Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ŞERİF MARDİN’DEN “SOL”A KALAN DERS -2-

Resim
Geçen haftaki yazımızın ilk bölümünde Türkiye'de kır kent çelişkisinin aldığı özel boyutun nedenlerini sorgulamaya başlamıştık. Özetle Kurtuluş savaşına kırın/köylülüğün aktif bir kitlesel katılımının olmamasının ve devrim sonrası dönemde de kırın/köylülüğün devrimin getirilerinden pek düşük düzeyde yararlanırken devrimin zorluklarını önemli ölçüde omuzlamak zorunda kalmasının genelde cumhuriyetle, özelde ise sol ile arasında mesafe oluşmasına yol açtığını belirtmiştik. Dahası solun kır kent çelişkisinin aldığı bu boyutu değiştirmek, kır ile kent arasına yüzü emeğe, çağdaşlaşmaya ve ilerlemeye dayalı bir siyasal   köprü kurmak konusunda başlangıçtan bugüne belirgin bir isteksizlik içinde olduğunu görmekteyiz. Bu isteksizliğin arkasında solun bu sorunu bir köylülük sorunu olarak ele almaktan ziyade bir irtica ve bağımsızlık sorunu olarak ele alması vardır.Yani nedenlerden ziyade sonuçlardan kalkılarak politika oluşturulmuştur.Zaman zaman toprak reformundan, ağa- eşraf

ŞERİF MARDİN'DEN "SOL"A KALAN DERS...1

Resim
  Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Şerif Mardin'in önerdiği "merkez çevre" analizi -bir ölçüde kendisine rağmen- Osmanlı-Cumhuriyet dönemini anlamanın sihirli anahtarı haline getirilmişti. Bir ölçüde kendisine rağmen diyorum zira Şerif Mardin'in yaptığı büyük ölçüde "acaba böyle bir yaklaşımla Türkiye tarihine yaklaşabilir miyiz?" sorusunu sormaktan ibaretti... Merkez çevre analizinin  Türkiye tarihini anlamanın analitik maymuncuğu olarak takdim edilmesi Mardin'e rağmen oluşan bir durumdur. "Bir Devrim Restorasyoncusu: Şerif Mardin" başlıklı yazımda merkez çevre analizinin yöntemsel  eleştirisini yapmış ve siyasal anlamı üzerinde durmuştum. Merkez çevre yaklaşımının, Kemalist devrimi Osmanlıyla ve geleneksel Sünni İslam'la barıştırma çabası olduğuna değinmiştim. Bu "barış" temeli üzerinde de liberal bir restorasyonu amaçlayan boyutuna dikkat çekmiştim. Bu böyle olmakla birlikte, merkez çevre teorisinin hem Cumhuriy

MENZİL'İN DEVLETTEKİ AĞIRLIĞI ARTMAKTAYMIŞ... YAKINDA ABD'Yİ SOLLARIZ...

Resim
Çok yıllar öncesiydi... Uzun bir aradan sonra "memlekete" gitmiştim. 28 Şubat'ın öngünleriydi... Meşhur Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin operasyonları henüz çok daha yeniydi, buradan hatırlıyorum tarihi. O günlerde de tarikatlar mevzusu pek gündemdeydi. İlginç kıyafetleriyle ortalıkta dolaşan Aczimendi Tarikatı ve tarikatın mürşidi Müslüm Gündüz nerdeyse her gün haberlerin değişmez konusu durumundaydı. Memleketimde fiziki yapı anlamında çok fazla değişen bir şey yoktu. Ama sosyal/siyasal yapısındaki değişim gözle görülür nitelikteydi. Sanki zaman tünelinde geçmişe yolculuk yapmış gibiydim. Annem ve babamın, yakın akrabalarımın siyah beyaz fotoğraflarında , üstelik de 1960'lı yılların başlarında, kadınların hepsi birer Belgin Doruk, erkeklerin hepsi birer Ayhan Işık'tı sanki... Oysa 1990'ların ikinci yarısında yaptığım bu ziyaret sırasında gördüm ki,   erkekler giderek Müslüm Gündüz'e kadınlar da giderek Fadime Şahin'e benzemekte

BİR DEVRİM RESTORASYONCUSU*:ŞERİF MARDİN...

