Deniz bitti diktatör… – Mahmut Üstün
Ethem’e, Abdullah’a ve Mehmet’e saygıyla…
Ergenekon ve darbe edebiyatı yapmaya kalktın… Evindeki çocukların bile buna inanmadılar…
Dış güçlerin oyunu, uluslararası büyük bir komplo dedin, kendi yandaş gazetelerin arasında bile “Atma Recep din kardeşiyiz” itirazları yükseldi…
Olmayınca döndü bu kez eylemlerin arkasında ” yerli faiz lobisi” var dedin. Oysa halk gördü ki senin başbakanlığın döneminde servetlerine servet katan faiz lobisinin borsa düşecek diye eylemlerden ödü kopuyordu…
Bunların hepsi çapulcu dedin; çapulcu sözcüğünü halka sevdirdin…
“Camiye saygısızlık ettiler, bira içtiler” diye dindar insanları kışkırtmaya çalıştın…Bizzat o caminin din görevlileri tarafından yalanlandın.
“Adana’da bir polisimizi şehit ettiler” dedin. Bizzat o polisin meslektaşları ve ailesi tarafından yalanlandın. Başkomiserin, 5 gündür yorgun ve uykusuz olduğu ve bölgede belediye uyarı levhası olmadığı için düşerek hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Öylesine büyük bir çaresizlik, basiretsizlik ve saldırganlık örneği gösterdin ki, seni iktidara taşıyan dış dünya bile, “Erdoğan’la artık uzun süre gitmez” demeye ve aba altından sopa göstermeye başladı…
Kutuplaştırıcı bir tutumla partini ve eski oy tabanını tahkim etmeye çalıştın. Tam aksine parti içindeki çatlak seslerin ve muhalefetin büyümesine yol açtın.
Şiddet kullanarak, saldırgan bir üslup kullanarak eylemin kitlesel tabanını daraltacağını, marjinalize edeceğini sandın. Her geçen gün eyleme yeni kitlesel katılımlara neden oldun. Hiç müdahale edilmeden bırakılsa, belki de bir kaç gün içinde bitecek olan gösterilerin dile kolay, bir aya yaklaşan bir halk isyanına dönüşmesine önemli bir katkı sunmuş oldun…
Şu sıralar artık eyleme katılanların çoğunun masum ve haklı taleplerle yola çıktığını ama içindeki bazı marjinal-yasadışı guruplar yüzünden eylemin meşruiyetinin ortadan kalktığını iddia ederek, eylemcileri bölmek ve kendi şiddetini meşru göstermek istiyorsun. Ama eylemciler ya “hep beraber masumuz ya da hep beraber marjinaliz” diyerek ve istediğin “sarı öküzü” sana vermeyerek bu girişimi de boşa çıkarıyorlar.
Amacın dindar, itaatkar ve kindar bir nesil yetiştirmekti ama bir baktın ki politik, direnişçi, talep eden, özgürlükçü, sevgi ve dayanışma duygularıyla dolu yepyeni bir gençlik kuşağının tetikleyicisi olmuşsun…
Halkı dindar ve ayyaş çapulcular olarak ikiye bölmeye çalışıyordun, bir baktın ki, eşitlikçi ve adalet duygusu yüklü dindarlarla “ayyaş ve çapulcu” dediklerinin aynı direniş içinde yan yana gelmesine yolaçmışsın…
Velhasıl diktatör dostum, senin için çok üzgünüm…Yenildin, hem de fena yenildin…
İşte buraya büyük harfle yazıyorum:
Bu saatten sonra Gezi Parkına Topçu Kışlası falan yapamazsın…
Artık senin için deniz bitti…
Ergenekon ve darbe edebiyatı yapmaya kalktın… Evindeki çocukların bile buna inanmadılar…
Dış güçlerin oyunu, uluslararası büyük bir komplo dedin, kendi yandaş gazetelerin arasında bile “Atma Recep din kardeşiyiz” itirazları yükseldi…
Olmayınca döndü bu kez eylemlerin arkasında ” yerli faiz lobisi” var dedin. Oysa halk gördü ki senin başbakanlığın döneminde servetlerine servet katan faiz lobisinin borsa düşecek diye eylemlerden ödü kopuyordu…
Bunların hepsi çapulcu dedin; çapulcu sözcüğünü halka sevdirdin…
“Camiye saygısızlık ettiler, bira içtiler” diye dindar insanları kışkırtmaya çalıştın…Bizzat o caminin din görevlileri tarafından yalanlandın.
“Adana’da bir polisimizi şehit ettiler” dedin. Bizzat o polisin meslektaşları ve ailesi tarafından yalanlandın. Başkomiserin, 5 gündür yorgun ve uykusuz olduğu ve bölgede belediye uyarı levhası olmadığı için düşerek hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Öylesine büyük bir çaresizlik, basiretsizlik ve saldırganlık örneği gösterdin ki, seni iktidara taşıyan dış dünya bile, “Erdoğan’la artık uzun süre gitmez” demeye ve aba altından sopa göstermeye başladı…
Kutuplaştırıcı bir tutumla partini ve eski oy tabanını tahkim etmeye çalıştın. Tam aksine parti içindeki çatlak seslerin ve muhalefetin büyümesine yol açtın.
Şiddet kullanarak, saldırgan bir üslup kullanarak eylemin kitlesel tabanını daraltacağını, marjinalize edeceğini sandın. Her geçen gün eyleme yeni kitlesel katılımlara neden oldun. Hiç müdahale edilmeden bırakılsa, belki de bir kaç gün içinde bitecek olan gösterilerin dile kolay, bir aya yaklaşan bir halk isyanına dönüşmesine önemli bir katkı sunmuş oldun…
Şu sıralar artık eyleme katılanların çoğunun masum ve haklı taleplerle yola çıktığını ama içindeki bazı marjinal-yasadışı guruplar yüzünden eylemin meşruiyetinin ortadan kalktığını iddia ederek, eylemcileri bölmek ve kendi şiddetini meşru göstermek istiyorsun. Ama eylemciler ya “hep beraber masumuz ya da hep beraber marjinaliz” diyerek ve istediğin “sarı öküzü” sana vermeyerek bu girişimi de boşa çıkarıyorlar.
Amacın dindar, itaatkar ve kindar bir nesil yetiştirmekti ama bir baktın ki politik, direnişçi, talep eden, özgürlükçü, sevgi ve dayanışma duygularıyla dolu yepyeni bir gençlik kuşağının tetikleyicisi olmuşsun…
Halkı dindar ve ayyaş çapulcular olarak ikiye bölmeye çalışıyordun, bir baktın ki, eşitlikçi ve adalet duygusu yüklü dindarlarla “ayyaş ve çapulcu” dediklerinin aynı direniş içinde yan yana gelmesine yolaçmışsın…
Velhasıl diktatör dostum, senin için çok üzgünüm…Yenildin, hem de fena yenildin…
İşte buraya büyük harfle yazıyorum:
Bu saatten sonra Gezi Parkına Topçu Kışlası falan yapamazsın…
Artık senin için deniz bitti…
Yorumlar
Yorum Gönder