Almanya 2050 yılına kadar iklime zarar veren sera gazları emisyonunu sıfıra indirmeyi amaçlıyor.
Almanya 2050
yılına kadar iklime zarar veren sera gazları emisyonunu sıfıra indirmeyi
amaçlıyor. Özel sektör şimdiden harekete geçti.
Almanya’nın
2050 iklim koruma programının giriş bölümünde ‘Federal Hükümetin Almanya’nın
ekonomik rekabet gücünü korumasına dikkat edeceği’ belirtiliyor. Karbondioksit
emisyonunun üst sınırıyla ilgili olarak Ekonomi, Ulaştırma, Tarım ve Çevre
bakanlıkları arasında aylar süren görüşmelerde sanayi ve tarım sektörlerinin
emisyon sınırı üzerinde mutabakat sağlanamadı.
İklim
değişikliğinin frenlenmesinin kaçınılmaz olduğunu bilen özel şirketler ise
iddialı çevre programının sunduğu fırsatı değerlendirmek üzere kolları sıvadılar.
İklimi koruma programına destek veren şirketler arasında Almanya’nın sanayi
devlerinden başka Berlin’deki bir dondurma fabrikasına benzer küçük ve orta
ölçekli işletmeler de bulunuyor.
‘Florida-Eis’
markasını üreten Berlin’deki şirket el işine ağırlık verdiği ve alerjisi
olanlara glütensiz dondurma ürettiği için mamullerini pahalıya satıyor.
İşletmeci Olaf Höhn hem branşının dünyadaki en iyileri ve ‘Möwenpick’ ya da ‘Häagen
Dazs’ gibi devlerle boy ölçüşeceklerini, hem de iklimin korunmasına katkıda
bulunacaklarını söylüyor. Alman işadamı iklimin korunmasına katkısından dolayı
Çevre Bakanlığı tarafından ödüllendirilmişti.
Höhn
fabrikasını projelendirirken çevreyle uyumlu teknolojiye, enerjiden optimal
verim almaya, güneş ve rüzgârdan enerji üretmeye, gürültü kirliliğini azaltmaya
ve çalışanlarına modern işyerleri sunmaya öncelik vermişti. 4 bin metrekare
genişliğindeki üretim tesisinin çatısına güneş panelleri yerleştirdi. Fabrikada
kullanılan elektrik kendi rüzgâr türbini ve sıkıştırılmış talaş fırınının
ısısıyla elde ediliyor. Soğutucu gaz olarak propan gazı kullanılıyor. Ürünün
dondurulmasında elektrik yerine doğal bir gaz olan nitrojen şoku uygulanıyor.
66 yaşında olan Berlinli işadamı 82 yaşına kadar çalışacağını ve bu süre
zarfında daha birçok ‘sürdürülebilirlik’ fikrini uygulamaya koyacaklarını
söylüyor.
Almanya’daki
İKEA mağazalarında her yıl 100 milyon müşteri 4,4 milyar Euro’luk alışveriş
yapıyor. Şirketin sattığı ucuz ürünlerin toplu üretimi önemli bir sorun. Ahşap
malzemenin koruma altındaki ağaçlardan elde edilmesi, çocuk işçiliği, düşük
ücretler ve IKEA yastıklarındaki tüylerin canlı kazlar yolunarak elde edilmesi
gibi konular medyaya sık sık konu oluyor.
İsveç şirketi
eleştirilere son verdirebilmek ve imajını düzeltmek için kendine çevreci bir
görünüm kazandırmaya çalışıyor. IKEA 224 rüzgâr türbini ve 700 bin solar
modülüyle 2020 yılına kadar satış mağazalarında sarf edilenden fazla elektrik
üretmeye kararlı. Bir yıldır aydınlatma bölümünde sadece LED ampulleri satan
IKEA’nın yönetim kurulu başkanı Peter Agnefjäll şirketin daha da büyürken,
insan ve çevre sağlığı üzerindeki olumlu etkisini de arttıracağını söylüyor.
Şirket yeni şubelerinin otoparklarını küçültüp yeşil alanlarını genişletiyor.
100 milyon Euro’ya inşa edilmekte olan Almanya’nın Kaarst kentindeki IKEA
mağazasının çevresi meyve ağaçları, çiçek bahçeleri ve kuş yuvalarıyla
donatılacak.
Erlangen’deki
Luise oteli de çevre ve iklimi koruma yarışına katılıyor. Otel müşterilerinin
yanı sıra kuş, kirpi ve böceklere de barınma imkânı sunuyor. Çepeçevre
yeşillendirilmiş olması havanın kalitesini arttırıyor. Otelci Klaus Förtsch 25
yıldır oğlu Ben ile birlikte iklim koruma, enerji verimliliğini arttırma ve
doğayı koruma alanlarındaki her türlü yeniliği uyguluyor.
Luise otelin
sıfır emisyonla hizmet veriyor. Enerji su, güneş ve merkezi ısıtmadan elde
ediliyor. Tuvaletlerde otelin sarnıcından alınan yağmur suyu kullanılıyor.
Otelci Förtsch doğal bir çevrede yetişmiş olmasının süreklilik bilincini
arttırdığını ve enerji dönüşümünün sunduğu teknolojik imkânların yeterince
kullanılmamasından üzüntü duyduğunu söylüyor.
Förtsch
geceleme başına düşen enerji sarfiyatını 10,31 kilo karbondioksite düşürmüş. Bu
miktarı Panama’da diktikleri 9 bin 500 ağaçla dengelediklerini anlatıyor.
Geceleme başına düşen emisyon miktarı 3 yıldızlı oteller ortalamasının üçte
birini ancak buluyor.
Trenle Erlangen’e
gelen müşteriler otelin elektrikli otomobiliyle gardan alınıyor. Elektrikli
otomobiller otelin otoparkında ücretsiz şarj edilebiliyor. Sürdürülebilirlik
otelin mutfağında da temel ilke sayılıyor. Müşterilere sadece otelin en yakın
çevresinde yetişen ürünlerden hazırlanmış yemekler sunuluyor. Otelin inşasında
kullanılan malzemelerin tümü organik maddelerden ya da geri kazanılmış
sentetikten oluşuyor.
Knauber
elektriğini fosil enerji hammaddelerinden sağlıyor. Bu sayede beldedeki
istihdamın korunmasına katkıda bulunduklarını söyleyen şirket sözcüsü Philipp
Lösche emisyon bilançosunu dengelemek için, sattıkları fosil enerji
hammaddelerine yaptıkları cüzi zamdan ele edilen parayla Çin, Honduras,
Endonezya ve Filipinlerdeki yenilenebilir enerji projelerini finanse
ettiklerini anlatıyor. Yapı malzemeleri satan Knauber danışmanlık şirketlerinin
yardımıyla kalorifer yakıtı sarfiyatını azalttığı gibi şubelerindeki geri
kazanım uygulaması sayesinde karbon emisyonunu da yılda 10 ton azaltmayı
başarmış.
Yorumlar
Yorum Gönder