Köşe yazılarında bugün: "AKP'NİN POLİTİK BASİRETİ BAĞLANDI... NEDEN ACABA?"
Hürriyet'teki"Erdoğan kime mesaj verdi" başlıklı
yazısında Abdülkadir Selvi, Erdoğan'ın
grup konuşmasında partililere yönelik sarfettiği (mealen)"birbirimizi çalımlar hale geldik",
"birbirimize sevgimizi yitirdik" sözlerinin arka planını uyarıcı
tarihi örneklere de atıf yaparak ele almış.Konunun gündeme gelmesinde geçen gün
Ordu'da yaşanan kavga ile bağlantılı olduğunu ama kapsamının çok daha geniş
olduğunu vurgulayan Selvi, Süleyman Demirel'in DYP'de yaşanan benzer sorunlara
ilişkin o tarihlerde partililerine yaptığı uyarıları hatırlatmış... Demirel,
"birbirini sevmeyen ve güvenmeyen insanlardan oluşan bir teşkilatı halk da
sevmez ve güvenmez" demiş. Selvi i aynı durumu "Kavgalı eve kız
vermez bu halk" sözüyle özetlemiş...
Soner Yalçın'ın Sözcü Gazetesindeki yazısının başlığı ise "AKP uçuruma yuvarlanıyor farkında değil!" Yazısına
psikolojik savaşı tanımlayarak ve önemini vurgulayarak başlayan Yalçın,
geçmişte bu alanda başarılı olan AKP'nin son bir kaç yıldır aynı alanda çok
beceriksiz davrandığı değerlendirmesini yapıyor. Demek ki keramet AKP içindeki
FETÖ'cülerdeymiş diyen Yalçın, Cumhuriyet ve Sözcü tutuklamalarının, akademiye
yönelik tasfiye politikasının,FETÖ operasyonlarının örgütün merkez ve ana
kadrolarına değil sıradan taraftar kitlesine yönelmiş olmasının ve en son
müfredattan evrimi çıkarma ve cihatı dahil etme girişimin içerik ve özellikle
de zamanlama açısından FETÖ ile mücadeleyi zayıflatan ve FETÖ'nün ise elini
güçlendiren adımlar olduğu saptamasında bulunuyor. Yalçın Cumhuriyet ve Sözcü
yazarlarının serbest bırakılmasının bu mücadelede inisiyatif almak ve FETÖ'nün
elini zayıflatmak için öncelikle atılması gereken ilk adım olduğunu söylüyor.
Fehmi Koru,kişisel blogunda yer
alan"Ahmet Hakan mı, Ertuğrul Özkök mü haklı? Konumuz:
Cihad.." başlıklı yazısına Soner Yalçın'ın saptamaları pekiştiren
"Ülkeyi ‘yeni’ bir
konu veya uygulama ile tanıştıracağı zaman, öncesinden başlayan bir tanıtım
faaliyetiyle, o değişikliğin sorunsuz geçmesini sağlamayı bilirdi AK Parti… En
başarılı olduğu konulardan biri budur...Galiba Ak Parti bu özelliğini
kaybediyor." değerlendirmesiyle başlamış... Cihad kelimesinin özünün
A.Hakan'ın vurguladığı gibi gerçektende "nefisle mücadele" olduğunu
vurgulayan Koru, Ak partinin muhtemelen toplumda bu bilinci kökleştirmek için
konuyu müfredata almak istediğini ama eskiden olduğu gibi bu girişim iyi bir
sunum ve zamanlamayla birleşmediği için tıpkı Özkök'ün belirttiği gibi içeride
ve dışarıda İŞİDvari bir cihadcılık algısının hakim olacağına işaret etmiş...
Mustafa
Karaalioğlu Karar'da
yayınlanan "Dedektör" başlıklı yazısında
"Aylardır, yıllardır Filistinlilere ait mahallelerde yeni yerleşim
alanları açarak Kudüs’ü Müslümanlardan neredeyse temizlemek üzere olan İsrail
bu hadiseyi (Mescid-i Aksa ve dedektör) muazzam bir perde haline getirmeyi
başardı." değerlerdirmesi yapıyor. Meselenin dedektör meselesine
indirgenmesini sağlamanın İsrail
yönetiminin politik başarısı olduğuna vurgu yapan Karaalioğlu, "Müslümanların gerçek dramı on güç
içinde bir metal dedektörüne bağlandı. Dedektör kullanılmasın da başka ne
olursa olsun! Yeni yerleşim birimi açmak mı, Gazze’ye saldırı mı ya da ambargo
mu? Önemli değil, yeter ki dedektör olmasın… Derken müjdeli haber geldi!
“Galiba”, “büyük ihtimalle”, “inşallah doğrudur”, kapıda artık dedektör
kullanılmayacakmış" sözleriyle isim vermeden AKP'nin bu konuya
yaklaşımını eleştiriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder