OSMANLICA ÖĞRETEN ETHEM COŞKUN BBC’YE KONUŞTU: “OSMANLICA ÖĞRENMENİN MEZAR TAŞINA İNDİRGENMESİ HALKINİYİ NİYETİNİ SİYASİ AMAÇLAR İÇİN KULLANMAK”

15 yıldır Osmanlıca öğreten sahaf Ethem Coşkun da, “Osmanlıca öğrenmenin mezar taşına indirgenmesi halkın iyi niyetini, siyasi amaçlar için kullanmak” dedi. BBC’ye konuşan Coşkun’un röportajı şöyle: 1. Osmanlıca 15 dakikada öğrenilebilir mi? Osmanlıca dediğiniz aslında Türkçedir. İçinde bugünkü Türkçede olduğu gibi Arapça, Farsça, İtalyanca, Fransızca ve eski Yunanca gibi dillerden geçen birçok kelime vardır. Bugünden farkı, Arap alfabesiyle yazılmasıdır ama Arap alfabesi de değildir.Çünkü Türk fonetiğine uygun olması için Arap alfabesinde olmayan birkaç harf daha eklenmiştir. Ayrıca Osmanlıca, Arapçadaki kurallara göre okunmaz. Osmanlıca öğrenmek, tek başına Çalıkuşu gibi matbu eserleri okumak demek değildir. Osmanlıca bilmek, arşivlerdeki herhangi bir evrakı, defteri okuyup anlamaktır. Asıl olan da ağdalı Osmanlıcadır ve onu öğrenmek zordur.İki aylık hatta bir senelik kursla Osmanlı Paleografyası ve Osmanlı Diplomatikası gibi metodik eğitim alınmadan Osmanlı arşiv vesikası okumak zordur. 2. Osmanlı döneminden kalma mezar taşlarını okumak için ne yapmalıyız? Hakkıyla Osmanlıca bilmek için biraz Farsça, biraz Arapça bilmek şarttır. En önce ve önemlisiyse Türkçeyi iyi bilmek gerekir.15 dakikada bir harfi öğrenemezsiniz. Osmanlıcada 18 çeşit yazı türü var. Hangisini öğreneceksiniz? Divane mi, rik’a mı, talik mi, sülüs mü, kufi mi? Mezar taşı kufi, talik, sülüs ya da girift hatlardan biriyle yazılmış olabilir. Bunlardan birini bilmiyorsanız yine okuyamazsınız. İşte uzmanlık isteyen iş dememizin nedeni budur. 3. Osmanlıca metin okuyor olmak, yazabiliyor olmak anlamına geliyor mu? Gelmez. Herkes okur ama yazamaz. Yazmanın kaidesi biraz farklıdır ve biraz daha zordur. Örneğin Arapça ve Farsça kelimeler kendi kaidelerine göre yazılır. Bilmezseniz yazamazsınız. Osmanlıca yazmak için de ayrı bir eğitim gerekir. 4. Bir metni okuduğumuzda, içindeki yoğun Arapça ve Farsça kelimeler nedeniyle cümleyi anlamak için günümüz Türkçesine de çevirmek gerekiyor mu? Evet. Bugün iyi bilenler bile kelimelerin bazılarını anlamak için sözlük kullanıyor. 5. Osmanlıca metinlerde yanlış okumalardan söz edilir. Neden yanlış okumayla sık karşılaşılır? Okuyan kişi Arapça ve Farsça bilmiyorsa sıklıkla yanlış okuma yapılır. 6. Osmanlıca bilenler Kuran-ı Kerim’i anlayarak okuyabiliyor mu? Anlayamazlar. Bunun için Klasik Arapça bilmek gerekmektedir. 7. Kuran-ı Kerim’in anlamını bilmeden okuyabilenler Osmanlıca okuyabiliyor mu? Kuran-ı Kerim okuyabilenler Arapça kelimelere aşina oldukları için Osmanlıcayı sadece çok kolay öğrenirler. 8. Bir genç, Nutuk’un Osmanlıcasını okusa anlar mı? Zor. 9. Öyleyse yeni bir dil mi öğreniliyor ve bir kişi hayatının hiçbir alanında kullanmayacaksa zorunlu olarak öğrenmesi doğru bir yaklaşım mı? Osmanlıca yabancı bir dil değildir ama yabancı bir dil kadar zordur. Hakkıyla Osmanlıca bilmek için büyük emek gerekir.Geçmişi bilmeyenin geleceği hiç olmaz. O nedenle Osmanlıca bilmek gereklidir ama herkesin bilmesi şart değil. İlgisi olanların dışında araştırmacıların, üniversitelerin tarih, edebiyat gibi ilgili bölümlerinde okuyanların iyi bilmesi yeterlidir. Bu nedenle okullarda zorunlu olması yanlış bir karardır ve öğrendikten sonra kullanmayacaksa gereksizdir. 10. Gerçek anlamda öğrenmek kaç yıl alır? En az iki sene işinizi gücünüzü buna vererek yoğun olarak çalışmak, arşivde zaman geçirmek ve belge okumak şarttır. Her gün en az bir vesika ya da birkaç saat Osmanlıca metin okunmak gerekir. 11.93 harf ezberlemek gerek Osmanlı Devleti’nin, alfabesini esas aldığı Arapçada 28 harf bulunurken Osmanlı alfabesi 31 harften oluşuyor. Ancak bu harflerin kelimenin başında, ortasında ve sonunda yazılışları ise farklılaşıyor. Böyle olunca da Osmanlıcayı okuyabilmek için 93 harf ezberlemek gerekiyor. Harfleri ezberlemek ise işin küçük bir kısmını oluşturuyor. Ezberlenen harfleri yan yana koyarak kelime haline getirmek matbu yazı adı verilen kitap yazısına yani basit, temel Osmanlıcaya ilk adım olarak kabul ediliyor. Ancak Harf İnkılabı’na kadarki sürede dahi basılı eserlerin az olduğu, birçok metnin el yazısıyla kaleme alındığı düşünüldüğünde zorluk kendisini iyice hissettiriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-