MARKO PAŞA

  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava başvuru sayısında yıllardır Rusya’nın ardından ikinci gelen Türkiye, 2013 bilançosunda beşinci sıraya geriledi. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’nin aktarımına göre,   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuru sayısında son yıllarda Rusya’nın arkasında devamlı 2’nci sırada gelen Türkiye, 2013 yılında 5’inci sıraya geriledi. AİHM başkanı Lüksemburglu yargıç Dean Spielmann, mahkemenin 2013 bilançosuyla ilgili istatistikleri bugün Strasbourg’da düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı. Dean Spielmann, Mahkemenin 2012 bilançosu hakkında geçen yıl Ocak ayında düzenlediği basın toplantısında “Başarımızın kurbanı olduğumuz formülü artık güncelliğini kaybetmiştir” şeklinde konuşmuştu. Bu ifadeler 2013 yılında da geçerliliğini korudu, hatta sağlamlaştı. AİHM gündemindeki dava başvurusu sayısında 2012 yılı sonunda ilk defa azalma gözlemlenmiş ve Mahkeme o yılı 128 bin 100 dava başvurusuyla kapatmıştı. Bu rakam 2...

  Independent gazetesi haberinde “Türkiye’deki kamplarda toplanan cihatçılar Avrupa’da yeni vahşetler planlıyor” dedi. Independent gazetesi dün İsrail ordusunda askeri istihbarattan sorumlu olan Tümgeneral Aviv Koçavi’nin, Türkiye sınırları içerisinde üç El Kaide kampı bulunduğu yönündeki açıklamasına yer verdiği haberinde “Türkiye’deki kamplarda toplanan cihatçılar Avrupa ‘da yeni vahşetler planlıyor” yorumunu yaptı. İngiliz Indipendent gazetesinin haberinde şöyle denildi: “İstihbarat kaynaklarına göre Suriye’de faaliyet gösteren El Kaide grupları Türkiye’nin güneyinde üç üs kurdu. Kampların detayları dün İsrail askeri istihbaratının başındaki Tümgeneral Aviv Koçavi tarafından ifşa edildi.Tel Aviv’deki bir güvenlik konferansında konuşan Koçavi, Türkiye’nin güneyinde, Suriye sınırı yakınlarındaki üç El Kaide üssünü bir harita üzerinde işaret ederek gösterdi”. Avrupa ve ABD ‘den genç Müslümanların savaşmak üzere Suriye’ye geldiğini yazan gazete , ABD ve İngil...

”   Türkiye, Brezilya, Arjantin, Rusya, Endonezya ve Güney Afrika ekonomilerine dikkat çektiği haberinde, Arjantin’den Türkiye’ye siyasetçilerin kurları korumak için müdahalelere gitmelerinin yeni bir kargaşa yaratabileceği yolundaki kaygıları artırdığını yazdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son olarak İran’a giderken yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın faizleri artırmasından rahatsız olduğunu belirttiğini hatırlatan İngiliz Financial Times gazetesi, “ Erdoğan’ın yorumları ve teşvik ettiği söylem, cari açığı düşürerek ülkenin mali kırılganlığını azaltmayı hedefleyen, hükümet ve Merkez Bankası arasındaki herhangi bir ortak çabaya karşı çıkışı vurguluyor. Arjantin’den Türkiye’ye siyasetçilerin kurları korumak için müdahalelere gitmelerinin yeni bir kargaşa yaratabileceği yolundaki kaygıları artırdı” şeklinde kaydetti.

