İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ’NDEN (HRW) TÜRKİYE’YE İŞKENCE UYARISI
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 15
Temmuz darbe girişimi sonrası gündeme gelen işkence ve kötü muamele
iddialarıyla ilgili raporunda ‘OHAL’in açık çek anlamına gelmediği’ uyarısı
yaptı.
İnsan Hakları
İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan ‘Açık çek: Türkiye’de darbe sonrası
dönem işkenceye karşı önlemlerin askıya alınması’ adlı raporda, 15 Temmuz darbe
girişimi sonrası yürürlüğe giren OHAL dönemindeki kanun hükmünde kararnamelerin
hukuki güvenceyi zayıflatarak gözaltı ve tutukluluk koşulları ile kişi
haklarını olumsuz etkilediği ifade edildi.
43 sayfalık
raporda, uykusuz bırakma, dayak, cinsel istismar, tecavüz girişimi iddialarını
içeren 13 vaka incelendi. Örgüt, söz konusu kişilerin ve avukatlarının
isimlerinin güvenlikleri gerekçesiyle gizli tutulduğunu açıkladı.
HRW Avrupa ve Asya
Direktörü Hugh Williamson, “İşkenceye karşı önlemlerin askıya alınmasıyla, Türk
hükümeti kolluk kuvvetlerine işkence ve kötü muamele konusunda açık çek vermiş
oldu” dedi. HRW yetkilisi, “Belgelediğimiz vakalar, bazı görevlilerin bunu
gerçekten de yaptığını gösteriyor. Türk hükümeti, hayati derecede önemli
işkence karşıtı uygulamaları yeniden hayata geçirmek zorunda” dedi.
Raporda ayrıca,
BM’nin işkence konusundaki özel raportörü Juan Mendez’in 10-14 Ekim
tarihlerinde Türkiye’ye yapacağı ziyaretin Ankara tarafından ertelenmesinin
yetkili merciler hakkında ciddi şüpheler doğurduğu belirtildi.
İnsan Hakları
Örgütü, raporu hazırlarken avukat, insan hakları aktivisti, eski tutuklular, tıbbi
ve adli uzmanlardan oluşan 40’tan fazla kişinin görüşlerine başvurdu.
Örneğin raporda
gözaltına alınan bir kişinin savcılığa verdiği ifadede, “Beni gözaltına alan
emniyet müdürü yüzüme ve gözlerime vurmaya başladı. Ayaklarıma ve karnıma
vurdular. Testislerimi sıkıp beni hadım edecekleri gibi şeyler söylediler”
şeklindeki suçlamaları yer aldı.
Örgüt bir
ülkede OHAL ilan edilmesinin hükümete hukukun askıya alınması konusunda açık
çek vermediğine dikkat çekti. İşkence yasağının uluslararası hukukta mutlak
olduğunu ve ulusal acil durum hatta savaş gibi olağanüstü durumlarda dahi
askıya alınamayacağını vurgulayan HRW, Türkiye’de ise OHAL kapsamında hayata
geçirilen kanun hükmündeki kararnamelerin (KHK) tutukluları kötü muamele ve
işkenceden koruyan önlemleri ortadan kaldırdığını belirtti.
HRW,
belgelediği çeşitli vakalarda kolluk kuvvetlerinin kişileri kötü muameleden
koruyan hakları ihlal ettiğini, hatta OHAL’in kendilerine tanıdığı yetkileri de
aştığını öne sürdü.
Öte yandan
raporda işkence ve kötü muameleye sadece darbe girişimi ile bağlantılı olduğu
şüphesiyle gözaltına alınanların değil, ‘silahlı Kürt veya solcu gruplarla’
bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklananların da maruz kaldığına dikkat
çekiliyor.
İnsan Hakları
İzleme Örgütü’nün (HRW) raporunda, bütün bunların bir ‘korku iklimi’nde cereyan
ettiği belirtiliyor. Örgüt, görüştükleri hukukçuların, tutukluların, insan
hakları aktivistlerinin, tıbbi personelin ve adli uzmanların ‘sıranın
kendilerine geleceği’ endişesini taşıdığını vurguluyor.
İnsan Hakları
İzleme Örgütü’nün basın bildirisinde, "İşkence kötü bir bulaşıcı hastalık
gibi; bir kez başladığında yayılır, şimdi yeniden geri döndüğünü görmek çok
üzücü” değerlendirmesi yapılıyor.
Kısa bir süre
önce aralarında Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), PEN
Yazarlar Birliği’nin de bulunduğu 26 uluslararası sivil toplum kuruluşu,
olağanüstü hâl (OHAL) ve kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) kaldırılması için
ortak bildiri yayınlamıştı. Kuruluşlar, Türkiye hükümetini, insan hakları
ihlallerine olanak veren tüm OHAL KHK hükümlerini kaldırmaya ve hükümeti, ülke
içindeki durumun ulusun bekasını tehdit etmeye devam ettiğini kanıtlayamıyorsa,
OHAL’i yürürlükten kaldırmaya çağırmıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder