YENİ AP BAŞKANININ TÜRKİYE VİZYONU
Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanı
Antonio Tajani Avrupa kurumlarını yakından tanıyor. Türkiye’nin AB perspektifi
konusunda ise inişli çıkışlı mesajlar gönderiyor.
2016 yılının
sonlarında ani bir kararla Almanya’da iç siyasete geçiş kararı alan sosyal
demokrat Martin Schulz’tan boşalan Avrupa Parlamentosu (AP) başkanlık koltuğuna
İtalyan Hristiyan demokrat parlamenter Antonio Tajani seçildi. Bu görevi Mayıs
2019’a kadar sürdürecek Tajani, Avrupa kurumlarını yakından tanıyor. Türkiye’nin
AB perspektifi konusunda ise inişli çıkışlı mesajlar gönderiyor.
Tajani, AP ve
Avrupa Komisyonu üyelikleri sırasında Türkiye konusunda en ön planda saf
tutanlar arasında yer almadı. Buna karşılık, büyük ölçüde İtalya’nın “Türkiye’nin
AB rayında tutulması gerektiği” şeklinde özetlenebilecek resmi politikasını
destekledi.
Fransa’da
yayımlanan ve muhafazakâr çevrelere yakınlığıyla bilinen Valeurs Actuelles
dergisinde Haziran 2004’te yayımlanan bir söyleşide, “Ankara’ya ‘hayır’ demek,
Türkiye’yi İslamcıların eline teslim etmektir. Türkiye bir değişim süreci
içindedir. Halen gerçekleştirmesi gereken demokratik ilerlemeler olduğu
doğrudur. Türkiye’yi bu yolda desteklemek Avrupa’nın kendi çıkarına olacaktır.
Türkiye’nin tüm bir soğuk savaş boyunca Kızıl Ordu’nun karşısında olduğunu
unutmamalıyız. Bir müttefiki komünizme karşı mücadelede kullanıp sonra kendi
kaderine terk edemezsiniz” ifadelerini kullanmıştı.
Tajani, Avrupa
Komisyonu Başkan Yardımcısı sıfatıyla 9 Haziran 2012 tarihinde İstanbul’da AB
Bakanı Egemen Bağış ile yaptığı görüşme sonrasında AB’nin uyguladığı vize
rejiminin “çok sert” olduğunu belirtip, “Bu sert vize rejimiyle Avrupa’yı
ziyaret eden turist sayısını yükseltmemiz zor. Ülkeniz AB üyeliğine adaydır ve
Avrupa’yı ziyaret eden Türk turist sayısını artırmalıyız” demişti.
Tajani, AP’de
Nisan 2015’te oylanan “Ermeni soykırımı” tasarısına destek verdi. O tarihte
konu hakkında Türk basınına yaptığı açıklamada “Bizim bu tasarıyı oylama
amacımız, insan haklarını savunmaktır. Türkiye bu adımların kendisine karşı
düşmanlık için olamayacağını hesaba katmalı. Biz günümüzdeki değil, 100 yıl
önceki Türkiye’yi kınıyoruz, cezalandırıyoruz. Biz Türkiye düşmanı değiliz”
şeklinde konuşmuştu.
Aynı
açıklamada, “Türkiye’nin üyelik müzakerelerini ileri götürmeyerek Avrupa hatalı
ancak Türkiye de AB’ye girmek istiyorsa bir adım atmalı. AB olarak geçmişte bu
ülkeye karşı çok sert bir tavır içinde olduk” şeklinde konuşan Tajani, “Türkiye
yönünü bize dönmeli, başka yere değil. O, Asya-Avrupa arasında bir köprü, ama
Türkler daha ziyade Batılı. Bu nedenle diyaloğu zorlamalıyız. İlişkilerimiz
inişli-çıkışlı olabilir, bu doğru, ama geleceğe bakmalıyız. Umarım Türkiye
başka yapılara meftun olmaz” görüşünü dile getirmişti.
Tajani, AP
Hristiyan Demokratları tarafından AP başkanlığına aday gösterilmesinin ardından
Avrupa basınına yaptığı açıklamalarda ise AP’nin Kasım 2016’da aldığı kararda
olduğu gibi Ankara ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin dondurulmasını
savunmaya başladı. Yeni AP başkanı, 19
Aralık 2016 tarihinde Euractiv haber portalında yayımlanan bir söyleşide,
“Türkiye hakkındaki görüşünüz nedir?” sorusuna, “Türkiye AB’nin önemli
ortaklarından biridir, fakat son gelişmelerden çok kaygılıyım. Ankara AB’nin
ortağı olmak istiyorsa hukuk devleti, ifade özgürlüğü ve insan haklarına saygı
duymak zorundadır. Avrupa Parlamentosu’nun tutumu nettir: Türkiye baskıya son
vermedikçe müzakereler dondurulmalıdır” yanıtını vermişti.
Kıdemli AB geçmişi
Tajani, ilk
olarak 1994 yılında AP’ye seçildi. İtalya’da eski başbakanlardan Silvio
Berlusconi’nin yanında Forza İtalia partisinin kurucuları arasında yer aldı.
Berlusconi tarafından 2008 yılında Avrupa Komisyonu üyeliğine getirildi.
Komisyon bünyesinde 2014’e kadar önce ulaştırma, ardından da endüstriden
sorumlu üyelik görevlerinde bulundu. Sonradan patlak verecek “Dieselgate”
skandalını “önceden haber almasına rağmen üstüne gitmediği” gerekçesiyle geçen
yıl Avrupa Parlamentosu’nda oluşturulan özel bir soruşturma komisyonu
tarafından sorgulandı.
Tajani 2014
yılında yeniden seçildiği AP’de sayıca en kalabalık grup olan Avrupa Halk
Partisi’ne (Hristiyan Demokratlar) mensup. AP’nin başkan yardımcılarından da
biriydi. AP Başkanlık seçiminde grubu içinde başkan adayı olarak öne çıkmasında
iki temel faktör rol oynadı. İlk olarak, 30 yılı aşkın bir süredir AP içinde
merkez sağ ile merkez sol arasında resmi olmayan centilmenlik anlaşması gereği
başkanlık sırası Martin Schulz’tan sonra merkez sağ bir üyedeydi. AP içindeki
sosyal demokratlar bu sefer bu anlaşmaya uymama kararı almış olsalar da sayısal
bakımdan çoğunlukta olan sağcı grupların müşterek bir aday üzerinde
anlaşmalarını engelleyemediler. İngiliz, Polonyalı ve Çek üyelerin çoğunluğu
oluşturduğu muhafazakârlar ile liberaller başkanlık oylamasının son turunda
oylarını Tajani lehinde kullandılar.
Tajani’nin
İtalyan kimliğinin de AP başkanı seçilmesinde payı var. İtalya’da Beppe Grillo
liderliğindeki AB karşıtı 5 Yıldız Hareketi’nin yükselişi AB içinde kaygı
yaratmakta. Bir İtalyan parlamenterin AP başkanı seçilmesiyle AB’den İtalyan
halkına bir sempati mesajı gönderildiği yorumları da yapılıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder