Dış basında Seçim ve Cizre Olayları...

KÖLNER STADT-ANZEIGER: “TÜRKLER, CUMHURBAŞKANLARININ HIRSLARININ BEDELİNİ ÖDÜYOR” Kölner Stadt-Anzeiger Türkiye’de milliyetçilerin çok sayıda kentte şiddet eylemlerine dönüşen protestolarına dikkat çektiği haberinde, “Türkler, Cumhurbaşkanlarının hırslarının bedelini ödüyor” diye yazdı. Alman Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi, “Türkler, Cumhurbaşkanlarının iktidar hırsının bedelini ağır ödüyorlar. Erdoğan, yaz aylarında kendisinin yaşama geçirdiği Kürtlerle barış sürecinin sona erdiğini açıkladı. Böylece şimdi ülkede terör dalgası estiren PKK militanlarının değirmenlerine su taşımış oldu. Hükümet yanlıları ise buna karşılık Kürt azınlığa karşı bir katliam havası oluşturmaya çalışıyorlar. Erdoğan bütün ülkeyi etkisi altına alabilecek bir yangın riskini beraberinde getiriyor. Böylece kendini daha çok Ortadoğu’da bir istikrar unsuru olarak görmek isteyen Türkiye, kaynayan bir kazana dönecek. Buna da en çok kendilerini Tanrı’nın savaşçıları olarak gören IŞİD militanları sevinebilir” şeklinde kaydetti. MAERKISCHE ODERZEITUNG: “ERDOĞAN’IN KÜRTLERLE SAVAŞI SAVUNMA DEĞİL, SALDIRI AMAÇLI” Maerkische Oderzeitung da Türkiye’deki gelişmelerle ilgili, Erdoğan’ın Kürtlerle savaşının savunma değil, saldırı olduğunu yazdı. Alman gazetesi şöyle devam etti: “Erdoğan çatışma ortamının büyümesiyle iki konuda avantaj sağlıyor; Suriye ve Irak’ta IŞİD’le mücadele sayesinde güçlenen Kürtleri geri püskürtüyor, kendi düzenledikleri saldırılarla da itibar kaybetmelerini sağlıyor. Diğer yandan da Haziran seçimlerinde desteğini alamadığı milliyetçi seçmenleri yeniden kazanmayı amaçlıyor. Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon düzenlemekten de çekinmiyor. Bu noktada kendini bir savunma ittifakı olarak tanımlayan ve Suriye füzelerine karşı savunma kapsamında, Erdoğan’ın yanına çektiği NATO’nun tamamen suskun kalması rezilliktir. Erdoğan’ın Kürtlerle savaşı savunma değil, saldırıdır”. BERLINER: “TÜRKİYE, İÇ SAVAŞIN EŞİĞİNDE” Berliner gazetesi, Türkiye’de son dönemde artış gösteren çatışmalara yer verdiği haberinde, Türkiye’nin iç savaşın eşiğinde olduğu yorumunu yaptı. Alman gazetesi, “Açıkça söylemek gerekir ki NATO ülkesi ve Avrupa Birliği adayı Türkiye iç savaşın eşiğinde bulunuyor ve Avrupa sesini bile çıkarmıyor. Avrupa şu sıralarda mülteci sorunu ve diğer meselelerle o kadar meşgul ki yanı başında kaynayan kazanı bu kez de tıpkı Suriye’de olduğu gibi görmezden geliyor. Mülteci akını ve IŞİD’in terör hilafeti, bu aptallığın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa Birliği aynı hatayı Türkiye konusunda da yaparsa bunun sonuçlarına hâkim olmak mümkün olmayacaktır” şeklinde kaydetti. FRANKFURTER ALLGEMEINE: “AKP’NİN TEKRAR SEÇİME GİTME HESABI TUTMAMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR” Frankfurter Allgemeine gazetesi de Türkiye’deki gelişmelerle ilgili olarak, “PKK’ya karşı bir operasyonla güçlenerek 1 Kasım’da tekrar seçime gitme ve AKP için daha iyi bir sonuç alma hesabı ise şimdiye kadar tutmamış gözüküyor” dedi. Alman gazetesi “Türkiye bir savaşın içinde bulunuyor. Birlikler doğuya konuşlandırılıyor, çok sayıda tabur Kuzey Irak’a giriyor, ölen askerler defnediliyor. Kendisi açısından hayal kırıklığı anlamına gelen 7 Haziran seçim sonuçları ile yeni şiddet arasındaki bağı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi kurdu. Eğer partisi AKP, anayasayı değiştirmek için gerekli olan 400 milletvekilini alabilmiş olsaydı durum bugün çok farklı olurdu, diyor. PKK’ya karşı bir operasyonla güçlenerek 1 Kasım’da ‘tekrar seçime’ gitme ve AKP için daha iyi bir sonuç alma hesabı ise şimdiye kadar