Kayıtlar

Haziran, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FINANCIAL TIMES: “TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMİN SONUÇLARI ESAD İÇİN TALİH KUŞU OLABİLİR”

Resim
Finencial Times gazetesi, Türkiye’deki seçim sonuçlarının BeşarEşad için talih kuşu olabileceğini yazdı. İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye’deki seçim sonucunun Beşar Esad için talih kuşu olabileceğini ifade ettiği haberinde, “Üç muhalefet partisi birçok konuda ayrışıyor ama hepsi Suriye’ye silah ve gönüllüleri aktaran Türk boru hattını kapatmak istiyor. Bu da Kuzey Suriye’deki savaş dinamiklerini değiştirebilir” dedi. Suriye’de Esad ordusunun son aylarda IŞİD, İslami ittifak ve Sünni isyancılara karşı zemin kaybetmeye başlarken Kürt savaşçılarının da IŞID’i yenilgiye uğrattığına dikkat çeken İngiliz gazetesi, Suriye’nin bölünmeye doğru gittiği yorumunu yaptığı haberinde, “Suriye’de rejim savaş alanlarında ciddi zorluklarla karşılaştı. Çöküşü süren Esad yönetiminin İran’a olan bağımlılığı da hiç bu kadar net olmadı. İran İslam Devrim Muhafızları Komutanı General Kasım Süleymani bu ayın başında Suriye’ye yaptığı ziyaret sırasında bir sürpriz sözü vererek ‘Bizler ve Suriye’nin as

ECONOMIST: “TÜRKİYE, 2002’DEN BU YANA İLK KEZ BİR KOALİSYON HÜKÜMETİ İLE KARŞI KARŞIYA”

Resim
Economist dergisi, milletvekillerinin yemin etmesiyle koalisyon görüşmelerinin hız kazandığına dikkat çektiği haber analizinde, “Türkiye 2002’den bu yana ilk kez bir koalisyon hükümetiyle karşı karşıya” diye yazdı. Meclis’te gerçekleşen yemin törenine de yer veren haftalık İngiliz Economist dergisi, “Meclis, 92 yıllık Cumhuriyet tarihinin en renkli Meclisi. Başörtülü vekiller ise ilk kez ‘laik dinazorların’ tepkilerine maruz kalmadan yemin etti. Öte yandan Üç Ermeni, iki Yezidi, bir Süryani, bir Roman ve çok sayıda Kürt ile Alevi meclise girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanAdalet ve Kalkınma Partisi için Meclis çoğunluğunu hedefledi ancak bu hedef gerçekleşmedi” şeklinde kaydetti. Türkiye’nin 2002’den bu yana ilk kez bir koalisyon hükümetiyle karşı karşıya olduğunu ve senaryoların durmaksızın tartışıldığını ifade eden İngiliz dergisi, “Çok sayıda kişi AKP’nin aşırı sağcı MHP ile ortaklık kuracağını öngörüyor. İki parti ideolojik açıdan birbirlerine yakın. Her ne kadar Kürtler

ABD: “TÜRKİYE’NİN EN CİDDİ PROBLEMİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE”

Resim
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın2014 Ülkeler İnsan Hakları Uygulamaları Raporu’nda, özellikle basın ve ifade özgürlüğü açısından Türkiye’ye sert eleştiriler getirildi. Türkiye’nin 2014 yılındaki en ciddi insan hakları problemleri, cezasızlık ve adaletin yerine getirilmesinde yetersizlikler, hükümetin, ifade ve toplanma özgürlüğüne müdahalesi, azınlıklara ve toplumun savunmasız kesimlerine yetersiz koruma olarak kaydedildi. Bakanlık tarafından hazırlanan rapor, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurulurken, raporun Türkiye bölümünde, ülkede yaşanan basın, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi alanlara geniş yer ayrıldı. Yargı bağımsızlığının ihlal edildiği ve suçların cezasız kaldığına yer verildi. Hükümetin, yolsuzluk soruşturmasını açık bir şekilde kapattığı iddia edilen raporda, “Hükümet, birkaç üst düzey hükümet yetkilisi ve aileleri aleyhine açılan yolsuzlukla mücadele soruşturmasına cevaben binlerce polis memurunun ve savcının görev yerlerini değiştirmiş

WALL STREET JOURNAL: “MERKEZ BANKASIN’NIN FAİZ KARARI ENFLASYON VE SİYASİ BELİRSİZLİKTEN KAYNAKLANIYOR”

