NEWSWEEK: “DARBE GİRİŞİMİ, ERDOĞAN’I PUTİN’İN KOLLARINA İTTİ”

NEWSWEEK: “DARBE GİRİŞİMİ, ERDOĞAN’I PUTİN’İN KOLLARINA İTTİ” Newsweek dergisi, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin her geçen gün biraz daha otoriterleşen Cumhurbaşkanını yeniden Viladimir Putin’in kollarına ittiğini yazdı. Haftalık Amerikan dergisi Newsweek, Owen Matthews imzalı ve ‘Erdoğan ve Putin... Birbirine aşık iki diktatör’ başlıklı analizinde, “Türkiye’deki başarısız darbe girişimi ülkenin her geçen gün biraz daha otoriterleşen Cumhurbaşkanı’nı yeniden Vladimir Putin’in kollarına itiyor” dedi. Rusya istihbaratının Türkiye hükümetine darbe girişimi konusunda önceden uyarıda bulunduğuna yönelik iddialar olduğunu ancak söz konusu iddiaların Türkiye ve Rusya tarafından reddedildiğine dikkat çeken Matthews, ‘Vladimir Putin’in ajanları darbe girişimi sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayatını mı kurtardı?’ sorusuna yanıt aradığı analizinde,“Söz konusu iddiaların gerçek olup olmadığıyla ilgili çeşitli görüşler var. Hikayenin asıl önemi, Rusya ve Türkiye’nin stratejik ittifaklarını onarmaya başladığına işaret etmesidir.Başarısız darbe girişiminin önemli sonuçlarından biri, Erdoğan’ın stratejik destek için eski müttefiki Putin’e başvurma ihtimali gibi duruyor” yorumunda bulundu. Putin ve Erdoğan’ın pek çok ortak özelliği bulunduğunu kaydeden ABD’li dergi şöyle devam etti: “ İki lider de bir çeşit popülist otoriterliğin öncülüğünü yapıyor ve her ikisi de ABD’ye derin bir şüpheyle yaklaşıyor. Erdoğan, darbe girişiminin ardından yaptığı ilk konuşmalardan birinde Obama’yı üstü kapalı bir biçimde darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen’i korumakla suçladı. Erdoğan’ın bu söylemi, Putin’in ABD ile ilgili yaptığı açıklamalarla büyük benzerlik gösterdi. Putin 2011 yılında kendisine karşı yapılan protestoların arkasındaki isim olarak Hillary Clinton’ı göstermişti. Erdoğan ve Putin’in yönetim şekilleri de giderek birbirine benzemeye başladı. Erdoğan, darbe girişiminden bu yana, ülkedeki muhaliflerini bastırma konusunda Putin gibi davranıyor; sadece darbeci askerlere ve generallere değil, aynı zamanda gazetecilere, akademisyenlere, öğretmenlere ve hakimlere de göz açtırmıyor”. Son zamanlarda özellikle Suriye’deki iç savaşla ilgili yaşanan gelişmelerin ‘Erdoğan ve Putin’in aralarındaki yarım kalmış sevgiyi devam ettirmek için güçlü teşviklere sahip olduğu anlamına geldiğini vurgulayan Matthews analizini, “Erdoğan, gerçek anlamda veya siyasi olarak hayatını Rus istihbaratına borçlu olmasa bile, darbe girişimi Erdoğan’ın Batı’ya yönelik şüphelerini arttırdı, otoriter içgüdülerini güçlendirdi ve her geçen gün biraz daha siyasi ikinci kişiliğine (alter ego) benzeyen Putin’e yaklaştırdı” değerlendirmeleriyle noktaladı. TIMES:“ERDOĞAN, ORDUYU VE CASUSLARI KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYOR” Times gazetesi,Genelkurmay Başkanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Cumhurbaşkanlığına bağlanmasını istemesine dikkat çektiği haberinde, “Erdoğan, orduyu ve casusları kontrolü alına almak istiyor” diye yazdı. İngiltere’de yayınlanan Times gazetesi, ‘Erdoğan, Orduyu ve Casusları Kontrolü Altına Almak İstiyor’ başlığını kullandığı haberinde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki hafta önceki başarısız darbe sonrası iktidarını güçlendirmeye çalıştı. Erdoğan, orduyu ve casusları kontrolü alına almak istiyor” şeklinde kaydetti. Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’in halen Başbakanlığa bağlı olduğunu ve iki kurumun Cumhurbaşkanlığına bağlanması için anayasa değişikliği gerektiğini belirten İngiliz gazetesi, “Türkiye’de muhalefet partileri daha önce Cumhurbaşkanının yetkilerinin artırılmasına şiddetle karşı çıktılar. Muhalif milletvekilleri ve bağımsız medya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı otokratik eğilimlere sahip olmakla suçladılar.Türkiye’de 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası 10 bini asker olmak üzere yaklaşık 16 bin kişinin gözaltına alındı ve soruşturulan on binlerce kamu görevlisinin yurt dışına çıkışları yasaklandı” dedi. FINANCIAL TIMES: “ERDOĞAN, BORSA UZMANLARINI DA HEDEF ALDI” İngiliz Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi sonrası kapsamlı bir tasfiyeye giriştiğini; on binlerce asker, bürokrat ve öğretim görevlisinin ardından son olarak borsa uzmanlarını hedef aldığını yazdı. Sermaye Piyasaları Kurulu’nun (SPK), Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Birim Yöneticisi Mert Ülker’in lisansını iptal ettiğini ifade eden İngiliz Financial Times, “SPK, Çarşamba günü ‘Darbe Girişiminin Arkasında Kim Vardı?’ başlıklı raporu nedeniyle Mert Ülker hakkında suç duyurusunda da bulunmuştu. Mert Ülker, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası yatırımcılar için hazırladığı raporda, standart tahminlerde bulunmuş ve girişimin potansiyel siyasi etkisine değinmişti” dedi. Financial Times’a konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin uzmanının, “Benim görevim insanlara mevcut durum hakkında ne düşündüğümü söylemek. Ancak mevcut şartlarda artık ne düşündüğümü söyleyemiyorum...Oysa bu, Türkiye’nin bugünlerde ihtiyacı olanın tam tersi” şeklindeki sözlerini de aktaran İngiliz gazetesi, “Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra ; Fethullah Gülen’le bağlantılı görünen ve aralarında medya kuruluşlarının da bulunduğu 114 işletmeye el kondu; iki büyükelçi gözaltına alındı, 47 gazeteci hakkında gözaltı kararı oldu, 50 binden fazla kişi görevden alındı, 8 binden fazla kişi tutuklandı ve tüm üniversite dekanları hükümetin isteğiyle istifa etti” diye yazdı. Financial Times haberini adının açıklanmasını istemeyen önemli bir üniversitenin yeni emekli olmuş dekanının, “Burası, Stalin’in yönetimi altındaki Sovyetler Birliği’ni ya da Mao’nun yönetimi altındaki Çin’i andırmaya başladı.Hedefleri net: Bu fırsatı, Sayın Erdoğan’dan yana olmayanlardan kurtulmak için kullanmak. Bunun uzun vadede, üniversiteler ve sadece bağımsız olmaları halinde saygın kalabilecek diğer kurumlar üzerinde etkisi olacaktır” şeklindeki sözlerini aktarak noktaladı. AMERİKAN ULUSAL İSTİHBARAT DİREKTÖRÜ CLAPPER: “TASFİYELER, ABD’Yİ ENDİŞELENDİRİYOR” Amerikan Ulusal İstihbarat Direktörü Clapper, ordudan ihraçların Türkiye ile işbirliğini zorlaştırdığını söyledi. Clapper endişeli olduklarını da belirtti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal İstihbarat Direktörü emekli General James Clapper Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki ‘temizliğin’ terör milisi IŞİD ile mücadeleyi zorlaştırdığını söyledi. Clapper Aspen’deki güvenlik konferansında bir soru üzerine, ordudaki ihraç kararlarının Türk güvenlik mekanizmasının bütün alanlarını etkilediğini belirtti. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, “Muhataplarımızın birçoğu görevden uzaklaştırıldı ya da tutuklandı. Bunun Türklerle yürüttüğümüz işbirliğini zayıflatıp zorlaştıracağı şüphe götürmez”dedi. AB’DEN TÜRKİYE’DEKİ SIĞINMACILAR İÇİN 1,4 MİLYAR EURO AB Komisyonu, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için taahhüt ettiği yardımın 1,4 milyar Euro’luk dilimini serbest bıraktı. Brüksel’den konuyla ilgili yapılan açıklamada, AB Komisyonu’nun varılan mutabakat çerçevesinde Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için 2017 yılı sonuna kadar 3 milyar euro yardımda bulunmayı taahhüt ettiğine dikkat çekildi. 1,4 milyar Euro’luk dilimini serbest bırakılmasıyla fondan tahsis edilen miktarın 2,15 milyar euroya yükseldiğine dikkat çekildi. Brüksel şimdiye kadar 106 milyon Euro’nun ihtiyaç sahiplerine ulaştığını da vurguladı. Yardım paralarının büyük kısmının Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’na (WFP) aktarıldığı bildirildi. Türkiye ile AB arasında, 20 Mart tarihindeki zirvede Yunanistan’a Türkiye üzerinden giriş yapan ve Yunanistan’da iltica başvurusunda bulunmayan sığınmacıların Türkiye’ye iade edilmesi kararlaştırılmıştı. AB, bunun karşılığında Türkiye’ye toplam 6 milyar Euro mali yardım, kabul edilen her Suriyeli sığınmacı karşılığında bir Suriyeliyi yasal yollardan kabul etme ve Türkiye ile vize muafiyeti sürecinin hızlandırılmasını taahhüt etmişti. Sığınmacıların iadesine nisan ayında başlandı. Türkiye’nin talepleri arasında, haziran ayından itibaren Schengen Bölgesi’nde Türk vatandaşlarına vize muafiyeti uygulanması bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB’nin taahhütlerini yerine getirmemesi halinde Türkiye ile AB arasında sığınmacı krizinin çözümüne yönelik varılan anlaşmanın uygulanmayabileceği uyarısında bulunmuştu. Erdoğan, ‘Burada takip edilmesi gereken bir süreç vardır, belli şartlar vardır. Şayet Avrupa Birliği, atması gereken adımları atmaz, taahhütlerini yerine getirmezse, Türkiye de anlaşmayı uygulamaz’ ifadelerini kullanmıştı. ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ KIRBY: “DARBE GİRİŞİMİ İLE BAĞLANTIMIZ YOK” ABD Dşişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, ABD’nin Türkiye’deki kanlı darbe girişiminin arkasında olduğu yönündeki sözlere tepki göstererek, “Türkiye sadece bir müttefik değil, aynı zamanda dosttur” dedi. Kirby ayrıca bir soru üzerine, Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğuna dair yapılan yorumlara tepki göstererek, “Darbe girişimiyle bir bağlantımız yok” diye konuştu. Kirby günlük toplantısında, elebaşı ABD’nin Pennsylvania eyaletinde yaşayan ve Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimini organize eden Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) ilişkin konuştu. Sözcü Kirby, bir soru üzerine Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğuna dair yapılan yorumlara tepki göstererek, ‘Darbe girişimiyle bir bağlantımız yok’ dedi. Türkiye’nin sadece bir müttefik değil, bir dost olduğuna dikkat çeken Kirby, terör örgütü DAEŞ’e karşı yapılan operasyonlarda Türkiye’nin önemli bir rolü olduğunu ve bu konuda Washington ve Ankara arasındaki ilişkilerin devam edeceğini söyledi. Kirby, toplantıda soru üzerine Gülen’in iadesi söz konusu olmazsa ABD ve Türkiye ilişkilerinin etkileneceği yönündeki yorumlara değinerek, “Biz Gülen ve iadesi hakkında düzenli olarak konuşuyoruz ve iadesi kanıtlara dayalı bir durumdur” dedi. Bu sürecin Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde, olması gerektiği gibi ilerlediğini belirten Kirby, “Daha önce söylediğim gibi bazı belgeler bize ulaştı ve şu anda analiz ediliyor. Bu konuda yeni bir gelişme yok” diye konuştu. Darbe girişimini kınadıklarını ve bu girişimden sonra ise Türkiye hükümetinin attığı adımları anladıklarını belirten Kirby, “Bu meseleyi sonuna kadar çözmek hükümetin vatandaşlarına olan borcudur. Araştırmalıdır ve darbe girişiminde bulunanları sorumlu tutmalıdır” dedi. Kirby, Türkiye’de darbe girişimi sonrasında atılan adımlara ilişkin basın toplantısında kendisine yöneltilen sorulara cevap vermeyi bir alışkanlık haline getirmeyeceğini belirterek, “Haberleri bizde sizinle aynı zamanda okuyoruz. Aldıkları kararın sebepleri hakkında konuşmayı Türk yetkililere bırakıyorum. Demokratik başarıları bizim için önemlidir. Dost ve müttefik olarak Türk yetkililerle bu süreç içerisinde yakın ilişki içinde olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Önümüzdeki haftalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine ise Kirby şunları kaydetti: “Türkiye bağımsız bir ülke olarak kendisini güçlendireceğini ve ilerleteceğini düşündüğü ikili ve çoklu ilişkiler kurmak konusunda bütün haklara sahiptir. Bizim için önemli olan Türkiye’yle NATO üzerinden ve DAEŞ karşıtı koalisyon üzerinden kurduğumuz ilişkilerdir” ABD’Lİ TÜRKLERDEN OBAMA’YA ‘GÜLEN’İ İADE EDİN’ ÇAĞRISI Amerikalı Türkler kendi hükümetlerine yani Obama yönetimine, Gülen’i iade çağrısı yaptı. ABD Kongresi’nin finansörlüğünü yaptığı Amerika’nın Sesi haber portalına göre, Beyaz Saray’ın ‘we the people’ bölümünde devam eden kampanyanın metninde, “15 Temmuz günü, Türkiye’nin meşru ve demokratik yoldan seçilmiş hükümetini devirmek için bir darbe girişiminde bulunuldu. O zamandan beri, faillerin Fethullah Gülen’e ve onun FETÖ terör örgütüne hizmet eden küçük bir asker grubu olduğu ortaya çıktı. Türkiye, Ortadoğu’daki en güvenilir ve uzun süreli müttefikimiz olmuştur. Gülen ise Türkiye’deki müttefiklerimiz tarafından terörist olarak sınıflandırılmıştır. ABD olarak demokratik olarak seçilmiş yetkililer ve hükümetler ile çalışması için başkanımızı ve hükümetimizi ikna etmeye lütfen yardim edin” ifadeleri yer aldı. Beyaz Saray’ın, imza kampanyasını incelemeye alması, 30 gün içinde 100 bin imza toplanması şartına bağlı. 17 Temmuz’da açılan ve 11 gün içinde 77 bin imzayı geçen kampanyada, bu sayıya gereken süre içinde ulaşılması bekleniyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-