Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Beyazıt Öztürk (Beyaz) Niçin Özür Diledi?

Beyaz'ın özür dilemek zorunda kalması Türkiye'e adım adım faşizan bir diktatörlüğe gidildiğini tescil eden son örnek olmuştur sadece... Ayşe öğretmenin yaptığı konuşmada hiç bir suç unsuru olmadığı, terör propagandası yapılmadığı aşikardır...Aksine o konuşmada bölgede gerçekleşen kör bir terörün varlığına dikkat çekilmiştir yalnızca....Çocuklar ve siviller öldürülüyor demiştir Ayşe öğretmen, hepsi bu...Bunu polis, devlet yapıyor dememiştir örneğin... Ama nedense hükümet/polis bunu üzerine alınmıştır. Faşizm aklın ve vicdanın teslim alınmasıdır öncelikle. İnsanlara neler söyleyemeyeceğinin (yasalara aykırı olmasa bile) baskı ve sindirme ile hatırlatılmasıdır sürekli olarak... Ayşe öğretmen BURADA ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜYOR...ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜYOR diye haykırırken insanlık zaviyesini tümden kaybedenler, "Bu kadını neden susturmadı" diyerek, Beyazıt Öztürk'ü' hedef ve kurban seçmişler ve onun üzerinden tüm muhalif seslere gözdağı vermek istemişlerdir. Artık söyle

SEYMEN GELENEĞİ: KURTULUŞ SAVAŞI VE CUMHURİYET

Resim
Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet ve Ankara diyince ilk akla gelenlerden biri de Seymenlerdir. 27 Aralık 1919'da Atatürk Dikmen sırtlarından Ankara'ya geldiğinde onu ilk karşılayanlar arsındadır Seymenler. Mustafa Kemal'i "Paşam seni görmeye geldik, bu vatan uğruna ölmeye geldik" diyerek coşku ve inançla karşılayan Seymenler, böylece hem Ankara'nın başkent ilan edilmesi sürecine ve hem de yeni Cumhuriyetin temeline harçlarını katmışlardır. Seymen nedir? Seymen, Ankara ve çevresinde yaygın olarak Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir... "Seymen" kelimesinin etimolojik kökenine ilişkin olarak günümüze değin çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan en yaygınına göre "Seymen/ Seğmen" terimi Farsça bir ifade olan "segban" ile ilişkilendirilmekte ve "bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit" olarak tanımlanmaktadır (bkz. TDK Sözlüğü, 1998). Seymen teriminin b

Bir Kızılay Düşü Olmalı...

Resim
Bir kentin merkezi o kentin kimliğini ve kişiliğini gösterir. O kentin tarihsel mirasının ve dokusunun en önemli vitrinidir. Dışarıdan bakanlar önce ve öncelikle buradan bakarlar kente. Bir ülkenin başkenti ise çok daha özeldir. Zira başkent o ülkenin tarihinin, kültürünün, siyasal rejiminin kentsel bir simgesi gibidir. Ve tüm bu özellikler en çok o başkentin merkezinde ve meydanlarında kendini dışa vurur. Zamanla çökertilen Ulus ve Kızılay... Cumhuriyet’in başlarında Ankara böyle bir anlayışla inşa edilmeye başlanmıştı. Ulus ve sonra Kızılay Ankara’ya merkezlik yaptılar. Ulus büyük bir meydanın yanı sıra pek çok önemli yapısıyla, anıt ve heykelleriyle, eski TBMM binasıyla, Ankara Palas vb. binalarıyla gerçek bir başkent merkezi iken, zamanla büyük bir çöküş yaşadı. Bugün aynı akıbeti Kızılay yaşıyor. Yenişehir’den Çankaya’ya uzanan bir alanda yeniden inşa edilen modern Ankara’nın, yeni kent merkezi olarak ortaya çıkmıştı Kızılay… Ünlü binaları, pasajları, lokantaları ve otelleriy

Başkent İçindeki Başkent Çankaya...

Çankaya'nın Tarihi Çankaya ilçesinin tarihi Ankara’nın genel tarihinden ayrılmasa da onun gerçek tarihi Cumhuriyet’le başlar. Milli Mücadele’nin ilk günlerinde Çankaya, bağ ve bahçeleri ile yayla görüntüsündeydi. Çankaya asıl gelişimini Cumhuriyet'le birlikte yaşadı. Türkiye Devleti’ni tanıyan ülkeler, elçiliklerini İstanbul’dan Çankaya’ya taşıdılar. Böylece Yenişehir ve Atatürk Bulvarı doldu; Sakarya ve İzmir Caddelerine taştı. 1950’li yıllardan sonra Ankara yoğun iç göç sonrasında gecekondularla çevrelendi. Bundan da en büyük payı Çankaya ilçesi aldı. Çankaya, 9 Haziran 1936’da merkez ilçe yapıldı. Çankaya'nın bugün 17 semti, 124 mahallesi ve 3 köyü vardır. 2014 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 913.715’tir. Köyleriyle birlikte bu rakam daha da artmaktadır. Fakat Çankaya’nın Ankara’nın diğer metropol ilçelerinden farkı, gündüz nüfusunun 2 milyonu aşmasıdır. Zira Ankara’nın sosyal, kültürel, siyasi ve ticari hayatına yön veren kuruluşların önemli bir bölümü Çankaya

Ankara'da iki sanatsal anıt: CSO ve Opera

Resim
Kültür ve sanat son zamanlarda pek itibar edilmeyen alanlar haline dönüşse ve bu alanda ciddi gerilemeler yaşansa da, Ankara ve özellikle Çankaya hala çok önemli kültür ve sanat merkezi konumunu korumaktadır. 100’den fazla sanat galerisinde her akşam en az birkaç sergi açılışı yapılır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Opera ve Balesi ve Devlet Tiyatroları sahneleri, sanatseverler için her gece birbirinden farklı pek çok seçenek sunar. 2011 verilerine göre Ankara’da 42 kütüphane, 50 müze, 2 opera ve bale salonu, 28 tiyatro salonu, 174 sinema salonu bulunmaktadır. Biz bu sayımızdaki yazımızda Ankara'nın kültür sanat hayatı açısından adete simgesel öneme sahip iki önemli kurumu, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Ankara Opera Sahnesini dünü, bugünü, mimari yapısı ve Ankara kimliği açısından taşıdığı değerleri ele almaya çalışacağız. CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI Türkiye`de çok sesli müziği tanıtma, sevdirme, Türk bestecilerin eserlerini yurtdışında seslendi