Dünkü ve Bugünkü Anlamı açısından Köy Enstitüleri Deneyimi...
* Köy
enstitüleri konuşma metni…
Altını kalın
kalın çizerek söylemekte, dikkat çekmekte fayda var… Bugün aydınlanma ve
çağdaşlık değerleri toplumumuza ne kadar nüfuz etmişse, bu değerler ne kadar
kazanım haline dönüşmüşse, bunu köy enstitülerinden ve onun ektiği aydınlanma
tohumlarından bağımsız düşünebilmek olası değildir… Ve yine bugün gericilik kendinde bu kazanımları berhava etme cesareti bulabiliyorsa, bunu da köy enstitülerinin
kapatılmış olmasından bağımsız ele almak olası değildir.
Bu etkinlik
sırasında çok daha ayrıntılı ve zengin olarak takdim edileceği için köy
enstitülerinin anlamı, önemi ve
işlevinden sadece kısa başlıklar halinde sözetmekle yetineceğim.
Köy enstitüleri
aydınlanmanın değer ve ilkelerinin tabana yayılması demekti. Bu enstitüler
aracılığıyla burjuva devrimin aydınları kırsal kesim başta olmak üzere tüm Anadoluda
halkla buluşuyor; devrimin ilkelerini oralara yayıyor ve yeni bir aydın
kuşağının filizlenmesine aracılık ediyordu.
Köy
enstitüleri modern üretim anlayışını,
modern üretim tekniklerini kırsal alana taşıyarak, feodal-aşiretsel yapının toplumsal
ve kültürel temelinin tasfiye edilmesi
koşullarını yaratıyordu.
Köy enstitüleri
bir bölgesel kalkınma projesiydi de. Ülkemizin tüm bölgelerinin sahip olduğu tarımsal
ve sanayisel değer ve zenginlikler ekseninde, eşit bir biçimde kalkınabilmesini
hedefliyordu. Eğer köy enstitüleri kapatılmasaydı, ülkemizdeki bölgesel
eşitsizliklerin yarattığı ve hepimizin yakından bildiği karmaşık ve çok yönlü
sorunlar dizisi, büyük ölçüde bertaraf edilmiş olacaktı.
Köy enstitüleri
kadının sosyal konumunda cumhuriyetle başlayan yasal, hukuksal, siyasi
devrimlerin sosyal palandaki en önemli uzantısıydı. Köy enstitüleri bilimin ve
üretimin içinde olan ve toplumsal öncülük niteliğiyle donatılmış geniş bir
kadın aydın kitlesi yaratmayı hedefliyordu. Eğer köy enstitüleri kapatılmamış
olsaydı, hiç kimse türk kadınını simsiyah peçelerin ve törelerin içine
hapsetmek gibi karanlık hesaplar yapabilmek cesareti bulamayacaktı.
Köy enstitüleri
eğitim alanında da bir çığır açmıştı. Köy enstitüleri ezbere dayalı değil,
pratiğe yönelik ve yüzü üretime dönük bir eğitim uygulamasının temsilcisiydi.
Köy enstitüleri
tek yanlı değil, sosyal gereksinimler doğrultusunda oluşturulan çok yönlü bir
eğitimin verildiği, dünya eğitim literatüründe örnek gösterilecek türden bir
eğitim ocağıydı.
Eğer köy
enstitüleri kapatılmamış olsaydı, ülkemiz bugünkü gibi ilkokul 4 düzeyinde bir
eğitime sahip bir ülke değil; kadınlarımız başta olmak üzere tüm yurt sathında
eğitimli bir nüfusa sahip, çağdaşlık yarışının başlarında yer alan bir
ülke olacaktı.
Ama köy
ennstitüleri kaldırıldı. Hem de çok zorlanılmadan.
Bu durumda Türk
burjuva devriminin bir siyasal ve kültürel devrim olma sınırlarını çok fazla
aşamaamsıyla ve devrimi derinleştirecek ekonomik ve sosyal dönüşümler konusunda siyasal ve kültürel alandaki kadar
cesur olamamasıyla; yani devrimin bir toplumsal devrim olma özelliğinin zayıf
olmasıyla çok yakından bağlantılıydı. Bu devrimin en ileri hamlelerinin bile
toplumda kök salmasını zorlaştırdı ve hatta geri tepmeleri ve gerici
restarasyon çabalarını kolaylaştırdı.
Öye gözüküyor
ki, köy enstitüleri gibi devrimci eğitim modellerin başarıyla uygulayabilmek
Türkiye'de ancak bir sosyalist devrimle olanaklı olabilecek...
Öye gözüküyor
ki, sosyalizme uzanamayan bir Kemalizm artık gericiliği önlemede etkili
olamıyor ve hatta bizatihi bu tür Kemalizmin kendisi de ciddi bir gericilik
öğesine dönüşebiliyor.
Siyasal ve
kültürel olduğu kadar ve hatta ondan daha önemlisi köklü bir ekonomik ve sosyal
devrim niteliği taşıcak olan bir devrim olmadan Köy Enstitüleri gibi modeller
artık uygulanamaz ve bu tür bir devrim de artık ancak ve ancak sosyalibt bir
devrim olabilir.
Köy
Enstitüsü'nün mimarlarını saygıyla anıyor, tüm katılımcılara Teşekkür
ediyorum..
Yorumlar
Yorum Gönder