Toplumcu Belediyeciliğe Doğru 3

 
V.Hugo
SOSYAL POLİTİKA ÖNEMLİDİR…
Yerel iktidara giden yolda son derece önemli görünen bir başka konu daha var . Bu konuyu CHP Ankara İl Örgütü’nün Kızılcahamam’da düzenlediği CHP Ankara örgütleri toplantısında CHP parti meclisi üyesi Seyhan Erdoğdu net biçimde tarif etmişti. Sol belediyeler, aslında sosyal devletin altını oyma amacı taşımasına karşın, AKP’li belediyelerinin ironik biçimde sosyal belediyecilik adı altında uyguladıkları  “yardım politikalarına” karşı toplumcu yerel sosyal politika seçeneği ile çıkabilmelidirler. Bu konuya Seyhan Erdoğdu’nun dikkat çekmesi hiç de şaşırtıcı değil… Çünkü Seyhan Hoca 1960’lı yılların sonundan itibaren sosyal politika alanına sürekli dikkat çeken bir politik kimliğin taşıyıcısı… Dahası akademik alanda da bu konunun en önemli uzmanlarından biri… Bu kadar da değil... Seyhan Hoca uzun yıllar sendikalar içinde de sosyal politika konusunun pratiğini yapmış değerli bir isim…
Gerçek bir sosyal politika düzeninin ancak merkezi devlet ölçeğinde kurulabileceği ve yerel yönetimler aracılığıyla sosyal politikaya yönelik yapılacak olanların sınırlı ve yetersiz kalacağı gerçeğini unutmadan,  kentsel yoksulluğu yönetmeye dayalı AKP politikalarına karşı, kent yoksullarını destekleyici ve kent yoksulluğunu azaltıcı yerel sosyal politikalar geliştirilmesi gerçekten de çok önemli…
Kent yoksulluğu kavramının içeriğini de oluşturan iki ayrı boyutu olmalıdır bu politikaların. Yani  hem kent nüfusu içinde gerekli istihdam ve gelir olanaklarından yoksun olduğu için “onurlu yaşam” olanaklarına sahip olmayan kitleleri destekleyici bir boyuta sahip olmalıdır. Hem de kentin içme suyu, kanalizasyon, çöp toplama, elektrik, ulaşım vb. gibi teknik donatı olanaklarıyla; kaliteli ve yeterli yeşil alan, kaliteli ve yeterli açık ve kapalı kamusal alanlar gibi sosyal donatı olanaklarından yoksun bırakılan yoksul bölgeleri öncelikli gören bir nitelik taşımalıdır...
Bu çerçevede ayrıntılandırılmış bir yerel politikanın oluşturulması acil bir gereklilik. Zira sol belediyeler kendi politikalarının yoksulluğu azaltmaya ve yoksulları güvenceye kavuşturmayı amaçlarken, AKP belediyelerinin politikalarının ise yoksulluğu (azaltmaya değil) yönetmeye ve yoksulları istismar etmeye dayalı olduğunu, ancak somut sosyal politika önerileri ve uygulamalarına sahip olabilmeleri sayesinde, halka anlatabilirler. Bu konu, üzerinde daha fazla durulmayı hak ediyor...
"SOSYAL BELEDİYECİLİK" Mİ? “TOPLUMCU BELEDİYECİLİK” Mİ?
Sosyal Belediyecilik kavramının tarihsel ve siyasal anlamda sol belediyecilikle bağlantısını biliyoruz.  Ne var ki, AKP yönetimi her konuda olduğu gibi kavramlar alanında da son derece pragmatist… Pek çok siyasal değere yönelik yaptığı gibi, sosyal belediyecilik kavramında da “sahip çıkarak içini boşaltma” yöntemini uygulamaktadır. Demokrasi, özgürlük, adalet gibi insanlık tarihine mal olmuş everensel kavramlarda, bazı kafa karışıklıkları yaratabilmekle birlikte, amacına ulaşması olanaklı olamazken; sosyal belediyecilik kavramı için aynı şeyi söylemek olanaklı gözükmemektedir.
AKP geçen yıllar içinde,  ne yazık ki bu kavramın içini büyük ölçüde boşaltmış bulunmaktadır. Sosyal devletin tasfiyesinin yarattığı boşluğun ardından birçok ülkede ve bu arada ülkemizde de, “sosyal belediyecilik” adıyla yerel yönetimlerin düzensiz, kuralsız ve şarta bağlı yardımlar yapmasının yasal bir zorunluluk haline getirilmiş olması,  temel amacı sosyal devletin tasfiyeyi olan bu uygulamaların,  yaygın ve  ironik biçimde sosyal belediyecilik olarak tanımlanır hale gelmesi, ne yazık ki “sosyal belediyecilik” kavramı ile “sol” arasındaki algısal bağı ortadan kaldırmıştır. Bugün sosyal belediyecilik denildiğinde genel algı olarak akla sol politikalar değil, AKP’nin düzensiz, kuralsız ve şarta bağlı neo-liberal yardım politikaları gelmektedir.
Buna karşın bazı sol belediyeler kavram olarak hala “sosyal belediyecilik”i kullanırken, başka bazıları da  “toplumcu belediyecilik” tanımını tercih etmektedir. Sol belediyeler kavramsal ortaklık sağlamak durumundadır.  Ve sağ-liberal politikalarla sol dayanışmacı politikalar arasındaki ayrıma işaret edebilmek açısından, toplumcu belediyecilik kavramını kullanmak, bizce daha doğru bir tercih olacaktır.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-