ÇA&DAŞ TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN İŞ İLİŞKİLERİNE ETKİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇA&DAŞ TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN İŞ İLİŞKİLERİNE ETKİSİ Mahmut ÜSTÜN ANKARA-1989 İÇİNDEKİLER GİRİŞ . 1 BİRİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİ: KAVRAM. VE.TARİHİ GELİŞİM ÜZERİNE 2 I- TEKNOLOJİ VE TEKNOLOJİ LİTERATÜRÜ......... 2 II- TEKNOLOJİNİN İŞ İLİŞKİLERİ AÇISINDAN TARİHİ GELİŞİMİ...... 4 İKİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİ VE İŞ İLİŞKİLERİNDE YENİ SORUNLAR 7 I- TEKNOLOJİ-EMEK KAVRAMI VE İŞGÜCÜNÜN BİLEŞİMİ 8 II- TEKNOLOJİNİN İSTİHDAM-SENDİKAL HAYAT VE YABANCILAŞMA ÜZERİNE ETKİLERİ 10 1. Teknolojinin İstihdam Üzerine Etkileri .....10 2. Teknolojik Gelişmeler ve Sendikacılık ....14 3. Teknoloji ve Yabancılaşma Sorunu.... 17 âöNTJÇ 19 KAYNAKLAR 20 "ÎRÎç Teknolojik gelişme ve doğurduğu sonuçların incelenmesi gerek pozi¬tif e-erekse sosyal bilimlerde gittikçe önem kazanan bir ilgi odağı duru¬na gelmektedir. Teknoloji, toplumlarm hayat tarzlarında köklü bir takın degişiklikT ler yaratmakta,bu hızlı değişimler ise çok önemli sosyal problemlere ne-den olmaktadır. Teknoloji en ciddi etkilerini kuşkusuz iş ilişkilerinde göstermek-tedir.Çünkü teknoloji bir is organizasyonunuda ifadeler.İş organizasyonu- nun bir ucu maddi üretişti araçları ise^ diğer ucu da insan faktörüdür .Dola- yısıyla insan unsurunu dışa bırakarak bir teknoloji tartışması yapmak hiç mümkün değildir. Teknoloji insan ilişkileri bağlamında ısrarla belirtilmesi gereken bir başka nokta da,teknolojinin kendi başına mitsel bir amaç olmayıp,insan için bir araç olmasıdır. Teknolojiyi geliştirende,onun sonuçlarından etkilenen de insan un-surudur. Bu çalışmada teknolojinin iş ilişkilerinde yarattığı bir takım et¬kiler tartışılacaktır.özellikle istihdam,işsizlik,sendikal ilişkiler ve yabancılaşma sorunu bu çalışma açısından konunun kapsamına dahil olmak- j tadır. Bu çalışmada ,teknolojinin kalkınma vb.sorunlarla ilişkisine deği- j nilmediği gibi,konumuz açısından önem taşıyan ofis, otomasyonu ve tekno-lojik iş hastalıkları konusudâ kapsam dışında, kalmaktadır. Teknolojinin iş ilişkilerine etkisi konusu,Türk yazınında henüz çok yeni ve sınırlıdır.Fakat teknolojik gelişmelerden ülkemizinde her geçen gün daha yoğun bir biçimde etkilendiği aşikardır.özellikle bankacı.^ lık işkolunda bilgisayar kullanımında artan yaygınlık bu gelişmelerin çarpıcı bir örneğidir.Sözkonusu gelişmeler işsizlik,teknolojik iş hastalık! lan ve ergonomi başta olmak üzere bu konuya ciddi bin biçimde eğilmeyi gerekli kılmaktadır. J. __ İ.B^’Î tlM TFKNOLOJ î: KAVRAM VE TAK İH î ÇELΫ''^ ÜZERİNE , Teknoloji tanımlanırken, insanın doğal çevresini. d eğiş t ir Kik' a& acıyla kullandığı tekniklerden sozedilir.Eu gcrüş çerçevesinde," insanın, islenmemiş bir halde bulduğu kaynakları kendi ihtiyaçları doğrultusunda d eğiçtirc: e çabasını incel ediği;:.iz. zaman , teknolojinin t&rihinide incelemiş öleceğimiz söylenir.(1) Oysa,biz teknolojinin çeşâtli etkilerini incelemek istediğimiz zaman sanayi devrimine dikkatimizi çevirir ve o tarihten bu yana geçen süreci önemseriz.Çünkü,teknoloji olgusunun hayatımıza getirdiği olumlu ve olumsuz gelişmeler bu tarihsel dönemde öne çıkmıştır.Yabancılaşma,Teknolojik(Yapısal) işsizlik,tüketim toplumu vb. gibi teknolojiyle ilk tahlilde ilişkilendirebi- 1eşeğimiz oluşumları sanayi devriminin öncesine taşımak bir hayli güç hatta imkansın gözükmektedir. I. TEKNOLOJİ VE TEKNOLOJİ LİTERATÜRÜ: Yukarıda çizdiğimiz çerçeve dahilinde,her türlü tekniği teknoloji sayıp saymamak sorunu gündeme gelebilir.Gerçekten burada bir kategorikleştirme «.orunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü burada ilkel bir teknik il e, bilim ile üreti¬min üst düzeyde içiçe geçmişiiğinin bir ürünü olan teknoloji aynı paydaya sokulmuş olacaktır ki,bunun bir tahlil çabası açısından sakıncalar doğurması çok muhtemel gözükmektedir.Ayrıca teknoloji dediğimiz vakit,organik enerjiden mekanik enerjiye bir geçişi de ifade etmiş oluyoruz.Buhar makinesinin bulunu¬şundan önce üretimin organik(insan)enerjısi vasıtasıyla gerçekleştirildiğini biliyoruz.Gysa buhar makinesinin bulunmasıyla ,üretim insan emeğinden nispeten özerkleşmeye başlamış,insan enerjisinin yerine mekanik enerjiler ikame edil¬meye başlanmıştır .Bugün, teknoloji konusu ile ilgili tartışılan pek çok sosyal ve iktisadi sorunun arkasında bu gerçeğin etkilerini görmemek mümkün değildir. Teknoloji toplum hayatını her yönüyle o kadar derinden etkilediki bu et¬kileri açıklamak için ayrı bir literatürün oluştuğu söylenebilir. MeKanızasyon, otomasyon, sibernetik, eniormssyon, telekonıünükasy on.bilgisayar Yardımıyla Tassrım(CAD),Bilgisayar v erdimiyi e üretim (CAM),Nümerik Kontrol(NC) Robotik vb. ifadelendirmeleri teknolojinin üretim süreçind-ki aktiflik biçim¬lerini tasnif eti.-’-: ar'rcıyjc-. sık sık kvllanılır ol:, vcif r-’ir. Bu çalışma kapsamında teknoloji 1 i tara t Ur ün ün tümüne değin!: ek sümküıı ol¬mamakla b‘-rc..;>--r,iiC::1:; uzla ilgili sayılabilecek kavramların ne ifade ettiğin*- den sözetmek yerinde olacaktır. Mekanızasyon,basit anlamda üretimin makineleşmesini,m< kanik enerjiye ge- Çişi ifade'eder. (X) T«_İ£.moU)İ t O' - "/«■ V , 1^1, 5'ı'L ^ Otomasyon kavramı ise mekanizasyondan daha geniş kapsamlıdır.Bir aracın otomatik olarak nitelendirilmesi için ,aracın çalışması için gereken insan müdahalesinin enaza indirilmiş olması gerekir.Otomasyon ise üretim sürecinin otomatikleşmesidir.Mekanizasyonda insan,makina ile ve onu kullanarak çalışır. Otomasyonda ise,Makina kendisi ya da bir başka makina aracılığıyla çalışır. İnsanın rolü azalmış adeta çalışmayı denetleyici bir fonksiyon kazanmıştır. Doğal ki,burada da,makinanın bir başka makina aracılığıyla çalıştırılmasında j insanın bir "başlatıcı" rolü vardır.(2) Bilgisayar Yardımı ile Tasarım ise,ifadenin sözcük bileşenlerinden anla¬şılacağı gibi,ürün tasarımının bilgisayarlar aracılığıyla yapılmasını ifade etmektedir.Bu yöntemde,tasarlanacak ürünün şekli videografik bir ekranla çi¬zilmekte, ürünün matematiksel modeli çıkarıldıktan sonra,ürünün üzerinde ana- j liz faaliyetleri yapılmakta ve tasarım kıstasına göre modelin optimizasyon ve benzeşimi sağlanmaktadır.