BİR ERGENEKON GEYİĞİ-
olayları ve hepsinden önemlisi inançlarımızı adeta yıkıp
geçti. Pek çoğumuz şimdi Ergenekon’a
bakarken, enkaz haline gelmiş inançlarımızı ve ruhlarımızı da seyreder gibiyiz.
Hadi hepimiz şapkamızı önümüze alalım ve dahi eğri oturup
doğru konuşalım. Hiç kompleks yapmadan itiraf edelim. Hangimiz şu yıllardır bir
sürü provakasyona, cinayete, katliama imza atmış Türk Derin Devleti’nin
ulusalcı ve Avrasyacı olduğunu tahmin edebilirdik! Hepimiz bunu Amerikan’ın istikametinde ve
yönlendirmesinde bir gizli NATO örgütü olduğunu düşünürdük! Bu gizli NATO
örgütünün Türkiye’deki ayağının da resmi militer ve gayri resmi militer
örgütlerce, daha açık söyleyelim resmi ve gayri resmi faşistlerce oluşturulduğunu
sanırdık! Demirel’i falan da bu derin devletin ‘bir bileni!’ olarak görürdük.
Meğer Demirel yıllar önce, Maraş ve Çorum katliamları sırasında ‘bana sağcılar cinayet işliyor
dedirtemezsiniz!’ derken ne haklıymış! Meğerse sağcı değilmiş bu
katliamları organize eden derin devlet, ulusalcı ve solcuymuş!
Ruh dünyamızdaki yıkıcı kasırgaya yol açan gerçekler bundan
da ibaret değil! Meğerse Türk’ü ve Kürdü ile sisteme muhalif sandığımız,
ilerici, yurtsever vb gördüğümüz örgütlenmeler de Ergenekon’cu değil miymiş! Meğer biz
yıllardan beri solculuk, yurtseverlik yapıyoruz diye Ergenekon tarafından
yönetilmemiş miyiz; ne yönetilmesi güdülmemiş miyiz! (Yani Bolşevik Parti
Merkez Komitesi’nin Duma gurubundan Mihaylovski mi, Minilovski mi bir ajan
çıktığını bilirdik. Sol sosyalist devrimcilerin
askeri kanat örgütlenmesi sekreteri Asef’de yanılmıyorsam Rus derin
devletinin ajanı idi. Dahası da var. Böyle ‘sızma’lar olabileceğini bilirdik
bilmesini de, böyle sülale boyu ve yıllar boyu bir örgütün derin devletinin
emrine girebileceği hangimizin aklına gelir di?)
İsimlerin bazılarını duyunca inanamadık belki ama,
Küçük’ünden daha Gürbüz olanına kadar bir sürü tanıdık derin sima, bunlarla
kurulan network ilişkiler bir bir açığa serilince nutkumuz tutulmadı mı? Ya şu
Alevilere ne demeli, biz bunları toplumun hakları gasp edilen, ezilen bir
kesimi olarak görür ve haklarını savunurken, ohooo…onlar ne ezilmesi, Ergenekon’un
başıymış meğer ve bütün orduyu ele
geçirmek için bir alevi darbesi bile hazırlamışlar üstüne üstlük!
Şimdi uçarı kaçarı yok! Biz Türkiye’nin kendini en eğitimli,
en uyanık, en iyi analiz yapan kesimleri zannederken ayakta uyutulmuş,
kullanılmışız, itiraf edelim… İtiraf edelim ve artık biz de, masumluğu, ak ve
paklığı bu olaylarla iyiden iyiye aşikarlaşan ABD’nin, AKP’nin ve Türk-İslam
sentezci geleneksel milliyetçi sağımızın saflarında yerimizi alalım!
Ergenekon vesilesiyle hayatının üç önemli travmasından birini
yaşayan ve peşi sıra gelen bu travmalardan sonra hidayete erip, İslamcılarımızı
destekleme kararı alan Serdar Turgut büyüğümüz kadar da cesur ve dürüst
olamayacak mıyız yoksa. İşte Serdar Turgut büyüğümüz bize yolu açtı ve
kurtuluşu gösterdi! Serdar Turgut ağabeyimiz, bu gerçekler karşısında şok
yaşadı, büyük bir travma içine girdi ve kendini artık Cemil Meriç’e verme
kararı aldığını belirtti. Bu travmayı atlatmak için Cemil Meriç’ten daha iyi
ilaç olur mu? Cemil Meriç’te zaten Marksizm ile hidayeti, tevekkülü birleştiren
önemli bir düşün ve maneviyat insanı değil mi?
