Köşelerdeki Gündem... Soner Yalçın, Mehmet Tezkan, Melih Altıok, Nedim Şener, İbrahim Karagül... Bugün ne yazdılar?

köşe yazıları ile ilgili görsel sonucu
 
Sözcü yazarı Soner Yalçın bugünkü yazısında Işıkçılar Cemaatine dikkat çekiyor. Yalçın,FETÖ Taburu” kaybederken Melih Gökçek ve Türkiye Gazetesi neyin peşinde" yazısında son dönemde Melih Gökçek'in Anıtkabir, İller Bankası'nın yıkımı, Güvenpark'a Atatürk heykelini yıkarak Cami yapmak gibi plan ve icraatlarla ulusalcıları tahrik edebilecek konuları peşi sıra gündeme taşımasıyla Türkiye Gazetesi'nin "İkinci Darbeyi Ulusalcılar Yapacak" manşeti arasında bağ kuruyor. Türkiye Gazetesinin başındaki isim Nuri Elibol ile Melih Gökçek'in çok eski ve sıkı ilişkiler içinde olduğu iddiasına yazısında yer veren Yalçın, bu cemaatin kurucusu Hüseyin Hilmi Işık'ın ve bugünkü yöneticisi  Elibol'un asker kökenli olduğunu hatırlatıyor. Soner Yalçın Işıkçıların FETÖ'den sonra ordu içinde en güçlü cemaat olduğunu ve FETÖ'nün de orduyu ele geçirme sürecinde "ulusalcı tehdit" argümanını kullandığını belirterek hükümete YAŞ öncesi ileride yeniden "kandırıldık" demek zorunda kalmayın uyarısını yapıyor.

 

Milliyet Gazetesi'nde"FETÖ’CÜLÜKTEN LİYAKAT ESASINA" başlıklı yazısında  Mehmet Tezkan FETÖ'cülerin orduyu, yargıyı, polisi vb. ele geçirmesinde  hükümetin liyakat esası yerine "alnı secdeli" esasına göre kadrolaşmasının ana etmen olduğuna dikkat çekiyor, yeni atamaların liyakat esasına göre yapılmasının önemine dikkat çekiyor.


 

 

Melih Altıok Sabah'taki köşesinde " Flaş bellek Kanaltürk pazarlığına mı kurban gitti?" başlıklı yazısında, Tuncay Özkan niye o yıllarda bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmadı? diye sorduğu soruya iki soruyla yanıt veriyor: 1) Flashdisk Tuncay Özkan'ın kanalı Kanaltürk'ün Akın İpek üzerinden FETÖ'cülerce yüksek bedelle satın almasına mı kurban gitti? 2) Tuncay Özkan kamuoyuyla paylaşmadığı bu bilgileri elaltından Genelkurmay'a ilettiği için mi FETÖ'cü bir operasyonla hapse gönderildi?

 

Nedim Şener Posta Gazetesi'ndeki köşesinde Hrant Dink'in katili Ogün Samast'a çektirilen Türk bayraklı fotoğrafın algı operasyonunun gecikmiş bir parçası olduğunu yazdı. "O kepazeliğin amacı algı operasyonuydu" başlıklı yazısında Şener, planlananın Samast'ın cinayetten sonra Türk bayrağını Dink'in cesedi üzerine sermesi ve ulusalcı tonda bazı sözleri bağırarak söylemesiydi. Bu olmayınca planda oluşan boşluk Türk bayraklı o fotoğrafla tamamlandı. Bu Ergenekon operasyonları öncesi bir algı operasyonuydu, diye yazdı

 


İbrahim Karagül Yeni Şafak'taki “Çokuluslu işgal”in ilk aşaması FETÖ: Peki ikinci dalganın hainleri kimler?başlıklı yazısında bütün olan bitenlerin Osmanlı'nın yıkılmasından sonra yaşanan dağınıklıktan çıkmaya çalışan Türkiye'nin bu çabayı engellemeye çalışan çokuluslu bir kuşatmaya alınmasından kaynaklı olduğunu yazdı. FETÖ ve PKK'nın bu operasyonun aynı merkezlerden yönetilen (ABD, AB, İsrail) maşaları olduğunu iddia eden Karagül, Güneyde Kürt güçlerinin silahlandırılmasının ikinci 15 Temmuz girişimi olduğunu iddia etti. Türkiye'nin bu gerçeği bilince çıkarmasını ve bu tehdide karşı gerekli etkinlikte mücadele etmesini engellemeye yönelik içeriden ve yukarıdan bazı güçlerce çaba gösterildiğini belirten Karagül, PKK ve bu güçlerin yeni 15 Temmuz'un ana aktörleri olduğunu yazdı.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-