DEUTSCHE WELLE: “TÜRKİYE’DE, POLİS DEVLETİ ENDİŞESİ”

Deutsche Welle, Özgecan cinayetinin ardından kadına yönelik şiddetin tartışıldığı Türkiye’de iç güvenlik paketine tepkinin büyüdüğünü vurguladığı haberinde, “Türkiye’de, polis devleti endişesi büyüyor” dedi. “Türkiye’de polis devleti endişesi büyüyor. Sivil toplum kuruluşları, özgürlüklerin kısıtlanmasının toplumdaki şiddeti artıracağı uyarısında bulunuyor” ifadelerini kullanan Deutsche Welle şöyle devam etti: “Özgecan Aslan cinayeti Türkiye’de hemen her sokakta yapılan gösterilerle protesto edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu da cinayeti işleyenleri ‘alçak’ olarak tanımlasa da toplumun öfkesi bu kez hiç dinmeyeceğe benziyor. Sosyal medyanın popüler adresleri Facebook ve Twitter’da Özgecan Aslan cinayeti, Türkiye’de kadınların ağır yaşam koşulları temel alınarak değerlendirildikçe değerlendiriliyor. Tüm değerlendirmelerde de AKP hükümetiyle birlikte Türkiye’de daha çok konuşulmaya başlanan ‘özel hayata müdahale’ politikasına gönderme yapılıyor. Öyle ki; Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu kadının en önemli kariyerinin çocuk yapmak olduğunu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç kadınların ağız dolusu kahkaha atmasını yanlış gördüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan da her ailede en az üç çocuk olması gerektiğinden yana tavır koyduğunu açıkça dile getirmişti. Özgecan cinayeti ile birlikte sokağa çıkan tüm kadın örgütü temsilcileri; kadının özel hayatına müdahale eden zihniyetin toplumda tacizi, şiddeti körüklediğine de dikkat çekiyor. Kadın hakları savunucularına göre, iç güvenlik paketi ile ülkede güvenliği sağlayacağını savunan hükümetin asıl amacı, hak aramak için insanların sokağa çıkmasını önlemek”. Deutsche Welle haberinde, Uçan Süpürge Kadın Derneği yöneticisi Halime Güner’in, “Hükümet; kadını koruyan, insan haklarını güvence altına alan yasaların uygulanmasını ne yazık ki denetlemiyor. İşte bunu herkes biliyor artık. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘kadına yönelik şiddete karşı seferberlik ilan ediyoruz’ mesajının da takipçisi olacağız. Aile Bakanlığı’nın 2014’te Hacettepe Üniversitesi’ne yaptırdığı ve toplumda her 100 kadından 62’sinin şiddete maruz kaldığını gösteren araştırma bile kamuoyundan saklandı. Bu toplumda, Türkiye’de şiddet göz göre göre geliyor. Samimiyet istiyoruz artık. Toplumda artan şiddet olayları ile iç güvenlik paketinin de doğrudan bir ilgisi var. Toplumda şiddet gibi büyük bir sorun varken ‘iç güvenlik paketi’nin gündeme getirilmesinin nedeninin de hükümetin ‘farklı ve alternatif sesleri kısmak’ istediğini vurgulayan Güner, “Türkiye’de suskun ve yalnız çok insan var. Bu insanlar, çoğunluğun silkelendiği anlarda ortaya çıkıyorlar ve yıllardır içlerinde biriktirdiklerini döküyorlar. Gezi olaylarından sonra yine öyle bir an yaşıyoruz ve hükümet bunu biliyor. İç güvenlik paketiyle insanların sokağa çıkması, seslerini dile getirmesi, hak araması engellenmek isteniyor. Paketin güvenlikle bir ilgisi yok, polis devleti ya da şiddet devleti olmakla ilgisi var” şeklindeki sözlerine de yer verdi. Türkiye’de Özgecan Aslan cinayetini protesto edenlerin sokakta olduğu gün, binlerce avukatın da Ankara Barosu’nun çağrısıyla cüppeleriyle sokaklarda yürüdüğünü ve Ankara Adliyesi’nden meclise kadar yürüyen