Girişte kuş sesleri, horoz sesleri ve küçük bir derenin huzur veren şırıltısı karşılar sizi. Papazınbağı'nda doğa sesinden başka hiç bir mekanik ses duyamazsınız. Yalnızca doğanın o eşsiz melodisi. Asırlık çam, çınar, dut, Ankara armudu, Ankara ayvası, üvez, ceviz ve muşmula ağaçlarıyla süslenmiş 14 bin m2'lik küçük bir cennet adacığı burası... Üstelik de tam şehrin göbeğinde... Tarihide ilginç... Kimilerine göre Papazınbağı'nı Atatürk, Cumhuriyet'in ilk ikizleri olması nedeniyle Necati-Hayati Kuloğlu ikizlerine bağışlamıştır. Kimilerine göre de bağ alanını baba Ahmet Efendi, ülkeyi terk etmek üzere olan bir Ermeni ailesinden satın almıştır... Ama Kuloğlu ailesi iki rivayetinde tam olarak doğru olmadığını söylüyor.Ermeni ailenin Ankara'yı terk etmesiyle bağın devlete geçtiğini ve baba Ahmet Efendi'nin bağı 1936 yılında devletten açık artırmayla aldığını belirtiyor. Besbelli bu süreçte acı olayların da hüznüyle de yoğrulmuş Papazınbağı... Ahmet Efendi ba...
Köşkün yapılışı Ankara’nın en önemli tarihi mekanlarından biri olan Abidinpaşa Köşkü , bugünkü Abidinpaşa semtinde Asker Alma Dairesinin hemen karşısındadır. Köşkün yapılışı ile ilgili rivayet de hayli ilginç. Abidin Paşa 1886 yılında Ankara'ya Vali olarak atanır ve Ankara'ya geldiğinde kendisine köşk yaptırmak ister. Köşkü nereye yaptırması gerektiği konusunda bir süre kararsız kalan Abidin Paşa’nın yer tespiti için bulduğu çözüm son derece şaşırtıcı ve yaratıcıdır. Abidin paşa bir karara varabilmek için Ankara'nın en güzel yerlerini tek tek gezer ve buralardaki ağaçlara et astırır. Rivayet bu ya; bu ünlü vali daha sonra buraları gezmeye geldiğinde sadece şu anda köşkün bulunduğu yerdeki etin bozulmadığını görür ve köşkü buraya, yani bugünkü Abidinpaşa semtine yaptırır. Böylece Ankara’nın tarihi abidelerinden biri olan Vali Konağı inşa edilmiş olur. Abidinpaşa semtinin adı da, bu ilginç hikayeli köşkten gelmektedir. Abidin Paşa Köşkü ve Kurtuluş...
Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet ve Ankara diyince ilk akla gelenlerden biri de Seymenlerdir. 27 Aralık 1919'da Atatürk Dikmen sırtlarından Ankara'ya geldiğinde onu ilk karşılayanlar arsındadır Seymenler. Mustafa Kemal'i "Paşam seni görmeye geldik, bu vatan uğruna ölmeye geldik" diyerek coşku ve inançla karşılayan Seymenler, böylece hem Ankara'nın başkent ilan edilmesi sürecine ve hem de yeni Cumhuriyetin temeline harçlarını katmışlardır. Seymen nedir? Seymen, Ankara ve çevresinde yaygın olarak Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir... "Seymen" kelimesinin etimolojik kökenine ilişkin olarak günümüze değin çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan en yaygınına göre "Seymen/ Seğmen" terimi Farsça bir ifade olan "segban" ile ilişkilendirilmekte ve "bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit" olarak tanımlanmaktadır (bkz. TDK Sözlüğü, 1998). Seymen teriminin b...
Yorumlar
Yorum Gönder