(3) Bilgisayar Yardımı ile Tasarımın sınırları tartışma konusu olmaktadır. "Çünkü sözkonusu olan,insan yaratıcılığının insanın yarattığı makinalar ta-rafından ne derece ikame edilebileceğidir.Düşünülecek en ileri aşama her halde bu üretici robotların (CAM)»yaratıcı robotlar(CAD)tarafından çizilmesi olur."(4) Bilgisayar Yardımı ile Tasarım rBilgisayar Yardımı ile Üretimden daha sonra ortaya çıkmıştır.Bilgisayar Yardımı ile Üretim ise,ürünün tasarım re-simlerinden başlayarak imal edilmesine kadar geçen faaliyetlerin bilgisayar yardımı ile yapılmasıdır.Bu yöntem,sayısal (nümerik) kontrollü takım tezgahla- ; rınm bilgisayarla denetlenmesi suretiyle ve robotlar aracılığıyla gerçekleş¬tirilir.Kalite kontrolü,üretim sırasında ve otomatik olarak gerçekleştirilir.(5) Günümüzde bilgisayar,tasarım ve üretim için kullanılmasından öte,üreti¬min planlanmasında,lojistik hizmetlerde ve Finansman planlanmasında da kulla¬nılmaktadır .Bu kullanım tarzına,literatürde,Bilgisayar Yardımı ile Planlama ve Kontrol adı verilmektedir. Bilgisayar Yardımı ile Tasarım,Üretim,Planlama ve Kontrol faaliyetlerinin bilgisayar aracılığıyle koordineli ve birbirine eklenmiş bir vaziyette yürütül¬mesine Bilgisayarla Entegre İmalat denmektedir.Bu tarz bir kullanım,bir ana bilgisayarın diğer bilgisayarları denetlemesi ve aradaki iletişimi sağlaması esasına dayanır.Ana bilgisayar üretim aksamalarında sinyal mesajlar verir.Bu sistemde,üretim sürecindeki koordinasyon ve denetim oldukça yüksektir.(6) U) SAATÇİ0Ğ1U Ömer,’’Verimliliği Arttırmada İnsangücü Planlaması,Otomasyon,Me- kanizasyon,ve Eğitim",ORHİM Seminerler Dizisi g içinde,İstanbul,1986,S:240 (3) SAATÇÎOĞLTJ Ömer,A.g.m. ,S:241 (4) TÜPJCCAK Ergun,Teknolojinin Ekonomi Politiği,A.İ.T.İ.A.Yay.»Ankara,1982,S: 146 (5) SAATÇİOĞLU Ömer,A.g.m.,S:245 (6) SAATÇİOĞLU Ömer,A.g.m.,S:247 « Konumuzla bir hayli ilgili diğer bir teknolojik oluşum ise robotiktir. U Robotik,yeni bir mühendislik dalı olarak ortaya çıkmıştır. 1 Üretim sürecinin gittikçe karmaşık bir hale gelmesi . otomas¬ yon konusunda da yeni arayışları gündeme getirmiştir.Her bir değişik üretim * ^■: ,faaliyetiiçin ayrı bir otomasyon dizgesinin oluşturulmadı bir yandan verimli¬lik konusunda olumsuzluklar yaratırken,diğer yandan da maliyetleri arttırıcı bir rol oynamaktadır.Bu tip bir otomasyon dizgesine katı otomasyon adı veril- mektedir.Bir tek otomasyon dizgesiyle çeşitli üretim faaliyetlerinin gerçek¬leştirilebilmesi ise esnek otomasyon olarak vasıflandırılmaktadır. j Böylesine bir esnek otomasyon dizgesi oluşturma çabalarında,robotlar büyük kolaylıklar sağlamaktadır.Çünkü,robotlar . mikroişlemcili denetçiler yardımıyla defalarca proğramlanabilmekte ve üste-lik robotların programlarında büyük bir karmaşıklık sözkonusu olmamaktadır. (7) Robotlar taşıdıkları bu esnek yapı ile»verimlilik üzerinde olumlu et¬kiler yaratırken,işletmeler açısından da ilk maliyetlerde tasarruf sağlamak¬tadır. Ayrıca robotların pek çok yarı iletken maddeden oluşması,robotiki daha çekici hale getirmektedir.Çünkü,dünya piyasalarında yarı iletken maddelerin fiyatlarında istikrarlı bir düşüş görülmektedir.Bu gelişmeler karşısında,ro¬botların temel endüstriler bir yana,ev hayatına girmesinin dahi çok uzun bir süreyi gerektirmeyeceği söylenebilir.(8) 11. TEKNOLOJİNİN İŞ SÜRECİ AÇISINDAN TARİHİ GELİŞİMİ İHsan ile doğa arasındaki mücadeleyi,insanın doğaya hakim olma mücadelesi olarak tanımlama,pekçok kişinin ortak kanaatidir .Uzun yıllar boyunca insan soyu bu mücadelede doğayı kavrama konusunda ciddi adımlar atabilmiş,fakat bu uzun tarihsel kesitte doğa insan üzerindeki hakimiyetini belirgin bir biçimde hisset¬tirmiştir .Bütün bu tarihsel dönem boyunca iş sürecinde kullanılan enerji esas itibariyle organik enerjidir ve bilimin üretimle olan ilişkisi bugünkü gibi bütünleşmeden uzak,son derece dolaylı bir ilişkidir. İlkel insanlar açısından,bumerangın,ok ve yayın icat ediihmesi kendi çinde ne kadar önemli . : ve yolaçıcı olursa olsun,insan-doğa ilişkilerinde»hakimi¬yet düzeyindeki ilişkiyi değiştiremiyorlardı.Bu noktada gerçekleşen,sadece a- salak bir ekonomiden üretici ekonomiye geçiştir. Biz burada tarihi gelişimi incelemeye çalışirken,manifaktür-ve fabrika düzenini baz alacağız,ayrıca bu tarihi gelişimi iş ilişkilerini ön plana çıkara¬rak aktarmaya çalışacağız. (7) ERSAK Aydın,"Yeni Bir Mühendislik DalıîRobotik",Bilim ve Sanat Dergisi, Ağustos 1987,S:32 §8)ERSAK Aydm,A.G.K. ,S:35 Manifaktür dönenindeki iş sürecinin »emekte yarattığı ve daha sonra ki döneme aktardığı en temel özellik olarak vasıfsızlaştırmayı belirtebiliriz. 'Manifaktür,fabrika sisteminin öncülü »küçültülmüş bir halidir.Manifaktür dü- - zeninde çalışan işçi de,üretim araçlarından kopmuş ve bir başkasının yanında 'denetiminde çalışmaktadır.Manifaktür işçisi seri halde ve tekdüze bir işsüre- ci ile karşıkarşıya gelmiştir.Parça-fbaşı iş sistemi,daha manifaktür zamanın¬da oldukça yaygın bir duruma gelmiştir.Parça başı iş sisteminin,işgücünün vasıfsızlaşması açısından oynadığı rol böylece devreye girmiş oluyordu. Bir ustanın iş becerisini gerektiren ve belli bir fiziksel güç gerek¬tiren işler,yeni iş makinalarının üretime sokulması sayesinde,kadın ve çocuk¬ların yapabileceği işler haline gelmişti.Henüz manifaktür düzenindeyken,söz- konusu üretim aletlerinin üretim faaliyetinin temelleri haline gelmeye başla¬dığını görüyoruz.(9) Teknolojik gelişmenin belli bir düzeyine denk düşen bir ekonomi süreci olarak manifaktürün,iş sürecinde yarattığı büyük değişikliklerden biri de ücretli işçilik kategorisini ortaya çıkarmasıdır.Böylece iş sahibi açısından, işgücünün nisbi bağımsızlığı sona erdirilmiş oluyor ve işgücünü her anlamda denetleyebilmesinin yolu açılıyordu. Manifaktür düzenânini işyerleri,son derece kötü koşoulları temsil ediyord- du.Bu işyerleri son derece- havasız,ışıksız mekanlardı. "Hergün yenisi keşfedilen pahalı makinalara sermaye yetiştirme yarışında¬ki kapitalistler,satın aldıkları emeğin,karşılığı kadar,çalışma koşullarının bedelinide en düşük düzeyde tutmak çabasmdaydı.İşçi,boğaz tokluğu ücretleri gibi,en az çalışma mekanı,en az ışık ve hava,en az boş zamanla yetinmek zorun¬daydı.” (10) 18.yüzyılda,Richard Arkwright*m iki önemli "icadı" birbirleriyle bütün¬leşerek fabrika sisteminin doğuşuna damgasını vuruyordu.Bunlardan ilki,akarsu gücüyle çalışan pamuk eğirme .. . tezhahı,ki bu organik enerjiden mekanik enerjiye geçişi ifade ediyordu,İkincisi ise "Arkwright Köyleri"ydi.