Ankara Palas: Bir devrim simgesi ve her devrin tanığı...



 

 
 
 
 
 
 
1920'lerin Ankara'sı, Kale'nin istasyon yönündeki sırtlarında Hıristiyanların yaptırdıkları derme çatma oteller, hanlar, lokantalar, tek ya da iki katlı evlerin bulunduğu; ıssız-sessiz, kışın yağmuru, yazın tozuması bitmez, kendi yağıyla kavrulmaya çalışan bir küçük Orta Anadolu kasabasıydı... Öylesine yoksul, öylesine yoksun bir kasabaydı ki Ankara… Su yok, ağaç yok, yol yok, elektrik yok, konut yok. İşxte  bu küçük ve yoksul kasabadan bir başkent yaratılmaya soyunuldu 1920'li yıllarda...

Kemalistler, modern mimarlık örneklerini ve sanatı, Cumhuriyete yakışır modern bir başkent tasarımının temel yapı taşları olarak gördüler. Onlara göre; bir ülkenin başkenti o ülkenin simgesi ve vitriniydi. Bu yüzden Ankara, yeni kurulan cumhuriyeti temsil edebilecek bir başkent olmalıydı. Bu bakış açısıyla başkent kimliği oluşturmak için yoğun bir gayret gösterildi.

Ankara Palas, Cumhuriyet ruhunun mimari simgelerinden biridir…

Ankara Palas’ın yapımına 1924 yılında Mimar Vedat Tek tarafından başlanmış ve daha sonra bina Mimar Kemalettin Bey tarafından 1927’de tamamlanmıştır.

Ankara Palas genel görünüşüyle Anadolu kültürünün ve modern mimarinin güzel sentezlerinden biridir. Dikdörtgen biçiminde tasarlanan bina betonarme karkas sistemle inşa edilmiş olup, ana giriş aksına göre, simetrik olarak planlanmıştır. Arka cephe ön cepheyle hiçbir ilintide olmayan bir biçimde düzenlenmiştir. Birkaçı dışında pencereleri kemersizdir. Tüm Osmanlı yapı ve bezeme öğelerinin ön cephede toplanması gibi, kabartma Osmanlı bezeme motifleri, çini panolar, alçıdan tavan süslemeleri ve mukarnaslı sütun başlıklarının oluşturduğu iç süsleme de giriş katında yoğunlaşmıştır; üst kat daha yalındır.

Zengin bir biçimde bezeli olan ön cephede, girişteki büyük kemerin köşelerinde rumi motifli çiniler kullanılmış tepeliğin yüzeyi kabartma rumi motiflerle bezenerek, altına mukarnaslarla süslü silme yapılmıştır. Giriş ve üstündeki özel daire, yüksek sivri bir kemer ve profili geniş silmelerle çerçevelenerek belirginleştirilmiştir.

Tepeliği ve kemerinin çini kaplı alınlıklarıyla büyük bir taç kapı düzeni içine yerleştirilen merdivenli girişin bulunduğu kubbeli orta hacim dışarı taşırılmış ve yükseltilmiştir. Bu yükselti, üstündeki soğan kubbeyle daha da artmıştır. Köşelerdeki birer akslık bölümler de yükseltilip dışarı taşırılarak kule görünümü almışlardır.

 

Diplomasinin merkeziydi…

Yabancı konukların ağırlanabileceği mekanların bulunmadığı 1920 başlarındaki Ankara’da, Ankara Palas’ın temel fonksiyonu, yabancı ziyaretçilerin aradıkları konfor ve rahatı onları sağlayabilecek bir konaklama merkezi olmasıydı. Ankara Palas’ın ev sahipliği yaptığı önemli yabancı siyasetçiler arasında İran Şahı Rıza, Afgan Kralı Amanullah Han, Irak Kralı Emir Faysal, Yunanistan Kralı Venizelos, ABD Başkanı Eisenhover gibi isimler bulunmaktaydı.