Resim
Şerif Mardin'in vefatının ardından pek çok yazı yayınlandı. Akademik ve siyasi önemi düşünüldüğünde daha da çoğunu hak etmektedir. Muhtemelen önümüzdeki gün, hafta ve aylar içinde hakkında yazılmaya devam edilecektir. Etmelidir de... Zira Şerif Mardin yazdıklarıyla dünü anlamamızda kısmen ama bugünü anlamamızda ise çok önemli bir akademik/siyasal kişiliktir. Şerif Mardin'in iyi bir akademisyen ve çok iyi bir liberaldir.Liberal Forum Dergisi yazarlığının yanı sıra  Hürriyet Partisi'nin  Genel Sekreterliğini yapmış ve 1994 yılında kurulan Yeni Demokrasi Hareketi’nin kurucu üyeleri arasında  yer almıştır. Mardin'in akademik çalışmaları da bu kimlikten azade ele alınamaz.  Mardin'in külliyatı liberal bir siyasal/toplumsal dönüşüm hedefinin  programatik ideolojik altlığı gibidir.Bunu görmeden Mardin hakkında yapılan soyut akademik analizler bize gerçekliğin kendisini değil gölgesini sunarlar ancak. Mardin'in çalışmalarını yürüttüğü dönem Kemalizm'in

Sosyalist Politika ve Adalet Eylemleri... "CHP DİBİNE KADAR BİR DÜZEN PARTİSİDİR AMA..."

Resim
  Bir süredir yazılarımı CHP'nin daha atak, daha eylemci bir söylem ve pratiğe yönelmesinin siyasal anlamını analiz etmeye ayırıyorum.Bu yönelimin ne kadar sahici ve derinlikli olduğu, ne tür riskler ve olanaklar barındırdığı sorularını kendi penceremden cevaplamaya çalışıyorum. Yazdıklarım kuşkusuz ki  Kürt siyasal hareketiyle sosyalist/devrimci akımları da yakinen ilgilendiriyor. Doğal olarak bu kesimlerden olumlu veya eleştirel geri dönüşler, yanı sıra da meraklı sorular alıyorum. Zaten yazmayı düşünmekteydim. Bu geri dönüşler ve sorular üzerine bu planımı erkene çekmeye karar verdim. Önümüzdeki bir kaç yazı bugünün sosyalist politika olanaklarına ilişkin olacak... CHP'nin son süreci üzerinden bu tartışmayı yürütmek ise hem kolaylık sağlayacak hem de gündemle bağlantılı kalmamıza hizmet edecek... Birinci soru:CHP bir düzen partisi (değil) midir? Düzen partisi tabiri kapitalizmin sınırları içinde olmayı anlatıyorsa, ki öyledir, CHP elbette ve dib

İKİ CHP YA DA İKİ CUMHURİYET...

Resim
Adalet Kurultayı'nın ardından özellikle "sol" hassasiyeti olduğunu bildiğimiz yazarların yaptığı değerlendirmelere baktığımızda iki ortak eleştirel noktanın öne çıktığını görüyoruz. İlki CHP'nin sağcı söylemle güç kazanma stratejisindeki ısrarı, ikincisi de bugünkü olağandışı siyaset atmosferini en azından hak ettiği ölçüde hesaba katmayarak bütün hesabını 2019 seçimleri üzerine kuran yaklaşımı... Alkol tartışmalarında gösterilen sağcı tavır... Bir yandan eylemden direniş hakkından söz ederken, diğer yandan tabana yönelik "rahat olun, işi bize ve seçime bırakın" içerikli söylem ve tutumlar CHP'den beklenti içinde olan  her kesimde ciddi bir rahatsızlık yarattı... CHP'de az çok değişim, ataklık, mücadele arzusu ve kararlılık emarelerinin görüldüğü  -ve dolayısıyla umutların da artışa geçtiği- bu son aylarda CHP'nin bu iki alandaki tutumunda bir değişim olmadığını görmek, burukluktan öfkeye uzanan yeni bir umut  kırılmasına yol açmış g