KÖŞE YAZARLARI... 18 Temmuz 2017... 15 Temmuz Kontrollü miydi?

köşe yazıları ile ilgili görsel sonucu
 

Mehmet Tezkan, 15 Temmuz'un öteki yüzü... Milliyet

Mehmet Tezkan bugünkü yazısında 15 Temmuz kahramanlık destanıydı, halkın darbeye geçit vermeme günüydü, Halkın demokrasiye sahip çıkma günüydü amenna ama gelin bugün darbenin başka yönünü konuşalım diyerek başladığı yazısında şu kritik soruyu soruyor: "Soru şu..Darbeciler Genelkurmay’ı nasıl bu kadar kolay ele geçirdi?Halk destan yazdı ama..Ortada vahim bir durum var..Genelkurmay Başkanı derdest edildi.. Genelkurmay İkinci Başkanı da..Kara Kuvvetleri Komutanı da.. Hava Kuvvetleri Komutanı da..Jandarma Genel Komutanı da.. Meselenin bu yönüne de bakmamız lazım.."

 

Ertuğrul Özkök... "Beni hayretler içinde bırakan bir cümle"... Hürriyet

Ertuğrul Özkök yazısında Başbakan Binali Yıldırım'ın sözlerine atıfla  MİT müsteşarının Başbakan Binali Yıldırım'la darbe gecesi saat 22.30-23.00 gibi telefonla görüşme yaptığını ama başbakan'a darbe konusunda bilgi vermediği bilgisini tekrar hatırlatarak,  "Bir de o gün öğleden sonra olanları hatırlayalım. O gün saat 14.30 civarında Binbaşı O.K. MİT’e gelip darbe istihbaratı vermiş. MİT Müsteşarı saat 18.00 civarında Genelkurmay’a gitmiş ve “Bunun daha yaygın bir hareket olduğu” değerlendirmesi yapmışlar."diyor ve bu durumun hala ikna edici bir açıklamasının yapılmadığını hatırlatıyor.

 
Ahmet Takan,  Darbe hazırlığını 'Enişte'ye değil Savunma Bakanı'na haber vermişler!.... Yeniçağ...

Günün aynı konuda en yeni bilgi  ve çarpıcı bilgiler içeren yazısı ise A.Takan'dan geldi. Takan TV 5'de Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ile yaptıkları bir programda Mollaoğlu'nun 15 Temmuz'dan 6-7 ay önce kendilerine ulaşan darbe hazırlığı istihbaratını hükümetle paylaştıkları bilgisini verdiğini yazdı. Mollaoğlu'nun sözleri üzerine Saadet partisi Genel başkan Yardımcısı Lütfi Yalman  ile konuyla ilgili bir telefon görüşmesi yaptığını belirten Takan, Yalman'ın konuyu ayrıntılandırıcı bilgilerini de köşesine taşımış.

Oral Çalışlar, "Kontrollü Darbe" söylemi yanlış ama... Posta...

Oral Çalışlar yazısında  darbeye kontrollü demenin yanlış olduğunu, omurgasını FETÖ'nün oluşturduğu darbenin apaçık bir gerçek olduğunu  belirttikten sonra ama CHP'nin darbenin ardından hükümetin otoriterleşmesine ilişkin tespit ve kaygılarının haklı olduğunu söylüyor.

Çalışlar, darbenin "darbelerden bıkmış ve çoğulculuğu özümsemiş" tüm halkın ortak tavrıyla önlendiğini hatırlatarak
"Ancak, darbenin iktidar üzerinde yarattığı sarsıntı, makul düşünme ve davranmayı, olumsuz etkiliyor... Tabii, FETÖ'nün devlet kurumları içindeki gücü konusunda, hala netleşmemiş bir durum söz konusu. Bundan kaynaklanan şüphe dalgası ve “kökünü kazıma, kafalarını koparma” yaklaşımı; farklı düşünen kesimlerde, psikolojik karmaşaya yol açıyor.
Muhalefetin tümünü tehlike görmek, içe kapanmacı ve otoriter yöntemleri bir çözüm olarak anlamayı beraberinde getiriyor."
  değerlendirmesini yapıyor.

 Hüseyin Gülerce... Darbe girişimi önlenebilir miydi?... Star

Yazısına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz’un 1. yılında “kontrollü darbe” iddiasını bir daha gündeme getirdiğini hatırlatarak başlayan Gülerce, "Aslında, “darbe girişimi hükümetin kontrolü altındaydı” demiyor. “Hükümetin bu darbeden haberi vardı ama önleyemedi” diyor." tanımlamasını yapıyor.

Burada tezatın dik alası var. “Önlenemeyen” bir darbe nasıl “kontrollü” oluyor? CHP, “kontrollü” olduğuna inansaydı, “önlenemeyen” değil, “önlenmeyen” derdi yorumunu yapan Gülerce yazısının bundan sonraki bölümünde darbenin neden önlenemediğine ilişkin nesnel gerekçeleri sıralıyor. Gülerce: "Darbe girişiminin bütün unsurları, darbenin karargâhı, tanklar, helikopterler, savaş uçakları FETÖ terör örgütünün kontrolünde iken ana muhalefet lideri nasıl olur da “hükümet isteseydi bu darbeyi önlerdi” diyebiliyor. “Biline biline darbe önlenmedi” diyor. Öngörülmediğinden, bir darbe ihtimali hiç akla gelmediğinden değil, darbeciler her kritik yeri, karargâhı ele geçirdiği için ve kendilerini son ana kadar 40 yıldır gizledikleri için harekete geçilemedi.

Aslında geçildi de. YAŞ toplantısında ciddi bir tasfiye yapılacaktı. Zaten darbe, bu tasfiye öğrenildiği için öne alındı. “FETÖ şüphelileri” vardı ama 15 Temmuz’daki gibi bir caniliği, hainliği yapma ihtimali kimsenin aklına gelmedi. Darbecilerin kimlerden oluştuğu, ne hazırlık yaptıkları bilinseydi Genelkurmay atıl durur muydu? Genelkurmay karargâhı bu darbe girişimini önlerdi.

Kılıçdaroğlu niye Cumhurbaşkanının yaverlerinin, Genelkurmay başkanının ve kuvvet komutanlarının emir subaylarının, kendi danışmanlarının, yıllarca gizlenmiş FETÖ hainleri olduğunu gözlerden kaçırmaya çalışıyor?" değerlendirmesini yapıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-