UNESCO: “DİLLER YOK OLUYOR”
UNESCO’nun
tahminlerine göre dünyada toplam 6 bin dil var. Bu rakamın neredeyse yarısıysa
yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tehlikede olan dillerin başında yerli
dilleri geliyor.
Dünyanın dört bir yanında
diller yok olma tehlikesiyle karşı karşıya: Almanya’da yaklaşık 7 bin kişi
tarafından konuşulan Aşağı Sorbca dili tehdit altındayken, Kuzey Amerika’daysa
yaklaşık 250 kişinin anadil olarak konuştuğu olan Cayuga ölmek üzere. Yerli
dili Dalabon ise bugün sadece 11 kişi tarafından konuşuluyor. Son sayım on
yıldan fazla süre önce yapılmış olduğu için de bu rakamın 11’den daha az olması
muhtemel.
Birleşmiş Milletler, 21
Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle her yıl dil çeşitliliğinin anlam ve
önemine dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün
(UNESCO) tahminlerine göre, bugün dünya çapında 6 bin dil konuşuluyor. Bunların
2 bin 500’ünün varlıkları ise tehdit altında.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırmalar
Merkezi’nde görev yapan ve Alman Tehdit Altındaki Diller Derneği üyesi olan
KatharinaHaude, "Tehlikenin en önemli sinyallerinden biri ebeveynlerin
çocuklarıyla kendi dillerini konuşmuyor olmaları" diyor.
Haude’nin bu olguyu Latin
Amerika’da bizzat gözlemleme fırsatı olmuş. Araştırmacı on yıldan fazla süredir
düzenli olarak Bolivya’nın kuzeyindeki Santa Ana del Yacuma’ya seyahat ediyor.
12 bin kişilik nüfusu olan kent dilbilimsel açıdan özellikle ilginç: Yerli
dilleri Movima’yı konuşan son bin 500 kişi burada yaşıyor. Ancak bu kişilerin
çoğu halihazırda 70 yaşın üzerinde.
Bilim insanları dünya
dillerinin yaşadığı bu çöküş çerçevesinde farklı açıklamalar sunuyor. Nimwegen’de
bulunan Max Planck Enstitüsü bünyesindeki Tehlike Altında Bulunan Diller Arşivi’nin
yöneticisi Paul Trilsbeek "Faktörlerden biri kuşkusuz küreselleşme.
İnsanlar yaygın dilleri konuştukları takdirde hayatta daha iyi şansları
olacağını düşünüyorlar" diyor. Süreci tetikleyen bir diğer faktör de
giderek daha fazla taşralının büyük şehirlere taşınması.
KatharinaHaude özellikle
yazıya geçirilmemiş olan, sözlü yerli dillerinin tehdit altında bulunduğunun
altını çiziyor. Haude, Bolivya’da Movima gibi küçük dillerin çöküşünün okul
sisteminin genişletilmesiyle de ilgili olduğunu ifade ediyor: "50’li
yıllarda Bolivya’da yalnızca İspanyolca eğitim veren okullar inşa edildi".
Bunun sonucunda da ebeveynler çocuklarıyla kendi dillerinde konuşmayı kesti.
Bolivya’nın 30 yerli dilinin okullarda kendilerine yer bulabilmesiyse ancak
1994 yılında yapılan bir eğitim reformuyla gerçekleşti. Movima da böylece
yeniden itibar kazandı.
UNESCO’ya göre 1950
yılından bu yana dünya çapında 200’den fazla dil ölmüş bulunuyor. Paul
Trilsbeek "son birkaç on yılda ortadan kaybolmuş dillerin sayısı
arttığını" söylüyor. Trilsbeek, görev yaptığı enstitüde tehlike altında
bulunan dillerle ilgili multimedya arşivini yönetiyor. On yıldan uzun süredir
dilleri tehdit altında bulunan insanlarla konuşabilmek adına dünyanın en ücra
köşelerine giden araştırmacıların yaptıkları araştırmaların işitsel ve görsel
kayıtlarını onlineveritabanında bulmak mümkün.
Trilsbeek, “Projenin temel
amacı tehlike altında bulunan dilleri araştırma için belgeleyebilmekti, ancak
söz konusu arşiv dil toplulukları için de önem teşkil edebilir” diyor.
Trilsbeek’e göre; “bu
çerçevede kayıtların öğretim materyalinin temeli olarak kullanılması mümkün,
fakat bu ölmekte olan bir dile canlılık kazandırabilmek adına yeterli değil. Öncelikle
dilin gelecek nesillere aktarılması motivasyonunun yeniden yaratılması
gerekiyor. Trilsbeek, giderek daha fazla insanın akıllı telefon kullanmaya
başlamasının ve internete erişimlerinin artmış olmasının sürece olumlu etkide
bulunduğunu vurguluyor. Trilsbeek, “Böylece gitgide daha fazla yerli dili
kendisine internet üzerinde yer buluyor, YouTube’da mesela. Dilleri korumak
noktasında bunun da faydası dokunabilir” diyor.
Yorumlar
Yorum Gönder