Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği dış politika stratejisinin Türkiye’yi yalnızlaştırdığını öne sürdüğü haber analizinde, “Türkiye’nin bölgesel emelleri dostlarıyla birlikte yok oluyor” diye yazdı.
Erdoğan’ın geçen ayki Latin Amerika turundan dönerken sarf ettiği, “Dünya nezdinde yalnızlığı umursamıyorum. Bizim için halkın nezdinde bir durumdur” şeklindeki sözleri ve sonra da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanıyken, “Yeni Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü, hizmetkarı olacağız” şeklindeki açıklamalarını da aktaran İngiliz gazetesi, “Türkiye’nin büyük güç olma emelleri de buraya kadarmış. Türkiye’nin bölgesel emelleri dostlarıyla birlikte yok oluyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin komşuları ve müttefikleriyle ilişkilerinin gerildiğini de belirten Financial Times, “Bunun sebebi, Erdoğan’ın nevi şahsına münhasır diplomasi yöntemleri, Ankara’nın radikal İslamcı örgütlere desteği ya da ülke içindeki farklı dini grupların çatışması olabilir. Ankara’nın Mısır’da, İsrail’de ve Suriye’de büyükelçisi yok. Kahire Türk tırlarının Afrika ve Körfez ülkelerine taşınmasını kapsayan değerli bir anlaşmayı askıya aldı. Libya Türk şirketlerinin kamu ihalelerine sokulmayacağını açıkladı. Bir zamanlar bu ülke Türk müteahhitleri için sağlıklı bir gelir kaynağıydı. Geçtiğimiz ay ise Türkiye Yemen büyükelçiliğini kapatarak vatandaşlarına ülkeyi terk etme çağrısı yaptı” dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Türkiye’nin dış politika etkinliğinin güzel bir göstergesi olabileceği ifade eden İngiliz gazetesi, “2008’de Türkiye Güvenlik Konseyi’ne seçilmişti. Ancak altı yıl sonra, 2014’te aynı başarıyı tekrarlayamadı” şeklinde kaydetti.
Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleriyle arasını açan en önemli nedenlerden birisinin, Mısır’da seçimle başa geldikten sonra askeri darbeyle görevden alınan Müslüman Kardeşler hareketinin temsilcisi Muhammed Mursi’ye verilen destek olduğunu da kaydeden Financial Times, “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Müslüman Kardeşler’i terör örgütü olarak kabul ediyor. Geçtiğimiz hafta bir yakınlaşma sinyali geldi. Suudi Arabistan Kralı Selman, Riyad’ı ziyaret eden Erdoğan’ı havalimanında karşıladı. Ancak Mısır konusunda görüş ayrılıkları sürüyor” diye yazdı.
Ankara-Washington ilişkilerinin de eskiye göre zayıfladığına dikkat çeken Financial Times analizine şöyle devam etti:
“ABD Başkanı Barack Obama’nın Erdoğan’ı ‘Güven bağı kurduğum beş liderden birisi’ sözleriyle tanımladığı günler geride kaldı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper de geçenlerde, ‘Ankara’nın IŞİD’e [Irak Şam İslam Devleti] karşı mücadele etmek dışında öncelikleri var’ demişti. Erdoğan’ın açıklamaları ise giderek daha fazla dine vurgu yapar hale geldi. En azından İslam dünyası ve Batı kıyaslamalarında bu vurgu dikkat çekiyor. Geçen yıl İslam İşbirliği Teşkilatı’nda bir konuşma yapan Erdoğan ‘Yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar’ diyordu. Erdoğan’ın Afrika ülkeleriyle güçlendirilen bağları fırsat buldukça dile getirdi. İşler burada da çok iyi değil. Erdoğan Afrika’daki Fethullah Gülen okullarının kapatılması için çağrı yapıyor. Birkaç ülke bu okulları kapattı. Ancak diğer ülkelerde okulları destekleyen açıklamalar geldi. Afrika Birliği, kıtada hayli etkin Fethullah Gülen vakfıyla işbirliği kararı aldı. Bu gelişmeler Türkiye’de hükümetin Fethullah Gülen’in uluslararası ağı ile rekabet etmesinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin konumu itibarıyla stratejik önemini koruyor. Diplomatik çevreler ise Erdoğan’ın sert üslubunun dindar siyasi tabanına yönelik olabileceğini de düşünüyor. Ülkesinin dostlarının azalmasına Erdoğan’ın kendisi de anlam veremiyor. Geçen ay Türkiye izole edilmişse bunun nedeninin diğer liderlerin kıskançlığı olduğunu söylemişti. Ancak tam olarak neyi kıskandıklarına dair bir şey söylemedi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: ‘Obama’yla ilk göreve geldiği dönemde aram çok iyiydi […] görüşmelerden sonra baktık, mesele anlayamadığım şekilde farklı gelişmeye başladı”.
Yorumlar
Yorum Gönder