uluslararası basın Ukrayna’daki gelişmeleri tartışmaya devam ediyor.
Latvijas Avize gazetesi AB’nin Ukrayna yönetimine yaptırım
uygulama planlarını mercek altına aldığı haberinde, “Ekonomik yaptırımların
uygulanması ancak halkın çektiği acıyı artırır” diye yazdı.
Letanya gazetesi Latvijas Avize, “Letonyalı politikacılar
tarafından da sık sık kullanılan bir sözcük var: Yaptırımlar. Ama nasıl bir
yaptırım? Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ve ona yakın isimlere AB’ye
seyahat yasağı, banka hesaplarının dondurulması, Ukrayna mallarına boykot uygulanması
gibi önlemler. Bunların bazıları Belarus’a karşı da uygulandı. Ancak bunun yol
açtığı tek sonuç ülkenin Rusya ile yakınlaşması oldu. Ekonomik yaptırımların
uygulanması ancak halkın çektiği acıyı artırır” yorumunda bulundu.
LA REPUBBLICA: “YAPTIRIMLAR,
PUTİN’E YÖNELTİR”
İtalya’dan La Repubblica
gazetesi Ukrayna için Avrupa Birliği’nin getirmeyi planladığı
yaptırımları ele aldığı haberinde, “Geçmişte Belarus’ta Alexander Lukaşenko
rejimine karşı başvurulan önlemler meyvesini vermedi ve diktatörü sadece Rusya
Devlet Başkanı Vladimir Putin ile daha yakın bir ilişki içine girmeye yöneltti”
dedi.
Gazete ayrıca şu değerlendirmelere yer verdi:
“Avrupa, Ukrayna’daki üst düzey yetkililerin vize
taleplerinin reddedilmesinden, banka hesaplarının dondurulmasına kadar bir dizi
yaptırımı uygulamak için işe koyuldu. Ancak bunların yapacağı etki konusunda
büyük yanılsamalar içinde olmadıklarını da teslim ediyorlar. Geçmişte
Belarus’ta Alexander Lukaşenko rejimine karşı başvurulan önlemler meyvesini
vermedi ve diktatörü sadece Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile daha yakın
bir ilişki içine girmeye yöneltti. AB bu hataya yeniden düşmek istemiyor. Ancak
Suriye sorunundaki hatasını da tekrarlamak istemiyor. Çünkü Beşar Esad
rejiminin uluslararası alanda izole edilmesi oradaki iç savaşı hızlandırdı ve
İslamcıları güçlendirdi”.
İspanya’dan El Pais gazetesi Ukrayna ile ilgili yorumunda
AB’nin rolünü irdeleyerek, “AB, Ukrayna’yı Moskova yönetimine bırakırsa, zaten
dünya genelinde düşük olan güvenilirliğini berbat etmiş olur” ifadesini
kullandı.
Gazete, “Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Ukrayna’daki
protestoları kanlı biçimde bastırması, AB ile Rusya’yı karşı karşıya getiren
bir politik hat yarattı. Bu baskı ve zorlama politikaları senaryosunu ancak
Kremlin yazmış olabilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’nın AB’nin
etki alanına girmesini kararlı bir biçimde engelliyor. Çünkü bu, onun
neoemperyalist bakış açısına göre başarısızlık anlamına gelir. AB için
gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Brüksel bir taraftan Rusya ile iyi ilişkiler
istiyor, diğer taraftansa Ukrayna’nın demokratikleşmesini engelleyen Putin’in
manevrasıyla mücadele etmeyi. AB, Ukrayna’yı Moskova yönetimine bırakırsa,
zaten dünya genelinde düşük olan güvenilirliğini berbat etmiş olur” şeklinde
kaydetti.
MAGYAR NEMZET: “BRÜKSEL
VE MOSKOVA İŞBİRLİĞİNE GİTMELİ”
Sağ milliyetçi Macar Magyar Nemzet gazetesi de “Brüksel’in
Moskova ile işbirliğine gitmesi sayesinde soruna bir çözüm bulunabilmesi
mantıklı görünüyor” diye yazdı.
Gazete haberine şöyle devam etti:
“Rusya Ukrayna’nın kendi tebası olarak kalmayacağına razı
gelmek, Avrupa Birliği de Kiev’in kendisine bağımlı bir alt beylik olmadığını
tanımak zorunda. Bu rekabetin kazananı olmayacaktır. Kaos içinde batan bir
Ukrayna, bütün bölgenin güvenliğini tehlikeye atabilir. Tam da bu yüzden, sadece
Brüksel’in Moskova ile işbirliğine gitmesi sayesinde soruna bir çözüm
bulunabilmesi mantıklı görünüyor. Bunu her iki taraf da durumun bu denli
tırmanmasına katkı sağladığı için yapmak zorunda. Şimdi Ukrayna’da barışı tesis
etmek de onların görevi”.
DER TAGESSPIEGEL: “KİEV
VE MOSKOVA AB’NİN BECERİSİNİ ÖLÇERKEN SERT POLİTİKAYA DEVAM EDİYOR”
Der Tagesspiegel’de ise Avrupa Birliği’nin, Ukrayna
krizindeki rolüne ilişkin, “Başbakan Merkel, pazartesi günü Berlin’de Ukraynalı
muhalifleri ağırladı ve onlara destek sözü verdi. Bir gün sonra ise Ukrayna
Devlet Başkanı Yanukoviç, şiddete dayalı bir çözümü dayatmaya çalıştı. Bu da
bir iktidar göstergesi: Kiev ve Moskova yönetimleri, Almanya’nın ve AB’nin
istek ve becerisini ölçerken, Ukrayna’da sert bir politika uygulamayı
sürdürüyor” dedi.
“Acil olarak şiddetin durdurulması gerekiyor. Çağrılar yanlış
değil. Fakat sorumlular Avrupa Birliği’ni bir güç odağı olarak görmeyi
reddettikçe, bu çağrıların etkisi de hafif kalıyor. Başbakan Merkel, pazartesi
günü Berlin’de Ukraynalı muhalifleri ağırladı ve onlara destek sözü verdi. Bir
gün sonra ise Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç, şiddete dayalı bir çözümü
dayatmaya çalıştı. Bu da bir iktidar göstergesi: Kiev ve Moskova yönetimleri,
Almanya’nın ve AB’nin istek ve becerisini ölçerken, Ukrayna’da sert bir
politika uygulamayı sürdürüyor. Berlin ve Brüksel’in önce yaptırımlar gibi
hedefe yönelik icraatlar aracılığıyla saygı kazanması gerekiyor. Ancak ondan
sonra müzakerelerin başarıya ulaşma şansı olur”.
Yorumlar
Yorum Gönder