(11) Arkwright Köylerinin kurulmasının iki temel nedeni vardı.Birincisi akar¬suyun genellikle kırsal bir enerji olması,İkincisi süreç içerisinde nispeten bilinçlenen manifaktür işçisi yerine,kırsal alanın işgücünden yararlanmak.Bu eğilimin bütün 19.yüzjrıl boyunca sürdüğünü gözlemlemekteyiz. (9) ACAR Erhan,"Yaşamak İşi",11.Tez Kitap Dizisi,Sayı 2,S:119 (10) ACAR Erhan,A.g.m.,S©121 (11) ACAR Erhan,A.g.m. ,S£>124 ?abrika sistemi »üretimin kitleselleşmesini ,makineleşmenin belir-leyici önemini ve üretimin yoğunlaşmasını simgelemektedir.Bu sistemde daha çok mal üretmek için isçinin daha uzun süre çalıştırılmasına gerek kalmamaktadır.Daha kısa sürede daha çok değer -üretilebilmekte,bir yandan iş saatleri azaltılırken , öte yandan üretilen değer çoğaltılabilmektedir. Zamanla fabrika sisteminde uygulanan teknoloji sayesinde ,parça başı üretim yeni şekiller aldığı gibi ,üretimin hızıda büyük ölçüde denetle nebilir bir hal aldı.Bu noktada geliştirilen yöntemlerden iki tanesi ko-numuz açısından bir hayli önemlidir.Taylorizm ve Fordizm. Taylorizmin ,kafa ve kol emeğini (tasarlama ve uygulamayı) ayıra¬rak, sermayenin emeğin bilgi ve becerisine bağımlılıe-ını azaltmayı amaç¬layan bir yöntem olduğunu söyleyebiliriz.Taylorizrçvasıtasıyla,üretim sü¬reci için gerekli bilgiler yönetimin elinde toplanır.Bu süreç emeği vasıf- sızlaştırarak ,denetimini kolaylaştırır.(12) Taylorist uygulamalar sayesinde,üretim sürecinde vasıflı emeğe ba-ğımlılık azalırken,öte yandan üretimin yoğunluğu arttırılarkkn,sermaye sahibi rekabette daha güçlü bir pozisyona sahip olmaya çalışır.IŞ.y^zv-ıiın sonlarından itibaren Taylor'istuygulamalann izlerini görmek mümkündür .Bu- j radaki ttemel amaç , işçiye en kısa sürede en çok işi yaptırmaktır .Bu yöntem-; le islilerin üretim sarasındaki hareket tarzları vâ iş hızları denetlenir Bu d en eti er»? en in anlamı üretim sırasında emecin kullanıl ı? art¬ tırmaktır .Taylor izmin İR sürecinde gerçekleştirdiği bir diğer önemli olay ise em0?! "’sk^n-’l »rın bir uzuntası bir uzvu haline fe t irmik tir. Fordizm ise ilk kez Birledik Devletlerde ,Ford otomobil şirketinde uygulanan ve gidirikM .yaygınlasın bir uy plakanın .ad&dar .Burada, emek süre .dmin yönetimi konusunda bilimsel esasların uygulanmaya başladığını görüyor yoruz.^akat Fordizm denilince daha çok akla montaj hattının üretim sürecind de kullanılması gelmektedir.(13) For dizininde kaygıları prensip olarak Taylorizmle aynıdır .üreticin yoğunluğunu arttırmak .Nitekim,Fordizmi Taylorizrole hızlı montaj hattının bileşkesi olarak kabul etmek mümkündür. Fordizmde emek kullanımı üç ayrı kategoride incelenebilir.Tasarımcı-lar , nitelikli işgücü ve tek düze-seri üretim yapan niteliksiz işgücü.Bu yöntemce teknoloji yoğun"1 ııg'imn amacı önefa taşımaktadır.. (12) ANSAL Hacer','Teknolojinin Taraflılığı','11. Tez Kitap Dizisi içinde, •c'ayı l*S:o2 (İDARÎN* Tülay, "Kapital İst Düz eni em e, Bir ikim Rejimi ve Kriz" , il .Vez Kitap Tizisi i cinde,Sayı 1.- asın 198^,8:123 Çünkü,ne kadar iyi teknoloji kullanılırsa,üretimin yoğunluğu o derece arttırılabilecek ve amaca o denli ulaşılmaş olacaktır. Fordizmin emeği üretim sürecinde ayrı kategorilere ayırması,emeğin kendi içinde bir takım hiyerarşiler yaratmakta,dolayısıyle işgücü birbi¬rinden yalıtılabilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi,Fodizmde işçi mekanik bir hat üzerinde hareket halindeki ürünün üstünde,çalışma süreci boyunca belirli bir hızla çalışmak zorundadır.Bu ise,montaj hattı sayesinde sağlanır. "Aslında montaj hattı Taylorist yöntemlerden bağımsız bir teknolojik buluş değil,işçilerin becerilerini yok edip onları vasıfsızlaştıran bir dizi adımın mekanize olmuş birleşimidir ve bir kitle üretimi sisteki o- luştuâur.Kitle üretiminin temel öğeleri ayrıntılı işbölümü,seri hareket ve sürekliliktir.Tüm bu öğeler İO.yy. başı kapitalizmine yabancı olmamakla beraber,A.B.D’de bu sistemin ortaya çıkışı,kitle üretimiyle elde edilen yüksek ürün miktarının tüketilebileceği büyüklükte pazarların oluşmasına da bağlı olmuştur.Ayrıca o sıralar çekilmekte olan vasıflı emek sıkıntısı < emek tasarrufu sağlayan üretim tekniklerini son derece çekici kılmaktadır. Gerek Taylorist»gerekse Fordist yöntemler çeşitli düzeylerde işçi direnişiyle karşılaşmıştır.Ayrıca sendikacılığın gelişimini hızlandırmıştır, îşçiler arasında işgücü devir oranları artmış,kasıtlı olarak fireli mallar üretilmeye başlanmıştın.Ayrıca,bu dönemde işçilerin makinalara karşı çeşit-1 li sabotaj olayları gözlemlenmiştir. Nitekim bazı yazarlar,işçilerde oluşan bu tepkinin sonucunda Yeni- Fordizmde denilen bir uygulamanın başladığını söylemektedirler.Burada artık devreye kompütürler,robotlar girmiş,üretim yerleri birbirinden bağımsız ve küçük mekanlar haline dönüşmüştür.Böylece bir yandan üsetim süreci içeri¬sinde işgücünün etkinliği gittikçe azaltılmış diğer yandan da birbiriyle iletişimlerinde önemli zorluklar ortaya çıkmıştır. İKİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİ VE İŞ İLİŞKİLERİNDE YENİ SORUNLAR Çalışmamızın başında da belirttiğimiz gibi,teknoloji,iş ilişkileri alanı dahil olmak üzere,tüm toplumsal hayatta bir yenilik dönemi yarat-mıştır. Hatta bu sayede bir takım kavramlar ve bilgilerin yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu hissedilmiştir.Kuşkusuz bu yeni oluşumların açık-lanmaya muhtaçlığı yeni bir takım kavramların doğmasınıds motive etmiştir. (14) ARIN Tülay,A.g.m.,S:127 Biraz sonra değineceğimiz,teknolojinin gerek bireysel gerekse toplu iş sözleşmeleri ilişkileri alanında yarattığı sorunları kav- - ramak açısından bazı kavramların kendi içinde geçirdiği değişimi bil¬mek bir hayli önem taşımaktadır. Bu noktada teknolojinin işgücünün bileşiminde yarattığı değişikliği takip edebilmek gerek istihdam,gerek sendikal,gerekse yabancılaşma soru- rununu kavramak açısından yararlı sayılabilir. r- TEKNOLOJİ ,EMEK KAVRAMI VE İŞGÜCMÎN BİLEŞİMİ Kuşkusuz emek sözkonusu olunca,üretim sürecinde sarfedilen organik enerjiyi kastetmekteyiz.Bu enerji zihinsei. ya da fiziksel olabilir.