AMERİKA’NIN SESİ: “2016, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE EN KARA YIL”


Amerika’nın Sesi, 2016 yılının Türkiye’de basın özgürlüğü ve medyanın en kara yılı olarak ülke tarihine geçtiği yorumunu yaptı.
“2016 yılında, Türkiye’de aralarında çok sayıda gazete, televizyon, dergi, radyo ve internet haber sitelerinin de bulunduğu medya kuruluşlarının yayınları kapatıldı” diyen Amerika’nın Sesi, “2016 yılı Türkiye’de basın özgürlüğü ve medyanın en kara yılı olarak ülke tarihine geçti. Türkiye en fazla gazeteci hapseden ülkeler arasında liderliğe yükseldi. Uluslararası basın özgürlüğü sıralamasında dünyada 151’inci sıraya geriledi.Sosyal medya aracılığıyla hakaret iddialarıyla ilgili açılan davaların sayısı rekor düzeye yükseldi. 2016 yılında yüzlerce gazeteci ya yayın kuruluşları kapatıldığı için ya da yazdıkları haberler yüzünden oluşan baskılar sonrasında işsiz kaldı. Gazeteci ve yazarlara yazı ve haberleri nedeniyle yüzlerce yeni dava açıldı” dedi.
Çoğu olay sonrasında haberlere yayın yasağı getirildiğini belirten Amerikan haber portalı, “İnternet yavaşlatıldı. Sosyal medyaya erişim engellendi. Birçok internet sitesine yayınladıkları haberler yüzünden kısmi erişim yasağı getirildi. Yaşanan olaylar sonrasında internet ve sosyal medyaya getirilen bu tür kısıtlama ve yasaklama rutin uygulamalara dönüştü. Sosyal medyada sayıları on bini aşan kişinin paylaşımlarının hakaret içerikli olduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Sosyal medya paylaşımlarında hükümeti eleştiren çok sayıda kişi gözaltına alındı, haklarında dava açıldı” şeklinde kaydetti.


15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümetin arkasında olduğunu iddia ettiği ‘FETÖ’ olarak adlandırılan örgüte yakın yayın kuruluşlarının tamamının kapatıldığını kaydeden Amerika’nın Sesi, “Bu yayın kuruluşlarında çalışan medya mensuplarından bazıları tutuklandı. Yurt dışına çıkan bazıları hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Bazı gazetecilerin mal varlıklarına el konuldu. Türkiye’de basın özgürlüklerine ve medyaya baskı, darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrasında çıkartılan kanun hükmündeki kararnameler ile birlikte daha büyük tırmanışa geçti. Güneydoğu’da yayın yapan birçok medya organı da PKK ile ilişkilendirilerek yayınları kapatıldı. Bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin çoğu gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan bazıları da terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla tutuklandı.Türkiye’de basın özgürlüklerine ve medyaya baskı,sadece darbeyi yapmakla suçlanan ‘FETÖ’ adlı örgüt ve ‘PKK’ ile ilişkilendirilen yayın kuruluşları ve gazetecilerle sınırlı kalmadı” şeklinde kaydetti.
OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmündeki kararnamelerin muhalif seslere yöneldiğini vurgulayan Amerika’nın Sesi, “Merkez medyada ya da muhalif yayın kuruluşlarında çalışan bir çok gazeteci de 2016’da ya gözaltına alındı veya tutuklandı. Türkiye’nin en eski ulusal gazetelerinden biri olan Cumhuriyet gazetesinin 12 yazar ve yöneticisi tutuklandı. Muhalif yayın kuruluşu Cumhuriyet gazetesinin kafeterya sorumlusu bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çay servisi yapmayacağını söylediği için gözaltına alındı. Halk TV’de program yapan Hüsnü Mahalli sağlık durumu cezaevi şartlarına uygun olmamasına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu, ‘FETÖ’ diye adlandırılan örgütle bağlantısı olduğu gerekçesiyle 1 Aralık’ta gözaltına alındı. Muratoğlu, 16 Aralık günü çıkarıldığı mahkemede tutuklanıp cezaevine konuldu” dedi.
