MARKO PAŞA

Neo liberalizmin yarattığı sonuçların en önemlilerinden birisi siyasetin merkezini işlevsizleştirmesi, merkezkaç eğilimleri güçlendirmesidir. Türkiye'de ise bu kriz çok daha belirgindir. 12 Eylül rejimi, seçim barajlarıyla, yüzde 30 oyla tek parti iktidarını mümkün kılan hukuksal düzenlemeleriyle, iki partili bir meclisi ve tek partili bir iktidarı hedefledi. Düşünülen ABD'deki gibi biri merkez sağ biri merkez sol olan iki partiyi güçlendirerek daha "istikrarlı" bir siyaset alanı inşa etmekti. Tarihin ironisi bir kez daha devreye girdi. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Varılan yer hedeflenenin tam zıttı oldu. ANAP iktidarları bu merkez parçalanmasının ilk önemli işaret fişeğiydi. ANAP "dört eğilimi birleştirme" iddiasıyla dağılma emareleri gösteren merkezi sağda ve tek bünyede yeniden inşa etme girişimiydi. Kısa ve parıltılı döneminin akıbeti siyaseten yok oluş oldu. "DYP-SHP koalisyonu" 12 Eylül'ün ardından klasik merkez siyaset aktör

Posta yazarı Oral Çalışlar‘Metal yorgunluğu’nun iç sarsıntıları" başlıklı yazısında güncel bir örnekten hareketle AKP içindeki halet-i ruhiyeye ayna tutan bir yazı kaleme almış... Yazı Erdoğan'ın AKP içine yönelik "metal yorgunluğu", "birbirine çalım atma", "sevgisizlik" gibi tanımlamaların arka planına da ışık tutuyor... "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği (AK Parti saflarındaki) "metal yorgunluğu", zaman zaman parti içi gerilimin tırmanması anlamına da geliyor. İç sıkıntılar, bazen şiddetleniyor ve ağır suçlamalar ortaya çıkıyor. AK Parti Ankara milletvekili Aydın Ünal, dünkü yazısında bu tür suçlamaların yol açtığı tahribata dikkat çekmiş: "Kimden para alıyorsa onun düdüğünü çalan, çok hızlı manevra yapabilen, 'dünya yıkılsa enkazını satıp yine de kazanan' bir lejyoner ve haşerat güruhunun kutlu yürüyüşün ahlaki zeminine ciddi tehdit teşkil ettiğini vurgulamaya çalıştım. Ben de, benimle aynı kayg

Saygı Öztürk Sözcü'deki   " Deniz Kuvvetleri’nde deprem" başlıklı yazısında   " ilk kez siyaset ağırlıklı Yüksek Askeri Şûra gerçekleşti"değerlendirmesi yaptı.Öztürk kendisinden kıdemli ve yüksek rütbede komutanlar bulunmasına rağmen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bir korgeneral atanmasının da yine bir ilk olduğunu yazdı. Öztürk yazısında " 3 yıllık rütbe bekleme süresini doldurmadığı için yasa gereği emekli edilemeyen Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele ile Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Şükrü Korlu istifa dilekçesi verip siyasete sorun çıkarmadı. SÖZCÜ’nün görüştüğü bazı komutanlar da bir oramiralin, kendisinden düşük rütbede, kıdemde bulunan komutanın emrinde çalışmasının uygun olmadığını, iki komutanın da istifa ederek kendilerine yakışanı yaptıklarını belirttiler." dedi.   Darbeyi kim durdurdu?, Nedim Şener, Posta... Şener başlığa çıkardığı soruya "Halk" cevabını veriyor. Darbecilere karşı ilk uçağın gece 4 civ

İran’ın petro kimya ürünlerinin ihracatında Türkiye ile sorun yaşadığı, Türkiye’nin engel çıkardığı öne sürülüyor. İran’ın petro kimya ürünlerinin ihracatında Türkiye ile sorun yaşadığı, Türkiye’nin engel çıkardığı öne sürülüyor. Fars haber ajansı, ‘Petro Kimya Ürünleri Engellendi. İran’dan Türkiye Gümrük Kurumuna Tepki’ başlığı ile verdiği haberde, “İran gümrük kurumu, petro kimya ürünlerinin ihracatı yolunda engel çıkaran Türkiye’ye itiraz etti” dedi. Haberde Fars’a konuşan İran Gümrük Kurumu Uluslararası İşler Bürosu Başkanı Hüseyin Kahki, Türkiye’nin İran’ın petro kimya ürünlerinin ihracatı yolunda engel çıkarmasının ardından iki ülkenin ortak ekonomik komisyonuna bir itiraz mektubu yazdıklarını, İran Dışişleri Bakanlığı’nın da Türk tarafı ile sorunun çözümü için yazıştığını belirtti. Kahki, İran’ın petro kimya ürünlerinin Türkiye’ye girişi konsolosluk onayına endekslendiğini söylediğini açıklamalarında Türkiye yetkili