Önemli "olan bu enerjinin insanın■'içsel' yapısının bir ürünü ,kendisinde saklı bir enerji olmasıdır .Fakat yıllarca emek denildiğinde anlaşılan,fiziksel gü¬cüyle, çalışan İşçinin enerjisi idi.Daha ötesi,fiziksel enerji dışında zi¬hinsel enerjisini kullanarak çalışanlar,bir emek gücü harcamıyormuş ve bu faaliyetinin karşılığında ücret(~ maaş) geliri elde etmiyormuş gibi, ' işçi kavramının dışında mütala edildiler.Halen de bu yaklaşıma sahip o- v .. lanlarm sayısı az değildir, . h- ' Bugünün çalışan «insanına baktığımızda,fiziksel gücünden ziyade zi- *** .. ,hinsşl gücünü kullanan ,nispeten iyi eğitim görmüş,daha kalifiye bir in¬sanla karşılaşmaktayız. / * • • Bu gerçekten hareketle,teknolojik gelişme, sayesinde,mühedis,tekniker, memur oranının artmasını,yeni bir"sosyal devrim" sayan sosyologların sa- yısıda her geçen gün artmaktadır.Modern sanayi toplumundaki"proletarya"nın -ortadan kalktığı . ve önceki bütün sınıfları yutan,bağrında toplayan yeni bir orta sınıfın ortaya çıkmakta olduğu savları pek sık işitilir olmuştur. Gerçekten de,teknolojik gelişmeler - bij tartışmaların ideolojik bo¬yutu bir yana- bilim adamlarının »mühendislerin ,hizmet sektörünün ve bağ“ lı .olarak büro.personelinin sayısında . . artışlar meydana getirmektedir. Mutlak rakamlar açısından artışlar olmadığı dönemlerde bile,istihdam için¬deki nisbi paylar bu kesimlerin lehine büyümektedir. 1970 yılında,Birleşik Devletler ve Kanada'da memur sayısının işçi sa¬yısını aşmış bulunduğunu görüyoruz.Bu dönemde Fransa'da elofetrönik sanayin¬de çalışanların io 60'1 mühendis,tekniker ve memımdur.Birleşik Devletler*de nükleer enerji sanayinde çalışanların - fo20' si bilim adamı ve mühendis»^58'i ise memur kadrosundadır.Aynı ülkede kimya sanayiin¬de çalışanların #41*i memur kadrosundadır.(15) (15) GATJZNER N.,Kapitalizmde Bilimsel ve Teknolojik Devrimin Çelişkileri, ANA Yay.,İ stanbul,1978,S:32 Çünkü,ne kadar iyi teknoloji kullanılırsa,üretimin yoğunluğu o derece arttırılabilecek ve amaca o denli ulaşılmaş olacaktır. Fordizmin emeği üretim sürecinde ayrı kategorilere ayırması,emeğin kendi içinde bir takım hiyerarşiler yaratmakta,dolayısıyle işgücü birbi¬rinden yalıtılabilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi,Fodizmde işçi mekanik bir hat üzerinde hareket halindeki . ürünün üstünde,çalışma süreci boyunca belirli bir hızla çalışmak zorundadır.Bu ise,montaj hattı sayesinde sağlanır. "Aslında montaj hattı Taylorist yöntemlerden bağımsız bir teknolojik buluş değil,işçilerin becerilerini yok edip onları vasıfsızlaştıran bir dizi adımın mekanize olmuş birleşimidir ve bir kitle Üretimi sistefei o- luştuiur.Kitle üretiminin temel öğeleri ayrıntılı işbölümü»seri hareket ve sürekliliktir.Tüm bu öğeler gO.yy. başı kapitalizmine yabancı olmamakla beraber,A.B.D’de bu sistemin ortaya çıkışı,kitle üretimiyle elde edilen yüksek ürün, miktarının tüketilebileceği büyüklükte pazarların oluşmasına v da bağlı olmuştur .Ayrıca o sıralar çekilmekte olan vasıflı emek sıkmt emek tasarrufu sağlayan üretim tekniklerini son derece çekici kılmaktaki. G-erek Taylorist,gerekse Fordist yöntemler çeşitli düzeylerde işçi direnişiyle karşılaşmıştır.Ayrıca sendikacılığın gelişimini hızlandırmıştı! İşçiler arasında işgücü devir oranları artmış,kasıtlı olarak fireli mallar üretilmeye başlanmıştm.Ayrıca,bu dönemde işçilerin makinalara karşı çeşit¬li sabotaj olayları gözlemlenmiştir. Nitekim bazı yazarlar»işçilerde oluşan bu tepkinin sonucunda Yeni- Fordizmde denilen bir uygulamanın başladığını söylemektedirler.Burada artıl devreye kompütürler,robotlar girmiş,üretim yerleri birbirinden bağımsız ve küçük mekanlar haline dönüşmüştür.Böylece bir yandan üsetim süreci içeri¬sinde işgücünün etkinliği gittikçe azaltılmış diğer yandan da birbiriyle iletişimlerinde önemli zorluklar ortaya çıkmıştır. İKİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİ VE İŞ İLİŞKİLERİNDE YENİ SORUNLAR Çalışmamızın başında da belirttiğimiz gibi,teknoloji,iş ilişkileri alanı dahil olmak üzere,tüm toplumsal hayatta bir yenilik dönemi yarat¬mış tır. Hatta bu sajrede bir takım kavramlar ve bilgilerin yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu hissedilmiştir.Kuşkusuz bu yeni oluşumların açık¬lanmaya muhtaçlığı yeni bir takım kavramların doğmasmıda motive etmiştir. (14) ARIM Tülay,A.g.m.,S:127 Kısaç»sı ,uzman ve teknik kadronun çalışanların oranı arasında öneminin arttagana gözlemi telekteyiz. Uzay araştırmaları,atomik ürünler endüstrisi ve silah endüstrisi, üretim sürt-ci içerisine matematikçi, fizikçi,kimyacı ve biolog gibi bilim adamlarını'çekmektedir. “eknolo.iik gelişmenin bariz sonuçlarından biride,tarım kes..minde ça¬lışanların artık istihdam açısından önemsiz bir orana düşmüş olmasıdır. Taten sanayi devriminin ilk ¿ünlerinden bu yana bu gelişimi.gözlemiemektey¬dik. Teknolojik gelişme sayesinde hizmet sektöründe de önemli artışlar r.eydana gelmektedir .F-urada hemen belirtmek gerekir ki,hizmet ¿sektörü kendi içinde de- değişikliğe -uğramakta ve kapsamı, genişlemektedir .Yakın yıllara'kadar hizmet .sektörü denilince akla :,;addi üretimin dağıtımı, ti¬caret, ulaşım,haberleşme vb. konuları gelmekteydi.Bugün artık,hızla ge¬lişine eğilimi gösteren kültürel hizmetler,hizmet sektöründeki i .genişle¬menin nedenlerinden birini oluşturmaktadır.. (16) _ Hizmetler sektöründe gelişmenin nedenleri arasında sayılabilecek ai- .„ğer faaliyet alanları güzellik salonları, çamaşırhaneler,Kuru temizleme ve ^eğlence sektörü sayılabilir. • İşgücünün bileşimi açısından önemle belirtilmesi ...ger eken ,bir diğer konuda ,beyaz yakalı işçilerin aynı zamanda imalat sektörün ,e de artış¬lar ggs’termesidir.Birleşik. Devletler'de imalat sanayinde çalışan memuri ların,tekniker ve mühendislerin oranı 1959’da %2.k,k iken 1970'de % 27,5’e yükselmiştir.Bu oranın diğer endüstriyel ülkelerde % 25 civarında olduğu belirtilmektedir. (17) Nihayet,beyaz yakalıların Aoplam çalışan nüfusa oranı,ABD*de „900 yı¬lında % 17,£ iken 1960. yılında % ¿ı3,l e ulaşmıştır. (18) Tüm endüstriyel ülkeler açısından bu oranı saptayacak ol ursak, 1950' de ’% 31 olan beyaz yakalı oranının 1968 yılında % ^1,5’e yükseldiğini görmekteyiz.