    Economist dergisi, Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte ülkeleri kapsayan geniş bir kriz ihtimaliyle ilgili bir neden bulunmadığı belirttiği haber analizinde, “Gelişmekte olan piyasalarla ilgili kriz için bir neden yok”. İngiliz Economist dergisi ‘Panik Yapmayın’ başlıklı haberinde, “Ortada kriz için bir neden olmamakla birlikte gergin yatırımcılar neden yaratabilir. Bir merkez bankası gece yarısındaki bir acil toplantıdan sonra faiz oranlarını ikiye katlar. Bir ülke, döviz rezervlerinin giderek azalmasıyla büyük bir devalüasyonun içine doğru zorlanır. Türkiye ve Arjantin’deki son olaylar, 1997-1998’deki gelişmekte olan piyasalar krizinin erken dönemlerinin ürkütücü yankılarına sahip. O felaket Tayland’da izole edilmiş problemlerle başladı. Ancak yatırımcıların gelişmekte olan piyasalardaki tüm varlıklarını terk etmesi, kurların çökmesi, ekonomilerin birdenbire düşmesi ve dış borçların ödenemezliğinin ispatlanmasıyla bu, genel bir çöküntüye dönüştü. 2014 bir...

New York Times gazetesi, tahvil yatırımcılarının Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerden çekilmeye başladığını ve bunun daha geniş ekonomik etkilerinin keskin olabileceğini yazdı. New York Times gazetesi, Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) son güncelleştirilmiş verilerine dayandırdığı haberinde, “ Küresel tahvil yatırımcıları Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerden çekilmeye başladı. IIF’nin özel sermaye girişlerinde düşüşün 2013 yılında yüzde 1, 2014 yılında ise yüzde 3 düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Yükselen ekonomilere yılda akan 1 trilyon dolar dikkate alındığında bu verilerin pek öyle bir panik ima etmedi. Ancak verilere daha dikkatli bakıldığında, devam etmesi durumunda, Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika’dan oluşan ve büyüme hedeflerini finanse etmek için en çok yabancı borç verenlere dayanan kırılgan ülkeler kulübü için ciddi bir kaygı oluşturması gereken bir trend gözler önüne seriliyor” şeklinde kaydetti. “Yükselen piyas...

  Wall Street Journal gazetesi, Türkiye’de yapılan son bir kamuoyu yoklamasının, önceki anketlere göre Erdoğan’a verilen destekte daha büyük bir erozyonu yansıttığını yazdı. Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Türkiye Merkez Bankası’nın kilit faizini   bir kat artırarak yüzde 10’a yükseltmesine neden olan lira hızlı düşerken Perşembe günü yayınlanan Metropol anketinin Erdoğan’ın kamuoyu desteğini kaybetmeye başladığını gösterdiğini ifade ettiği haberinde, “Aralık ayında yüzde halkın Erdoğan’a desteği yüzde 48’ken Ocak ayında yüzde 39’a geriledi. Sayın Erdoğan, ülkenin   en popüler politikacısı olmayı sürdürürse de kamuoyu yoklaması, önceki anketlere göre daha büyük bir destek erozyonu yansıtıyor” diye yazdı. “Seleflerinin sağlayamadığını ekonomik istikrarı tesis ederek 10 yılı aşkın bir süre Türk siyasetine hakim olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kritik seçimler yaklaşırken bir mücadele ile karşı karşıya” diyen ABD’li gazete, “Türkiye’nin ekonomik görü...

New York Times gazetesinin köşe yazarı Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların gelişmekte olan ekonomilere ‘bulaşma riski’ taşıdığı belirterek, “Ve şimdi herkes, Türkiye’nin sorunlarının dünyanın gelişmekte olan ekonomilerine bulaşmasından endişeli” diye yazdı. New York Times gazetesinin köşe yazarı Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, “Ekonomide yaşanan diğer gelişmeler düşünüldüğünde, şu an son ihtiyacımız olan şey, zaten siyasi çalkantılarla sarsılan bir ülkede yeni bir ekonomik krizin patlak vermesiydi. Şu doğru ki, ekonomisi sadece Los Angeles’ınki kadar büyük olan Türkiye’de yaşananların doğrudan etkileri çok geniş çaplı olmayacak. Fakat o korkutucu ‘bulaşma’ sözcüğünü duymaya başladık; bir zamanlar Tayland’daki krizin Asya’ya, daha yakın zamanda da Yunanistan’daki krizin Avrupa ‘ya yayılmasında görüldüğü türden bir ‘bulaşma’ bu. Ve şimdi herkes, Türkiye’nin sorunlarının dünyanın gelişmekte olan ekonomilerine bulaşmasından endişeli” ifade...

