DUYUNCA ORTALIK KARIŞIR DİYE KORKTUM AMA GÖRDÜM Kİ BAŞKA ÇARE YOK!
Nuray
Mert
Cumhuriyet'teki "Adalet
istiyoruz!" başlıklı yazısında Adalet Yürüyüşü'nün artık iktidarca muhalefete yapılabilecek başka
bir seçenek bırakılmamasının bir ürünü olduğu görüşünü dillendirdi. Mert yazısında
yürüyüşün toplumsal karşılığı olduğunu ve bütün hoşnutsuzları çevresinde
toparlayan bir dinamiğe sahip olduğunu görüşünü de ileri sürüyor.
Mert , yürüyüş kararını duyduğunda yurtdışında
olduğunu önce "ülke daha çok karışabilir" endişesi taşıdığını ama
ülkeye dönüşte
ülke gerçeğinin tokat gibi yüzüne çarptığını ve Türkiye'de iktidarın muhalefete
böylesi bir eylem ddışında siyaset alanı
bırakmadığını vurguladığı yazısında "Başta
Cumhurbaşkanı ve partisi, tüm iktidar çevresi muhalefete öyle şeyler söylüyor,
öyle yükleniyor ki, çekinceler gölgede kalıyor, “Adalet istiyoruz”
demekten öte söz söylemeye utanır hale geliyorsunuz. "
değerlendirmesini yapıyor.
Mert'in şu sözleri de oldukça çarpıcı ". “Muhalefet zamanında doğru dürüst muhalefet yapamadı, parlamenter rejim de elden gitti, şimdi acaba aslında Niğde’ye mi yürünüyor” diyecek oluyoruz, ama adamların öyle üzerine gidiliyor, nihayetinde barışçıl bir protesto çabası, öyle suçlamalara, bağlantılara maruz kalıyor ki, önceliğin protesto hakkını savunmak olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Fikirlerini beğenin, beğenmeyin birileri bir şeye itiraz ediyor ve bunu ellerinde kalan son imkân olan sivil bir eylem ile gerçekleştirme yolu seçiyor"... Mert yazısını şu sözlerle bitiriyor: "Korkulması, kaygı duyulması gereken, muhalefetin ses çıkarması, yürümesi, itiraz etmesi değil, önünün kesilmesidir. Bu açıdan CHP’nin yürüyüşünü toplumsal barış adına bir tehdit değil, bir şans olarak görmek gerekiyor, gören göz varsa tabii, yoksa kör dövüş sürecek demektir."
Mert'in şu sözleri de oldukça çarpıcı ". “Muhalefet zamanında doğru dürüst muhalefet yapamadı, parlamenter rejim de elden gitti, şimdi acaba aslında Niğde’ye mi yürünüyor” diyecek oluyoruz, ama adamların öyle üzerine gidiliyor, nihayetinde barışçıl bir protesto çabası, öyle suçlamalara, bağlantılara maruz kalıyor ki, önceliğin protesto hakkını savunmak olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Fikirlerini beğenin, beğenmeyin birileri bir şeye itiraz ediyor ve bunu ellerinde kalan son imkân olan sivil bir eylem ile gerçekleştirme yolu seçiyor"... Mert yazısını şu sözlerle bitiriyor: "Korkulması, kaygı duyulması gereken, muhalefetin ses çıkarması, yürümesi, itiraz etmesi değil, önünün kesilmesidir. Bu açıdan CHP’nin yürüyüşünü toplumsal barış adına bir tehdit değil, bir şans olarak görmek gerekiyor, gören göz varsa tabii, yoksa kör dövüş sürecek demektir."
***
Yorumlar
Yorum Gönder