DEUTSCHE WELLE: “AKADEMİDEKİ İHRAÇLAR, EĞİTİMİ FELÇ ETTİ”


Türkiye’de KHK’larla ihraç edilmelere yer verdiği haberinde, “Akademideki ihraçlar, eğitimi felç ediyor” diye yazdı.
“15 Temmuz sonrası görevden alınan eğitimcilerin sayısı 33 bini aştı. Üniversitelerdeki akademisyen açığı giderek büyüyor. Pek çok fakültede dersler boşalırken, yeni kadroların nasıl atanacağı da belirsiz.Akademideki ihraçlar eğitimi felç ediyor. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında çalıştığı okuldan atılan öğretmen ve akademisyenlerin sayısı 33 bini aştı. Son olarak geçen hafta 330 akademisyen daha görevinden alındı. Hükümet yetkilileri ihraçların FETÖ ile mücadele kapsamında yapıldığını söylese de, görevinden alınan ve aralarında ülkenin en önemli profesörlerinin bulunduğu akademisyenlerin çoğunun PKK ile Türk Ordusu arasındaki çatışmaların durması için geçen yıl kaleme alınan ‘Barış Bildirisi’ne imza atan isimler olması dikkat çekiyor” dedi.
İhraçların yaşandığı üniversitelerdeki siyasal bilimler, hukuk, tıp, iletişim gibi pek çok fakültede eğitimci sıkıntısı yaşandığını belirten Alman yayın kuruluşu, “Bu durum, on binlerce öğrencinin eğitiminin sekteye uğraması anlamına geliyor. Öte yandan görevden alınan nitelikli eğitimci kadrolarının yerine kimlerin atanacağı da tartışma konusu. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelere atama yapma görevine sahip Yükseköğretim Kurumu’ndan (YÖK) henüz bir açıklama yapılmış değil. Öğrenciler, KHK’lar ile giderek daha fazla sayıda öğretmenin görevden alınması ile 2017’nin eğitimde ‘kayıp yıl’ olacağı endişesini dile getiriyorlar” şeklinde kaydetti.
Geçen hafta Olağanüstü hâl (OHAL) yetkilerine dayanarak çıkarılan son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile de 330 akademisyen görevinden ihraç edildiğine de dikkat çeken DeutscheWelle,“Böylelikle toplamda aralarında ülkenin en önemli profesörlerinin yer aldığı 4 binin üzerinde akademisyenin de çalışma hakkı elinden alınmış oldu. En fazla bilim insanını ihraç edildiği fakülte Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi oldu. Türkiye siyasal tarihinde “Mülkiye” adıyla efsaneleşen okulda, Barış Bildirisi’ni imzalayan 23 akademisyen ihraç edildi. İhraç edilenler arasında 16 profesör, 10 doçent yer alıyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya’nın verdiği bilgilere göre, ihraç nedeni ile lisans düzeyinde 24 ders ve 3 seminerin, Siyaset Bilimi yüksek lisans düzeyinde 14 ders ve 2 seminerin verilme olanağı kalmadı. Ayrıca 50 tez çalışması danışmansız kaldı. Son KHK ile birlikte Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden de üçü profesör beş akademisyen ihraç edildi. Bölümde yalnızca dört akademisyen kalırken, ihraç edilen akademisyenler Tiyatro Bölümü’nün fiilen işlevini yitirdiğini belirtiyor” diye yazdı.
Son KHK ile görevden alınanlar ile birlikte 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ihraç edilenlerin sayısı 33 bin 65’e ulaştığını vurgulayan DeutscheWelle,“Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ihraçlarla ilgili Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “İhraç etmekten de memnun değiliz. Ama bunu yapmaktan başka da çare yok. Eğer siz bunları kamunun dışında tutmazsanız, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nin suikastı gibi olaylarla hatta daha büyük olaylarla karşı karşıya kalırsınız” ifadelerini kullandı. Öte yandan kamuoyunda oluşan tepkiler sonrasında, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli tarafından ihraç listelerinin yeniden değerlendirilmek üzere YÖK’e gönderileceği ve yanlışların düzeltileceği açıklaması geldi. Ancak bu sürecin ne kadar zaman alçağı belirsiz” dedi.