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Ankara’da Mart 2017’den beri Ankara’da en az dört kişinin kaçırılmasıyla ilgili acil soruşturma açılması çağrısı yaptı. Örgüt, üçü KHK ile ihraç edilen bu kişiler için Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e mektup gönderdi. New York merkezli insan hakları kuruluşu Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü/HRW), Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e bir mektup gönderdi. Mektupta, Mart 2017’den beri Ankara’da en az dört kişinin kaçırılması ve ‘zorla kaybedilmesi’yle ilgili acil soruşturma açılması istendi. BBC Türkçe’nin haberine göre, HRW’nin mektubunda, kaçırılan eski bir öğretmenin 42 gün sonra polis tarafından gözaltında tutulduğunun ortaya çıktığı, diğer kişilerin akıbetinin bilinmediği belirtildi. HRW, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1990’lı yıllardaki ‘zorla kaybedilmeler’ nedeniyle Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlatıp şu ifadeleri kullandı: “Bu kişilerin Türkiye’deki güvenlik güçleri veya kolluk

ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının ardından Rusya’nın boru hatlarının geleceği tartışılırken Reuters, Gazprom’un Avrupa’ya yönelik yeni boru hatlarını hızlandırma kararı aldığını yazdı. İngiliz haber ajansı Reuters, “Beyaz Saray, Moskova’nın boru hattı inşaatlarını etkileyecek yaptırımlar uygulamayı düşünmüyor, ancak Rusya’ya yönelik yaptırımlar bu hatların maliyetini artırabilir. Bunun nedeni ise borçlanma maliyetinin artması. Batılı yatırım ortaklarının yaptırımlar nedeniyle projelerden çekilmeyi düşünmesinden endişelenen Kremlin, buna karşılık olarak boru hatlarının inşaatını hızlandırdı” dedi. “Karadeniz’in altından Türkiye’ye ulaşması planlanan Türk Akımı hattını inşa eden İsviçreli şirket Allseas Group, boru hattının Türkiye’de nereye bağlanacağı henüz belli olmasa da Gazprom’un talebi üzerine inşaata hız verdi” diyen Reuters, Gazprom, Avrupa’ya daha fazla gaz ihraç edebilmek için aceleyle Türk Akımı’na paralel ikin

” Avrupa Komisyonu, Türkiye’yle Gümrük Birliği’nin modernizasyonuyla ilgili müzakere ‘AB Konseyi’ne bağlı olduğunu belirtti. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Carlos Martin, Türkiye’yle Gümrük Birliği’nin modernizasyonuyla ilgili müzakereleri başlatma kararını AB Konseyi (üye ülkelerin alacağını) ve Katılım Öncesi Fonlar’ın askıya alınmasının, AB-Türkiye ilişkilerinin genel yaklaşımına bağlı olmaya devam etmesi gerektiğini söyledi. German Press’in konuyla ilgili son yayınlarını yorumlayan Martin, Komisyon’un Türkiye’yle 21 yıllık AB-Türkiye Gümrük Birliği’ni modernize görüşmelerinin başlaması için Konsey’e 21 Aralık 2016’da taslak müzakere yönergesi sunduğunu ve taslak yönergelerin şimdi Konsey’in karar vereceği bir konu olduğunu belirtti. Carlos Martin şöyle devam etti: “AB-Türkiye Gümrük Birliği’ni iyileştirmek Komisyon’un ortak ilgi alanlarından biridir. Komisyon, koşullar elverdiğince olası işbirliğini güçlendirmenin tanımını yapmış

