıyla hak etmiş... Biz bu yazıda Alatlı'nın bu sözlerinden esinlenerek aydınlanma, modernizm, post-modernizm, Avrupa merkezcilik kavramlarına ilişkin ve postmodern düşünceyi bayrak yapmış aydın ve siyasetçilerin temsil ettikleri tarihsel ve siyasal konum hakkında "tezler" halinde yaklaşımımızı ortaya koymaya çalışacağız. 1- Avrupa Merkezli bakış açısının biz de ve dünyada egemen olması, Batı'nın daha önce yarıştığı ve hatta gerisinde kaldığı Doğu 'ya galebe çalmasının ürünüdür. Batının doğuya sağladığı galibiyetin felsefi-düşünsel arka planında insanlığa "aklını kullanmaya cesaret et" çağrısı yapan A