(19) Tüm hu gelişmelerin emek kullanımını devreden çıkaracağı söylenebilir mi? Emek il<& makına ilişkisinin bu gelişmeler karsısında sürekli bir şekil a „ ' değiştirmeyle karşikarşiya olduğu muhakkaktır .Nihayet teknolojik gelişmenin yalnızca insanın'el emeğini ikame eden makinalar yaratmaktan ziyade siber¬netik aracılığıyla Zihinsel emeside bir dereceye kadar ikame eden makina- lar yaratmaktadır.Fakat in?qıı"'eıesinin ikamesinin bir sınırı olduğu muhakkak tır.Bu sınır, t.QknrlnTiyi oluşturan ve oluşturacak olanın İnsan emeri olması nedenivle sc-zkonusu edilebilir. (16) SASXAK Rene-;, "Bili m^l Teknolojik Devrim.." Bilim ve Sanat Dergisi, Ağustos ,1987, S: 20 (17 ^ GATÎZNER N.,A.s.e . ; •. ■ . , ,, s- ^ U (|Ç) ERCAtJ “ ' i le - ,■ 7= (;■ , t v.-^. ' ' 1.r — ik M PU y, Ar u ^ * 1 t ( ) 'TUw-A c, ^ f \ı.f 1, Oic ^ U * C * ı , < ■ ^1 1 h ^ t . v, ^ \ ¿,Abai.mvO/S:22ı Son olarak belirtmek gerekir ki,teknolojik gelişme yalnızca emek kavramında d eğil, sermaye kavramında da. bir takın: defisiklikl er yaratmaktan¬dır .Teknolojik gelf’neîfc'”• • karsısında ser"’®:**1 s«h‘,-~lev-’*• ««rnsayfi^in yönetimi * işlevinden gittikçe uzaklasmaktalar. II- TEKNOLOJİNİN İSTİHDAM VE SmT)ÎK*L HAYAT ÜZFPİNF ETKİLFPİ Teknol^lini" istihdam re sendikal hayat« üzerine e t. îti] er4 yukarıda aktarmaya ggalistı **ırr>‘,z isffü-cünü-n bileşiminde mejH*n*= gelen r- le yakından ilgilidir.Çünkü işgücünün bileğimi bir başka anlamda istihdam¬ın bileşimidir.İşgücünün bileşiminin istihdam üzerinde yarattığı etkiler¬den (dolaylı da olsa) biri olarak yapısal işsizlik s orunun uda sayabiliriz.. Sendikal hareketinde iş.cü^ü:,ür. bileşiminde meyde,:-!a ¿eler. değişmeler¬den etkilenmemesi olanaksızdı.Sendikal hareket şimdiye kadar bir "mavi yakalılar "hareketiydi. "Beyaz, yakalıların" işgüodi içerisinde alırlık kazan¬maya bariaması,Eendikalarda ¿elen eke..11 eşmiş bir- takım özelliklerde deği¬şiklikler yaratmaya aday gözüküyor. Şimdi sırasıyla teknolojinin istihdam ve,,.sendikal har'eket üzerinde yarattığı değişiklikleri bir as da ;a&. ayrıntılı, bir biçimde görelim. 1. Teknolojinin İstihdam tîz,erinde Etkileri Teknolojik gelişme sonu.onnda işgücünün vasfının artması bir zorun-luluk halini almıştır.Teknoloji,bir yandan yüksek vasıf sahibi işgücüne olan talebi arttırırken ,bir yandan da eldeki mevcut işgücünün vas£E£3Llık düzeyinin düşük olması nedeniyle >bir "yapısal işsizlik"© neden .'Olmakta¬dır. (20) Gerçekten teknolojinin işsizliği arttırdığı kanaati pekçok yazar ta¬rafından paylaşılmaktadır.Nitekim, 1960*lı yılların sonunda I.B.K.Şirketi kendi kuruluşunda yaptırdığı araştırmalar- sonucunda ,her yeni makinanıh, 1800 işçiyi açığa çıkardığı sonucuna ulaşmıştır.(21) Fakat otomasyonun işsizlik konusundaki etkilerini yalnızca olum-suz: etkiler biçiminde değerlendirmek yanıltıcı olabilecektir»Teknolojik gelişme sayesinde malların fiyatlarının düşmesi sağlanmakta.fiyat düşüş¬leri toplam talebi , tov] ?« «nie^de üretim ve yatırımı harekete geçir¬mektedir.Bu. karşılıklı etkilerin işsizlik konusunda da hafifletici bir fonksiyon oynayacağı söylenebilir. (20) DERELİ Toker, "Sosyo-Psikolo jik Açıdan... Endüstriyel IIişkil er;l. 0EH2M Seminerler Dizisi 2 içinde , İstanbul ,1986 ,S: 93 (21) TUNA Orhan,EKİN Nusret,A.g.e.,S:93 lan doğmaktadır..At omun parçalanılır hale gelmesi önemli bir sektörün ve , t w dolayi'iyl^ iR+ihdam olanakların**n ^olmasına neden olmu°'i'Ti".Bu alanda yapılan bir takım 'araştırmalar,.2000 yılma kadar insanların çok büyüle çoğunluğunun (vrilen rakam ihtiyatla karşılanmak üzere % 90' dır) bugün varolmayan,henüz tanımlanmamış bir iste çalınmaya başlayacaktır."(22) Bu savda gerçeklik .-payı bir hayli yüksek olmasana karşın.., iki açı¬dan kayıt koymak’da gerekmektedir. Bir yandan yeni meslekler oluşurken.,kuşkusuza pekçok meslekte eskiyer. .ve tarihe karışıyor .'Yeni istihdam olanaklarının* bu nedenle açığa çıkan i?£Üc"rr": sayısal düz.,eyde emebilecek, kapasiteye sahip olduğunu test etmek güçtür ve böyle olduğunu söylemek biraz iyimser bir yaklaşım sayılmalıdır. İkinci ve daha önemli sorun ise , işgücünün kalitesinin teknolojik, değişmeye ayak uyduramamasından âagmakâiiadırY apış al işsizlik” kabamı da bu durumu ifadse gd.er.Yeni meslek alanlarının- pek çoğu -esiâsi-ng.••■nazaran .daha kaliteli bir i«=gücü talebi doğurmaktadır. r , . ^ - i ? ' ' . ■ Gerçektende pekçok araştırmaca, işgücünün bugünkü vasaflılık^üzeyiy- le gereken vasıflflfk düzeyi arasında önlemli bir fark olduğunu ve bu farkı; ;b.üyüme eğilimi gösterdiğini söylemektedirler .Başkaca -deyişle, teknolojinin, hızı ile işgücünün vasiflılık hızının her ikis-inde de; mutlak artışlar- go2&- lenirkem, nishi dü&eyde tekn.ol.ojik gelişme hızının işgücünün vasiflılık de¬recesi aleyhine ilerlediğini s eyleyebil ir is.. İşini kaybeden bir isçiyi yeniden i?.~ahibi yapmak.için bir eğitime tabi tutmak gerekmektedir.Fakat işçiyi yeniden eğitmek için geçmesi gereka: süre ile kullanmak için; eğitildiği teknolojinin, eskimesi ar asandaki 'sime arasında büyük bir zaman.' aralığının var Lığından s Özetmek gittikçe güçleş¬in ektedir-. Bu durum işçinin yeniden eğğtiminin yararlarını tartışılır hale getirmektedir .Bu durum,eğitik teknikleri konusunda da. yeni' arayışları gün¬deme getirmektedir. , . .... ... Sorun şu şekilde czetlenebilir.-; "Teknik değişmeler endüstrinin muhtaç olduğu vasıfları değiştirmekte,ancak bu değişmelerin çok hızlı olması va¬him bir istikrarsızlık yare tmaktadır.. " (23) Teknolojinin,istihdam üzerindeki etkilerinden biri de işgücü mobili- tesini arttırmaktır,. Teknolojik .gelişmeler işçilerin-eski mesleklerini bı¬rakıp yeni mesleklere geçmelerini zorlamaktadır.Bu durum teknolojinin bir bölüm işgücünü açıj';a çıkarması sonucunda dokmuş olabilir .Bu durumda (22) TUK A Orhan, EKİN Nusr et, A.g. e.S® 97. (23) DEMİR Ahmet,A.g.e.,S:9-10 yeni bir işe geçme durumundaki işçi ne yapacaktır? Bu problem anca& eğitimle halledilebilecektir.? İleri sürüldüğüne • göre” otomasyonun geliştiği bütün ülkelerdeki okul ve öğretim sistemi_ derin ve esaslı bir değişikliğe uğramaktadır.Gelecekte insanların' meslek de ğş t ir m ek mecburiyetinde kalabilecekleri muhtemel -olduğu için eğitimin gençlere yalnızca meslek hayatını değil,aynı zamanda devamlı olarak^ . değişen ^şartlara uymayıda öğretmesi gerekmektedir. "(2if.) Bir. mesleki -eğitimin gerekliliği ve bu eğitimin, değerini çök. çabık yitirmesi, telaıalojik gelişmelerin doğurduğu ciddi bir pr oblemdir . Çok uaun olmayan geçmişte,genç işçi tarafından kazanılan meslek bilgisi,onun bütün " .t' • • . . . ■-.