 

Siyasi kulislerin merkeziydi…

Ankara Palas Türkiye siyasetinin en önemli kulis merkezlerinden biri de oldu. Daha önceki yıllarda tarihi Taşhan içerisindeki pansiyonlarda yatmak, oradaki lokantalarda yemek yemek durumunda kalan meclis üyelerinin bu gereksinimlerini daha iyi ve kaliteli biçimde karşılayabilmeleri için, Ankara Palas, bilinçli biçimde 1. Meclis’in karşısına inşa edilmişti. Hatta Meclis’ten Palas’a doğrudan ulaşılan bir dehliz yol bile yapılmıştı. Meclis üyeleri oturum aralarında bu yoldan geçerek Anadolu Palas’a ulaşırlar burada hem dinlenirler hem de kulis faaliyetleri yürütürlerdi. Ankara Palas’ın içerisinde Atatürk’e ait özel bir oda da bulunmaktaydı. Atatürk bu odayı dinlenmek ve misafirlerini kabul etmek için kullanmaktaydı. Bugün hala Atatürk’e ait oda ve eşyalar Ankara Palas’ın içerisinde muhafaza edilmektedir.

 

Ve sosyal hayatın merkeziydi…

Yakup Kadri yarı belgesel romanı Ankara’da sık sık bahseder Ankara Palas’tan… Bu satırlardan birinde şöyle tasvir edilir Ankara Palas,“Şık otomobilleriyle baloya gelenler otelin kapısında birikmiş olan meraklı halk kümelerini zorlukla açarak içeri girebiliyorlardı.”.

Ankara Palas diplomasinin ve siyasetin merkezi olmasının yanı sıra düzenlenen resmi davet ve balolarıyla da gözde bir mekan da ve baloların en bilineni ise Cumhuriyet balolarıydı. Ankara halkı bu balolar sayesinde başı açık ve şık giyimli bayanların kadın ve erkek birlikte bir sosyal ortamı paylaştığına ve eğelenebildiğine tanık oluyordu. Cumhuriyetin kadın-erkek eşitliği ve kadının sosyal yaşama etkin biçimde dahil olmasını sağlama amacının simgesel ifadesi gibiydi Ankara Palas’ta yapılan davet ve balolar… Bu tablo aslında Cumhuriyet'in "devrimci ve ilerici" niteliğinin üstün ve zayıf yanlarını bir arada sergileyen bir tabloydu

Ankara Palas daha sonraki yıllarda da Nadir Nadi, Necip Fazıl, Orhan Veli, Yahya Kemal gibi önemli sanatçı ve yazarların müdavimi olduğu bir mekan olarak sosyal ve kültürel yaşam açısından önemli olmaya devam etmişti.

 

İlginç bazı kesitler…

 

Kent merkezinin Ulus’tan Kızılay’a doğru kayması ve Ulus’taki pek çok tarihi bina gibi kötü yapılaşma nedeniyle görünürlüğünün azalması nedeniyle eski günlerini oldukça arar hale gelen Ankara Palas; başlangıçtan bugüne pek çok kez el değiştirdi; büro olarak kullanılmaya çalışıldı ve hatta bir dönem tümüyle kapanma tehdidi yaşadı.

Ankara Palas sırasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü, DİSK Oleyis Sendikası, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın bünyesinde yer aldı.

1970’li yılların koalisyon müdavimi olan MSP ile Ankara Palas’ın arası hiçbir zaman iyi olamadı. MSP’nin girişimleriyle bir ara Ankara Palas kapatılma tehlikesi yaşadı ve aynı parti tarafından gündeme getirilmeye çalışılan içki yasağı uygulamalarının da birinci dereceden muhatabı oldu.

Ankara Palas’ın tarihi açısından bir başka ilginç dönem de DİSK Oleyis Sendikası tarafından işletildiği yıllar oldu. 1970’li yılların sosyalist çizgideki sendikalarından DİSK Oleyis’in, zengin müdavimlerin konuğu olduğu Ankara Palas’ı işletmesi, hep esprili konuşmaların konusu oldu o yıllarda. Nitekim bu kan uyumsuzluğu uzun süre süremedi ve DİSK Oleyis Ankara Palas’ın işletmeciliğini bırakmak durumunda kaldı.

Ankara Palas bugün restore edilmiş haliyle Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Devlet Konukevi olarak yerli ve yabancı misafirlere hizmet veriyor ve ayrıca toplu davet ve nikah gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-