tutmamış gözüküyor” diye yazdı. THÜRİNGİSCHER LANDESZEITUNG: “TÜRKİYE’DE İÇ SAVAŞ TEHDİDİ BAŞ GÖSTERDİ” Thüringischer Landeszeitung gazetesi, Türkiye’de bir iç savaş tehdidinin baş gösterdiğini yazdı. Alman gazetesinin yorumu şöyle: “Yasaklı Kürt yeraltı örgütü Erdoğan hükümetini rahatsız ediyor, özellikle de kasım ayında Türkiye’de yeni bir parlamentonun seçileceği düşünülecek olursa. Son seçimde Kürt partisi HDP, AKP’nin mutlak çoğunluğunu bozdu. O zamandan beri Türklerle Kürtler arasındaki gerilim arttı. Öyle ki PKK yeniden saldırılara başladı ve Türkiye ordusunu tekrar sahaya sürdü. Bir iç savaş tehdidi baş gösteriyor”. LANDESZEITUNG LÜNEBURG: “ERDOĞAN, KÜRTLERLE UZLAŞMA KONUSUNDA ELDE ETTİĞİ BAŞARIYI KAN GÖLÜNDE BOĞUYOR” Landeszeitung Lüneburg gazetesi, Türkiye’de yaşanan gelişmelere yer verdiği haberinde, “Erdoğan daha çok, Kürtlerle uzlaşma konusunda elde ettiği tarihî başarıyı bir kan gölünde boğuyor. Bu durum uzun vadede Türkiye’nin siyasal ve ekonomik istikrarını tehlikeye sokacaktır” dedi. Alman gazetesi, “Aslında Türkiye iki cephede birden savaşıyor. Bir yanda IŞİD diğer yanda Kürtler. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan için gerçek düşman belli. Özünde IŞİD’e yönelik savaş, Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözebilmenin bir bahanesi. IŞİD’e yönelik hava saldırıları Türkiye’de pek itibar görmüyor ki bu da binlerce IŞİD taraftarıyla sınırlı değil. PKK’ya yönelik kara harekatıyla, aslında seçimi kaybetmiş olan AKP’ye kasımdaki erken genel seçimlerde muhafazakar dindar oyların kazandırılması hedefleniyor. Ancak bunun sağlanıp sağlanamayacağı belli değil. Erdoğan daha çok, Kürtlerle uzlaşma konusunda elde ettiği tarihî başarıyı bir kan gölünde boğuyor. Bu durum uzun vadede Türkiye’nin siyasal ve ekonomik istikrarını tehlikeye sokacaktır” diye yazdı. STUTTGARTER: “TÜRKİYE’NİN AVRUPA VE ARAP ÜLKELERİ ARASINDA KÖPRÜ VAZİFESİ ARTIK HAYAL” Stuttgarter gazetesi, “Türkiye’nin İslam Dünyası’nda demokratik bir dayanak noktası olabileceğini, komşularına örnek oluşturabileceğini, Avrupa ile Arap ülkeleri arasında köprü vazifesi görebileceğini düşünenlerin artık bu hayale veda etmelerinin zamanı gelmiştir” dedi. Almanya’da yayınlanan Stuttgarter gazetesinin yorumu şöyle: “Türkiye’nin İslam Dünyası’nda demokratik bir dayanak noktası olabileceğini, komşularına örnek oluşturabileceğini, Avrupa ile Arap ülkeleri arasında köprü vazifesi görebileceğini düşünenlerin artık bu hayale veda etmelerinin zamanı gelmiştir. Ayrıca bu gelişmelerin sadece Türkiye’nin iç sorunu olduğunu sananlar da yanılıyor. Orada tüm bir bölge patlamaya hazır barut fıçısı niteliğinde”. HUFFINGTON POST: “ERDOĞAN, OY İÇİN İÇ SAVAŞ BAŞLATTI” Huffington Post gazetesi, Erdoğan’ın oy için iç savaş başlattığını yazdı. Almanya’da Focus Dergisi işbirliği ile Almanca yayın yapan The Huffington Post gazetesi, ‘Erdoğan, Seçim Zaferi İçin İç Savaş Riskini Aldı’ başlığını kullandığı haber analizinde, “Türk milliyetçiler, ülkenin çeşitli yerlerinde HDP binalarına saldırdı, ateşe verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yandaşları ise Hürriyet binasına saldırdı. Ülke hızla şiddete yuvarlanıyor, çünkü Erdoğan böyle istiyor. Kafasındaki düşünce şu; Eğer PKK ülkede saldırılarını sürdürürse, 1 Kasım’daki yeni seçimlerde halk kendisinin arkasında duracak. PKK örgütü yandaşlarının çok bulunduğu Güneydoğu Anadolu’daki bir çok kentte iç savaşı andıran manzaralar yaşanmaya başlandı. Cizre’de PKK yandaşları, YDG-H üyeleri, güvenlik güçleri ile çarpışıyor. İngiliz Gazetesi Guardian’da yayınlanan bir videoda, bir zırhlı araç görünüyor. Göz yaşartıcı bomba atabilen bu zırhlı araca molotof