‘hayatı boyunca geçerli ol urdu.Bugün bu geçersiz olmaktadır ıGelec ekte, iş¬çilerin .her on yılda bir mesleklerini deriştirecekleri söylenmektedir.(2§) Teknolojinin yarattığı işsizliği önlemek açısından-çeşitli çareisr ■ düşünülmektedir;Bu konudaki'devlet harcamaları arttırılmış,tahsil., olanak¬ları genişletilmiş ve doğum kontrol yöntemleri üz. er inde sıkça durulmaya ş . , îşgüçünjin mobiliteşi-' konusunda, Fransız Ulusal.- İstatistik. llnKti-tusil* .nün verileri dikkat çekicidir..3u ^bilgilere göreî* .„milyondan tfazla i^fi * **“ • ? . "t * S V -v * f / './? ? V £•*-.** ' fp.J1 ’ * . 'J- ”* _(ülkenin çalışan nüfusunun $ 20’sidir) 1959 ve 1964 yılları arasında uz.- man olduğu veya çalıştigi alanı değiştirmiştir s" (27; >• >*■:$ n İşgücünün^mobiliteöi'açısından aynı dönemlerde Birleşik Amerika'da ortaya çıkan tabloda şöyle-.özetlenebilir.Bu ülkede her yılc8,5 milyon. Mciş'inİn' İşini değiştirdiği , gözlemlenmiştir .Bu işçilerin #50 » si. bir. -başka iş için -çalıştığı'endüstri dalını değiştirmekte,# 20'si aynı kapasite-; c;-.:de bir ✓Ta&şfea işe geçmekte,’# 8 **4 İse aynı endüstre dalı içerisinde işini . '• değiştirmektedir. ^ . , . ; , •' ' ' Fedaral Almanya'da ise,İ966-1970_ döneminde 7»5 milyon -civarında ı-!'^4icretİi"'iışihi değiştirmiştir .Bu rakam sözkonusu dönemde aktif nüfusun ’ V ’* İ ... , • ^yâklaşık-üçte birih'6 yakındır1. (28) Gerçekten de, teknolojik gelişme , elektronik,atom veya uzay endüa^- . rinden ,roket ve laser ışınları sektörüne kadar yeni iş olanakları yarat- 5 makta, fakat,yukarıdan beri 'sözettiğimiz gibi bu gelişmeler işsizliği ' önlemekte yetersiz kalmaktadır. ,. İstihdamın bir „boyutunuda işgücünün bileşiminde gösterdiğini söy- . 1 emiştik..Torkel Alfthan,Teknolojide Gelişmeler ve Sanayide Eğitim Ulus- )-'(2i+)DEMİR Ahmet, A. g. e* ,S:9-10 (25) GAUZNER N. ,A. g.e. ,S:lifl (26) TüNA Orhan, EKÎN Nueret, A. g. e. ,S: 95 (27) GAUZNER N. ,A.g.e. ,S:31 (28) GUZNER N.,A.g.e.,S031  1ararası Sempozyumunda sunduğu bir tebliğde bu olguyu şu şekilde sı-nıflandırmaktadır. "1« Tarımdan imalat sanayiine ve hizmetlere doğru bir. istihdam akışı, 2. İmalat Sanayinde ve hizmetlerdeki kol işçiliğinden. Mirra hiZı- rn.etl.er ine doğru bir yönelme, 3. Uluslararası Standart Meslek Sınıflamasında (iSCO)'da birinci ve ikinci kategorilerdeki büro işlerinde istihdamın artması, 4. Mesleki gruplaşmalardan:,yetkinliğe dayalı b.eceri gruplaşmala¬rına doğru bir kayma.,,(29) Torkel ÂİLfthan'a göre,İngiltere İstihdam Sanayündeki istihdam yapısına 1-980'i baz alarak 1995'e yapılacak bir projeksiyonla olası değişim şu şekilde olacaktır. • ^ f ı- r ; *- ^f|||l# & * »Mo V o M £ 7 » C-» 1!-:!§■ ■t. Yo I C Tee.' »İt' *' ' { ■ ■ i t « \ Ptk(L{ #>e£-so^ £i- b/o i o yA£l o AilFM U£V A r " V £ S * 2- 1 %Çf Up iç İstihdam konusunda belirtilmesi gereken konulardan biride istihdam biçiminde meydana gelen değişikliklerdir.Teknolojik gelişmenin kısmi çafc- lişma biçimlerinde bir artış doğurduğu izlenebilmektedir. Son zamanlarda Batı ülkelerinde ,"tele-çalişma","uzaktan çalışma” biçiminde ifade edilen çalışma biçimleri görülmektedir.Bu çalışma biçi-minde işçi işi evine götürmekte ve orada gerçekleştirmektedir.”Bu yolla yürütülen.işlerin başlıcaları metin hazırlama,dokümantasyon,tercümeler, programlamalar,muhasebe defteri tutma,vergi danışmanlığı,redaksiyon ile ilgili işler ve reklamcılıktır."(31) (29)ALITHAN Torkel" «¿>flf'ser u>-n ' ^ \ 'i - ^ ^ J & £ L4 t Stf fvAİ (YE.*w t î \ V 4 l ^ - .... „ .  Part-time çalışmanın yaygınlaşmasının ardındaki mantık istihdamı arttırmak ve işsizliği önlemek kom.-su.nda bir olumluluk sağlamaktır. Bugün A.B.D.'de ,be^ çalışana karşil’ık bir kişinin part-time ça-lıştığı söylenmektedir. ... Part-time çalışma biçimlerinden biri de "çağrı üzerine"çalışmadır. Bu durumda "...işveren ve işçi,hizmet akdiyle işçinin üstlendiği işin çıkması üzerine çalışacağında anlaşmaktadır.İşçi göreceği işin çıkması smdan işverenin talebiyle haberdar olacaktır."(32)' • Münir; Ekonomi1nin.bildirdiğine göre,teknolojik gelişmenin yarattığı yeni part-time çalışma usullerinden biri de"işin paylaşilması"dır.Bu drnjm de iki işçi işi kendi aralarında zaman açısından paylaşılması sözkonusu- dur.(33) • Teknolojik gelişme katı çalışma sürelerinin terkedilmesğni ve dah.a .eenek ç,alişma «sürelerinin gündeme getirilmesini sağlamaktadır .Bu uygula¬mada tüm- işçilerinin çalışacağı bir şiire saptanmakta,haftalık çalışma süresinin diğer bölümünü işçi kendisine uygun olarak .saptamaktadır. (34) "I960’1ı” yılların ortalarında Almanya' ve İsviçre'de haşlatılan,bu 'sis-tem,dâha sonra Fransa,Finlandiya,Danimarka,İsveç,İtalya ve İngilte're ■de uygulanmaya sokulmuş,çok uluslu şirketler aracılığıyla Amerika Birlie- şik Devletieti'ne kadar yayılmıştır." (35) Teknolojik gelişme ile birlikte istihdam konusunda görülen bı^diğer olay ise gece çalışmaları ve fazla istihdamda görülen ar tişl ar dır .Bunun 'nedeni insanların 'hergeçen gün piyasaya yenileri çıkan tüketim malları nı elde etme çabalarıdır. Teknolojik gelişmenin doğurduğu sonuçlardan biri de kadın işgüciit- nün genel işgücü içindeki oranını arttırmasıdır.1950-1970 yılları arasa -da kadın iş gücünün, toplam çalışan nüfusa oranı % 29, V ten,% 37,7'ye yük . selmiştir. (36) ,. t t * _ 2- Teknolojik. Gelişmeler ve Sendikacılık * Teknolojik gelişmeler karşısında,sendika liderlerinin çeşitli endi¬şelere kapıldıkları görülmektedir.Sendikaların tepkilerinin zaman zaman “şiddete dönüştüğüne- de tanık olunmaktadır.Sendikalar açısından iş güven¬liği problemi gittikçe ön plana çıkmaktadır. (32) EKONOMİ Münir, A. g. m. ,S©LS8 (33) EK0N0Mİ Münir,A.g.m.,S:188 (34) EKONOMİ Münir,A.g.m.,S:192-193 (35) EKONOMİ Münir,A.g.m.,S:193 Î36)GAUZNER N.,A.g.e.,S:59 Teknolojik değişmeler karşısında sendikaların tepkisini iiç baş¬lık altında toplamak mükkündür. "Bunlar "önleyici","rekabet edici",nihayet "kontrol edici" poli-tikalardır . önleme politikasında,sendika,üyelerinin yeni makinalarda çalışmasını engellemeye gayret etmekte,bunu sağlamak için grev dahil çe-şitli araçlara başvurmaktadır.Bu politikanın uzun ömürlü olduğunu söyle-mek zordur. .. .. Rekabet "edici politika ise bir tür uzlaşmayı göstermektedir .Bu po-litikanın esası,sendikaların düşük ücretlere razı olarak yeni teknoloji¬nin maliyetini işletme için pahalı hale getirmesi ve işletmenin yeni tek-nolojiyi kullanmaktan maliyet heseplerı nedeniyle vazgeçmesini sağla¬maya çalışmasıdır. Kontrol edici politikanın en rasyonel strateji olduğu yolundaki fikirler oldukça yaygındır.Bu politikada,yeni teknoloji prensip olarak kabule edilmekte, fakat,işçilere en az zararı olacak zaman ve şartlarda ‘uygulanması sağlanmaya çalışılmaktadır. İşçinin yeni teknolojiye uyum göstermesini”sâğlamafc üzere onların eğitimlerinin yapılması sağlanmaya çalışılmakta,ücret ve, istihdam garantileri konusunda işveren zorlanma¬ya çalışılmakta ye .nihayet işten çıkarılmalar karşısında yüksek tazmi¬natlar öngörülerek işçinin işsiz kaldığı süre içerisinde mağdur kalması önlenmeye çalışılmaktadır.