Kürt Sorunu’nda Açılımlar!


Son günlerde Kürt sorunu konusunda ciddi bir hareketlenme olduğu görülüyor. Cumhurbaşkanı’nın “Kürt sorununda iyi şeyler olacak” açıklamasıyla Kürt sorunu ile ilgili tartışmaların ve siyasi hamlelerin ivme kazandığı yadsınamaz bir gerçek. Cumhurbaşkanı’nın “İyi şeyler olacak” sözüyle neyi kastettiğini açıklaması zaman zaman muhalefet partileri tarafından ısrarla istense de, öyle gözüküyor ki, bu açıklamanın arka planı hakkında iyi kötü herkesin bir bilgisi var ve herkes kendi cephesinden bu arka plana göre bir uyum ve hazırlık süreci yaşıyor.

Basına yansıyan bilgilerin izinden giderek bir yorum yapacak olursak; bu arka planın en büyük aktörü yine ABD. Öyle gözüküyor ki;

1)ABD, Irak’tan çekilme kararı aldıktan sonra çekiliş sırasında başının ağrımaması için Türkiye’nin Kürt sorununda bir yumuşama sağlamasını istiyor,

2) ABD, orta vadede bölgeden geçen enerji yollarının güvenliği açısından da bu sorunun bir çözüme kavuşturulmasını zorunlu görüyor,

3) ABD, bölgeden çekildikten sonra oluşacak boşluğu Türkiye’nin daha aktif bir rol üstlenerek doldurmasını bekliyor ve bu nedenle de Kürt sorununun çözümünü istiyor.

 

Çözüm için tek sorun “PKK’nın konumu!”

Aslında gerek Kandil’den Murat Karayılan’ın ve DTP’nin açıklamaları gerekse Türkiye cephesinden yapılan açıklamalar çözüm için pek çok ortak noktanın mevcut olduğunu gösteriyor. PKK ve DTP zaman zaman özerklik taleplerini de dillendirseler bunun hemen gerçekleşecek bir durum olmadığını biliyorlar. Bugün hemen sorunun çözümü için DTP ve PKK, “Kimliksel-kültürel hakların artırılması ve hepsinden de önemlisi anayasa güvencesi altına alınması ve PKK’yı dağdan indirecek, silahları susturacak bir genel affın çıkarılmasını” istiyorlar ve  “Üniter yapı, tek devlet ve ortak bayrak konusunda bir itirazımız yok” güvencesi veriyorlar.

Türkiye cephesinde de kültürel-kimliksel talepler konusunda daha fazla adımlar atılması ve kısa bir süreç içinde bunların bazı yasal güvencelere bağlanması konusunda bir mutabakat olduğu gözlemleniyor. Ama iş genel affa geldiğinde, Türkiye cephesinden bu konuda ciddi bir karşı koyuş olduğu görülüyor. Kimileri bu af konusunu da gerçekleştirilebilir görürken, ağırlıklı olarak genel af konusuna karşı soğukluk var. Genel affa uzak duranların bazıları genel affın kamuoyundaki hassasiyetler nedeniyle ancak silahlar sustuktan bir süre sonra yapılabileceğini söylüyorlar. Kimileri ise genel affa bu koşullarda da soğuk.

Aslında sorunun kilitlendiği nokta şurası gibi gözüküyor; PKK, kendisinin mutlak surette bir aktör olarak görülmesini istiyor. Devlet cephesinden de PKK’nın aktör olarak görüldüğü bir çözüm bir anlamda devletin yenilgisi PKK’nın zaferi gibi algılanacaktır kaygısıyla, PKK teslim olmadan çözüm olmaz yaklaşımı dillendiriliyor…

Nitekim DTP; son gönlerde süreç için muhatabın İmralı olduğu mesajını özellikle vermeye çalışırken, Öcalan da bir açıklama yaparak, barış süreci için bir yol haritası hazırlığında olduğunu ve iki ay içinde bu yol haritasını açıklayacağını belirtti.

Mayıs 2009

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-