kokteylleri ile saldırılıyor. Bir bölge sakini, bir keskin nişancının çatıdan saatlerce insanlara ateş ettiğini, sonra da kaybolduğunu belirtiyor. İlçenin dış dünya ile ilişkisi kesilmiş durumda. Alman DPA Ajansı’na konuşan IHD üyesi Emirhan Ulusal, Pazar günü elektrik ve internet olmadığını, ilçeye giriş çıkışların yapılamadığını belirtti” şeklinde kaydetti. “PKK hemen hemen her gün asker ve polis öldürüyor. Hava kuvvetleri Kuzey Irak ve Türkiye’de bazı hedeflere hava saldırıları düzenliyor. Korkulan iç savaş çoktan başladı bile” diyen Huffington Post şöyle devam etti: “2013 yılından beri PKK ile Türk hükümeti arasında silahların susması anlaşması vardı. Haziran’da yapılan seçimlerde Erdoğan’ın islamcı-tutucu partisi AKP çoğunluğu kaybedince her şey değişti. Bir pro-Kürt partisi olan HDP ilk kez meclise girmeyi başardı. Bu partiye sadece Kürtler oy vermedi, Erdoğan’ı başkan yaptırmama sloganıyla seçime girdi ve bir diktatöre karşı uyarılar yaptı. Bunu yapmadı, onun yerine, yeniden seçim kararı verdi. O baştan beri sadece bir geçiş dönemi düşünerek, yeni bir seçim çağrısı yapıyordu, sadece ve hep bunu planlıyordu. Seçim kampanyasına destek olarak korkuyu körüklüyor ve Kürtlerle çelişkiyi tırmandırıyor. Kendi gücünü pekiştirmek isteyen Erdoğan, bir iç savaşı göze almış durumda. Herkes, öncelikli tehdit olan IŞİD’le savaşılacağını beklerken, o Kürtlerle savaşa girmeyi seçti”. DER TAGESSPIEGEL: “ANKARA VE HDP DİYALOG İÇİN YOL BULMAK ZORUNDA” Der Tagesspiegel gazetesi de “Türklerin ve Kürtlerin büyük çoğunluğu yeni bir savaştan yana değil. Artık barış gelmesini istiyorlar. Bu nokta bu karanlık günlerde bir ümit ışığı oluşturuyor. Ankara hükümeti ve HDP büyük sorumluluk taşıyor. Her iki taraf da diyalogun yeniden başlatılması için bir yol bulmak durumundalar” diye yazdı. Gazete şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en azından ortaya çıkan durumun belirli bir bölümünde sorumluluğu olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Zira onun PKK ve HDP’ye baskı uygulayarak kasım ayındaki erken genel seçimlerde puan kazanma taktiği ülkede gerilimi hatırı sayılır ölçüde yükseltti... Türklerin ve Kürtlerin büyük çoğunluğu yeni bir savaştan yana değil. Artık barış gelmesini istiyorlar. Bu nokta bu karanlık günlerde bir ümit ışığı oluşturuyor. Ankara hükümeti ve HDP büyük sorumluluk taşıyor. Her iki taraf da diyalogun yeniden başlatılması için bir yol bulmak durumundalar”. ECONOMIST: “ARTIK SAVAŞA SİVİLLER DE DAHİL OLDU” Economist dergisi Türkiye’nin doğusundaki çatışmaların ülkenin diğer bölgelerine de yayılmaya başladığını ve askerlerle PKK arasındaki savaşa artık sivillerin de dahil olduğunu yazdı. İngiltere’de yayınlanan haftalık Economist dergisi, “Türkiye’nin doğusundaki çatışmalar ülkenin diğer bölgelerine de yayılmaya başladı. Askerlerle PKK arsındaki savaşa artık siviller de dahil oldu. Türkiye’nin doğusu, güvenlik güçleri ile aşırılık yanlısı Kürtler arasındaki çatışmalar nedeniyle haftalardır felç. Ama şimdi şiddet, ülkenin diğer bölümlerine yayılıyor. Kürt savaşçılar tarafından 6 ve 8 Eylül’de yol kenarına yerleştirilen patlayıcılarla 30 asker ve polis memuru hayatını kaybetti. İntikam isteyen ve ellerinde Türk bayrakları bulunan milliyetçi kalabalıklar HDP’nin binalarına saldırdı. Alanya’da parti binası yakıldı. Ankara’da bir grup fanatik parti binasını yakmaya çalıştı” dedi. Birçok yerde Kürtlere ait iş yerlerinin ateşe verildiğine dikkat çeken İngiliz dergisi, “Batı’da ve ülkenin orta kesimlerinde, öfkeli kalabalıklar, Güneydoğu’ya giden otobüsleri durdurdu, yolcuları tehdit etti ve camları kırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını çarpıtmakla suçlanan Hürriyet gazetesinin binaları iki kez taşlı sopalı göstericiler tarafından kuşatıldı. Merkezi hükümetle bağımsızlık yanlısı Kürtler arasında iki yıl süren süreç kesinlikle bitmiş görünüyor. Savaş Temmuz’da yeniden alevlendi ve bazı kentlerde askeri operasyonlar hız kazanıyor. Çocuklar dahil 10 kişinin öldüğü Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ve askerler ev ev arama yapıyor ve militanların denetimindeki bölgeleri geri almaya çalışıyor” şeklinde kaydetti. Saldırıların ve öfkenin yeniden nüksetmesinin aslında tamamen sürpriz sayılmadığını kaydeden Economist, “Geçen yıl masadayken iki taraf da sessizce savaşa hazırlanıyordu. Hükümet kırsal kesimde son 20 yıl içinde PKK’nın en çok saldırı düzenlediği bölgelerde tahkim edilmiş askeri karakollar (kalekol) inşa etti. Bu arada gerillalar da kentlerdeki varlıklarını güçlendirdiler” diye yazdı. Yazar Aliza Marcus’un, “1990’larda PKK’nın görevi halkla örgüt arasında aracılık olan bir sivil milis gücü vardı. Şimdi bu kendi içinde silahlı bir örgüt” şeklindeki sözlerini aktaran Economist, “Son haftalarda, Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi YDG-H olarak bilinen Kürt çeteler, kasabalar ve kentlerde güvenlik görevlilerini hedef almaya başladı. Kent merkezlerinde çatışma, görece olarak yeni ve bugünkü gerilimi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. YDG-H büyük ölçüde eğitimsiz ama son derece motive. Üyelerinin çoğu 1990’lardaki travmatik yıllarda doğmuş” dedi. DİTAM’dan Mahmut Kaya’nın, “Genç Kürtler öfkeli kaybedecek hiçbir şeyleri yokmuş gibi davranıyor. Daha genç kuşağın diyaloğa daha az eğilimli olması nedeniyle kısa zamanda ilerleme sağlanamaması halinde barış için fırsat penceresinin kapanacak” şeklindeki görüşlerine de yer veren Economist, “Diyarbakır’dan 80 kilometre uzaklıktaki, 46 bin nüfuslu Silvan’da geçen ay maskeli gençler, mevziler kazıp barikatlar kurdular. Yaklaşık bir hafta süreyle bazı bölgelere geçişi engellediler. PKK en son saldırılarıyla bahsi yükseltti. Gözlemcilere göre, örgüt şimdiye kadar Türkiye’deki son çatışmalarda kaynaklarını sınırlı bir şekilde seferber etti. Örgütün eğitimli gücünün büyük bölümü Suriye’de YPG saflarında IŞİD’e karşı savaşıyor” ifadeleriyle haberini noktaladı. ECONOMIST: “TÜRKİYE’DE DURUM 90’LARDAN DAHA KAYGI VERİCİ” Economist dergisi, Türkiye’de durumun 90’lardan daha kaygı verici olduğunu yazdı. İngiltere’de yayınlanan Economist dergisinin araştırma birimi Economist Intelligence Unit, Türkiye’nin bugün geldiği noktanın 1990’lardan daha kaygı verici olduğu yorumunu yaptı. Türkiye ülke geneline yayılan şiddet olaylarının yaşandığı bir döneme girme riskiyle karşı karşıya olduğunu ve şiddetin Kürt ayrılıkçılar ve güvenlik güçleri arasındaki tırmanan çatışmaların ötesine geçmesinin olasılığına vurgu yapan İngiliz dergisi, “1 Kasım erken seçimlerinin de ülkeye istikrarı getirecek bir hükümetin önünü açabileceği yönündeki ihtimaller de son derece zayıf. Bozulan güvenlik şartlarının ve siyasi tablonun nasıl ya da ne zaman durdurulabileceği ise belirsiz. Yaşanan son şiddet olayları 1990’larla sıkça kıyaslandı. O dönemde PKK eylemleri zirve yapmıştı. Ancak 1990’lar ve bugün arasında önemli -ve kaygı verici- farklar bulunuyor.1990’larda gerilla güçleri neredeyse sadece dağlarda çatışıyordu. Bugünse PKK’nın silahlı gençlik kolu güneydoğudaki şehirlerin merkezlerinde yerleşmiş durumda. Bazı bölgelerde polis güçleri tamamen geri çekildi. İstikrarın sağlanması adına anayasal düzenin askıya alınması gözardı edilmeyecek bir ihtimal” dedi. İlçeleri ele geçiren silahlı gençlik kolu güvenlik güçlerinin zırhlı araçlarla girişini engellemek