AF ÖRGÜTÜ: “TÜRKİYE’DE TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI ŞİDDET KULLANILARAK ENGELLENİYOR”


 
Uluslararası Af Örgütü, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili yayınladığı raporunda, “Türkiye’de  toplanma özgürlüğü hakkı şiddet kullanılarak engelleniyor” dedi.

Yaklaşık üç ay süren sokak eylemleri döneminde yaşanan hukuksuzluklara ve hak ihlallerine değinen rapor, yetkililere çeşitli tavsiyelerde bulunurken, “Türkiye’de toplanma özgürlüğü hakkı şiddet kullanılarak engelleniyor. Hükümet 10. yılında temel insan haklarına hâlâ saygı göstermedi “ifadesini kullandı.

Polisin şiddetini orantısız ve gereksiz olarak niteleyen Af Örgütü, sokaktaki insanların barışçıl gösteri yaptığını belirterek bir tehdit oluşturmadıklarını savundu.

‘Türkiye’de toplanma özgürlüğü hakkı şiddet kullanılarak engelleniyor’ alt başlığıyla yayınlanan raporda, Gezi eylemleri sırasında yaralanan, gözaltına alınan ve polis şiddetine maruz kalanların tanıklıkları da yer aldı.

Raporda, yetkililerin genellikle, göstericilerin işlediği iddia edilen şiddet içeren fiillere dikkat çektiği ve önceden bildirimde bulunulmamasını eylemlerin dağıtılmasına bir neden olarak gösterdiği de ifade edildi. Ancak ileri sürülen gerekçelerin uluslararası insan hakları hukuku uyarınca toplanma hakkının engellenmesi için yeterli olmadığı belirtildi.

Af örgütü raporunda şu ifadelere yer verdi:

“24 Haziran itibariyle Türkiye genelinde Gezi Parkı eylemlerinde yaklaşık 4 bin 900 kişi gözaltına alındı.  Bu gözaltıların 3 bin 400’ü 31 Mayıs ve 2 Haziran arasında gerçekleşti.  Ankara’da baro eylemler sırasında gözaltına alınan 950 kişiye adli yardımda bulundu.  Bu kişilerin 585’i sadece 2 Haziran günü yapılan gözaltılardan oluşuyor. İstanbul Barosu 1200 kişiye adli yardımda bulundu. 10 Temmuz itibariyle eylemlerde 8 binden fazla kişi yaralandı. 11 kişi gözünü kaybederken, 104 kişi ağır kafa travması yaşadı. İçişleri Bakanlığı da eylemler boyunca 600’den fazla polisin yaralandığını belirtti”.

Polisin ihlallerine karşı cezasızlık raporun öne çıkan başlıklarından biri olduğunu da ifade eden, Af Örgütü, her ne kadar ihlaller belgelenmiş olsa da “sorumlu kişilerin adalet önüne çıkarılmasının düşük bir ihtimal olduğunu kaydetti.

 
Raporda, Ağustos ayı sonu itibarıyla raporda belgelenen polis ihmalleri vakalarında mağdur olan ve şikayette bulunan kişilerden yalnızca birinin savcılık tarafından ifade vermeye çağrıldığı vurgulanırken,  İstanbul’da, 11 Haziran’da polis şiddetine yönelik resmi bir soruşturma başlatıldığı açıklamasına rağmen soruşturmanın ilerlediğine dair herhangi bir işaret ya da polislerin ifade vermek üzere çağrıldıklarına dair bir bilgi bulunmadığı belirtildi.

Bunun yanında sivil polislerin yanı sıra, sivillerin de göstericilere yönelik şiddete katıldıkları, bunu yaparken polis tarafından engellenmedikleri ve bazen de polis memurlarıyla birlikte hareket ettikleri görülmüştür denildi.

Bununla birlikte şiddete başvurdukları kanıtlanmayan eylemcilere yönelik açılan davaların varlığına işaret eden raporda, örnek olarak eylemler sırasında ölen Ethem Sarısülük’ün cenazesine katıldıkları için 73 kişi hakkında dava açıldığı belirtildi.

Uluslararası Af Örgütü, 13 Eylül’de yaptığı Türkiye’ye biber gazı satmayın çağrısını bu raporunda da yineleyerek ve toplumsal olaylara müdahale teçhizatı sağlayan ülkelerden satışları durdurmasını talep etti.

Af Örgütü ayrıca, bu yasağın Türkiye yetkilileri polisin hak ihlallerine yol açan ya da keyfi güç kullanımına yönelik derhal, bağımsız ve tarafsız soruşturma başlatıncaya ve toplumsal olaylara müdahale araçlarının uluslararası standartlara uygun bir şekilde kullanılmasını sağlayıncaya kadar devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Gezi Parkı eylemlerine hükümetin aşırı tepkisinin şaşkınlık yarattığını ve “sorumluluk sahibi ve insan haklarına saygılı bir hükümet olma iddialarını zayıflattığını söyleyen örgüt, bir dizi çağrıda bulundu.

Bunların bir kısmı şöyle:

Terörle mücadele yasaları da dahil diğer yasaların barışçıl gösteri düzenleme ya da barışçıl gösterilere katılım haklarını kullanan kişilere karşı kullanılmaması sağlanmalı.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda, ihtar üzerine dağılmamak gibi (32. Madde) barışçıl bir gösteriye katılımı suç sayan maddeler kaldırılmalı.

Polis, güç kullanmadan önce çatışmayı önlemek için arabuluculuk ve müzakere yollarını kullanmalı.

Bir gösterinin dağıtılması amacıyla kullanılan araçlar dikkatli bir şekilde seçilmeli ve sadece gerekli, orantılı ve hesap verilebilir bir şekilde kullanılmalı.

Tüm gözaltı merkezlerine düzenli, önceden planlanmayan ve habersiz ziyaretler gerçekleştiren bağımsız bir izleme mekanizması oluşturularak ‘İşkenceye Karşı Ek İhtiyari Protokol’ uygulanmalı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-