27 Nisan 2017/ Dış Basında Türkiye

FINANCIAL
TIMES: “MERKEZ BANKASI’NIN KARARI SÜRPRİZ OLDU”
Financial
Times gazetesi, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz koridorunda
değişikliğe gitmemesinin sürpriz olduğunu belirttiği haberinde, Merkez Bankası’nın
yatırımcıları şaşırttığını yazdı.
TC Merkez Bankası’nın son
faiz kararını sürpriz olarak niteleyen İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times;
Karar, yükselen piyasalardaki zayıflık sürerken Türkiye’deki parasal sıkılaşma
lirayı destekliyor. Merkez Bankası yatırımcıları şaşırttı. Türk politika
yapıcıları, Çarşamba günü parasal koşulları sıkılaştırarak yatırımcıları
şaşırttı ve yükselen piyasaların para birimlerinde yaygın bir zayıflamanın
yaşandığı bir gün lirayı desteklemeye yardımcı olurken bazılarını ülkeye
ilişkin karamsarlıklarını yeniden düşünmeye ittiler” dedi.
Merkez Bankası’nın başlıca
faizlerini değiştirmezken geç likidike borç verme faizini 50 baz puan
artırdığına dikkat çeken İngiliz gazetesi, Brown Brothers Harriman’ın döviz
analisti Win Thin’in “Karar, Merkez Bankası’na gerekli duyulduğunda parasal
koşulları sıkılaştırması için daha fazla hareket alanına sağladı” şeklindeki
sözlerine yer verdi.
Financial Times; Merkez
Bankası’nın kararının ardından liranın dolara karşı Şubat sonundan bu yana en yüksek
düzeyine çıktığına işaret ettiği haberinde, “Rabobank’tan Piotr Matys’ın, “Sıkı
likidite, hala göreli olarak değerinin altında olan Türk para birimi için
başlıca bir destek kaynağı olmayı sürdürüyor. 3,50 düzeyi, liranın dolar kuru
için geçerli bir kısa vadeli hedeftir. Lira anayasa referandumu sonrası siyasi
belirsizliğin aşamalı olarak azalacağı ve iktidar partisinin belki ekonomik
reforma odaklanacağı fikrinden olumlu etkilendi” şeklindeki görüşlerini de
aktardı.
Bu yıl Türkiye’deki
ekonomik yavaşlama, yükselen enflasyon ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
yetkilerinin genişletilmesinden etkilenen yatırımcıların liradan uzak durduklarını
belirten İngiliz gazetesi, “Ancak lira daha istikrarlı görünmeye başladı,
Cumhurbaşkanının geçen hafta yetkilerini güçlendiren referandumda zafer elde
etmesinden önce bile”diye yazdı.
Bu çerçevede ING’nin
yatırımcıların liraya yönelmeye başlaması gerektiğini vurgulayan Financial
Times, “Faiz oranlarını yüksek tuttuğu için Merkez Bankası’nın enflasyon
hedeflemesi yeniden kredibiliteyi kazanırken lira çekici bir fon birimi gibi
görünüyor, ucuz görünüyor” dedi.
Gazete;bir analistin
liranın yükselişinin çok sürmeyebileceği, enflasyonun yüzde 12’ye kadar
çıkabileceğini ve risk iştahının azaldığı dönemlerde geç likidike perceresi
sıkılaşmasının lirayı desteklemek için yetmeyebileceği uyarılarına da yer
verdiği haberinde, “Lirayı olumsuz etkileyebilecek faktörler arasında bir hükümet
değişikliği, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ve jeopolitik gerilimler
var. Lirayı zayıflatan baskılar bu yılın daha sonraki bir döneminde yeniden
ortaya çıkabilir” yorumuyla haberini noktaladı.
GUARDIAN:
“YABANCI CİHATÇILAR IŞİD’DEN KAÇIP TÜRKİYE’YE TESLİM OLUYOR”
Guardian
gazetesi; yabancı cihatçıların IŞİD’den kaçıp Türkiye’de teslim olmaya başladıklarını
yazdı.
İngiliz Guardian gazetesi,
2013’ten bu yana IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye giden Batılı yabancı
cihatçıların örgütten kaçmaya başladığı ve Türkiye sınırında teslim olduklarını
ileri sürdü.
Guardian’a bilgi veren Türk
yetkililer, Londra’da yaşarken 2015 yılında Kıbrıs’a giden ve ardından da
kendisinden haber alınamayan Stefan Aristidou’nun, İngiltere vatandaşı eşi ve
ABD vatandaşı Paul Kleman’la birlikte Kilis’te teslim olduğunu açıkladı.
20’li yaşlarındaki
Aristidou’nun Türk yetkililere verdiği ifadesinde Suriye’ye savaşmak için
değil, ‘hilafet’ topraklarında yaşamak için gittiğini söylediği belirtilirken,
kendisinin hala gözaltında tutulduğu kaydedildi.
“Türk savcılar, Aristidou
ve ABD vatandaşı Paul Kleman’ın yedi yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla
yargılanmasını talep ederken, Aristidou’nun İngiltere’ye dönmesi halinde orada
da yargılanması bekleniyor” diyen gazete, “İngiltere’nin terörle mücadele
yasalarına göre ülke dışında terör örgütlerine katılıp çatışmalara giren
kişilere verilebilecek ceza müebbet hapse kadar ulaşabiliyor” dedi.
“Türkiye’de teslim olan
diğer yabancı IŞİD militanı Paul Kleman ise ABD’nin Florida Eyaleti’nde evlenip
boşandıktan sonra Müslüman olmuş ve 2011’de Mısır’a yerleşerek burada ikinci
bir evlilik yapmış. Kleman bu eşinden de boşandıktan sonra Dubai’ye yerleşerek
Suriyeli bir kadınla evlenmiş” diyen Guardian, Kleman’ın ailesinin, oğulları
Suriye’ye gittikten sonra IŞİD’in ‘gerçek yüzünü’ gördüğünü, her şeyin ‘bir
aldatmacadan ibaret olduğunu’ anlattığını aktarırken, Kleman’ın bir süredir
Türkiye’deki ABD Büyükelçiliği ile temasta olduğu da ifade Etti.
“IŞİD içerisindeki
kaynaklar da örgüt içerisindeki yabancı savaşçı sayısının hızla azaldığını
anlatıyor” diye devam eden Guardian, Avrupa ve Türkiye’deki yetkililerden
aldıkları bilgiye göre, 2013’ten bu yana IŞİD’e katılmış olan çok sayıda
yabancının diplomatik temsilciliklerle temas kurarak Suriye’yi terk etme
planları yaptığını yazdı.
Gazete ayrıca, IŞİD ideolojisine
inanmaya devam eden bazı yabancı savaşçıların ise Türkiye üzerinden kaçak
yollarla Avrupa’ya dönüp yeni saldırılar düzenlemeyi hedeflediklerini ifade
etti.
RUSYA
İTİDAL ÇAĞRISI YAPTI
Rusya,
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye’de düzenlediği hava harekatlarına
karşı olduğunu açıkladı.
Rus dışişleri bakanlığından
yapılan açıklamada Türkiye’nin Irak’ın Sincar ve Suriye’nin Karaçok
bölgelerinde gerçekleştirdiği saldırılar ‘kabul edilemez’ olarak tanımlandı.
Açıklamada, saldırıların hükümetlerarası ilişkilerin temel prensibini de ihlal
ettiği belirtildi.
Açıklama, “Bu durumda,
herkese itidal çağrısı yapıyoruz” ifadesiyle son buldu.
AMERİKA’NIN
SESİ: “AVRUPA’DAN TÜRKİYE’YE BİRBİRİ ARDINA KÖTÜ HABERLER”
Amerika’nın
Sesi, Avrupa’dan Türkiye’ye birbiri ardına kötü haberler gelmeye devam ettiğini
belirttiği haberinde, “Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye ile müzakereleri durdurmaktan
yana. AP Türkiye Rapörtörü Kati Piri’nin hazırladığı taslak rapor ise Ankara’yı
kızdıracak” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nda
Çarşamba günü düzenlenen oturumda Türkiye’de referandum sonrası durum ve
ilişkilerin geleceği ele alındığını kaydeden Amerikan haber portalı, “AKPM’nin
Türkiye’yi siyasi denetime almasından bir gün sonra Avrupa Parlamentosu’nda
düzenlenen Türkiye oturumunun öne çıkan mesajı, ‘Müzakereleri durduralım’ oldu”
dedi.
“Avrupa’dan Türkiye’ye
birbiri ardına kötü haberler gelmeye devam ediyor” diyen Amerika’nın Sesi, “Türkiye’nin
ilişkilerde en fazla sorun yaşadığı Avrupa Birliği kurumu olan Avrupa
Parlamentosu’nda, üyeliğe başından bu yana karşı olan grupların olduğu bir sır
değil. Gelinen aşamada durumu kötüleştiren ve Ankara açısından çok daha olumsuz
bir tablo oluşmasına neden olan unsur ise eskiden üyeliğe destek veren siyasi
grupların da yeni arayış içine girilmesinden yana olduklarını net şekilde
hissettirmeye başlamış olması” diye kaydetti.
AP Türkiye Raportörü
Hollandalı parlamenter Kati Piri’nin hazırladığı taslak rapordaki sert eleştirilere
dikkat çeken Amerika’nın Sesi, “Rapor, Ankara’nın sert tepkisine neden olacak
içerikte. Rapor, sert içeriğinin yanı sıra ilişkilerin devamında yaşanabilecek
olası sorunları da gözler önüne seriyor. Son dönemde Avrupa Parlamentosu’nda
sıkça dile getirilen Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması mesajı bu belgede
de net şekilde veriliyor” şeklinde kaydetti.
Taslak raporda; Avrupa
Birliği Komisyonu’na ve üye devletlere, anayasa paketinin değiştirilmeden
uygulanması halinde Türkiye ile katılım müzakerelerini askıya alma çağrısı
yapıldığına işaret eden Amerika’nın Sesi, “Daha önce radikal bir gelişme
yaşanmaması halinde, bu çağrı doğrultusunda 2019’da çok ciddi bir kriz
yaşanacağı söylenebilir” diye yazdı.
“Raporun dikkat çeken diğer
iki vurgusu ise Gümrük Birliği ve Türkiye’ye mali yardımlarla ilgili” diyen
Amerika’nın Sesi, “Ankara Gümrük Birliği’nin güncellenmesine büyük önem verdi. Avrupa
Parlamentosu ise bu konuda da Türkiye’yi zorlama hazırlığı içinde. Belgede,
Komisyon’a yönelik olarak yapılan güncellenmiş Gümrük Birliği’ne insan hakları
ve temel özgürlüklerle ilgili siyasi kriterler katma çağrısı yapılması bunun
ilk sinyallerinden” dedi.
NEW
YORK TIMES: “ERDOĞAN-TRUMP GÜLEN’İ GÖRÜŞECEK”
New
York Times gazetesi; Türkiye’de Çarşamba günü FETÖ’ye bağlantıları nedeniyle
bini aşkın kişinin gözaltına, 9 binden fazla polisin de açığa alınması, New
York Times gazetesince son ayların en büyük temizliği olarak nitelenirken
Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesinin gelecek ay Başkan Donald Trump ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşecek görüşülmede tartışılmasına adeta
kesin gözüyle bakılıyor.
ANKA’ya göre; ABD’li
gazete, darbe girişiminden bu yana "45 bin kişinin gözaltına alındığını
ancak Çarşamba günü baskınlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
yetkilerini genişletmeye yönelik 16 Nisan referandumundan bu yana siyasi
muhaliflere yönelik en yaygın operasyon oluşturduğunu yazdı. Haberde “Bazı
analistler Türkiye’deki belki
baskınların referandum sonrası yavaşlayabileceğini düşünse de son baskınların
boyutunun, operasyonların hızlandırılabileceğinin de işareti olabileceği
değerlendirmesi yapıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu’nun Çarşamba günü gözaltılara ilişkin açıklamalarına da yer veren gazete,
ABD’de sürgünde yaşayan din adamı Fethulah Gülen’in liderliğindeki grubun son
30 yılda birçok Türk kurumuna sızmakla suçlandığını kaydetti.