için yollara hendekler kazdığını belirten Economist, “PKK’nın gerçekleştirdiği son saldırıların ardından Türk basınında hükümetin güneydoğu bölgesindeki 20 ile 5 bin ilave asker ve polis gücü göndereceği yönünde haberler yer aldı. Bu adım Türkiye’yi içinden çıkılması zor bir şehir savaşına çekme riskini beraberinde getiriyor ve Kürtler arasında PKK’ya olan yoğun destek düşünüldüğünde de kazanılması zor bir savaş olarak gözüküyor.1990’lar ve bugün arasındaki diğer önemli fark ise Türkiye genelinde siyasi bir duruş benimsemiş olan geniş Kürt topluluklarının yaşıyor olması. Bu da çatışmaların etkisinin eskisi gibi sadece güneydoğuda tutulamayacağını gösteriyor. Ülkenin daha zengin batılı illerinde de istikrarsızlık ve şiddet baş gösterebilir” şeklinde kaydetti. “Şiddetin büyük şehirlere taşınması tehlikesi gerçekliğe de dönüşmeye başlamış durumda. PKK’nın 8 Eylül’deki saldırılarının ardından protesto gösterileri düzenleyen bazı milliyetçi gruplar Kürtlerin iş yerlerine ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) binalarına saldırdı” diyen İngiliz dergisi, “Güvenlik şartlarının iyileşebilmesi için ilk şart tarafların karşılıklı olarak ateşkes ilan etmesi olacaktır. Ancak yakın dönemde böyle bir ateşkesin nasıl sağlanabileceğini kestirmek oldukça zor.PKK saldırıları sonucu güçlenen milliyetçi hislerin ardından hükümetin PKK silah bırakmadan ve Türkiye’yi terk etmeden herhangi bir ateşkesi kabul etmesi olası gözükmüyor. PKK’yı geri çekilmeye ikna edebilecek tek isim Abdullah Öcalan olabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Haziran ayında çözüm sürecinin askıya alındığını açıklamasından bu yana hiçbir mesaj gelmedi. Ancak hükümet görüşmelere yeniden başlanabileceğine dair bir sinyal vermediği sürece Öcalan’ın da devreye girmesi için bir neden bulunmuyor. Ayrıca çatışmaların bireyleri aşan boyutlara tırmanma riski de var. Güneydoğu illerinde faaliyet gösteren silahlı gençler neredeyse PKK’dan bağımsız olarak hareket ediyor ve örgütün bu gençleri ne derece kontrol altında tutabildiği konusu sorgulanıyor” şeklinde kaydetti. "Açıklanan son kamuoyu anketlerinin 1 Kasım’da düzenlenmesi planlanan erken seçimlerin de gelinen siyasi açmazı çözme konusunda önemli bir katkı sağlayamayacağını gösterdiğini ifade eden İngiliz dergisi şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fiili lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) en büyük parti olmaya devam edeceği görülüyor. Ancak HDP ya da Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) baraj altında kalmaması halinde AKP’nin tek başına iktidar olma şansı da bulunmuyor. Erdoğan’ın HDP’ye yönelik agresifleşen duruşu, Kürt oylarının HDP çatısı altında kemikleşmesine yol açmış gibi gözüküyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin uzlaşmaz tavırları nedeniyle oy kaybetmesi olası. Ancak her iki partinin de yüzde 10’luk seçim barajı üzerinde kalacağı gözleniyor. Yani mevcut siyasi denklem 1 Kasım seçimleriyle de değişmeyecek.Kasım seçimlerinin ardından hükümet kurma baskıları artınca AKP-MHP koalisyonu daha olası hale gelebilir. Ancak MHP’nin Kürt sorunu konusundaki duruşunun AKP’den de şahin olduğu düşünüldüğünde AKP-MHP koalisyonu mevcut şiddet ortamının daha da derinleşmesine yol açabilir. Eğer mevcut şiddet sarmalı bu şekliyle devam eder ve kimse geri adım atmazsa, ölümler tırmanır ve ekonomik görünüm bozulursa Erdoğan’ın daha otoriter bir tutum takınması beklenebilir. İstikrarın sağlanması adına anayasal düzenin askıya alınması gözardı edilmeyecek bir ihtimal”. FINANCIAL TIMES: “HDP, 1 KASIM’DA HALK DESTEĞİNİ KORUYABİLİRSE, ERDOĞAN’IN LİDERİ OLDUĞU GÜNLERİN SONU GELİR” Financial