avukatların da hem Özgecan Aslan cinayetini hem de ‘iç güvenlik paketi’ni protesto ettiğini kaydeden Alman yayın kuruluşu, Yürüyüşe katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, “Türkiye’deki gerilim ‘iç güvenlik paketi’yle daha da tırmanacak. Kimi HDP’ye, kimi MHP’ye, kimi de hükümete yakın baro başkanlarımızla birlikte meclise gittik geçen hafta. Hepimiz, iç güvenlik paketinin bir sıkıyönetim yasası olacağı uyarısında bulunduk partilere. Hükümet dışında tüm muhalefet bizimleydi. Herkes anladı ki; Türkiye’de aklı selim bütün kesimler insan hakları paydasında birleşebiliyor. Türkiye’de birlikteliği ancak hukukun üstünlüğü paydasında kurmak mümkündür. Hükümet ise bu birlikteliği kırıyor. Özgecan Aslan cinayetinin arkasında da toplumun sesini duymak istemeyen hükümet var. İnsanların sokağa çıkması engellendikçe toplumda şiddetin daha da artacağını görmezden gelen hükümet kamu düzenini sağlıyorum diye şiddeti ve baskıyı körükleyecek. Bütün muhalefet partilerinin karşı çıkmasına aldırış etmeden hükümetin iç güvenlik paketinde ısrar etmesi sonucu da aslında geçen hafta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından açıklandı. Evet, Türkiye yönetilemez hale geliyor. Hükümet, kendinden olmayanı düşmanlaştırmaya devam etti. Böyle bir ülke yönetilemez, parçalanır, kaos olur. Burada tehlikeli bir oyun var. İktidar, tek adamın dayatmasıyla Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir hale sokuyor” diyor. İç güvenlik paketiyle yapılmak istenilenleri ‘vahim’ sözcüğüyle özetleyen Feyzioğlu, bu özetini de şöyle gerekçelendiriyor: “Dünyanın hiçbir yerinde polis, mülki amirin emriyle birini gözaltına almaz. Vali veya kaymakam isteyecek, polis de gözaltına alacak. Herkes biliyor ki Türkiye’de; vali de, kaymakam da liyakata göre değil partizanlığa göre atanıyor. Bu sistemi de AKP hükümeti belirledi. İç güvenlik paketi de bu sistemi körüklüyor. Durum; vahimdir. Adı sıkıyönetim diye konmayan ama içerik itibariyle sıkıyönetim olan, yargısal yetkilerin yürütmeye devredildiği bir rejime geçilmek istenmektedir. Türkiye; kocaman bir polis devleti yapılmak istenmektedir. Türkiye’de gerilim yükselecek, yaklaşan seçimler de ülkenin liberal demokrasiden, göstermelik demokrasiye dönüşüşüne sahne olacaktır” şeklindeki sözlerini de aktardı. Deutsche Welle şöyle devam etti: “Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hükümetten başka hiçbir grupça desteklenmeyen iç güvenlik paketinin ‘toplumsal bir ihtiyaçtan’ kaynaklandığını ve mutlaka yasalaşacağı yönündeki açıklamasını yineledi. Türkiye’de artan sokak çatışmalarının, bu çatışmalarda görülen kamu zararının boyutlarının özellikle Gezi eylemleri sürecinde gündeme geldiğine gönderme yapan Davutoğlu, ülkede devletin kamu yararını korumakla yükümlü olduğunu savundu. Davutoğlu, mevcut yasalarla polisin olaylara zamanında ve etkin müdahale edemediğinden yakınırken, iç güvenlik paketiyle bu duruma son vereceklerini öne sürüyor. Paketin meclisteki görüşmelerinin büyük tartışma ve kavgaları da beraberinde getirmesi bekleniyor. Paketin görüşülmesi öncesinde muhalefet partileri, itirazlarını bir raporla kayda geçirdi. CHP, MHP ve HDP paketin ‘Türkiye’yi sıkıyönetim ortamına sürükleyeceği ve ülkeyi kocaman bir polis devletine dönüştüreceği’ görüşünde birleşiyor”.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-