Bir Kızılay Düşü Olmalı...

Bir kentin merkezi o kentin kimliğini ve kişiliğini gösterir. O kentin tarihsel mirasının ve dokusunun en önemli vitrinidir. Dışarıdan bakanlar önce ve öncelikle buradan bakarlar kente. Bir ülkenin başkenti ise çok daha özeldir. Zira başkent o ülkenin tarihinin, kültürünün, siyasal rejiminin kentsel bir simgesi gibidir. Ve tüm bu özellikler en çok o başkentin merkezinde ve meydanlarında kendini dışa vurur. Zamanla çökertilen Ulus ve Kızılay... Cumhuriyet’in başlarında Ankara böyle bir anlayışla inşa edilmeye başlanmıştı. Ulus ve sonra Kızılay Ankara’ya merkezlik yaptılar. Ulus büyük bir meydanın yanı sıra pek çok önemli yapısıyla, anıt ve heykelleriyle, eski TBMM binasıyla, Ankara Palas vb. binalarıyla gerçek bir başkent merkezi iken, zamanla büyük bir çöküş yaşadı. Bugün aynı akıbeti Kızılay yaşıyor. Yenişehir’den Çankaya’ya uzanan bir alanda yeniden inşa edilen modern Ankara’nın, yeni kent merkezi olarak ortaya çıkmıştı Kızılay… Ünlü binaları, pasajları, lokantaları ve otelleriyle; bir yanından Güvenpark’ın, diğer yanından Kızılay Parkı’nın çevrelediği kent meydanıyla Kızılay yaşayan, canlı bir kent merkezi idi. Bütün Ankaralılar için “Kızılay’a çıkmak” burada gezmek, eğelenmek, alışveriş yapmak çok özel ve keyifli bir uğraştı. Ne var ki, yıllar içinde Kızılay’ın giderek “hayalet merkez” haline dönüştüğünü büyük bir üzüntüyle gözlemliyoruz. Önce bölgeye adını veren tarihi Kızılay binası yıkıldı. Kızılay Parkı yok edildi… Sonra Güvenpark dolmuş ve taksi duraklarının mekanı haline geldi. En sonra da Kızılay Meydanı sağdan soldan daraltıla daraltıla yok oldu gitti. Uygulanan yanlış ulaşım politikaları ile Atatürk Bulvarı, bulvar olmaktan çıktı ve bir otoban haline geldi. Kızılay’daki çöküş kent yaşamındaki çöküşün bir göstergesi Çökertilen yalnızca Kızılay değildir; bütün bir kent yaşamında yaşanan dağılmanın, parçalanmanın ve artan kutuplaşmanın bir sonucudur Kızılay’daki çöküş. Ankara’da bugün insanlar kenti yaşayamıyorlar, teneffüs edemiyorlar, kentlilerin ortak karşılaşma mekanları neredeyse hiç yok… Oysa kent merkezleri ortak bir sosyal yaşamın, ve bütün kentlileri kuşatan ortak bir kent kültürünün oluşumunu kolaylaştırır, olanaklı hale getirir. Kızılay hayali olmalı… Tüm bu nedenlerle yeni bir Kızılay düşüne sahip olmak çok önemli. Kızılay meydanı gerçek bir meydan haline getirilmek durumunda. Atıl duran Gima binası Ankara'nın simge binalarından biri olarak yaşatılmalı, yeniden aydınlığa kavuşturulmalı. Kızılay kent meydanına bakan ve uluslararası turizme de hizmet eden çok prestijli bir otele kavuşturulmalı vb. vb. Kızılay’ın çöküşten kurtarılması yalnızca Çankaya Belediyesi’nin sorunu olmamalıdır. Büyükşehir Belediyesi ve hatta Ankara başkent olduğu için merkezi hükümette bu soruna duyarlılık göstermeli ve elini taşın altına sokmalıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

SEYMEN GELENEĞİ: KURTULUŞ SAVAŞI VE CUMHURİYET