Times gazetesi, HDP’nin her taraftan kuşatıldığını yazdı. Gazete ayrıca, “HDP 1 Kasım’daki erken seçimlerde halk desteğini koruyabilirse, Erdoğan’ın Türkiye’nin tartışmasız lideri olduğu günlerin sonu gelir” dedi. İngiliz Financial Times gazetesi, “Şiddet tırmanırken, Kürt partisi her taraftan kuşatıldı. HDP heyeti Cizre’de polis tarafından durduruldu. Manzara üç ay önceki seçimlerde kalıpları yıkan ancak şimdi devlet ile militanlar arasında sıkışan HDP’nin yaşadıklarını özetliyor. Partinin Eş Başkanı, bazı milletvekilleriyle, polis tarafından kuşatılan bir çorak bir bayırda saatlerce mahsur kaldı” şeklinde kaydetti. Savcılığın Demirtaş’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını istediğine de dikkat çeken İngiliz gazetesi, “Demirtaş, hakkında getirilen suçlamalarla 19 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir” dedi. “Bu, Haziran’daki seçimlerde parlamentoda önemli bir temsil hakkı kazanan ve AKP’yi 2002’den beri elinde tuttuğu meclis çoğunluğundan eden parti için sert bir düşüş oldu” diyen gazete, “1 Kasım’daki erken seçimlerde halk desteğini koruyabilirse, Erdoğan’ın Türkiye’nin tartışmasız lideri olduğu günlerin sonu gelir” yorumunda bulundu. Think tank kuruluşu Woodrow Wilson’ın Ortadoğu uzmanı Henri Barkey’in, “PKK’nın komutanları Kürt hareketinin liderliğini HDP’ye bırakmak istemiyor. Erdoğan da HDP’nin başarısını engellemek istiyor” şeklindeki görüşlerine de yer veren İngiliz gazetesi haberini, “Kamuoyu yoklamaları HDP’nin Haziran seçimlerindeki yüzde 13’lük oy oranını koruduğuna işaret etti. AKP’nin sert tutumu da işe yaramış görünüyor. Anketlere göre partinin desteği seçimlerindekine kıyasla 3-4 puan arttı. Ama bu oran, çoğunluğu sağlamasına yetmiyor” ifadeleriyle noktaladı. FINANCIAL TIMES: “TÜRKİYE’DE KARGAŞA ARTTI” Financial Times gazetesi, Türkiye’deki son gelişmeleri irdelediği haber analizinde, Türkiye’de kaygıların arttığını yazdı. İngiliz Financial Times gazetesi, “Türkiye’de şiddet tırmanırken kaygılar artı. Irak ve Suriye’de kaos sürerken Türkiye’de kargaşa arttı. Türkiye’de şimdiki ruh hali, Haziran genel seçimi sonrasına göre tam bir tezat oluşturdu” dedi. Türk devleti ile PKK ile arasındaki çatışmaların daha da tırmanması durumunda bunun bölgesel sonuçlarının olacağı ve ABD - PYD ile işbirliğinin zorlaşacağını kaydeden İngiliz gazetesi, “Türkiye’de güvenlik güçleri ile PKK arasındaki çatışmalar sürerken HDP Genel Merkezi ve diğer bürolarıyla Hürriyet gazetesine yönelik saldırılar oldu. Komşu Suriye ve Irak’ta kaos sürerken yoğunlaşan kargaşa, birçok Türk’ün ülkenin savaş mağlubu 1990’lı yıllara dönmekte olup olmadığını sormalarına yol açıyor. Şimdiki ruh hali, birçok Türk’ün hiçbir partinin çoğunluğu sağlamamasının ülkeyi bir koalisyon hükümetine iteceği ve sosyal kutuplaşmayı azaltacağı umudunu dile getirdiği Haziran genel seçimi sonrasına göre, tam bir tezat oluşturuyor. Bunun yerine koalisyon görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı, yeni bir seçim 1 Kasım için öngörülüyor ve Güneydoğu’daki savaş yıllarca görülmeyen bir yoğunluğa ulaştı” şeklinde kaydetti. İngiliz gazetesi haber analizini ABD’li think tang kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Aaron Stein’ın, “İhtilaf halen dağ ve kentler olmak üzere iki cephede meydana geldi. Kürt ihtilafı ordunun Cizre’de yapmaya çalıştığı gibi Doğu ve Güneydoğu’daki kent merkezlerine kuvvet konuşlandırması durumunda tırmanabilir. Gerilim o noktaya ulaşırsa bölgesel sonuçları olacak ve ABD’nin YPG ile işbirliğini zorlaştıracak. PKK’nın Suriye’deki kardeş örgütü olarak YPG ise IŞİD’le mücadelede en etkin güçlerden biri oldu” şeklindeki değerlendirmelerini aktararak haberini noktaladı. INDEPENDENT: “IRAK’LI KÜRTLER PKK’YA KATILMAYA BAŞLADI” Independent gazetesi, giderek artan sayıda Iraklı Kürdün, PKK’ya katılmaya başladığını öne sürdü. İngiliz Independent gazetesi, “PKK Türkiye’nin yanı sıra ABD ve AB tarafından terör örgütü kabul ediliyor. Ancak Kürt gençler, IŞİD’le savaşında PKK’ya katılmak istediklerini söylüyor. Bu bir ölçüde yarı özerk Kürdistan bölgesinde hükümetlerinin başarısızlığından kaynaklanıyor. Türk güçlerinin saldırısına uğrama riski Kürt gençleri caydırmamış görünüyor. Türkiye Kürtlerin iznini almadan 2011’den bu yana ilk kez Kuzey Irak’a ‘kısa süreli’ bir operasyon için kara birliklerini gönderdi. Özel Kuvvetler’e bağlı iki tabur Pazar günü (Dağlıca’da) 16 askerin hayatını kaybettiği saldırıyı gerçekleştiren PKK’lıları bulmak için sıcak takip kapsamında Irak’a geçti” dedi. Kerkük’te adının yazılmasını istemeyen 23 yaşındaki bir öğrencinin hükümetin verdiği sözleri tutmamasından usandığı için PKK kamplarında eğitim görmek amacıyla Kandil Dağı’na gitmeyi planladığını söylediğini; benzer nedenlerin, Kürt gençleri PKK’ya katılarak hayatlarını riske atmaya ittiğini anlattığını ve ‘Kürdistan’daki siyasi partilere inanıp güvenseydim, Kandil’e gitmezdim’ dediğini aktaran İngiliz gazetesi şöyle devam etti: “IŞİD’e karşı savaş, merkezi hükümetin ödemeleri durdurması nedeniyle mali krizde olan Kuzey Irak’a giderek daha ağır bir bedel ödetiyor. Irak hükümetiyle Kürt bölgesi arasında, bütçe ve petrol gelirleri konusundaki anlaşmazlık devlet memurlarının ve IŞİD’e karşı ön saflarda savaşan Peşmerge’nin maaşlarını geciktiriyor. Kuzey Irak, ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından 10 yılı aşkın bir süre, petrol şirketlerinin görece istikrar ortamından yararlanması sayesinde kalkındı. Ama IŞİD’le savaş nedeniyle peojeler yarım kalmaya başladı. Kürt yönetiminin başkenti Erbil bitmemiş binalarla doldu. Ayrıca bölgede Irak ve Suriye’den bir milyondan fazla mülteci var. Kuzey Irak’taki demokratik ilerleme, yolsuzluk ve adam kayırmacılık nedeniyle sekteye uğradı. Şimdi Facebook, akıllı telefonlar ve Amerikan filmleriyle büyüyen Kürt gençler, zayıf altyapı ve düzenli hale gelen elektrik kesintilerinden bunalmış durumda. PKK Sözcüsü Zagros Hiva, bu faktörler nedeniyle Kuzey Irak’tan PKK’ya katılan Kürt gençlerin sayısında ‘büyük artış’ meydana geldiğini söylüyor.” DAILY TELEGRAPH: “TÜRKİYE İLE SURİYELİ KÜRTLERİN ÇATIŞMA RİSKİ ARTTI” Daily Telegraph gazetesi, Türkiye ile Suriyeli Kürtlerin çatışma riskinin arttığını yazdı. Daily Telegraph, 16 askerin hayatını kaybettiği Dağlıca saldırısıyla ilgili haberinde, PKK’yla savaşın şiddetlenmesinin, Suriye’de IŞİD’e karşı aynı saflarda olması gereken Türkiye’yle Suriyeli Kürt milisler arasında çatışma riskini artırdığını yazdı. Gazete, Türk savaş uçaklarının, Temmuz’da ateşkesin bozulmasından sonraki en büyük saldırısını düzenleyen PKK’ya Irak’taki hedefleri vurarak karşılık verdiğini, Irak sınırındaki bölgeye helikopterlerle özel birliklerin indirildiğini belirtti. İngiliz gazetesi şöyle devam etti: “Türk ordusu 16 askerin hayatını kaybettiğini söylerken PKK’yla bağlantılı bir internet sitesi bu sayıyı 32 olarak verdi. Başbakan Ahmet Davuoğlu, PKK’nın dağlardan temizleneceğini söyledi. Güneydoğu’daki çatışmaların Temmuz’dan bu yana şiddetlenmesiyle bugüne kadar 40 binden fazla insanın öldüğü savaş yeni bir boyut kazandı. Türkiye 2013’te Kürtlerle tarihi bir uzlaşıya varmıştı. 