(37) - Sendikalar teknolojinin getirdiği riskler karşısında işçi-işveras- devl et üçlüsünün, ör tak çabası konusunda faaliyet göstermektedirler .Sen¬dikalar, teknolojik gelişmenin işçilerin hayat standartlarında olumlu et¬kilerde bulunacağını ,boş zamanlarını çoğaltacağını vb. kabul etmekte •ve bu nedenle teknolojik gelişme konusunda prensip olarak olumlu düşün-mektedirler .Fakat istihdam sorunlarında,sendikaların örgütlenmesi soru-nunda «e sendikaların en önemli silahı olan grevi etkisizleştirmesi açı-sından teknolojinin olumsuz etkilerine karşı çıkmaktadırlar. Sendikalar »istihdamı kelli b-gsr dengede tutma çabalarında başarılı olamadıkları ölçüde,işsizlikten doğacak zararları telafi etmek yoluna .gitmektedirler .Bu- sorunda toplu sözleşmeler aracılığıyla yüksek işsiz; - lik tazminatı saptanarak giderilmeye çalışılmaktadır. Gerçektende sendikalar-, çalışma hakkı ve iş garantisi için yoğun bir mücadeleye girişmşlerdir.Ayrıca sendikalar,en az tenkisada yolaça¬cak teknolojilerin seçimi konusunda baskı yapmaya çalışmaktadırlar. Sendikalar,ücretli.iznin uzaması,emeklilik ve işten ayrılmada verilen paranın arttırılması,emeklilik yaşının indirilmesi,ücrette bir kesin¬ti yapılmadan çalışma saatlerinin kısaltılması konusunda çaba sarfet-mektedir-. (37)TUNA Orhan,EKİN Nusret,A. g. e. ,S'.132-133 *•  Teknolojik gelişmenin doğurduğu en önemli sonuçlardan birinin kol emeğinin giderek kafa emeğine dönüşmesi olduğunu ve bunun hizmet sektöründeki yaygınlişmsyls paralel gittiğini daha önce belirtmiştik. — "Hizmğt sektörü ise yapısı gereği emeğin kendi içindeki etkileşi¬ mini sınırlandırmaktadır .Daha açık ifadeyle hizmet sektöründe çalışan insan,daha az. sayıda insanla beraber olmakta ve çalışma biçiminin ya¬pışandan kaynaklanan bir”bireycilike eğilimiiçine girmektedir.”(38) İşgücünün bileşiminde meydana gelen bit değişme sendikalaşma oranı üzerinde olumsuz: etkiler yaratmaktadır.Fikir işçileri ve. hizmet işçileri¬ni"., .örgütlemenin daha güç olâağtt, yakın geçmişte bir çok ülkede ve bir çök kez doğrulanmıştır."(39) ' Beyaz yakalı bir işçinin daima ilerlemeyi düşünmesi ve yolunun kıs-men açık olması »sendikalaşma eğiliminin düşük olmasının nedenlerinden bir başkası olarak sayılabilir.Nitekim beyaz yakalı işçiler iş bulmakta da nispet en daha az güçlük çekmekte ve pek z,or durumlarla karşılaşma-maktadırlar. . . .. . - -- „ . E.Kassalow»"beyaz, yakalı işçilerin sendikalaşması açısından daha iyimser bir görüşe sahiptir.KassaLow a göre,beyaz, yakalı işçilerinde ça¬lışma hayatında problemleri artmaktadır.Yazara göre beyaz yakalıların sendikalaşması için’bazı, değişik usullere başvurmak ger ekecektir, fakat karşılaşılan zorluklar mavi yakalıların ilk sendikalaşma dönemlerinden daha zor değildir.(40) Sendikaların,teknolojik gelişmeler karşısında gösterdiği çabanın şu ana kadar pek başarılı olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir.Sen-dikaların, işsizlik Eazminatıhivarttırmak, iş sürelerini kısaltarak \yeni istihdam olanaklarını yaratmak,-erken emeklilik vb,çabalarıdâa işverenle-' ler açısından maliyet arttırıcı kalemler olarak değerlendirilmektedir. Keza,işverenleri yeni teknolojilere artan oranda sevkeden nedenlerin başında işçilik maliyetlerindeki yükselişin geldiğini düşünürsek,işve-renlerin işçilik maliyetlerinin yükselişine bir dereceye kadar tahammül edecekleri söylenebilir.Ayrıca,Galbraith’m belirttiği gibi "makinalarnn grev yapamaması"gerçeğide işverenlere eazip gelmektedir. (41) Bu açıdan da konuya bakıldığı zaman,işverenin sendikaların maliyet arttırıcı tekliflerine nereye kadar rıza gösterebilecekleri sorunu kri¬tik önem arzetmektedir. Bugün sendikal örgütlenmenin işçiler açısından hala bir cazibe taşıyabilmesinin birinci nedeni,iş güvenliği sorununda sendikaların etkin olabilmeleridir.Sendikalar bu konudaki etkinliklerini yitirdik- lerinde}kendi varlıklarımda tehlikeye atmış olacaklardır.  3- Teknoloji ve Yabancılaşma Sorunu Yabancılaşma kavramı son dönemde en sık kullanılan kavramlardan biridir.Bu kavram yalnızca üretim sürecine ilişkin olarak değil haya¬tın tüm alanlarına ilişkin olarak kullanılmaktadır.Fakat biz. burada esas olarak,yabancılaşma kavramını üretim süreçleri ile ilişkili ola¬rak kullanacağız,. Yabancılaşma,kişi hayatında bir "anlamsızlık" bir "güçsüzlük" kana-atinin gittikçe yaygınlaşmasıyla kendini gösterir. Bu hiskerin,üretici faaliyet sırasında doğması ile ilk olarak iliş-kil endir eb.il ecjeğimiz, olay emeğin üretim araçlarından ayrılması olgusudur. - Emek kendine ait -olan ve kendisi tarafından tasarlanan bir üretim süreci yerine,bir başkasına ait olan, ve kendisine dışarıdan dikte edilen bir, çalışma sürecine girdiği zaman,kendisini yaratıcı faaliyetten uzaklaştı¬rılmış hisseder. Ayrıca parça başı iş sisteminin, yaygınlık kazanması us— talik vakıflarının giderek yok olmasına neden olur .Yabancılaşmanın üretim: .■sürecinde-görülen bcic diğer özelliği de vasıf sazlaşma ile ortaya çıkar. Va- sıfsızlaşma, yabancılaşmayı tazyik eden önemli etkenlerden, biri ve bfelkide birincisidir. Bir. emek sürecinin İlç; temeİ öğeden oluştuğunu söyleyebiliriz,. "L.Bir r amaca yönelik insan eylemi, emek, 2.) İşin nesaıesi, 3) ör. e t im araç, ve gereçleri. Emek sürecinin,ikinci ve üçüncü öğeleri üretimin nesnel koşullarını bel ir l.er .Birinci öge ise üretimin öznel koşulunu oluşturur. "(4-2) Kuşkusuz, yabancılaşmanın ortaya çıktığı alan üretimin öznel öğesidir. Fakat,1,bir amaca yönelmiş emek",bu amacını üretimin nesnel öğeleri aracı- lığıylia*f;erç-ekleştirebilir*Daliayısıyla yabancılaşmanın ortaya çıkmaması için, emek sürecinin tuı öğeleri ile emek arasındaki ilişkinin niteliği önem kazanmaktadır. Modern sanayinin man'ifaktürden farklı yanları arasında , emeğin üret¬kenliğini arttırmak için,üretim s*üreçlerinde daha yetkin bir makina siste¬mi ve iş organizasyonuna dayanması başta gelir.