“Cuma günü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde, KHK ile atılan akademisyenlere destek için gerçekleştirilmek istenen eyleme polis müdahale etti” diyen DeutscheWelle,“Eyleme katılmak için üniversite önüne gelen ancak polis şiddeti nedeniyle açıklama yapamayan isimlerden biri olan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca’nın “Tamamıyla demokratik bir tepki eylemi polis şiddetiyle bastırıldı, özgür düşünce merkezi olması gereken kampüsler polis çizmeleri ile ezildi. Üniversitelerdeki yüzlerce özgürlükçü, demokrat akademisyenin görevden alınması ile öğrencilere de ‘fikrini söyleme’ mesajı verildi. Genel sekreterinden şube başkanlarına binlerce Eğitim-Sen üyesi 15 Temmuz’dan bu yana mesleklerini yapamaz duruma getirildi. Son KHK ile birlikte üniversitelerimizde nitelikli eğitimde sona geldiğini söyleyebiliriz. Öğrencilerimizin sorgulayan, şüphe duyan, hak aramayı bilen insanlar olmamaları için onları eğiten hocalarını okullardan atıyorlar. Özellikle Ankara Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi gibi seçkin devlet üniversitelerinde birçok bölüm hocasızlıktan işlevsiz kaldı. Öğretim yılının ortasında olan öğrencilerin dersleri belirsiz bir tarihe kadar boş geçecek. Görüştüğümüz öğrenciler, çok umutsuz ve karamsar. Hem öğretmenlerine üzülüyorlar hem de en iyi ihtimalle bu yılın kendileri için kayıp yıl olacağını düşünüyorlar” şeklindeki sözlerine yer verdi.
“Boşalan kadrolara YÖK’ün atama yapması gerekiyor. Ancak atamaların kısa sürede yapılması pek mümkün görünmüyor” diyen Alman yayın kuruluşu, Barış Bildirisi’ne imza attığı gerekçesiyle görevden alınan 10 yıldır eğitim verdiği Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden uzaklaştırılan Yrd. Doç. Ceren Akçabay’ın, “YÖK bu atamaları yaparken, bu kadar yetişmiş kadroyu nerden bulup çıkaracak merak ediyorum. Hayatımızı adadığımız mesleğimizden ve öğrencilerimizden koparıldık. Öğrencilerimiz bu süreçte bizi hiç yalnız bırakmadı. Başta Hukuk Fakültesi öğrencileri olmak üzere pek çok üniversiteli kendini geleceksiz hissediyor. Çoğu zaman kendimi öğretmenleri olarak teselli ederken buluyorum. Bizim yaşadıklarımız bir yana, öğrencilerimizin eğitimine de çok büyük bir darbe vurulduç OHAL düzenlemelerini ‘yasal’ kılan şey FETÖ ile mücadele gerekçesi oldu. Oysa bizim tasfiye edilmemizin bu mücadele ile uzaktan yakından ilgisi yok. Masumiyet karinesi ve ifade özgürlüğü ayaklar altına alındı. Birlikte çalıştığımız pek çok insanın biz atılırken sessiz kalması çok acı bir şey. Vakıf ve kamu üniversitelerinde ders vermemiz yasaklandı. Barolar Birliği ise avukatlık yapmamıza onay vermiyor. Pasaportlarımıza el konulduğu için yurtdışındaki iş ve eğitim fırsatlarını değerlendiremiyoruz. Şu anda biz ve öğrencilerimiz bu çaresizliği yaşıyoruz” şeklindeki sözlerini de haberinde aktardı


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-