FINANCIAL TIMES: “TÜRKİYE’NİN FRENLENEMEYEN, MÜTTEFİKSİZ BAŞBAKANI ERDOĞAN”
Financial
Times gazetesi, Türkiye’nin dış siyasetini mercek altına aldığı haberinde,
“Türkiye’nin frenlenemeyen başbakanı Recep Tayyip Erdoğan en son Birleşmiş
Milletler koridorlarında 2011 yılında yürüdüğünde o yıl Mısır, Tunus ve Libya’da
kendisine sevgi gösterilerinde bulunulmuştu. Ama o zamandan bu yana çok şey
değişti. Türkiye’nin vaktinde heveslerini yansıttığı Ortadoğu artık Erdoğan
için devasız dertlerle dolu gibi görünüyor. Suriye düşman. İran ve Irak da onun
ardından geliyor” yorumunda bulundu.
İngiltere’nin
yüksek tirajlı gazetelerinden Financial Times, “Türkiye’nin dış siyaset olarak
bir kenara atamayacağı bölgesel sorunlarının bitmek bilmedi. Demokratikleşme paketi
ise ufuktaki değişim belirtisi”
ifadesini kullandı.
Arap
dünyasındaki çalkantılar ve Avrupa’nın kendi içine kapanması yüzünden Türkiye’nin
belirsizlik içinde kaldığını belirten İngiliz gazetesi şu değerlendirmelere yer
verdi:
“Uzun
yıllardan beri Türkiye hakkında sorulan başlıca soru, kendini Ortadoğu’da
evinde mi hissedeceği, yoksa Avrupa istikametinde adım atmaya devam mı
edeceğiydi. Şimdi ortada yeni bir cevap var: İkisi de değil! Zira Türkiye’nin
iki tarafla da ilişkileri zor bir halde. Türkiye’nin frenlenemeyen başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan en son Birleşmiş Milletler koridorlarında 2011 yılında
yürüdüğünde o yıl Mısır, Tunus ve Libya’da kendisine sevgi gösterilerinde
bulunulmuştu. Ama o zamandan bu yana çok şey değişti. O sıralarda Türkiye,
Ortadoğu’yla artan ticaretin Avrupa’ya olan bağımlılığını azalttığını
söylüyordu. Ama bu yılın ilk yedi ayında Türkiye’nin Ortadoğu ve Kafkaslara ihracatı
yüzde 13 oranında düştü. Ağustos ayında da Birleşik Arap Emirlikleri, Ankara’nın
yıllık 60 milyar doları bulan enerji faturasını düşürmesi için planlanan bir
kömür termik santraline yapacağı 12 milyar dolarlık yatırımı askıya aldığını
açıkladı. Santralin Türkiye’nin ağır cari hesap açığına da yardımcı olması
planlanıyordu. Enerji Bakanı Taner Yıldız, BAE’nin kararının siyasi olmadığını
umduğunu söyledi. Ama karar aynen bu olabilir. Türkiye’nin vaktinde heveslerini
yansıttığı Ortadoğu artık Erdoğan için devasız dertlerle dolu gibi görünüyor.
Suriye düşman. İran ve Irak da onun ardından geliyor. İki Türk Hava Yolları
pilotunun kaçırılmasının ardından Lübnan da gidilmesi yasak bölge ilan edildi. Dahası,
Mısır’daki darbenin ardından bir cephe daha açıldı. Müslüman Kardeşler’in
destekçisi Türkiye daha önce devrik cumhurbaşkanı Mursi’nin hükümetine 2 milyar
dolarlık yardım paketi verileceğini açıklamıştı. Ama Suudi Arabistan ve Katar
şimdi halefi General Sisi’ye destek çıkıyor. Sisi hükümeti de Türk pembe
dizilerinin artık Mısır’da yayınlanmayacağını açıklayınca Türk ihracatçılarının
hayatı zorlaştı. Böyle bir durumda BAE’nin 12 milyar dolarlık Türkiye
yatırımını askıya almasına şaşırmamalı. Avrupa’ya yönelik görünüm de bulutlu.
Türk polisinin Haziran ayında protestoları bastırış yönetimini Angela Merkel
eleştirdiğinde Türkiye’nin AB Bakanı Egemen Bağış, Alman başbakanın siyasi
varlığını çantada keklik sanmaması gerektiğini söylemişti. Merkel’in rahatlıkla
yeniden seçildiğine bakılırsa Bağış’ın tahmini hatalı çıkmış gibi… Bu sırada
Bağış yakınlarda Avrupalıların önyargılarının Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
girmesini engelleyeceğini söyledi. Ama Bakan’a göre ülke aynı dönemde Avrupa standartlarına
da erişebilecek. Bazı Türk yetkililer ayrıca 2020 Olimpiyatları’nın Tokyo’ya
verilmesini Avrupalıların saygısızlığı olarak niteledi (bu ülkeler son turda
oylarını Madrid’den İstanbul ‘a değiştirmedi). Bu gelişme, İstanbul’u yeniden
tasarlama hayallerinin kalbinde yatan Olimpiyatlar’ı almak için Buenos Aires’e
bir uçak dolusu işadamıyla uçan Başbakan Erdoğan için büyük darbe oldu. Ne Arap
devrimleri, ne de Avrupa’nın içine dönmesi Türk başbakanın başının altından
çıktı. Baktığı topraklar yakın geçmişte bu kadar çok değiştiyse bunların
nedenlerinin başka yerlerde aranması lazım. Suudi Arabistan’la iş görüşmeleri
devam ediyor. Bu sırada Ankara üç yıldan sonra gelecek haftalarda Avrupa
Birliği’yle görüşmelere devam etmeye hazırlanıyor. Ama Erdoğan’ı eleştirenler,
hem yurtiçinde hem de yurtdışında düşmanı sandığı kişilere davranışları
yüzünden kendisinin sorunlarının şiddetlendiğini söylüyor. Ama ufukta değişim belirtileri
de var. Erdoğan, azınlık haklarını artıracak ve yurt içinde ve AB’yle gerginlikleri
rahatlatabilecek bir demokratikleşme paketi sunmaya hazırlanıyor. Türkiye
ayrıca 2015’de BM Güvenlik Konseyi üyesi olabilme çabalarına devam ediyor. Bu
oylamanın sonucu ülkenin uluslararası konumunu gözler önüne serecek. Ama
Türkiye’nin dış siyaset olarak bir kenara atamayacağı bölgesel sorunları bitmek
bilmiyor. Yarım milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken savaş bariz bir
şekilde 900 kilometrelik sınırdan taşıyor. Erdoğan’ın askeri müdahaleden
vazgeçen Amerika Birleşik Devletleri’nin kendisini yüzüstü bıraktığını
hissetmesine şaşmamalı. Buna ek olarak, kendisinin, geçmişte daha iyi anlaştığı
liderlerle görüşebileceği toplantıların yapıldığı New York’a gitmemesine de
şaşmamalı”.
Yorumlar
Yorum Gönder