DEUTSCHE WELLE: “ÖZGECAN’IN ÖLÜMÜ, KADINA ŞİDDET VAKALARINDA BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA”

Deutsche Welle, Mersin’in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın kaçırıldıktan sonra yakılarak öldürülmesi, son yıllarda giderek artan kadına şiddet vakalarında adeta bardağı taşıran son damla olduğunu kaydetti. Alman yayın kuruluşu Detsche Welle, “Özgecan Aslan’ın kaçırıldıktan sonra yakılarak öldürülmesi, son yıllarda giderek artan kadına şiddet vakalarında adeta bardağı taşıran son damla oldu. Aslan’ın katledilmesi onlarca kentte binlerce kişinin katıldığı eylemlerle protesto edildi. Siyasi partilerden spor kulüplerine kadar toplumun tüm kesimlerinden kadın cinayetlerini lanetleyen açıklamalar gelirken, tecavüz ve cinayet suçları için idam cezasının yeniden getirilmesi tartışılmaya başlandı” dedi. “Mersin’de eve gitmek için bindiği minibüste tecavüze kalkışılıp defalarca bıçaklandıktan sonra yakılarak bir dereye atılan 20 yaşındaki Özgecan Aslan için tüm Türkiye yas tutuyor” diyen Alman yayın kuruluşu, “Dün Mersin’de binlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle defnedilen Aslan için Mersin, İstanbul, Ankara, İzmir, Karabük, Bursa, Muğla, Balıkesir, Batman, Tunceli ve Adana’da yürüyüşler yapıldı. Başını kadınların çektiği gösterilerde Türkiye’de son yıllarda çığ gibi büyüyen kadın cinayetleri protesto edildi. Kadınlar taciz ve cinayet suçlarına daha ağır cezalar isterken, hükümeti de bu konuda daha duyarı davranmaya çağırdı. Sosyal medyada ise on binlerce kişi cinayeti lanetleyen mesajlar paylaştı ve internet üzerinden faillerin en ağır cezayı alması için imza kampanyası başlatıldı” ifadelerini kullandı. Siyasilerin de Özgecan Aslan’ın ölümü sonrasında peş peşe açıklamalar yaptığını belirten Deutsche Welle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından “Tertemiz bir yavrumuzu, Özgecan Aslan’ı kaybettik. Kadınların fıtratında taciz, tecavüz, şiddet yok! Bu zihniyete hep beraber dur diyeceğiz!” açıklaması yaptığını aktardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Aslan ailesine telefon edip taziyelerini ifade eden Deutsche Welle, HDP Genel Başkanı Selahaddin Demirtaş, dün partisinin Ağrı il kongresinde yaptığı konuşmada “Adına erkek denen üç yaratık tarafından tecavüz edildikten sonra vahşice katledilen 20 yaşındaki genç kadını saygıyla anıyorum” dediğine ve kongre salonundaki tüm erkekleri de Özgecan için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmaya çağırdığına yer verdi. “Türkiye aile içi şiddet ve kadın cinayetleri konusunda her geçen yıl daha da kötü bir tablo sergiliyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2009’da 7 bin 100 kişi cinsel suçlardan dolayı cezaevine girerken, bu sayı 2013’te 12 bin 585’e yükseldi. Üstelik rakamlar, bu suçlardan hapse girenlerin daha sonra aynı suçları tekrar işlediğini de gözler önüne seriyor” diyen Deutsche Welle haberinde, sosyal psikoloji uzmanı Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın, “Türkiye toplumundaki muhafazakar eğilimler kadınları giderek baskı altına aldı. Kadın-erkek ilişkilerindeki hiyerarşi dini değerler üzerinden meşrulaştırıldı ve bu durum kadına şiddeti artırdı. Türkiye’de kadına bakış hala cinsellik temelli. İslam dininin hoşgörü, tolerans gibi insancıl mesajları görülmeyip kadına hükmetmeyi temel alan öğretiler benimseniyor ve özendiriliyor. Fıtrat söylemi ile kadına şiddetin kapısı aralanıyor. Türkiye’de artık her kadın taciz ve tecavüz tehdidi ile karşı karşıya. Kadınlar her an kendini korumak zorunda hissediyor. Çünkü ‘Eğer bir kadın taciz ediliyorsa kendi kabahati vardır’ gibi bir algı var. Uğradığı tacizden bile kadını suçlu gören bir anlayış var. Toplumdaki ‘idam cezası’ talebi kadın cinayetlerine karşı oluşan öfkenin bir yansıması. İdamın geri gelmesi sorunu çözmez. Dünyanın birçok yerinde yapılan kriminal araştırmalar gösterdi ki, idam cezası suçu azaltmıyor. Suçun kaynağına inmek gerekiyor. Bu da önce aile içi eğitimden sonra örgün eğitimden geçiyor. Toplumda siyasetçisinden medyasına kadar kadın-erkek eşitliğini bir kampanya gibi işlemek gerekiyor” şeklindeki görüşlerine de yer verdiği haberinde, İnsan hakları hukuku uzmanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz’ın, “Türkiye’de seçim dönemlerinde ‘idam’ tartışması başlatmak artık sıradan hale geldi Türkiye’deki ceza yasaları tecavüz ve cinayet gibi suçlarda yeterince caydırıcı oldu. Bu açıdan Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin diğer üye ülkelerinden farkı yoktur. Türkiye Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi nezdinde imza attığı insan hakları sözleşmeleri uyarınca idam cezasını geri getiremeyecek. Türkiye, idam cezası ile ilgili BM’nin Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 2 no’lu, AİHM Sözleşmesi’nin ise 6 ve 13 no’lu protokollerine taraftır. Dolayısıyla idamı kaldırmış bir ülke olarak, tekrar idam cezasına geri dönemez” şeklindeki sözlerini de aktardı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-