Türkiye’nin uzun bir
süredir ABD’den Gülen’in iadesini istediğini anımsatıldığı haberde “Gülen
meselesi, Washington’da Başkan Trump ile Sayın Erdoğan arasında yapılacak görüşmede
ele alınması kesin gibi” denildi.
MERKEL’DEN
TÜRKİYE’YE UYARI
Almanya
Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’yi referanduma yönelik kuşkuların giderilmesi
ve AB ile üyelik müzakereleri konusunda uyardı.
Almanya Başbakanı Angela
Merkel, Perşembe günü Berlin’de yaptığı hükümet açıklamasında Türkiye’ye
ilişkin açıklamalarda da bulundu. Merkel, Türkiye’yi hukuk devleti standartları
içinde hareket edilmesi ve AB ile üyelik müzakerelerinden vazgeçme ihtimaline
karşı uyardı. Merkel, Federal Meclis’te yaptığı açıklamada "Türkiye’nin
Avrupa’dan vazgeçmesi ne Avrupa’nın ne de Türkiye’nin çıkarınadır" diye
konuştu. 29 Nisan’da yapılacak Brexit özel zirvesinde Türkiye’nin de ele
alınacağını duyuran Almanya Başbakanı, AB içerisinde bu konuda istişarelerde
bulunulacağını kaydetti.
Almanya Başbakanı Merkel,
hükümet açıklamasında Türkiye’deki anayasa referandumuna yönelik endişelere de
değindi. Merkel, Türkiye’nin AGİT ve Avrupa Konseyi gözlemcilerinin referanduma
dair ciddi kuşkularını gidermesi gerektiğini söyledi. Almanya Başbakanı, bu
nedenle federal hükümetin referandum kampanyasının adil koşullar altında
yapılmadığına dair ciddi endişeleri bulunduğunu kaydetti.
Son dönemde yaşananların
Türkiye’nin Almanya ve Avrupa ile ilişkilerinde ağır bir etki yarattığını
söyleyen Merkel, “Diyaloğa dönülmesi için çaba gösteriyoruz” diye konuştu.
Federal hükümetin hukuk devletine riayet
edilmesi için Türkiye’ye yönelik taleplerini sürdüreceğini belirten Merkel,
bunun Deniz Yücel ve diğer tutukluların yanı sıra basın ve ifade özgürlüğünün
ihlali için de geçerli olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın Türkiye’de tutuklu bulunan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’i ajan
ve terörist nitelendirmesine atıfta bulunan Merkel “Hiçbir yanlış anlaşılmaya
yol açmayacak biçimde söylemek gerekirse, bir Türk hükümet yetkilisinin Deniz
Yücel’de olduğu gibi kamuoyu önünde bir önyargıyı dile getirmesi hukuk devleti
ile bağdaşmaz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, geçen hafta Silivri Cezaevi’ndeki tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri
Deniz Yücel’in kendi görevi süresince Almanya’ya iade edilmeyeceğini
söylemişti. Erdoğan, Yücel’in PKK ile
bağlantısı olduğu iddialarına yönelik de bir kez daha "Elimizde
görüntüler, her şey var. Bu tam bir ajan terörist" diye konuşmuştu.
VENEZUELA
AMERİKAN DEVLETLERİ ÖRGÜTÜ’NDEN ÇEKİLİYOR
Venezuela’da
hükümet, protestoculara sert müdahalesine yönelik yapılan eleştirilerin
ardından Amerikan Devletleri Örgütü’nden (OAS) ayrılma kararı aldı. Ülke çapında
devam eden protestolarda ölü sayısı ise 32’ye çıktı.
