AMERİKA’NIN SESİ: “2016, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE EN KARA YIL”
Amerika’nın Sesi, 2016 yılının
Türkiye’de basın özgürlüğü ve medyanın en kara yılı olarak ülke tarihine
geçtiği yorumunu yaptı.
Çoğu olay
sonrasında haberlere yayın yasağı getirildiğini belirten Amerikan haber
portalı, “İnternet yavaşlatıldı. Sosyal medyaya erişim engellendi. Birçok
internet sitesine yayınladıkları haberler yüzünden kısmi erişim yasağı
getirildi. Yaşanan olaylar sonrasında internet ve sosyal medyaya getirilen bu
tür kısıtlama ve yasaklama rutin uygulamalara dönüştü. Sosyal medyada sayıları
on bini aşan kişinin paylaşımlarının hakaret içerikli olduğu iddiasıyla
soruşturma başlatıldı. Sosyal medya paylaşımlarında hükümeti eleştiren çok
sayıda kişi gözaltına alındı, haklarında dava açıldı” şeklinde kaydetti.
15 Temmuz darbe
girişiminin ardından hükümetin arkasında olduğunu iddia ettiği ‘FETÖ’ olarak
adlandırılan örgüte yakın yayın kuruluşlarının tamamının kapatıldığını kaydeden
Amerika’nın Sesi, “Bu yayın kuruluşlarında çalışan medya mensuplarından
bazıları tutuklandı. Yurt dışına çıkan bazıları hakkında da yakalama kararı
çıkarıldı. Bazı gazetecilerin mal varlıklarına el konuldu. Türkiye’de basın
özgürlüklerine ve medyaya baskı, darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL
sonrasında çıkartılan kanun hükmündeki kararnameler ile birlikte daha büyük
tırmanışa geçti. Güneydoğu’da yayın yapan birçok medya organı da PKK ile
ilişkilendirilerek yayınları kapatıldı. Bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin
çoğu gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan bazıları da terör örgütü üyesi
oldukları iddiasıyla tutuklandı.Türkiye’de basın özgürlüklerine ve medyaya baskı,sadece
darbeyi yapmakla suçlanan ‘FETÖ’ adlı örgüt ve ‘PKK’ ile ilişkilendirilen yayın
kuruluşları ve gazetecilerle sınırlı kalmadı” şeklinde kaydetti.
Çok sayıda
yabancı gazeteci Türkiye’nin bazı bölgelerinde görev yapamaz hale geldiğini
iddia eden Amerika’nın Sesi, “Aralarında Amerika’nın Sesi muhabirinin de
bulunduğu bazı yabancı gazeteciler gözaltına alındı. Rus Haber Ajansı Sputnik
Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov sınırdışı edildi. Birçok yabancı yayın
kuruluşu Türkiye’de görev yapmanın zorluğu nedeniyle başta Güneydoğu bölgesi
olmak üzere Türkiye’deki gelişmeleri yerinde izlememe kararı aldı” diye yazdı.
“Güneydoğu
bölgesi gazeteciler için en tehlikeli ve riskli bölgelerden biri oldu” diyen
Amerika’nın Sesi şöyle devam etti.
“Güneydoğu’da
gazeteciler görev yapamaz hale geldi. Güvenlik güçlerinin yürüttüğü
operasyonlar sırasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları, medyaya uygulanan
kısıtlamalar nedeniyle bölge bir dönem uluslararası medyaya tamamen kapandı.
Bölgede görev yapan muhabirler gözaltı ve tutuklanma tehlikelerinin dışında
görev yaptıkları çeşitli kentlerde linç girişimleriyle de karşılaştı. Amerika’nın
Sesi muhabirleri Mahmut Bozarslan ve Hatice Kamer’in de aralarında bulunduğu
bir grup gazeteci görevli olarak gittikleri Midyat’ta yapılan linç girişiminde
yaralandı. Türkiye’de basın özgürlüğünün dibe indiği 2016 yılında gözaltına
alınan ve tutuklu bulunan gazetecilerin sayısıyla ilgili kamuoyuna çelişkili
rakamlar yansıdı. Türk hükümeti tutuklu gazetecilerin mesleki faaliyetleri
nedeniyle cezaevinde bulunmadığını öne sürdü.Cezaevinde bulunan gazetecilerin
terör ve başka suçlamalardan tutuklandıklarını belirtti. Hükümet tarafından
tutuklu gazeteci sayılmayanTürk basın mensuplarını, uluslararası basın
örgütleri ise tutuklu gazeteciler olarak kabul ediyor.Hükümet tarafından
tutuklu gazetecilerin sayılarıyla ilgili resmi rakamlar tam olarak
açıklanmadığı için uluslararası basın örgütleri kendi araştırmalarına göre
sayıları yayınlıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder