TARHAN ERDEM ALJAZEERA’YE( EL CEZİRE) KONUŞTU: “BAŞKANLIK REJİMİ ANKARA’YI CEHENNEME ÇEVİRİR”
Gazeteci
Tarhan Erdem’e göre, Erdoğan, Çankaya Köşkü’ne çıkarsa, eğilimlerini devam
ettirmesi durumunda, Anayasa’ya göre bir cumhurbaşkanı olmaktan çok ‘hükümet
başkanı’ gibi olacak. Toplumsal araştırmalar yapan KONDA’nın sahibi Erdem’e
göre, Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasıyla Abdullah Gül de AK Parti’nin yeni genel
başkanı ve başbakan adayı olacak.
Aljazeera’ye konuşan Tarhan Erdem’in
değerlendirmeleri şöyle:
Aljazeera: Başbakan Erdoğan, 12
yıllık başbakanlıktan sonra AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı. Erdoğan Köşk’e çıkmayı
neden bu kadar çok istiyor?
T. Erdem: AK Parti tüzüğündeki üç dönem
kuralını kaldırmak istemiyor; bu kural uygulandığında Erdoğan 2015’de
milletvekili olamayacak, başbakan olamayacak. Bu durumu kabul edemiyor. “Niçin
Meclis ve iktidar dışına çıkmayı kabul edemiyor?” sorusu ayrı bir konu!
Aljazeera: Niçin kabul edemiyor?
T. Erdem: Bir başbakan üç dönem yaptıktan sonra
ayrılabilir ama Erdoğan ayrılmıyor. Niçin ayrılmıyor? Değişik şekilde
yorumlanabilir, söylenebilir. Bana göre iktidarı terk etmek istemiyor. Geçen
seçimde 2011 seçimlerine girerken, 2023 vizyonunu açıklamıştı. O hevesle kalmak
istiyor. İktidarını muhafaza etmek istiyor. Onun için ayrılamıyor.
Aljazeera: Köşk’e çıkarsa siyasi
kimliğinden vazgeçer mi?
T. Erdem: Kimliğinden vazgeçebileceğini
sanmıyorum!
Aljazeera: AK Parti lideri gibi
davranmayı sürdürür mü?
T. Erdem: AK Parti’nin iç işlerine karışmak,
ne olup bittiğini takip etmek isteyecektir. Ama bu yeni başbakana bağlı olacak
bir şeydir. Kim olacak, ona bağlı bir şeydir. Kim genel başkan seçilir veya
tayin edilirse edilsin, eğer cumhurbaşkanlığını, başbakanlığı da yönetecek bir
organ olarak görürse, bir ay sonra sorun çıkacaktır; kişiye bağlı değildir.
Aljazeera: AK Parti genel başkanı kim
olur sizce?
T. Erdem: Son gelişmeler, Sayın Abdullah
Gül’ün de bu işte rolünün devam edeceğini gösteriyor. Genel başkan adayı gibi
görüyorum Sayın Abdullah Gül’ü. Bunu söylüyor ya da söylemiyor. Benim
görebildiğim kadarıyla Abdullah Gül milletvekili seçiminden sonra başbakan
adayıdır, AK Parti’nin genel başkan adayıdır. Bu çok önemli bir gelişme.
Aljazeera: Yeni dönemde ilişkileri
nasıl olur?
T. Erdem: Benim kanaatim, Erdoğan bugüne kadar
görebildiğimiz eğilimlerini devam ettirirse, bugünkü Anayasamıza göre bir
cumhurbaşkanı gibi olmaktan daha çok hükümet başkanı gibi davranacaktır. Bu
problem çıkarır. Başbakan, AK Parti genel başkanı kim olursa olsun bir problem
çıkarır şekilde davranacaktır.
Aljazeera: Bu nasıl bir sorun
yaratacaktır?
T. Erdem: Devlet
hayatındaki sorunların en büyüğü. Başka tanımlaması çok zor. Bir başbakanla,
iktidar partisi genel başkanıyla, cumhurbaşkanı arasında bir uzlaşmazlık,
ikisinin birbirine karşı görev tanımı bakımından farklı düşünüyor olmaları, hiç
yaşamadığımız bir problemdir. Büyük problem yaratacaktır. Nasıl çözeceğimizi
bilmiyorum.
Aljazeera: Yarı
başkanlık ya da başkanlığa geçiş olursa problem çözülür mü?
T. Erdem: Anayasa’nın değiştirilmesi lazım.
Anayasa değiştirmeden olmaz. Anayasa değiştirmek için de Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin 367 milletvekilinden daha fazla çıkarması lazım. 367 de yetmez.
Halkoyuyla çoğunluk kazanması gerekir.Bugünkü Anayasa’ya göre, anayasa
değişikliğinin kabulü için 330 milletvekilinin oyu gerekli. Eğer 367’den az
oyla değişiklik yasası kabul edilmiş ise cumhurbaşkanı bu anayasa değişikliğini
halkoyuna sunmak zorundadır, eğer 367’den fazla oyla kabul edilmişse kendi
takdirine bağlıdır; halkoylamasına sunmayabilir.
Aljazeera: AK Parti 2015’te 367
milletvekili çıkarabilir mi?
T. Erdem: Mümkün ama Erdoğan çıkarmayacak.
Yeni başbakan ve AK Parti genel başkanı yönetimindeki AK Parti çıkaracak.
Aljazeera: AK Parti’nin yeni genel
başkanı başkanlık modelini destekler mi?
T. Erdem: Kendisi ‘başkanlık rejimine
gideceğiz’ diyerek seçime giderse destekler. Ama destekler mi, desteklemez mi;
yeni seçilecek başbakanın ve AK Parti başkanı ile karar organlarının kararına
bağlı. Yani, Erdoğan’ın başkanlık rejimine geçmesi, 2015 seçimine bağlı. Gayet
doğaldır çaba göstermesi ama AK Parti’nin 367’den fazla milletvekili çıkarması
ve bunların da Erdoğan’ın sözünün dışına çıkmaması gerekir! Bu ihtimal çok
uzaktır.
Aljazeera: Başbakan Erdoğan ile
cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir fark oluşur mu?
T. Erdem: Olabilir, Erdoğan bu farkı
yaratabilir, yaratmalıdır! “Yaratacaktır” diyemiyorum maalesef!
Aljazeera: Muhalefetle ilişkisi nasıl
olur?
T. Erdem: Bugünkü muhalefet kalır mı? İlk soru
budur! Bugünkü kalırsa, çekişme sürecektir.
Aljazeera:‘Muhalefet kalır mı?’
derken neyi kastediyorsunuz?
T. Erdem: Cumhuriyet Halk Partisi’nde iç
çekişme her dönemde olduğu gibi bugün de var. Bu çekişmeyle yönetim değişirse,
bugünkü CHP yok demektir. Yeni CHP yöneticileri ne düşünecektir, parti içinde
demokrasiye geçecekler mi, geçmeyecekler mi; geçerse veya geçmezse yeni parti
yönetimi nasıl bir tavır sergileyecektir? Bunları şimdiden düşünmek gerçekçi
değil, karar veremeyiz. Bugünkü muhalefet olursa çekişme devam edecektir. 2015
seçimlerinden sonra bugünkü CHP yönetimi devam ederse, Sayın Erdoğan da
cumhurbaşkanı seçilmişse, cumhurbaşkanı ile ana muhalefet partisi arasında
bugün var olan çekişme sürecek demektir.
Aljazeera: Erdoğan’ın Türkiye’yi
fiilen ‘yarı başkanlıkla’ yönetecek beklentisi var. Bu mümkün müdür?
T. Erdem: Türkiye’de yarı başkanlık tartışması
yapılıyor, yüzeysel ve içerikten yoksun… Erdoğan fiili başkanlık rejiminden
bahsediyor zaman zaman. Ancak Türkiye’de bir asra yakın zamandır uygulanan
yönetim sistemi merkezi sistemdir; demokratik döneme geçildikten sonra,
beklenmeyecek biçimde, merkezileşme daha katılaşmıştır. Bu yönetim sisteminde
başkanlık rejimini, ister Anayasa’yı değiştirerek, ister Erdoğan’ın isteğine
fiilen uyarak, uygulamayı istemek Ankara’yı cehenneme çevirir. Erdoğan bunu
anlasaydı, üç dönem kuralını kaldırır, milletvekili seçilir, başbakan olurdu.
Şimdiye kadar karşısına çıkan bütün engellerin temelinde yerinden yönetim
sisteminin bulunmayışı vardır; ne hazindir ki o bu durumu bir türlü anlayamadı!
Aljazeera: ‘Başkanlık rejimi
Ankara’yı cehenneme çevirir’ sözüyle ne demek istiyorsunuz?
T. Erdem: Bugünkü kanunlarımız maalesef koyu
bir merkezi yönetime göre çıkarılmıştır. Her geçen gün de bu merkezi yönetim
artmaktadır. Bütün yetkiler merkezi yönetimde toplanmaktadır, her çıkan kanunda
da merkezi yönetimin yetkisi artırılmaktadır. Ayrıntılara kadar tüm yetkiler
merkezde. Bunlar değiştirilmeden bana göre yerinden bir yönetim kurulup
çalıştırılmadan, bu çalışma görülmeden bir başkanlık rejimine geçirilirse, o
başkan pek çok işi bir arada götürmek zorunda kalacaktır. Bu dayanılacak bir
hayat değildir. Cehennem dediğim bu. Her gün yüzlerce soruyla karşılaşacaktır.
Bugün Başbakan’ın her şeye karışmasının, her şeyde yetkili olmasının sebebi
maalesef yönetim sistemimizin merkezi idare olmasıdır. Türkiye’de hiçbir konu
bakanlık dışına bırakılmamış. Yerel yönetimlere bırakılmamış. Alev alev yanan
bir Ankara’dan bahsetmiyorum. Ama idare o kadar telaş içine girer ki,
cumhurbaşkanı bütün Türkiye’yi yöneten bir bürokrasinin hakimi haline dönüşür.
Bugünkü bütün müsteşarlar, bakanlar başta cumhurbaşkanına bağlı olacak
demektir. Böyle kurulu merkezi idare bir başkanlık rejimi tahammül edilecek bir
şey değildir. Türkiye’nin en önemli meselesi, tekrar etmek isterim ki, yönetim
siteminin “yerinden yönetim”e geçememesidir. İnsanların yerleştiği yere göre
yönetim yok maalesef.
Yorumlar
Yorum Gönder