New York Times gazetesi, Çarşamba günü toplanan Yüksek Askeri Şura’nın kararlarına dikkat çektiği haberinde, “Hükümet destekçileri ve laik milliyetçilerin, askeri atamaları olumlu karşıladıkları gibi görünüyor” dedi. Amerika’nın yüksek tirajlı gazetelerinden New York Times, “Atamalar, Nisan referandumundan bu yana en büyük görev değişikliği. Hükümet destekçileri ve laik milliyetçiler, askeri atamaları olumlu karşıladılar gibi görünüyor” diye yazdı. “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü kara, deniz ve hava kuvvetlerinin yeni liderlerini onayladı. Bu da, (Erdoğan’ın) yeni yetkileri elde ettiği, Nisan ayındaki referandumdan bu yana en büyük görev değişikliğidir” diyen ABD’li gazete, “Atamalar, hükümetin geçen yıldaki başarısız darbeye katıldıklarından şüphelenen subay ve sivillere yönelik temizliği devam ettirirken gerçekleşti ancak aynı zamanda bir zamanlar hakim olan Türk ordusu üzerinde sivil kontrolü sağla

"Oramiral Kösele neden DKK olamadı" başlıklı yazısında   Deniz Zeyrek ,Yüksek Askeri Şura toplantısının sürprizinin Oramiral Veysel Kösele'nin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilmemesi olduğunu yazdı. Hürriyet yazarına göre bu sürprizin arkasındaki neden iktidarın, kendisi de İzmir Casusluk Davası vesilesiyle FETÖ mağduru olan Kösele hakkında FETÖ ile etkili mücadele yürütmediği kanaatine sahip olması...   Akif Beki Hürriyet'teki köşesinde yargıdaki yanlış kararlar nedeniyle mahkum olunan tazminatları kararı veren mahkeme heyetinin ödemesi önerisi yaptı." Aynısını haksız tutuklayanlara da bekliyoruz" başlıklı yazısında halihazırdaki düzenlemelere göre terör olayları nedeniyle yaşanan mağduriyetlerde ortaya çıkan tazminat cezalarında devletin bu cezayı o terör olayını gerçekleştirene ya da o kişinin ailesine ödetme yetkisine sahip olduğunu hatırlatan Beki, yazısında " Yarın öbür gün bir  Ali Bulaç ’ın, bir  Murat Sabuncu ’nun,

  Sözcü yazarı Soner Yalçın bugünkü yazısında Işıkçılar Cemaatine dikkat çekiyor. Yalçın, “ FETÖ Taburu” kaybederken Melih Gökçek ve Türkiye Gazetesi neyin peşinde " yazısında son dönemde Melih Gökçek'in Anıtkabir, İller Bankası'nın yıkımı, Güvenpark'a Atatürk heykelini yıkarak Cami yapmak gibi plan ve icraatlarla ulusalcıları tahrik edebilecek konuları peşi sıra gündeme taşımasıyla Türkiye Gazetesi'nin "İkinci Darbeyi Ulusalcılar Yapacak" manşeti arasında bağ kuruyor. Türkiye Gazetesinin başındaki isim Nuri Elibol ile Melih Gökçek'in çok eski ve sıkı ilişkiler içinde olduğu iddiasına yazısında yer veren Yalçın, bu cemaatin kurucusu Hüseyin Hilmi Işık'ın ve bugünkü yöneticisi  Elibol'un asker kökenli olduğunu hatırlatıyor. Soner Yalçın Işıkçıların FETÖ'den sonra ordu içinde en güçlü cemaat olduğunu ve FETÖ'nün de orduyu ele geçirme sürecinde "ulusalcı tehdit" argümanını kullandığını belirterek hükümete YAŞ öncesi ileri

Bylocktan emir almış gibiler" Son günlerde meslektaşları tarafından Cumhuriyet ve Sözcü davalarında itirafçı tanık olarak kilit bir rol oynaması nedeniyle yoğun eleştirilere hedef olan eski Fetullahçı Hüseyin Gülerce , Star'daki köşesinden eleştirilere yanıt verdi.   " A . Hakan, F. Altaylı, Y. Özdil; ByLock mu kullanıyorlar?"başlıklı yazısında Gülerce meslektaşlarını sanki bylock üzerinden emir almış, sanki düğmeye basılmış gibi   organize saldırıya geçmekle suçladı. Gülerce 2013'ten beri FETÖ'ye karşı mücadele verdiğini, bu örgüte karşı en etkili mücadele yürüten üç isimden biri olduğunu yazdı.      " Darbeden altı ay önce: Ordudaki FETÖ'cüler kontrolümüz altında sorun yok" Hürriyet'teki köşesinde "‘Flash disk’in sırrı" başlıklı bir yazı kaleme alan Abdülkadir Selvi, Tuncay Özkan tarafından gündeme getirilen flash diskte yer alan bilgileri şöyle sıralıyor:   “ TSK içindeki subaylar ‘Alevi’, ‘Kürt’, ‘Solcu’, ‘Porno