Haftalardır hükümet karşıtı
protestolara sahne olan Venezuela’da sosyalist hükümet, Amerikan Devletleri
Örgütü’nden (OAS) göstericilere sert müdahale edildiği yönünde gelen
eleştirilere beklenmedik bir yanıt verdi. Venezuela hükümeti, OAS’tan
çıkacağını duyurdu. Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez, Çarşamba akşamı yaptığı
açıklamada “Ayrılma talebimizi Perşembe günü OAS’a yazılı olarak sunacağız”
diye konuştu. Rodriguez, ulusal çapta televizyon kanallarından canlı yayınlanan
konuşmasında kendilerine yönelik yapılan "dalkavuk ücretli köleler"
gibi hakaretlere izin veremeyeceğini açıkladı. Rodriguez Twitter hesabından
yaptığı paylaşımda da “Venezuela onuru, bağımsızlığı, egemenliği, ülkenin barış
ve geleceği için OAS’tan çekiliyor” açıklamasında bulundu.
Caracas hükümeti, üyesi
olduğu Washington merkezli Amerikan Devletleri Örgütü’nü (OAS) ABD yönetiminin
Venezuela’da sosyalizmin ortadan kaldırılma kampanyasını desteklemekle
suçluyor. Güney, Orta ve Kuzey Amerika’dan
35 üyeli Amerikan Devletleri Örgütü’nde büyük çoğunluk bir süredir Venezuela
hükümetini ülkedeki protesto göstericilerine sert müdehalesi nedeniyle sert bir
biçimde eleştiriyordu. Örgütün Genel Sekreteri Luis Almagro da kısa bir süre
önce Caracas yönetimini sert bir biçimde eleştirmiş ve ülkede erken seçime
gidilmesini talep etmişti. Venezuela’nın sosyalist hükümeti ise bu çıkışı
içişlerine müdahale olarak nitelendirmişti.
Bununla birlikte Venezuela’da
ülke çapında hükümet karşıtı gösteriler devam ediyor. Çarşamba günü başkent
Caracas’ta erken seçim talep eden Devlet Başkanı Nicolas Maduro karşıtı
binlerce gösterici sokaklara çıktı. Polis göstericilere tazyikli su ve biber
gazı ile müdahale etti. Göstericiler ve polis arasında çıkan çatışmalarda bir
kişi daha hayatını kaybetti. Başkent Caracas’ın Chaca idari bölgesinin Belediye
Başkanı, 20 yaşında bir göstericinin yüzüne isabet eden biber gazı fişeği
nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Böylece yaklaşık 4 haftadır süren
protesto gösterilerinde ölenlerin sayısı resmi rakamlara göre 32’ye çıktı.
Venezuela aylardır derin
bir siyasi krizin içerisinde bulunuyor. Kriz bir süre önce Yüksek Mahkeme’nin
meclisin yetkilerine el koyması ile tırmanmıştı. Ancak ülke içinden ve dışından
gelen yoğun tepkinin ardından Yüksek Mahkeme tartışmalı kararını geri
çekmişti. Ardından muhalefet lideri
Henrique Capriles’in kamu görevinde usulsüzlük yaptığı suçlamasıyla siyasetten
15 yıl men edildiği açıklanmıştı. Muhalefet liderinin 2018 yılında yapılması
öngörülen seçimlerde devlet başkanlığına aday olmasını engelleyen bu karar
gerginliği daha da tırmandırmıştı.
Muhalefet, hükümeti kötü
ekonomik politikalar uygulamak ve ülkeyi diktatörlüğe dönüştürmek istemekle
suçluyor. Sosyalist Devlet Başkanı Maduro ise muhalefeti yabancı devletlerin de
desteği ile ekonomik bir savaş yürütmek ve kendisini devirmeye çalışmakla
suçluyor.
Bununla birlikte ham petrol
fiyatlarının düşmesi, zengin petrol yataklarına sahip yaklaşık 30 milyon
nüfuslu Venezuela’nın ekonomik krize sürüklenmesine yol açmıştı. Ülkede bir
süredir bazı malların günlük tedariğinde büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder