NEW YORK TİMES" ERDOĞAN'IN ZAFERİ BÜYÜK DEĞİL"
New York Times gazetesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını irdelediği haber analizinde, “Erdoğan’ın seçim zaferi anketlerde gösterildiği kadar büyük olmadı” diye yazdı.
Amerikan New
York Times gazetesi, ‘Türkiye’nin Demokrasisine Yeni Tehditler’ başlığını
kullandığı analizinde, “Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
demokratik çizgiden uzun süre önce uzaklaştı. Ayrıca, Erdoğan’ın seçim zaferi
anketlerde gösterildiği kadar büyük olmadı. Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı
yetkilerini ise uysal bir başbakan üzerinden genişletmesi bekleniyor” dedi.
Erdoğan’a
bir zamanlar destek veren önemli oranda liberal ve laik kesimin haklı
sebeplerle soğuduklarını kaydeden ABD’li gazete, “Otoriter yöntemler Abdullah
Gül’le ilişkilerde de gerilime neden oldu. Ayrıca Erdoğan’ın iktidarını
güçlendirmesi durumunda, Türk demokrasisi her zamankinden de belirsiz bir
sürece girecek. Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin ilk defa halkın oylarıyla
seçilen cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması sürpriz değil. Erdoğan, 2002′den
bu yana yürüttüğü başbakanlığı sürecinde, zaten zayıf olan muhalefeti ustaca ve
acımasız bir biçimde kontrol altına alıp sindirdi. Zaferi tahmin edildiği kadar
büyük olmadı. Buna rağmen, Erdoğan ve hedefledikleri, hem ülkesi, hem ABD, hem
de doğu cephesindeki siper olarak Türkiye’ye güvenen NATO üyeleri açısından
yeni belirsizlikler oluşturdu” şeklinde kaydetti.
“Başlangıç
olarak, seçim sonuçları Sayın Erdoğan’ın gerçek demokrasinin vazgeçilmez
unsurları olan denetim mekanizmaları tarafından daha az engelleneceği anlamına
geliyor” diyen New York Times şöyle devam etti:
“Erdoğan’ın,
giderek güçlü bir yürütme oluşturmak için attığı ilk adım, cumhurbaşkanının
Parlamento tarafından değil, halk oylaması ile seçildiği sistemi getirmesiyle
oldu. Parlamento’nun seçtiği cumhurbaşkanlarının önemi büyük ölçüde sembolikti.
28 Ağustos’taki
yemin töreninden sonra, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı makamında sahip olduğu
yetkileri sonuna kadar kullanması ve nüfuzunu, kendi eliyle belirlediği “uysal
bir başbakan” üzerinden genişletmesi bekleniyor. Sayın Erdoğan’ın hırslı
tutkularının gerçekleşeceği garanti değil. Yaptığı değişikliklerin kalıcı
olması için anayasal değişiklik gerekli ve bunun için de kendisi ve İslamcı
kökenli AKP’sinin gelecek senenin genel seçimlerinde meclis çoğunluğunu
artırması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yaklaşık yüzde 52
oranındaki oy, sağlıklı bir sonuç gibi görünse de, anketlerde tahmin edilenden
düşük bir orandı. Nitekim bazı analistler, Erdoğan ve partisine verilen
desteğin düşüşe geçmeye başladığını söylüyor. Ayrıca Erdoğan, Anadolu’daki
muhafazakârlar arasında hala popüler olsa da, ona bir zamanlar destek veren çok
sayıda liberal ve laikler haklı sebeplerle soğumuş durumda”.
“Sayın
Erdoğan, bir zamanlar çoğunluğu Müslüman ülkeler arasında Türkiye’yi örnek bir
demokrasiye dönüştürmeye, bir NATO üyesi olarak verdiği sözleri yerine
getirmeye ve Avrupa Birliği’ne üyeliği için reformları savunmak gibi eylemleri
olan ilham verici biriydi” yorumunu yapan Amerikan gazetesi, “İktidarında,
ekonomik büyüme yılda ortalama yüzde 5 oranında seyretmiş, enflasyon düşmüş ve
ordu sivil kontrol altına alınmıştı. Türkiye’nin Kürtlerine de, kendisinden
öncekilerden daha fazla hak tanıdı ve Kürt militanlarla 2013′ten bu yana devam
eden bir ateşkes sağladı. Fakat Erdoğan, demokratik çizgiden uzun süre önce
uzaklaştı. Geçen yaz gerçekleşen hükümet karşıtı protestoları acımasızca
bastırdı. İfade özgürlüğü, basın ve interneti ciddi biçimde kısıtladı. Haber
kuruluşları Erdoğan’ın dostları tarafından alınarak, bağımsız fikriyata sahip
gazeteciler işten çıkarıldı. Eski bir müttefikiyle iktidar mücadelesinin,
Erdoğan’ın ailesini de içine çeken bir yolsuzluk skandalına yol açması, kendisini
muhalefeti ezmekte daha da kararlı hale getirdi” diye yazdı.
Erdoğan’ın
otoriter yöntemleri mevcut cumhurbaşkanı ve AKP’yi Erdoğan’la birlikte kuran
isimlerden Abdullah Gül’le ilişkilerde de gerilime neden olduğunu kaydeden New
York Times analizi şu değerlendirmelerle noktaladı:
“Fikir
birliği çabasındaki saygın bir isim Gül’ün, Erdoğan’ın anti-demokratik
ölçüsüzlükleri karşısında alarm halinde olduğu ifade ediliyor. Ancak Gül’ün,
Erdoğan’a meydan okuyup okumayacağı hala belirsiz ve ufukta hiçbir güvenilir
siyasi rakip görünmüyor.Eğer Erdoğan, iktidarını daha da güçlendirmekte
başarılı olursa, Türkiye’nin hali hazırda çalkantılı olan demokrasisi her
zamankinden de belirsiz bir sürece girecek. Ayrıca en az 2015′teki genel
seçimlere kadar sürmesi beklenen siyasi belirsizliklere yol açacak. Bu, Türkiye’nin
gittikçe kontrol dışına çıkan Orta Doğu’da dengeleyici bir rol oynamasını
bekleyen ABD veya diğer ülkeler için rahatlatıcı bir haber değil”.
Yorumlar
Yorum Gönder