Çok sayıda yabancı gazeteci Türkiye’nin bazı bölgelerinde görev yapamaz hale geldiğini iddia eden Amerika’nın Sesi, “Aralarında Amerika’nın Sesi muhabirinin de bulunduğu bazı yabancı gazeteciler gözaltına alındı. Rus Haber Ajansı Sputnik Türkiye Genel Müdürü Tural Kerimov sınırdışı edildi. Birçok yabancı yayın kuruluşu Türkiye’de görev yapmanın zorluğu nedeniyle başta Güneydoğu bölgesi olmak üzere Türkiye’deki gelişmeleri yerinde izlememe kararı aldı” diye yazdı.
“Güneydoğu bölgesi gazeteciler için en tehlikeli ve riskli bölgelerden biri oldu” diyen Amerika’nın Sesi şöyle devam etti.
“Güneydoğu’da gazeteciler görev yapamaz hale geldi. Güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlar sırasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları, medyaya uygulanan kısıtlamalar nedeniyle bölge bir dönem uluslararası medyaya tamamen kapandı. Bölgede görev yapan muhabirler gözaltı ve tutuklanma tehlikelerinin dışında görev yaptıkları çeşitli kentlerde linç girişimleriyle de karşılaştı. Amerika’nın Sesi muhabirleri Mahmut Bozarslan ve Hatice Kamer’in de aralarında bulunduğu bir grup gazeteci görevli olarak gittikleri Midyat’ta yapılan linç girişiminde yaralandı. Türkiye’de basın özgürlüğünün dibe indiği 2016 yılında gözaltına alınan ve tutuklu bulunan gazetecilerin sayısıyla ilgili kamuoyuna çelişkili rakamlar yansıdı. Türk hükümeti tutuklu gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle cezaevinde bulunmadığını öne sürdü.Cezaevinde bulunan gazetecilerin terör ve başka suçlamalardan tutuklandıklarını belirtti. Hükümet tarafından tutuklu gazeteci sayılmayanTürk basın mensuplarını, uluslararası basın örgütleri ise tutuklu gazeteciler olarak kabul ediyor.Hükümet tarafından tutuklu gazetecilerin sayılarıyla ilgili resmi rakamlar tam olarak açıklanmadığı için uluslararası basın örgütleri kendi araştırmalarına göre sayıları yayınlıyor.
“Merkezi New York’taki ‘Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) yıllık raporunda 2016 yılında dünyada 259 gazetecinin hapiste olduğunu, bunlardan 81’inin Türkiye’de bulunduğunu açıkladı. CPJ raporuna göre Türkiye, en fazla gazeteci hapseden ülkeler sırasında birinciliğe yerleşti” ifadelerini kullanan Amerika’nın Sesi, “CPJ tarafından hazırlanan raporda Türkiye’nin dünya çapında hapis cezası verilen gazeteci sayısında rekor kırdığı ifade edildi. Raporda, Türkiye’de, 100’ün üzerinde medya organının kapatılmasını da içeren eşi görülmemiş bir basına baskı ortamının sonucu olarak hepsi devlete karşı işlenen suçlardan dolayı en az 81 gazetecinin hapiste oluğu vurgulandı. Merkezi Paris’te bulunan ‘Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ (RSF), basın özgürlüğü açısından kaygı veren sonuçlar içeren 2016 Raporu’nu açıkladı. Tutuklanan gazeteci sayısının 2016’da önemli artış gösterdiği belirtilen raporda, cezaevindeki gazeteci sayısının, yüzde 22 oranıyla en çok Türkiye’de arttığı vurgulandı. Dünya genelinde 348 gazetecinin hapiste olduğu, Türkiye’de ise bu sayının 100’ü aştığı kaydedildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Türkiye, 2015’e göre iki puan daha kaybederek, 180 ülke arasında 151. sıraya geriledi” diyerek haberini noktaladı.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-