30 yıllık savaşın ardından barışı sağlamak için Kürtlerin haklarını genişletme vaadinde bulunmuştu. Ancak anlaşma bu yıl Türkiye’nin IŞİD politikasına ilişkin karşılıklı suçlamalar yüzünden bozuldu. Iraklı Kürtler IŞİD’e karşı ön saflarda oldu. Gerilim Suriye’de IŞİD’e karşı aynı saflarda olması gereken Türkiye’yle Suriyeli Kürt milisler arasında çatışma riskini artırıyor. Türk lirası (dolar karşısında) tüm zamanların en düşük seviyesine indi. Bu, savaşta Türkiye’nin ödediği ekonomik bedeli gösteriyor”. WASHINGTON POST: “HDP’NİN TARİHİ SEÇİM ZAFERİ HATIRA OLDU” Washington Post gazetesi, HDP’nin tarihi seçim zaferinin uzak bir hatıra gibi olduğu yorumunu yaptı. Haziran seçiminden sonra koalisyon kurma görüşmelerin sonuçsuz kaldığına ve 1 Kasım’da yeniden seçim yapılacağına dikkat çeken ABD’li gazete, “Eğer, işler, daha çok kontrol dışına çıkmazsa” dedi. Demirtaş’ın Güneydoğu’daki güvenlik durumu nedeniyle bir seçim yapılmasının imkansız hale geldiği ifadesini de aktaran Washington Post, “Kürt milliyetçi hareketinin Türkiye’nin ana siyaset akımına girmesiyle tarihi bir an oluşturan HDP’nin, seçim başarısının yarattığı zafer sarhoşluğu) artık uzak bir hatıra gibi geliyor. Şimdi bazıları yeni bir başlangıç hayal etmek yerine sonraki şiddet gecesini bekliyorlar” diye yazdı. NEW YORK TIMES: “DAĞLICA SALDIRISI, KIRILGAN BARIŞ SÜRECİNDEN BERİ EN ÖLÜMCÜL SALDIRI” New York Times gazetesi, Dağlıca’daki saldırıya dikkat çektiği haberinde, saldırının kırılgan barış sürecinin çöktüğü Temmuz’dan bu yana en ölümcül saldırı olduğunu yazdı. Amerikan’ın yüksek tirajlı gazetelerinden New York Times, “Kürt isyancılar Güneydoğu’daki Hakkari illinde büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Olay Türk devleti ile kırılgan barış sürecinin çöktüğü Temmuz’dan bu yana en ölümcül saldırı gibi göründü. Saldırının misillemesi olarak Türk savaş uçakları 13 hedefi vurdu. Çatışmalar, Kürt militanlarının 30 yıllık bir sürede 40 bine yakın insanın hayatına mal olan Türk devletine isyanı yeniden başlattıklarına, Türkiye’nin Güneydoğusu’ndaki şiddette bir tırmanışa işaret ediyor. Hükümet yetkilileri, Temmuz’da ateş kesin sona ermesinden bu yana 70’den fazla Türk güvenlik güçleri üyesinin öldürüldüğünü söylediler” dedi. WALL STREET JOURNAL: “ANKARA İKİ SAVAŞA DAHİL OLUYOR” Wall Street Journal gazetesi, Dağlıca saldırısının Türkiye’de ateşkes çökmesinden sonra PKK’nın güvenlik güçlerine yönelik en ölümcül saldırısı olduğunu belirttiği haberinde, “IŞİD karşıtı operasyonlara da katılan Ankara iki savaşa daha fazla dahil oluyor” diye yazdı. Amerikan Wall Street Journal gazetesi, “Türkiye, Kürt İsyancılarına Karşı Hava Baskınları Başlattı” başlıklı haberinde, “Dağlıca saldırısı, ateşkesin çöktüğü Temmuz ayından bu yana hükümet güçlerine yönelik en ölümcül saldırı. PKK ile Türk hükümet güçleri arasındaki tırmanan çatışmalar, Ankara’nın İslam Devletine karşı askeri operasyonlara katılmasına denk düştü. Türk uçakları, ABD’nin öncülüğündeki IŞİD karşıtı operasyonlara katılırken ABD İncirlik Üssü’nden hava baskınları başlattı” dedi. Ankara’nın iki savaşa daha fazla dahil oluşunun, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) parlamento çoğunluğunu yeniden kazanmayı umduğu erken seçime iki aydan kısa bir süre kala gerçekleştiğini kaydeden ABD’li gazete, “Türk hükümeti ile PKK arasındaki ateşkes HDP’nin baraj aştığı Haziran seçiminden sonra çöktü. PKK’nın ateşkes ihlalleri hemen tırmanırken örgüt hükümetten Güneydoğu’da baraj ve askeri tesisler yapımını durdurmasını istedi. AKP’nin çoğunluğunu kaybetmesinden sonra koalisyon kurma çabaları da sonuçsuz kaldı. Barış görüşmeleri sırasında PKK’nın gençlik kanadı, kentsel bölgelerde genişledi, özellikle halen Türk güvelik güçleriyle savaştığı nüfusun çoğu Kürt olduğu Güneydoğu’da” diye yazdı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-