WALL STREET JOURNAL: “TÜRKİYE’DEKİ BAZI RİSKLER BOĞALARIN UYKUSUNU KAÇIRABİLİR”
Wall Street
Journal gazetesi, Türkiye ekonomisini irdelediği haber analizinde, “Borsa 24
Mart tarihinden bu yana ralli içerisinde. BIST 100 endeksinin yüzde 25 getiri
sağladığı bu yükseliş yoluna devam edebilir. Ancak bazı riskler borsada
yükselişe oynayan yatırımcıların yani boğaların son aylardaki zaferlerine gölge
düşürebilir!” diye yazdı.
Amerikan iş
çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal’ın haber analizi şöyle:
1-Küresel faizler yükselirse
ABD ve
Avrupa merkez bankalarının uzun süre daha düşük faiz ve gevşek para
politikalarına devam edeceği beklentisi küresel piyasalarda ve dolayısıyla
Türkiye piyasalarında iyimserliği artırıyor. Ancak ABD’de hem enflasyon hem de
büyüme verilerinde ivme yukarı yönlü. Bu da faizlerde uzun süre sonra bir
yükseliş senaryosunun konuşulması ve ilerleyen haftalarda Fed’in olağan dışı
yumuşak tavrından geri adım atması demek olabilir. Örneğin geçen hafta ABD
Mayıs ayı enflasyonunun yıllık yüzde 2,1 ile Ekim 2012’den bu yana en yüksek
düzeye çıkması faizleri zıpladı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri Cuma günü
verinin açıklanmasının ardından yüzde 2,625 seviyesine çıktı. Benzer
gelişmelerin İngiltere’de yaşanması (enflasyonun artmaya ve işsizliğin
gerilemeye başlaması) ile İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney’in
ultra-güvercin tavrından geri adım attığını geçtiğimiz hafta görmüştük.
İngiltere, gevşek para politikalarının işsizlik yüzde 7’ye inene kadar devam
etmesi amaçlıyor. İşsizlik yüzde 7,8 ile hedeflenen seviyenin çok üzerinde
bulunmuyor.
2- Jeopolitik tansiyonun daha
artması
Irak’ta
IŞİD’in ilerleyişi ve Türkiye’ye yönelik tehditleri piyasalar üzerinde belki de
şu anda en önemli baskı unsuru. Dolar kurunun istikrara kavuştuğu ve Merkez
Bankası’ndan faiz indirim beklentilerinin güçlendiği bir dönemde IŞİD’in Musul
konsolosluğunu basması ve diplomatları esir alması piyasaları sarstı. Bu
"siyah kuğu"nun etkisiyle TL, dolar karşısında yüzde 4 değer yitirdi.
Bölgedeki gelişmeler, ABD’nin ya da küresel güçlerin bölgeye operasyon yapması
ihtimali, İran’ın takınacağı tavır ve mezhep çatışmasının alacağı boyut
bölgedeki kara bulutları daha çok artırabilir.
Irak’taki
kaos diplomatik açıdan Türkiye’yi zora sokarken ekonomisini de birçok kanaldan
olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Yükselen petrol fiyatları bunların
başında geliyor. Enerji maliyetlerindeki artış hem enflasyon hem de dış denge
üzerinde hasar yaratabilir. Ayrıca, Irak 12 milyar dolar ile Türkiye’nin en
büyük net ihracat pazarı. Mevcut durumun devamı reel ticareti ve cari açığı
olumsuz etkileyebilir. Tüm bu gelişmeler TL’yi zayıflatırken, hisse senedi ve
tahvillere olan ilgiyi azaltabilir.
4-Yaklaşan seçimler
Türkiye bir
süredir yerel seçimlerle başlayan bir seçim süreci içerisinde. 31 Mart
öncesinde yükselen siyasi tansiyon piyasaları alt üst etmişti. Dolar 2,39 ile
rekor seviyeyi, faiz çift haneyi görmüştü. BIST 100 endeksi ise 61 bin
seviyesine kadar çekilmişti. Ancak seçimlerden bir hafta önce AKP’nin
galibiyetinin (ya da siyasi istikrarın devam edeceği beklentisinin) anketler
sayesinde yeniden satın alınması ile borsa yükselişe geçti. O tarihten bu yana
da yüzde 25 değer kazandı. 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri
ve ardından 2015’te yapılacak genel seçimler şu anda piyasalarda önemli bir
risk unsuru olarak fiyatlanmıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
cumhurbaşkanlığına çıkması ve yerini uyumlu bir başbakana bırakması ya da
Erdoğan’ın başbakanlığa devam ederken uyumlu bir cumhurbaşkanı seçilmesi
senaryoları piyasalarda ağırlık kazanıyor. Ancak başta cumhurbaşkanlığı olmak
üzere seçimlerde muhalefetin kazanması ya da gücünü artırması hem Ankara’daki
mevcut siyasi dengeleri hem de piyasaların fiyatlamalarını değiştirebilir.
5-Para politikası belirsizliği
Seçim
sathına giriliyor olması Merkez Bankası üzerindeki faiz indirim baskılarını
artırıyor. Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleri Merkez
Bankası’ndan faizlerin hızla indirilmesini talep ediyor. Enflasyon yükselirken
Mayıs’ta faizlerin 50 baz puan indirilmesi bazı ekonomistlerce gelen baskıların
bir sonucu olarak görüldü ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sorgulanmasına
neden oldu. Merkez Bankası’nın beklenenden hızlı faiz indirimi yaparak büyümeyi
mi yoksa enflasyonu mu öncelediği yönünde yaratabileceği olası belirsizlik
piyasa oyuncularının kafasını karıştırabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder