Bir tarihi anıt:Ankara Garı...


Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kararları Ankara Garı’nda alındı. 60’lı yılların sonuna kadar başkentin kapısı, kültürel yaşamın en önemli mekânıydı. Cumhuriyet döneminin izlerini en çok taşıyan binalardan biri olan Ankara Garı, ne yazık ki bugün alt ve üst geçit uygulamalarının kurbanı olarak görünemez halde…


Büyük Bir Anıt: ANKARA GARI
Cumhuriyet öncesinde de Anadolu’nun önemli kentleri arasında bulunan Ankara’nın demiryolu ile tanışması erken tarihte oldu. Anadolu-Bağdat demiryolu, Ankara’ya 1892 yılı sonunda geldi. Demiryolu kentte heyecanla karşılandı: Küçük gar binasının açılışı şerefine, Ankara Kalesi’nin gar tarafından görünen yüzüne büyük bir Osmanlı tuğrası asıldı, gara çıkan cadde ve sokaklar taklarla süslendi, tören için Macaristan’dan bir orkestra bile getirildi. O gün açılışı yapılan küçük istasyon binası yirmi beş yıl sonra 1919’da Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’nı yönettiği “Direksiyon Binası” olarak tarihe geçecekti.

 Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya gelişinden itibaren bu binada yaşayacak, silah arkadaşlarıyla birlikte Kurtuluş Savaşı’nın harekât planlarını ve kritik kararlarını bu küçük karargâhta alacaktı. 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşturulması ile bugünün her yıl Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanması da Direksiyon Binası’nda kararlaştırılacaktı. Fransız işgal güçlerinin Güney Anadolu’dan çekilmesine ilişkin Ankara Anlaşması da 21 Ekim 1921’de bu binada imzalanacaktı.

Gar genç Cumhuriyetin yetiştirdiği genç mimar Şekip Akalın’ın eseri!

Cumhuriyet’in simge kenti olarak düşünülmüştür başkent Ankara… Bataklıklar, çıplak tepeler üzerinde yükselen ıssızlık mabedi Ankara’dan görkemli bir başkent yaratmak ve bu başkenti Cumhuriyet’in ilk önemli kentsel-mekansal simgesi haline getirmek; başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin kurucularının en büyük düşlerinden, en büyük işlerinden biri olmuştur.

Ankara’nın Cumhuriyet dönemini önceki dönemden ayıran temel nitelik “planlı gelişim” tercihidir. Kentin mimari planlaması adeta devrimin kopmaz bir parçası olarak ele alınmış ve uygulanmıştır. Açık biçimde görülmektedir ki, Cumhuriyetin kurucu kadroları dil ve tarih kadar güzel sanatlara ve mimariye de yeni toplumun kurulmasında belirleyici bir rol atfediyordu. Cumhuriyetin bu ilk yıllarında Ankara dışında önemli anıtsal yapıların yapılmadığını görüyoruz. Besbelli ki öncelik Ankara’ya verilmiş, Ankara’da yeni Cumhuriyet’in kentsel bir simgesi yaratılmaya çalışılmıştır.

İşte bu çabaların ürünlerinden biri olarak Kurtuluş Savaşı’nın baş tanığı Direksiyon Binası, yerini 1937’de modern Türkiye’nin başkentine yakışacak bir gar binasına bıraktı ama varlığını sürdürdü. Başkente büyük modern bir gar binasının inşa edilmesine 1934 yılında karar verildi. Garın yapımı için kurulan komisyon, gar planlarının hazırlanması için o zaman sadece yirmi beş yaşında olan mühendis mimar Şekip Akalın’ı görevlendirdi. Avrupa’daki büyük garlarda incelemeler yapan Akalın, yurda dönüşünden sonra projesini hazırladı ve inşaata başlandı. İnşaatı 2 Eylül 1937 tarihinde tamamlanan Ankara Garı, Cumhuriyetin 14’üncü yıl dönümünün kutlandığı gün olan 29 Ekim 1937’de düzenlenen törenle hizmete girdi.

Gar ve protokol yolu
Açılışıyla dönemin Avrupa'daki en modern gar binaları arasına giren Ankara Garı, tek blok bir yapı olarak değil, bir yapılar kompleksi olarak planlandı. Yalın malzeme kullanılarak inşa edilen ana binanın bütün iskeleti ve temeli betonarmeden yapıldı. Peronların yan duvarları ise gün ışığından azami yararlanacak şekilde tasarlandı.
Ankara Garı, çağdaş Türkiye'nin dünyaya açılan yüzüydü. Gar, başkentin önemli misafirlerinin giriş kapısı olunca, gara ulaşan caddenin de protokol yolu olarak düzenlenmesi gerekti. Ankara Garı'ndan eski Meclis binasına uzanan ağaçlı ve geniş cadde ünlü Alman şehir planlamacısı Herman Yansen tarafından protokol yolu olarak düzenlendi. Bu yol bayramlarda resmigeçitler için de kullanılıyordu.
 
Saat kuleli gazino
Ankara Garı kompleksi bir de gazino barındırıyor. İstasyon Meydanı'nın sağında, kuzey-güney doğrultusunda kurulmuş olan yapı, bir çift sütun dizisiyle, aynı tarihte inşa edilmiş olan gar binasına bağlı bulunuyor. Geniş bir terasa sahip iki katlı gazino binası yanında bir saat kulesi yükseliyor. Yivli süslemeleriyle dikey hissi artırılmış bu kulenin yüksekliği 32 metre.

Gar Gazinosu, açılışından 60'lı yılların sonuna kadar başkentin kültürel nabzının attığı yer oldu. Gazino, dönemin en önemli eğlence yerlerindendi. Yerli ve yabancı sanatçıların da sıkça program yaptıkları gazino aileler kadar sanatçılar, politikacılar ve gazetecilerin de en gözde buluşma mekanları arasındaydı.


Kaynaklar:
Ankara Garı Tarihçesi, TCDD Ankara Gar Müdürlüğü
50 Yılda Elli Eser, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yayını, 2007
Trenler Anılardan Geçer, Aykut Tankuter-Pınar Yaman, Novartis Kültür Yay., İstanbul, 2004


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-