  Reuters, Sarıgül ve CHP’nin İstanbul Fatih’te devrim yapmak istediğini yazdı CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül’ün Fatih Kocamustafapaşa’daki mitingini izleyen İngiliz Reuters Haber Ajansı, “Türkiye’nin politik görünümünü değiştirmesi muhtemel seçimler öncesi, muhalefet, AKP’nin kalesi ve ülkenin en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul için savaşıyor Mustafa Sarıgül’ün Fatih’te miting düzenlemesini Erdoğan’a mesaj olarak niteleyen Reuters, “İstanbul’un tarihi kalbi olan ve tutucu kesimin bulunduğu Fatih’te, Sarıgül’ün partisi CHP devrim yapmayı umuyor” ifadelerini kullandı. İstanbul gibi batıya dönük şehirlerde dahi ‘kırılma’ başladığına vurgu yapan Reuters, Erdoğan’ın özel hayata müdahalelerinden örnekler verdi. Sarıgül’ün her kesimi kucakladığını vurgulayan ajans, Sarıgül’ün “Ben bütün inançlara saygı duydum ve sekülerizmi koruyan herkese saygı duydum. CHP tüm insanları ve halkın her zümresini kucaklıyor” şeklindeki sözlerini de ak...

  TKP’nin programdaki net perspektifine ve stratejisine karşın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki örgütlenme ve eylemi son derece karmaşık bir görüntü arz etmektedir. Gerek TKP’nin çok parçalı yapıdan tek bir örgütlenmeye geçmeye yeni başlayan, dolayısıyla bu dağınıklığın etkilerini henüz bütünüyle aşamamış bir parti olmasının; gerekse de ulusal kurtuluş savaşına katılan bazı yerel çete güçleriyle kurulmaya çalışılan ittifak politikasının ve   bütün bunların yanı sıra Kemalizme şartlı desteğin ve Türk-Sovyet ilişkilerindeki olumlu seyrin, bu karmaşık görüntünün oluşmasında belirleyici etkileri vardır. Tüm bu nedenlerle   farklı sosyalist kanalların birbiriyle ilişkilerinin, yine sosyalist hareketin çete güçleriyle ve Kemalist örgütlenmelerle ilişkilerinin ne düzeyde olduğunu, nerede başlayıp nerede bittiğini saptamak son derece zorlaşmaktadır. Bütün bu karmaşık görüntüden anlaşıldığı üzere, gerçekleşen birlik kongresine karşın, TKP’nin Kurtuluş Savaşı yıllarındaki faa...

bunca gürültü içinde tek şarkı senin sesin bunca karanlık içinde ay gibi parlar yüzün

DEUTSCHE WELLE: “PİYASALARDA TANSİYON YÜKSEK” Deutsche Welle, Türkiye’de Merkez Bankası’nın faiz artırımı kararının yankılarını sürdüğünü belirttiği haberinde, Uzmanların piyasalarda istikrarın sağlanması için bu adımı siyasi reformların izlemesi gerektiği uyarısını yaptığını kaydetti. Alman kanalı ayrıca, “Genç sanayi ülkelerindeki döviz çıkışı devalüasyon baskısını arttırdı” dedi. Piyasalarda tansiyonun yüksek olduğunu ifade eden Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, “Döviz ihaleleri ile Türk Lirası’nın döviz karşısında değer yitirmesinin önüne geçemeyen Merkez Bankası en etkili araçlarından biri olan faizi kullandı. Genç sanayi ülkelerindeki döviz çıkışı devalüasyon baskısını arttırdı. Dalgalanmalarda en çok FED’in politikaları etkili oluyor.   Türk Lirası son bir yıl içerisinde dolar ve Euro karşısında neredeyse dörtte bir oranında değer kaybetti. Yine de bu tür bir faiz artırımı az rastlanan bir durum. Normalde, merkez bankalarının faiz oranlarını yarım puanlı...