Resim
Wall Street Journal gazetesi, Merkez Bankası’nın faiz kararının enflasyon ve siyasi belirsizlikten kaynaklandığını yazdı. Amerikan iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, “Dört ay ardarda faiz oranlarını değiştirmeyen TC Merkez Bankası’nın sergilediği tutum, bozulan enflasyon görünümü, zayıflayan para birimi ve siyasi belirsizlikten kaynaklanıyor. Merkez Bankasıbozulan enflasyon görünümü ve zayıflayan para biriminin yanısıra son parlamento seçiminden sonra yurt içinde oluşan siyasi belirsizlik gibi faktörler nedeniyle yine faiz oranlarını değiştirmedi” dedi. Merkez Bankası’nın Para Politika Kurulunca verilen kararın gazetenin 12 iktisatçının katılımıyla gerçekleştirdiği anketin sonuçlarının doğrultusunda olduğuna yer veren ABD’li gazete, “Merkez Bankası’nın açıklamasının ardından lira ve borsa değer kaybederken tahvil getirileri yükseldi. Toplantı7 Haziran seçiminden sonra ilk toplantı oldu. Seçimde iktidar partisi 13 yıldan sonra çoğunluğunu kaybetti. Bazı yatırımcılar, bir koa

NEW YORK TIMES: “TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ SAVAŞLA İLİŞKİLERİ KARMAŞIK”

Resim
New York Times gazetesi, Türkiye’nin Suriye’deki savaşla karmaşık ilişkisi olduğunu öne sürdü. Suriye’de IŞİD’inKobani’ye düzenlediği saldırı üzerine Türkiye’nin IŞİD konusundaki tavrına vurgu yapan Amerikan New York Times gazetesi, “Muhabere, Türkiye’nin, sınırının hemen diğer tarafındaki savaş ile ilgili karmaşık ilişkisine vurgu yapıyor. Türk ordusu, ne İslam Devleti’ne müdahale etti ne de askerleri örgüte karşı uluslararası koalisyona katıldı. Türk liderleri, İslam Devleti’ni kınarken Kürtlerin sınırına yakın bir noktaya ilerlemesini, ulusal güvenliğe potansiyel bir tehdit olarak gördüklerini de açıkça ortaya koydular. Suriye’de savaşan Kürt milislerin Türk devletine karşı ölümcül bir ayaklanmayı gerçekleştirmiş olan PKK’yla bağları bulunuyor. Güvensizlik karşılıklı ve bazı Kürt aktivistleri, Perşembe günü en az bir bombacının kente (Kobani’ye) Türkiye’den girdiğini söylediler. Bu suçlama, Türk yetkililerince yalanlandı” dedi.

TELEGRAPH: “TÜRKİYE’NİN NEREDE DURDUĞU BELLİ DEĞİL”

Resim
Telegraph gazetesi, IŞİD’inKobani’ye son saldırısını ‘Türkiye üzerinden’ gerçekleştirildiği iddialarına yer verdiği haberinde, “Bugün kimse Türkiye’nin nerede durduğunu bilmiyor” dedi. İngiltere’nin yüksek tirajlı gazetelerinden Telegraph, “Orta Doğu’da dostlar düşman, düşmanlar ise bir anda müttefik haline gelebiliyor. Ancak ortada bir de Türkiye var. Bugün kimse Türkiye’nin nerede durduğunu bilemiyor” diye yazdı. Katar’ın tipik bir güven vermeyen Batı müttefiki ve İran’ın ise Batı ile aynı cephede savaşan bir düşman konumuna geldiğini kaydeden Telegraph, “Türkiye’nin asıl amacının ne olduğu ciddi bir tartışma konusu” şeklinde kaydetti. Türkiye’nin NATO müttefiki olduğuna da yer veren İngiliz gazetesi, “Batılı değerleri savunmaları gerekiyor. Ancak Orta Doğu’daki diğer aktörler ve Türkiye içerisinde Kürt azınlık, Suriye’de başlayan devrim hareketinin radikal İslamcıların kontrolüne geçmesini öfkeyle izliyor. Nedeni ise Türkiye sınırını geçerek Suriye’ye giden yabancı savaşçılar”ifade

Demirel kimdi? Neden sevmezdik? –

Resim
Demirel’in arkasından yas tutan, ona güzellemeler yapan herkes bütün kavgalarına rağmen aslında bir ve aynıdır… Demirel ve onlar bir yanda… 1 Mayıs, Fatsa, Maraş, Çorum, Tariş, Sivas, Gezi Direnişi diğer yandadır Süleyman Demirel, restorasyon TC’sinin, yani “devrimci” iddialarını söylem düzeyinde bile terk eden, “düzenleşen ve devletleşen Kemalizm'”in, (ki buna Atatürkçülük diyorlardı) en tipik temsilcisidir. Yoksul bir Anadolu çocuğundan “Morrison Süleyman” yaratan ve sonra da bu “Morrison Süleyman”ı, “Çoban Sülü” diye halka siyaseten pazarlayan Amerikancı kapitalist Cumhuriyet’in en önemli simgelerindendir. Süleyman Demirel bir uzlaşma adamıydı… Ama bakın nasıl bir uzlaşma… O ordu ile sermayenin, din ile devletin, yerli sermaye ile uluslararası sermayenin, TC ile ABD’nin, ikincilerin hegemonyası temelinde bir uzlaşısını simgeliyordu. Tüm bu uzlaşıların en üst belirleyeni ve yönlendiricisi ise komünizme karşı geliştirilen “soğuk savaş ideolojisi”ydi. Demirel’i yara

WALL STREET JOURNAL: “SEÇİM SONUÇLARI YATIRIMCILAR İÇİN UMUT YARATABİLİR”

Resim
Wall Street Journal gazetesi, seçim sonuçlarının yatırımcılar için umut yaratabileceğini yazdı. “İyi biliniyor ki piyasalar belirsizlikten nefret ediyor ve Türkiye’deki seçimin sonucu bundan önemli miktarda oluşturdu” diyen Amerikan iş çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, “Türkiye’deki seçim sonuçları yatırımcılar için umut yaratabilir. Ancak siyasi belirsizlik aynı zamanda fırsatlar da yaratabilir” değerlendirmesini yapıyor. Yeni hükümet kurma sürecinin zorluklarla dolu olabileceğini belirten gazete, “Ancak, AKP’nin büyük bir zaferi tehlikeler de içerebilirdi, eğer Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha çok güç toplamasına olanak verseydi” şeklinde kaydetti. Gazete ayrıca, “Türkiye’deki kargaşa fırsatlar sunabilir. İyi biliniyor ki piyasalar belirsizlikten nefret ediyor ve Türkiye’deki seçimin sonucu bundan önemli miktarda oluşturdu. Ancak siyasi belirsizlik aynı zamanda fırsatlar da yaratabilir” ifadelerini kullandı. Seçim sonuçlarının duyurulmasının ardından borsa ve li

DAVID IGNATIUS: “ETKİN DESPOT FİKRİ KESİN BİÇİMDE REDDEDİLDİ”

Resim
One minute” olayının yaşandığı Davos panelini yöneten Washington Post Gazetesinin tanınmış köşe yazarı David Ignatius, 7 Haziran sonuçlarıyla ilgili, “Türkiye’de demokrasi hakim” dedi. Ignatus ayrıca, “Etkin despot fikri, Pazar günü Türkiye’de yapılan parlamenter seçiminde kesin bir biçimde reddedildi” ifadesini kullandı. David İgnatius, “Son 10 yılda dünya çapında otoriterleşme yürüyüşünün ‘Neo Osmanlıcılık’, ‘Putinizm’, ‘Beijing Konsesüs’ gibi farklı isimleri oldu” sözleriyle girdiği yazısında etkin despot fikri, Pazar günü Türkiye’de yapılan parlamenter seçiminde kesin bir biçimde reddedildi” ifadesini kullandı. Anka’ya göre, Seçmenlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık projesini geri çevirdiğini belirten David Ignatius Türk seçmenlerinin bu yaklaşımını “Türkiye’deki siyasi kurumların göreceli gücüne” bağlarken “Burada laik demokrasi, adeta yüz yaşında. Sıcak savaşlar, soğuk savaşlar, askeri darbeler ve dini aşırılıkların üstesinden geldi. Türkler, sistemleri rehin a

WASHINGTON POST: “ERDOĞAN YENİLGİYİ KABULLENİP UZLAŞMAYA GİTMELİ”

Resim
Washington Post gazetesi, Erdoğan’ın parlamento seçimlerinde yenilgiyi kabullenip muhalifler ile uzlaşma yoluna gitmesi gerektiğini yazdı. Türk demokrasisinin tehdit altında olduğunu kaydeden gazete, “HDP’ye barajı aşması için verilen oylar Erdoğan’ın otokratik gücünü sağlamlaştırmasını engellemek amacını taşıdı” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, ‘Türkiye’de başkanlık tartışması, diktatörlük tartışması bitmiştir. Türkiye uçurumun kıyısından döndü’ şeklindeki sözlerine de yer veren ABD’li gazete, “12 yıldan fazla bir süredir Türk politikasını domine eden Erdoğan’ın yenilgisini kabul edip etmeyeceğinin henüz net değil. Erdoğan’ın yenilgi karşısında ‘iktidarı eline geçirme’ talebinden vazgeçmesi ve muhalifler ile anlaşma yollarını araması mantıklı olacak” diye yazdı.

