VENEDİK KOMİSYONU’NDAN TÜRKİYE'YE DOKUNULMAZLIK UYARISI


Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM), Türkiye’de 139 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasının Avrupa standartlarına ve hukuk normlarına uyup uymadığı konusunda anayasal konulardaki referans kurumu olan Venedik Komisyonu’ndan istediği görüş hazırlandı.
Venedik Komisyonu, yargının içinde bulunduğu duruma dikkat çekerek ‘Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için en kötü zaman’ yorumunda bulundu. Milletvekillerinin dokunulmazlığının yeniden sağlanması gerektiğini vurgulayan Venedik Komisyonu, Türkiye’de parlamenter dokunulmazlık sisteminin zayıflatılmasından değil güçlendirilmesinden yana olduğunu ortaya koydu.
Dosyaların çoğunun ifade özgürlüğüyle ilgili olduğuna dikkat çeken Venedik Komisyonu, hazırladığı görüşte, “Milletvekillerinin ifade özgürlüğü geniş çaplı olmalı ve parlamento dışında konuştuklarında da korunmalıdır” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanına, kamu yetkililerine, ulus ve Cumhuriyet’e karşı huzursuz edici konuşmalara genel olarak hoşgörü gösterilmesi gerektiğini belirten Komisyon, “Sadece şiddet çağrısı içeren ya da şiddet uygulayanları doğrudan destekleyen konuşmalar cezai kovuşturmaya neden olabilir” vurgusu yaptı.

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216, 299, 301 ve 314’üncü maddelerinin kapsamının çok geniş olduğunu belirten Komisyon, bunun genelde ifade özgürlüğünü özellikle de milletvekillerinin ifade özgürlüğünü kısıtladığının altını çizdi. Dokunulmazlıklarla ilgili olarak anayasanın yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83 ve 85’inci maddelerinde genel dil kullanılarak spesifik dosyalar için derogasyona gidildiğini kaydeden Venedik Komisyonu, bu durumu, ‘anayasal değişiklik prosedürünün yanlış kullanılması’ olarak niteledi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

Resim
Girişte kuş sesleri, horoz sesleri ve küçük bir derenin huzur veren şırıltısı karşılar sizi. Papazınbağı'nda doğa sesinden başka hiç bir mekanik ses duyamazsınız. Yalnızca doğanın o eşsiz melodisi. Asırlık çam, çınar, dut, Ankara armudu, Ankara ayvası, üvez, ceviz ve muşmula ağaçlarıyla süslenmiş 14 bin m2'lik küçük bir cennet adacığı burası... Üstelik de tam şehrin göbeğinde... Tarihide ilginç... Kimilerine göre Papazınbağı'nı Atatürk, Cumhuriyet'in ilk ikizleri olması nedeniyle Necati-Hayati Kuloğlu ikizlerine bağışlamıştır. Kimilerine göre de bağ alanını baba Ahmet Efendi, ülkeyi terk etmek üzere olan bir Ermeni ailesinden satın almıştır... Ama Kuloğlu ailesi iki rivayetinde tam olarak doğru olmadığını söylüyor.Ermeni ailenin Ankara'yı terk etmesiyle bağın devlete geçtiğini ve baba Ahmet Efendi'nin bağı 1936 yılında devletten açık artırmayla aldığını belirtiyor. Besbelli bu süreçte acı olayların da hüznüyle de yoğrulmuş Papazınbağı... Ahmet Efendi ba
Devamı

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

Resim
  Köşkün yapılışı Ankara’nın en önemli tarihi mekanlarından biri olan Abidinpaşa Köşkü , bugünkü Abidinpaşa semtinde Asker Alma Dairesinin hemen karşısındadır. Köşkün yapılışı ile ilgili rivayet de hayli ilginç. Abidin Paşa 1886 yılında Ankara'ya Vali olarak atanır ve Ankara'ya geldiğinde kendisine köşk yaptırmak ister. Köşkü nereye yaptırması gerektiği konusunda bir süre kararsız kalan Abidin Paşa’nın yer tespiti için bulduğu çözüm son derece şaşırtıcı ve yaratıcıdır. Abidin paşa bir karara varabilmek için Ankara'nın en güzel yerlerini tek tek gezer ve buralardaki ağaçlara et astırır. Rivayet bu ya; bu ünlü vali daha sonra buraları gezmeye geldiğinde sadece şu anda köşkün bulunduğu yerdeki etin bozulmadığını görür ve köşkü buraya, yani bugünkü Abidinpaşa semtine yaptırır.   Böylece Ankara’nın tarihi abidelerinden biri olan Vali Konağı inşa edilmiş olur. Abidinpaşa semtinin adı da, bu ilginç hikayeli köşkten gelmektedir. Abidin Paşa Köşkü ve Kurtuluş
Devamı

şarap,kadın,şiir...-şiir-

Resim
  Tanrı kadını yarattı şişeledi onun baş döndürücü tadını ve öyle bir renk verdi,ki                                                                       yangın kırmızı "şarap olsun" buyurdu adı... ve Tanrı yarattı sonra şarabı süsledi, taktı, takıştırdı hayranlıkla izledi bu güzelliği şişelemeye kıyamadı "kadın" olsun dedi bu çarpıcı güzelliğin adı... Ve nihayet en sonra sözü yarattı Tanrı... Biraz kadından Biraz şaraptan kattı dedi ki "bu da şiirdir  içinde yaşamın anlamı saklı".....
Devamı