DAILY TELEGRAPH: “KÜRESEL BİR DEFLASYON ŞOKU YAŞANABİLİR” Daily Telegraph gazetesi, Türkiye ve bazı gelişmekte olan piyasalardaki faizleri yükseltmesi adımı,   Amerikan Merkez Bankası’nın aylık tahvil satın alma programında yeni kesintiye gitmesi ve Çin ekonomisindeki sorunlar dahil dünya ekonomisinde yaşanan son gelişmelerin ele alındığı analizinde deflasyon uyarısı yaptı. İngiliz Daily Telegraph gazetesi, “Dünyanın yarısı bir deflasyon tuzağından sadece bir kaza uzaklıkta” dediği haber analizinde, “Ülkeler güçsüzlüğe sürükleniyor ve bunun devam etmesi durumunda küresel bir deflasyon şoku oluşabilir” diye yazdı. NORDWEST: “FAİZLERİN YÜKSELTİLMESİNİN, YATIRIMLARIN GERİ ÇEKİLMESİNİ DURDURUP DURDURMAYACAĞI BELLİ DEĞİL” Nordwest gazetesi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu kalkınmanın eşiğindeki ülkelerde yaşanan ekonomik krizi ele aldığı haberinde, “Faizlerin yükseltilmesinin, Türkiye’ye yatırımların geri çekilmesini durdurup durduramayacağı, belirsiz” dedi. Alman...

Financial Times gazetesi, Türkiye Merkez Bankası’nın faiz artımını ele aldığı haber analizinde, “Adımların atılabilmesi için politikacıların para politikasına başını sokmayı bırakması gerekiyor. Örneğin Erdoğan faiz artışlarına karşı güçlü antipatisini kamuoyu önünde ifade etmeye devam ettikçe Türkiye’nin enflasyonda mücadelede ciddi olduğuna inanmak zor olacak” diye yazdı. Hindistan ve Brezilya, ardından Türkiye, son olarak da Güney Afrika’da merkez bankalarının faiz artışına gittiğini aktaran gazete bu acelenin anlaşılır olduğunu kaydeden İngiliz gazetesi, “Tüm bu Merkez Bankası müdahaleleri dalgası yatırımcıları teskin etmekte başarısız oldu. Piyasalar şimdi yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranlarıyla ilgili kaygılı. Adımların atılabilmesi için politikacıların para politikasına başını sokmayı bırakması gerekiyor. Örneğin Erdoğan faiz artışlarına karşı güçlü antipatisini kamuoyu önünde ifade etmeye devam ettikçe Türkiye’nin enflasyonda mücadelede ciddi olduğuna inanmak ...

  KKTC Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmasına ilişkin çalışmasının, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsiliyet eksikliğini gideremeyeceğini ve kabul edilebilir olmadığını vurguladı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu’nda temsiliyeti için uzun yıllardır mücadele verildiği kaydedilerek, “Tüm siyasi partilerimizin mutabakat halinde olduğu bu süreçte asla taviz veremeyeceğimiz husus, Kıbrıs Türk halkının kendi temsilcilerini seçmesi olmuştur” denildi. Açıklama şöyle devam etti: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerine yönelik olarak Kıbrıslı Türklerin temsiliyet eksikliğini giderme adına yapacağını duyurduğu sözde düzenleme, Kıbrıs Türk tarafınca kabul edilebilir değildir. Kıbrıs adasının iki halkı olarak her zaman iki ayrı seçmen ve aday listeleri ile seçimlere gidilmiş ve bu gerçek 1960 Anaya...