Wall Street Journal Türkiye’nin Erdoğan’ı azarladığını yazdı.

Resim
Amerikan Wall Street Journal gazetesi, ‘Türkiye, Erdoğan’ı Azarladı’ başlıklı haberinde, “Bir sonraki Osmanlı padişahı olmayı düşünen o adam, hayal ettiğinden daha zor bir yol bekliyor. Bu büyük haber pazar günkü parlamento seçimlerinden geldi. Seçmenler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP’sinin 13 yıllık meclis çoğunluğunu ilk defa reddetti. Türkiye Erdoğan’ı azarladı” dedi. Seçim sonuçlarının Türk siyaseti için iyi bir haber olduğunu vurgulayan ABD’li gazete, “Sayın Erdoğan, 330 koltuk (milletvekili) alarak kendisine daha fazla yetki veren anayasayı değiştirmek için referandum çağrısında bulunmayı umuyordu. Ön sonuçlara göre oyların yüzde 41’ini ve 258 koltuk, yani 276 çoğunluğundan az koltuk kazandığı belirtildi. Bu, Türkiye’nin siyaseti için iyi bir haberdir. Çünkü Sayın Erdoğan’ın sürünerek ilerleyen otoriterliğine seçmen dur diyerek uyarı vermiştir. Erdoğan 2003-2014 tarihleri arasında başbakan olarak iş dünyasındaki, medyadaki, askeriyedeki hatta mahkemelerdeki muhaliflerini bezdir

DER TAGESSPIEGEL: “DİYARBAKIR’DAKİ OLAYLAR RASTLANDI DEĞİL”

Resim
Die Tageszeitung gazetesi, “Demirtaş ile HDP’nin en önemli görevi, şiddet içeren provokasyonlara şiddetle yanıt vermemektir. HDP sadece böyle bir tavırla büyük seçim zaferini pratikte uygulamaya koyabilir” diye yazdı. Alman Der Tagesspiegel gazetesi, ‘Bir Rastlantı Değil’ başlıklı haberinde, Diyarbakır’da dört kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların Kürtlerin birleşme sürecini tehlikeye attığını belirterek şöyle devam etti: “Çatışmanın PKK ile İslamcı-Kürt Hüda-Par yandaşları arasında yaşandığı ileri sürülse de, tıpkı seçimden önce HDP’nin büyük mitingine düzenlenen suikast gibi, şimdiki bu çatışmalar da bir rastlantı olamaz. Erdoğan’ın çevresindeki takımın Kürtlerin yeni bir bütünleşmeye gitmesinden daha büyük bir korkusu olamaz. HDP’yi şiddet ve huzursuzlukların kaynağı olarak göstermek, özellikle eski iktidar çevrelerinin işine geliyor. O yüzden Demirtaş ile HDP’nin en önemli görevi, şiddet içeren provokasyonlara şiddetle yanıt vermemektir. HDP sadece böyle bir tavırla büyük seçim za

Dünya Basını Seçimleri Nasıl Değerlendirdi?

Resim
NEW YORK TIMES: “ERDOĞAN, SONUNDA CİDDİ YARA ALDI” New York Times gazetesi 7 Haziran genel seçimini irdelediği haber analizinde, “Erdoğan, her ne kadar hem cumhurbaşkanı hem de ülkenin en dişli siyasetçisi olarak kalsa da, sonunda ciddi yara aldı” diye yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘paçavra’ olarak nitelediği New York Times yazı işleri kurulu tarafından kaleme alınan haber analizinde, “Türk seçmenler Pazar günkü seçimde demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi. Seçmenlerin yüzde 86’sından fazlası oy kullandı. Bu oran 2012’de düzenlenen ABD seçimlerindeki katılım oranı yüzde 57’nin çok ötesindeydi. Türkler, açıkça giderek otoriterleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha fazla güç toplamasına izin vermeyeceğini açıkça belirtmiş oldu. Bunu da Erdoğan’ın partisinin mecliste çoğunluk sağlamasına engel olarak ve Kürt azınlığı temsil eden partiye ciddi oranda oy vererek yaptı” şeklinde kaydetti. “Bu, şu an koalisyon hükümeti kurulmasını sağlama göreviyle

DİN, HDP, CHP VE SOSYALİST SİYASET...

