Kürt sorununda emperyalist rekabet...


 

Kürtler... 20 milyon nufuslu, petrol yatakları ve Fırat nehrini kapsayan ülkeleri 4 ayrı devlet tarafından paylaşılmış bir ulus... Şimdilerde bu çilekeş ulusun “varlığını” ustlenmek konusunda hızlanmış bir emperyalist rekabete tanık oluyoruz.

Almanya Dışişleri Bakanı Genscher ve İngiltere Başbakanı Major Kurtlerin yeni ve hararetli “avukatlarından" onemli iki tanesi. Alman Dışişleri Bakanı biraz daha hızlı. Genscher Kurtlerin cektiği ızdırabı yerinde “muşahade” ettikten sonra, Irak'a karşı ambargonun devamını savundu ve Saddam’m uluslararası bir mahkemede yargılanmasını talep etti.

Emperyalizmin “humanizmasınm” hegemonya savaşı ve para kokusuyla doğrudan ilgili olduğunu bilenler acısından, bu traji-komik planın arka planı o kadar acık ve iğrenc ki...

Korfez krizinin başlamasının uzerinden neredeyse bir yıl gecti. Fakat Ortadoğu icinden kolay cıkılamaz bir gayya kuyusudur. Gerek zengin petrol kaynakları acısından emperyalizmin yoğun bir rekabet alanı olması, gerekse bolge devletlerinin her birinin bir diğerinin mezarını kazmaya calışması ve bu ulkelerin hemen tumunun kendi icinde ciddi sıkıntılara sahip olması, Ortadoğu’yu bir ateşten top haline getirmektedir.

Korfezde savaş tum bu celişkilerin urunu idi. ABD, emperyalistler arasındaki rekabette sarsılan yerinin korumak icin bir fırsat saymıştı Korfez krizini. Bir yandan petrol kaynaklarının denetleme avantajı elde ederek rakip emperyalist gucleri dizginleyebilecek, ote yandan ise kaynayan Ortadoğu’da silahlarının gucuyle istikrarı sağlamaya yonelik yeni duzenlemeler yapabilecekti. Ortadoğu, gerek yonetici sınıflar gerekse de ezilen sınıflar acısından birikmiş sorunların acil cozum beklediği bir alandır. Saddam’m Kuveyt’i fethe cıkması da bir yanıyla bu gerceğin bir dışavurumu sayılabilir.

Emperyalistlerin Ortadoğu’ya vermek istedikleri “yeni duzen"de, Kurtler onemli bir yer işgal ediyor. Bolgedeki üc devlette Kurt sorununun reformcu bir cozumunu talep eden ve emperyalistlerle iyi gecinmeye ozen gosteren Kurt onderliklerinin bulunması bu projeyi daha da cazip kılıyor.

Irak’ın Kuzeyinde bir özerk Kurdistan oluşturulması, savaşın hemen ardından yaygın bir bicimde gundeme sokuldu. Reformist Kurt liderleriyle bu doğrultuda goruşuldu ve cesaret verildi.

Irak’ın Kuzeyinde başlayan Kurt ayaklanmasının emperyalistlerin verdiği cesaretle doğrudan ilgisi olduğu bugun artık herkes tarafından bilinmektedir.

Bir başka gercek de bu aynı emperyalistlerin, Kurt ayaklanmasından bir sure sonra Saddam’ın napalm bombalarını Kurt halkının uzerine yağdırmasına izin verdikleridir.

Kurtler "Kızıl Orduya karşı savaşan Afgan mucahitleri" değildir. Ayaklanma suretiyle kazanılmış bir Kurt Cumhuriyeti, Ortadoğu’nun kaynayan toplumsal ortamında, istikrarın tersine “kotu” bir emsal olabilirdi. Kurtler bolgede ozgurluk ateşinin yayıcıları olabilirlerdi.

Tam da bu nedenle, Saddam’m “napalm bombalan” bu aşamada pek cok şeyi bir arada halledebilirdi!

Kurt ayaklanması kanla bastırılabilir, boylece Kurt sorununun ayaklanmayla cozumunun mumkun olmadığı inancı yayılabilirdi. Ustelik katliama uğramış bir halka “yardım” fırsatı elde edilir ve “vasilik” rolu pekiştirilebilirdi.

Ve daha onemlisi, Irak Kuveyt’ten cekildikten sonra Ortadoğu’yu terketmeye soz veren, ama bir turlu cekilmek bilmeyen NATO gucleri, Ortadoğu’ya yerleşmek icin “meşru” ve “insancıl” gerekceler elde edebilirlerdi.

Katliamdan kacan yuzbinlerce Iraklı Kurt, Turkiye ve İran sınırına yığıldığında, ABD ve Turk burjuvazisi çadırlarla ve havadan atılan “çikolatalarla o büyük “insanseverliklerini” gösterme fırsatı buldular. Ardından Kurtler icin “multeci kampları” oluşturma duşuncesi ortaya atıldı, ozellikle Turkiye bu kampların Irak sınırları icinde oluşturulmasını istiyordu. Cunku bu tip uygulamalar tersine donebilme riskini de taşıyorlar.

Kurtler bu multeci kamplarında resmen emperyalist guclerin fiili denetimi altına alındılar. Silahları ellerinden alındı. Kurt sorununun barışcı, reformcu cozumu burjuva basının temel konusu oldu. Doğal ki, aynı surecte Irak’m guneyinde katledilen Şiiler karşısında tam bir suskunluk gosteren burjuva basının bu ilgisi, basit bir humanizmadan kaynaklanmıyordu. Emperyalistler Kurt ulusal hareketinin bolgedeki dengeleri değştirme potansiyelini bildikleri için, önce bu potansiyeli kontrol altında tutmak ve ardından da olanaklıysa kendi Ortadoğu projeleri için bir enstrüman olarak kullanabilmek için yeni, akıllı ve derinlikli bir starateji arayışındalar. Yaşananların en özet tanımı budur ve hamur daha çok su kaldıracağa benzemektedir. (1991)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-