Efendim bir de özür borcumuz var tabi! Kime mi! Tabi ki Hasan
Celal Güzel büyüğümüze… O ‘Güzel’ insan yıllarca milliyetçi-mukaddesatçı
güzellemesi yaparken, nasıl da içten içe alay ediyor, haksızlığından emin
olarak sinirleniyor ve hatta söylemesi ayıp türlü türlü sinkaf da bulunuyorduk!
Bu güzel insanı yıllarca ne çok ve ne
haksızca üzdük oysa. Ergenekon’da ortaya
çıkan gerçekler Serdar Abi’yi ne kadar yıkıp tarumar ettiyse, Hasan Celal Güzel’imizi
de o kadar sevindirdi muhakkak. Meğerse 6-7 Eylül’de, Kanlı Pazar’da, Maraş’ta,
Sivas’ta, Çorum’da, İTÜ de ‘Ya Allah
Bismillah! Allah-ü Ekber!’ nidalarıyla ve hilal bıyıklarıyla ve kirli
çember sakallarıyla, ana karnındaki bebeğe varıncaya kadar yüzlerce insanı
katledenler, milliyetçi-mukaddesatçılar değilmiş! Meğerse
Bakın beni en çok üzen -ki
belli Hasan Celal Güzel’imizi de çok
üzmüş- şu Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı; Hüseyin Üzmez meselesi. Siz
Ergenekoncular tutun sırf inanan insanları karalamak için Fadime Şahin gibi cilve
ve işve üstadı güzel bir ‘pavyon kızı’nı
Müslüm Gündüz’ü baştan çıkarmak maksadıyla yanına görevli olarak gönderin, sonra 15’inde bir dilberi de 80’li
yaşına gelmesine rağmen şeriatı savunduğunu açık açık ilan edecek kadar mert ve
delikanlı kalabilmiş taş gibi Vakit yazarı Hüseyin Üzmez amcamızı kandırmak
için görevlendirin ve üstelik de - bak
bak bak!!!- bir de bu masum inanmış dervişlerimizin içeceklerine ilaç katın…Böylece
bu güzel ve masum insanlar kendilerini cennette, yanındakileri de o dillere
destan güzellikteki hurilerden biri sansın ve şöyle okkalı bir bismillahhhh
çekip meseleye tam şevkle dalacaklarken…O da ne… Meğerse bu da büyük bir
Ergenekon senaryosu değil miymişşşş. Çüş artık! …Bu kadar da olmaz ya!…Nerede
devlet? Nerede millet!... Yazık değil mi cemaat-ı MÜSLÜM’e… Bu üzüntü reva mı ÜZMEZ’e…
Eeeee sonuç: Helal olsun Amerikanyaya, Amerikanyacı Kalkınma
Partisine ve Amerikanya müftüsü Fetullah’a
ve derin askerlerine, bütün alemi sersem
yerine koyarak ve dahi bazılarını da hakikaten sersemleterek Rus Matruşkası
gibi bir Ergenekon operasyonu yapmışlar… Operasyon içinde operasyon, operasyon
içinde operasyon…
Tadından
yenmiyor vallahi…Pek derin muhterem kardeşlerim,
size bir diyeceğim yok!
Sırtını devlete ve orduya dayayarak ve dahi yanlarına da bir
takım gladyo eskilerini alarak akılları sıra Amerikanya’ya rağmen en üstten ve
pek militarist planlar peşinde koşan gafilleri bu gaflet yolculuğu sırasında
gafil biçimde avladınız! Ve kandırmak
için cahilleri bunu derin devleti tasfiyeye yönelik temiz eller operasyonu diye
sundunuz …Helal olsun size bir diyeceğim yok!
Amma velakin sözüm bunu yiyen bazı iyi niyetli liberallere ve
liberterlere…. Bilin ki kirli eller temiz eller operasyonu yapamaz. Bilin ki bu
Türk Gladyosunu tasfiye operasyonu değil, güçlendirme operasyonu. Devlete
sırtını dayayarak anti emperyalizm olamayacağı gibi, Amerikaya sırtını
dayayarak da temiz toplum kurulmaz. Unutmayın ki İslamcının Amerikanyacısı çok
fettan olur ve olursa demokrasi ve anti
emperyalizm üstten değil alttan olur ve olursa
demokrasi ve anti emperyalizm hak’tan değil
halktan olur!
Ee artık hala bu “Matruşka operasyonu”nu yiyen varsa, onlar için geriye yapılacak tek
bir şey kalıyor; Bir Cemil Meriç, Bir Cemil Meriç daha, kesmedi mi abi, o zaman zabahaaa kadar Cemil Meriç!
Yorumlar
Yorum Gönder