Resim
Geçtiğimiz günlerde CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, sosyal medya üzerinden HDP ile ilgili bir açıklama yaptı. HDP'nin ülkenin batısında ve özellikle de Aleviler arasında yaratmaya başladığı sempatiden rahatsızlık duyduğu belli olan Aygün, HDP eşbaşkanı S. Demirtaş'ın, Saidi Nursi ve Selahattin Eyyubi üzerine yaptığı açıklamaları ve Kürtlerin bazen iftiharla sözettikleri İdrisi Bitlisi gibi bazı Kürtlerin geçmişteki Alevi katliamlarındaki olumsuz tutumunu hatırlatarak, HDP'nin Alevilere ilişkin söylemlerinin samimiyetsiz ve pragmatist bir nitelik taşıdığını ve dolayısıyla Alevilerin HDP'ye oy vermemesi gerektiği görüşünü dile getirdi. Aygün'ün açıklamaları üzerine bazı hatırlatmalar yapmak zorunlu gözüküyor...  İlke ve siyaset...  Sosyalist siyaset açısından ilkeler önemlidir. Ama bu ilkelerin kendisi değildir sosyalist siyaset. Tıpkı bir binayı ayakta tutan kolonların yaşamsal önemde olması ama o binanın kolonlardan ibaret olmaması gibi. Eğer sadece ko

- İKTİDAR KATINDA GÜRÜLTÜ: KAVGA MI, OYUN MU?

Resim
Son günlerde Cumhurbaşkanlığı ile Hükümet arasında ve genel olarak da AKP içerisinde artan atışma ve restleşmeleri nasıl anlamak gerekir? Normal koşullarda; bu atışmanın bir gerçeklik mi, yoksa orta oyunu olduğu mu sorgulanmaz ve doğrudan doğruya bu çatışmanın arkasındaki nedenler irdelenmeye çalışılırdı. Ama söz konusu AKP olunca insanlar haklı olarak, bu atışma bir gerçek mi yoksa belli amaçlara ulaşmak için sergilenmiş bir "siyasal tiyatro" mu diye sormaktan ve soruna öncelikli olarak buradan bakmaktan kaçınamıyorlar. En geniş midelerin bile kaldırmakta zorluk çekeceği her türlü bayağılık, son yıllar içinde Türkiye'de olağanlaştırıldı. Bu nedenle devletin en tepesindekiler arasındaki en yakası açılmadık itham ve hakaretlerin bile "siyasi mizansen gereği" olabileceğinden şüphe eder hale gelmiş durumdayız. Kibirli ulusalcılar yıllardır halkın cahil olduğunu söyleyip, bu saptamanın ardından -halkı siyasal mücadele içinde eğitme sonucu çıkaracakları

KENT, AKTİF YURTTAŞLIK, KATILIMCI DEMOKRASİ...

Resim
"Bizler devlet işlerine karışmayanlara sessiz sakin yurttaşlar olarak değil, işe yaramayanlar gözüyle bakıyoruz." Perikles* Kent ve demokrasi kavramları birbirleriyle tarihsel ve siyasal bakımdan son derece ilintili iki kavram... Her kent demokrasi ile anılamasa da, demokrasi yine de kent hayatıyla ortaya çıkmış bir olgu. Kent Nedir? Kent kavramının biri idari demografik, diğeri de sosyo-ekonomik ve kültürel olmak üzere iki ayrı boyutu vardır. İdari ve demografik açıdan kent, belli bir nüfus ve coğrafi büyüklüğe sahip olan yerleşim birimidir. Sosyo ekonomik ve kültürel açıdan ise, sosyal hayatın mesleklere, işbölümüne göre organize edildiği, kurumlaşmanın yoğunluk kazandığı yerleşme merkezleri olarak tanımlanabilir. Kent Hangi Sürecin Ürünü? Kent, üretimdeki gelişmenin toplumsal işbölümünü zorunlu kılacak bir düzeye ulaşmasının ürünüdür. Bu gelişim farklı alanlarda işbölümüne yönelmiş bir toplumsal/yerleşim organizasyonunu zorunlu kılmıştır. Tarımsal üretim nasıl göçer