BİZE ACİLEN BİR AYDIN HAREKETİ LAZIM...
Tarih bize
siyasal planda sağ ve sol dalgaların oluşumunda bir "aydın
hareketi"nin kritik önemde olduğunu gösteriyor.
Elbette bu dalgalar temelde
nesnel/sınıfsal faktörler üzerinde yükseliyor. Ama bir aydın hareketi olmadan
da söylemsel/siyasal hegemonya kuramıyor, bu anlamda başarıya da ulaşamıyor.
Yine bu dalgalar temelde nesnel/sınıfsal faktörler üzerinde yükselse de aydın
müdahalesi bu süreçte çok önemli bir tetikleyici ve hızlandırıcı role sahip
olabiliyor.
Bu sürecin bir söylemsel iktidarı
yıkma ve yeni bir söylemsel hegemonya inşa etme süreci olduğu ve bu söylemsel yıkma/inşa etme eylemi olmadan
sağ ya da sol dalganın başarılı/süreğen
olamayacağı kesin.
Aydınlanma döneminden muaf bir
burjuva devrim süreci tahayyül edilebilir mi?
Ya da Rusya'da yaşanan ve
"Legal Marksizm" olarak anılan yerel "Marksist Aydınlanma"
dönemi olmasaydı sol emekçi dalganın hegemonya kurması ve hatta Ekim Devrimi
başarılı olabilir miydi?
Nasıl Osmanlı'daki modernleşmeci
aydın hareketi ile Kurtuluş Devrimi arasında kopmaz bir nedensellik mevcutsa ,60
ve 80 arası sol yükselişle bizim "Marksist Aydınlanma" ya da
"Legal Marksizm" dönemimiz olarak nitelenebilecek 1.TİP dönemi
arasında da kopmaz bir illiyet ilişkisi vardır.Bu dönem açık biçimde sağ
söylemsel hegemonyanın yıkıldığı solun söylemsel hegemonyasının tesis edildiği
bir dönemdir.
Gelelim sağa...
Neo liberal siyasal hegemonyayı post
modern söylemsel hegemonyadan yalıtık ele almak, analiz etmek, anlamlandırmak
mümkün müdür?
Örneğin Aydınlar Ocağı solun
söylemsel iktidarını kırmak ve sağ bir söylemsel hegemonya inşa etmek amacıyla
kurulmuştu. Sağ dalganın Türkiye'deki başarısını Aydınlar Ocağı'nın mahsulü
olan "Türk-İslam Sentezi"ne gönderme yapmadan açıklamak olanaksızdır.
MC iktidarlarından 12 Eylül faşizmine, ANAP'tan AKP iktidarına uzanan tüm
süreçte "Türk-İslam Sentezi" çok önemli bir role sahip olmuştur.
Türkiye'de sağın söylemsel
iktidarını pekiştiren bir diğer aydın müdahalesi de "Abant Platformu"dur.
Abant Platformu temelde "Türk-İslam Sentezi"nin devamcısıdır. Ama
liberal ve post modern aşı yaparak hem Türk-İslam Sentezi'ni dönemin ruhuna
uyarlamış hem de liberaller ve bir kısım
solcular için de kabul edilebilir hale getirerek sağ söylemin iktidarını
genişletmiş ve pekiştirmiştir.
Tüm bu anlatılanlar sol ya da sağ
dalgaların tetiklenmesinde ve süreğenlik kazanmasında aydın
inisiyatiflerinin/hareketinin kritik role sahip olduğunu sanırım yeteri
açıklıkta ortaya koymaktadır.
O zaman gelelim nesnel
faktörlere...
Bu tür süreçlerin en temel
tetikleyicisi evrensel sistemik krizler ve bu krize olağan araçlarla çözüm
üretil(e)miyor olmasıdır... Bu durum devam ettikçe birbirini besleyen biçimde
faşizan ve sol dalgalar gelişir. Bu dalganın sola doğru yönlenmesinde ise
stratejik olarak emekçi kimlikli sosyal hareketler, taktik/konjontürel olarak
da aydın hareketleri önemli rol oynar.
Stratejik öncelikle zamansal
öncelik denk düşmeyebilir. Söylemsel iktidarın inşası işçi/emekçi hareketiyle
tetiklenebileceği gibi tersi de olanaklı, hatta yüksek düzeyde olanaklıdır.
Örneğin Rusya'da "Legal Marksizm" ve Türkiye'de 1.TİP dönemi yaygın
bir işçi/emekçi hareketini öncelemişlerdir.
İşin strateji yanı böyle...
Taktiksel ve konjontürel yana gelecek olursak...Bugün böylesi bir aydın
hareketinin inşasının iradi çabayla hem mümkün olduğunu ve hem de çok yol açıcı
olabileceğini görüyoruz.
Evrensel ve yerel planda iktidar bloğunun çatladığı, neo liberalizmle
dinci iktidar bileşkesinin ise büyük bir kitle muhalefetini beslediği bir
dönemdeyiz. Ama bugünkü koşullar da var olan bu muhalefetin birleşik bir mecrada
akmaması en önemli dezavantaj...
Sağ söylemin hegemonyasına teslim
olmuş ve muhalefetini bu mecra içinde top çevirmeye indirgemiş CHP'de, niyetine
rağmen üzerinde yükseldiği siyasal zeminin nesnel kısıtları nedeniyle HDP'de,
söylemsel krizi tek başlarına aşma kabiliyetine sahip olmayan sosyalist siyasal
aktörlerde böylesi bir söylemsel yıkma ve inşa sürecini ve muhalefeti birleşik
bir mecraya sokabilme işini başarıyla tamamlayacak olanaklardan yoksun
durumdadırlar.
Bugün emek ve laiklik güçleriyle,
Kürt, Alevi,halkçı İslamcı muhalefetin birliğinin varlık ve güç kazanıp oradan
tüm siyasal alana söylemsel ve pratik anlamda yayılabileceği en mümkün ve
etkili araç geniş katılımlı bir aydın inisiyatifi/hareketidir.
Bu aydın hareketi kritik önemdeki
bu rolünün yanı sıra emekten yana, kamucu, laik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir söylem inşasıyla neo liberal ve dinci
söylemin iktidarını gerilettiği ölçüde hem yeni bir emek hareketinin
tetikleyicisi hem de süreğen bir yeni sol dalganın söylemsel mimarı
olabilecektir.
KHK mağduru akademisyenler,
gazeteciler, emek dostu aydın ve sendikacılar, Kürt ve Alevi aydınları,
eşitlikçi/halkçı İslamcılar yukarıdaki hedef ve perspektifle az çok kurumsal ve
süreğen "eşitlikçi,özgürlükçü bir aydınlanma platformu"nda bir araya
gelse ve memleket sorunlarına yeni bir söylemle yanıt üreten raporlar/yayınlar
vb. hazırlayıp kamuoyu ile paylaşsa...
Ne dersiniz?
Yorumlar
Yorum Gönder