üretim sürecindeki, işbölümü fabrika sisteminde deha gelişmiş biçimler kazanmış,emeğin kontrol edilmesi daha bir kolaylaşmıştır.Bu işte,parça başı iş sisteminin gelişmeside önemli bir rol oynamıştır.Fabrika sistemi bu anlamda emeğin vssıfsızlaşm&smads hizmet etmiş ve üretim sürecinin eme e bağımlılık oranı azaltılmıştır.Emek, üretimin kalitesi ve hızı konusunda belirleyiçi olmaktan çıkmış,kendisi dı¬şardan belirlenen bu kurallara sadece uymakla yükümlü kılınmıştır.Emeğin üretimdeki etkinliği giderek yokolmustur. Kompüter-robot teknolojisi bü konuda bir takım olumlu sonuçlar doğurmaktadır.tîretim sisteminde insanın yaptığı işin robotlar tarafından yapılmaya başlanması,otomasyon vb. gelişmeler çok büyük değişimleri gündeme getirmektedir .Artık insan, giderek, teknik, kontrol ve yönetin işlerini yeri¬ne getiren bir role sahip olmakta,kol emeğinin bıktırıcı ve toplumsal ha¬yattan uzaklaştırıcı havasından kurtulmaktadır. Bu çerçevede işçi giderek yaratıcı faaliyeti gerçekleştiren,üretim için kolay vazgeçilmez, bir unsur haline gelmektedir .Bugünün işçisi bir uzman, iyi eğitilmiş bir kişidir. Ayrıca teknolojik gelişme sayesinde iş saatleri kısaltılmış ve işçinin kültürel faaliyetlere ayırabileceği boş zaman artmıştır.Bu durum' işçiyi öz¬gürleştirici bir etki yaratmaktadır. Bütün bunların yanısıra,işçinin teknolojik gelişmeler nedeniyle fi-ziksel gücünü kullanamamasının , işçi üzerinde sürekli duygusal gerilim ya¬rattığını idda edenlerde vardır .Nitekim, William A.Faunc.e tarafından Dét¬roit1 te yeni otomatikleşmiş bir araba motoru imal eden fabrikada yapılan incelemeler, işçilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini ve bu dikkat zo¬runluluğun sinirsel olarak işçileri olumsuz etkilediği ortaya „çıkmıştır.(43) Modern teknoloji ile elde edilen üiretim yoğunlaşmasının işçiler üze¬rindeki etkileri,daha yavaş bir biçimde ortaya çıkmakta ve etkilerini genel¬likle sinir sistemi üzerinde göstermektedir. "Birleşik Devletlerin otomasyonla ilgilenen komitesi,Amerikan Sanayi işçileri ürerinde en fazla mide ülserine,bir çok işçiden daha az, enerji har¬cayan teknisyenlerde rastlandığını belirtmiştir.Kalp ve kan damarları ile ilgili hastalıkları ise,en çok bilgisayar operatörlerinde ve kuvvetle iîgi- si olmayanişlerde rastlanmıştır."(kk) Bir yandan "boş vakitler "de teknolojik gelişim sayesinde bir artış görülürken,diğer yandanda tazyik edilen tüketim kalıpları işçiyi anlamsız, bir tüketim yarışma sokmaktadır.Teknoloji toplumunda insan kültürel bir yabancılaşma soruhuylada karşı karşıyadır.Bu toplumlara okuma alışkanlığın¬da bir düşüş görülürken,okunan kitaplar arasında en çok polisiye ve erotik edebiyat es.erleri görülmektedir. SONUÇ: Teknolojik gelişmeyi bir bütün olarak reddetmek hiç bir- açıdan tutarlı j bir yaklaşım olmayacaktır-.Her şeyden önce gelişme dinamiğinin bu yönde ol- j duğunu ve tarihi tersine çevirmenin mümkün olmadığını kabul etmek gerekecek- i tir.Keza,teknolojinin doğurduğu riskler kadar,hatta daha çok bir dizi olum- j lulukda sözkonusudur. i. Esas; problem teknoloji ' seçimi konusunda gereken ciddiye- j ti göstermekte yatmaktadır .Dolayısıyla kullanılacak bir teknolojinin sseçimi j konusunda bunun sonuçlarından zarar gören kesimlerin tümünün söz hakkı olma- | sa gerektiğini söyleyebiliriz. ; İ Nitekim başta sendikalar olmak üzere,çeşitli kuruluşlara bu konuda ciddi görevler düşmektedir.İşsizlik sorunun çözümünde piyasa ilişkilerine fazlasıyla güvenmek ,sanayi devriminin yarattığı tablodan yeterince dera çıkarmamış olmak anlamına gelecektir.Bu nedenle genişletilmiş bir sosyal po¬litika,mevcut yapı içerisinde ortaya çıkan olumsuzlukların en aza indirilme¬si açısından ¡sorunlu. görülmektedir. Teknolojinin vasıflı işçi oranını arttırması ve eğitimde yarattığı köklü yenilikler yabancılaşma konus.unda da olumlu ssonuçlar doğurmaya aday gözükmektedir.İşgücünün vasfının artması ,aynı zamanda işgücünü yaptığı. , faaliyetlerin sonuçlarıyla daha ilgili bir hale getirmektedir.Anlamsam faali¬yetin yerine yaratıcı faaliyet geçmektedir. Fakat tüm bunlara karşın,teknoloji konusunda gereken ehlileştirme ça¬balara, rekabet ve kâr hırsa yüzünden ihmal edilecek olursa,tüm geze-genimizi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getireeek sonuçların doğma-sı çok uzak .bir ihtimâl sayılmamalıdır. KAYNAKLAR ACAR Erhan,"Yaşamak İşin,ll.Tea Kitap Dizisi ,Sayı 2 ALFTHAN Torkel,"Teknolojik Değişim ve Yeni Beceriler için Eğitim",SEGEK, Sayı 12,Haziran 1988 ANSAL Hacer,"Teknolojinin Taraflılığı",11.Tez Kitap Dizisi,Sayı 1 ARIN Tülay,"Kapitaliat Düzenieme,Birikim Rejimi ve Kriz",11.Tez Kitap Dizişi,Sayı 1 DEMİR Ahmet,Çağdaş Teknolojik' Gelişmeler,A.Ü.-S..B..F.Yay. »Ankara,1981 DERELİ Toker, "Sosyo-Psikolo jik Açıdan.,.„Endüstriyel İlişkiler" ,ORHİM Seminerler Dizisi 2 içinde,İstanbul,1986 EKONOMİ M İn ir, "Teknolojik ve Ekonomik gelişmeler:, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar1',0RHİM Seminerler Dizisi 2 içinde,İstanbul, 1986 ERCAN Fevzi,"İleri Teknolojinin İnsan Gücüne ve İstihdam Sorunlarına Etkileri....*"M..P..M* Yay. ,362 yayın içinde,Ankara,1988 ERSAK Aydın , "Yeni Bir- Mühendislik Dal 1: Robotik", Bil im ve Sanat Der gisi Ağustos,1987 ’ ' * t ■ GAUZNER N.., Kapital izinde Bilims-el ve Teknolojik: Devrimin Çelişkileri, ANA Yay.*.,İstanbul, 1978 KAYA Raşit,"Bilims.el-Teknolojik Devrim ve Sosyal Düşünce",Bilim ve Sanat Dergisi,Ağustos,1987 SAATÇİOĞLÜ Ömer-,"Verimliliği Arttırmada İnsangücü Planlaması,Otomasyon, Mekaniaaayon. ve Eğitim",ORHİM Seminerler Dizisi 2 içinde,İstanbul, 1986 ŞAYLAN Gencay,"Bilimsel Teknolojik Devrim*..►"Bilim ve Sanat Dergisi, Ağustos,1987 TUNA Orhan,EKİN Nusr e t, Otomasyon, ve Sosyal Meseleleri,İ.U.İktisat Fak.Yay, İstanbul, 11970 TÜRKCAN Er-gun, Teknolojinin Ekonomis Politiği,A. İ.T. İ. A. Yay.,Ankara,1982

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-