OECD RAPORUNDA TÜRKİYE İÇİN KARA TABLO
OECD, 34 üyesinin de aralarında
bulunduğu 72 ülkede gerçekleştridiği eğitim araştırmasının sonuçlarının yer
aldığı merakla beklenen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)
Araştırması Raporu’nu Paris’te açıkladı. Özellikle bilim ve matematik alanında
öğrencilerin seviyelerini ölçen raporda, bilim alanında eğitim seviyesi en
yüksek ülkenin Singapur olduğu ortaya çıktı. Singapur’u Japonya, Taipei,
Finlandiya ve Estonya takip etti. Bu ülkeler 530 puanın üzerinde skor elde
ederken, Türkiye 425 puanla, Meksika da 416 puanla bilim sıralamasında en sonda
yer alan iki ülke oldu.
OECD üyesi 72
ülkede, 15 yaşındaki 540 bin öğrenci üzerinde yapılan araştırma sonuçlarının
yer aldığı PISA raporu bütün hükumetlerin bir barometre olarak kabul ettiği ve
eğitim politikalarını belirleyen bir rapor olması bakımından önemle takip
ediliyor.
Bilim, yazı,
matematik, problem çözümü gibi sınavlara tabi tutulan öğrencilerden alınan
sonuçları analiz eden OECD uzmanları, sonuç analizlerini PISA 2015 raporunda
yayınladı.
Türkiye,
ortalaması 493 olan Bilim sıralamasında 425 puanla, dil ve ortalaması 493 olan
dil ve yazı sıralamasında 405 puanla, ortalaması 490 olan matematik
sıralamasında ise 413 puanla tüm alanlarda ortalamanın çok gerisinde kaldı.
Türkiye eğitim
haritasında Güney Amerika, bazı Afrika ülkeleri ve doğu Avrupa ülkeleri ile
birlikte en düşük seviye olan kırmızı renkli ülkeler arasında yer aldı.
Raporda, Türkiye’nin, bilim, matematik ve okuma oranında OECD ülkeleri
ortalamasının oldukça gerisinde olduğu da tespit edildi.
Bilim
sıralamasında Amerika, İsveç, Fransa ve Avusturya 490 ve üzerinde puanla ortada
yer aldı. İtalya 481 puanda kalırken, Almanya ve Belçika 500’ün üzerinde puanla
ortanın üzerinde skor elde etti.
OECD
ülkelerinde her 10 öğrenciden birisi bilim alanında "çok iyi" not
elde ederken, Singapur’da bu rakam her 4 öğrenciden 1’ine kadar yükseliyor.
Genel
sıralamada ise, dengeli bir çoğunlukta, Kanada, Danimarka, Estonya, Hongkong
(Çin), ve Macao (Çin)’lu öğrenciler mükemmel derecede sonuç elde ettiler. Çek
cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Yeni Zelenda ve Slovakya’da ise
öğrenclerin genel performansı en çok düşen ülkeler oldu.
Eğitim
haritasında Türkiye, Cezayir, Tunus, Malta, Yunanistan, Doğu Avrupa ülkeleri,
Brezilya, Peru, Kolombiya, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayland ve Endonezya ile
birlikte en alt seviyeyi belirleyen kırmızı renkte gösterildi.
Raporda,
gelişen teknolojiler ışığında yoğun bilgi akışımı ortamında, her bireyin
bilimsel düşünme kapasitesine sahip olması, yani "bir sonuç çıkarabilmek
için done’lerin karşılaştırılmasını yapabilmesi, zamanla yeni keşiflerle
bilimsel verilerin değişebileceğini anlaması, doğanın ve teknolojinin gücünü ve
sınırlarını kavraması" zorunluluğunun altı çizildi.
Matematik ve
bilim alanında kız ve erkek öğrencilerin seviyelerinin karşılaştırılmasında ise
72 ülkeden 33’ünde erkek öğrencilerin daha yüksek seviyede olduğu anlaşıldı.
Yalnızca Finlandiya’da kız öğrenciler bilim ve matematik alanında erkek
öğrencilerin önüne geçti.
Öğrencilerin 4’te
1’i gelecekte bilimsel bir alanda meslek seçmek istediğini belirtirken, kız
öğrenciler daha çok sağlık alanında, erkek öğrenciler ise bilgisayar, bilimsel
araştırma ve mühendislik alanlarında meslek seçmek istediklerini dile getirdi.
Maddi durumu
yerinde olan ailelerin çocuklarının, diğer öğrencilere oranla 3 kez daha
başarılı sonuçlar elde ettikleri de raporun ortaya çıkardığı çarpıcı sonuçlar
arasında yer aldı.
Göçmen
çocuklarının ise göçmen olmayan ailelerin çocuklarına oranla 2 kat daha az
başarı gösterdikleri gerçeği de raporda tespit edildi. Ancak bu oranın da
göçmen olma gerçeğinin yanı sıra ailenin sosyo-ekonomik durumuyla bağlantılı
olduğunun da altı çizildi.
OECD
ülkelerinin yüzde 20’sinde öğrenciler yazıda istenen ortalama baza ulaşamıyor.
Kız ve erkek öğrenciler arasında yazı alanında, kızlar erkek öğrencilere oranla
yüzde 12 daha ileride. Ancak gelişmiş ülkelerde, erkek öğrencilerin arayı
kapatmaya başladığı belirtiliyor. OECD üyelerinin yalnızca 5’inde sınıfta
kalmalar ve aynı sınıfı tekrar etme oranı büyüdü, 30’unda ise geriledi. Yüzde
10 ile en çok Costa Rica, Fransa, Endonezya, Letonya, Macao (Çin), Malta,
Meksika ve Tunus’ta sınıfta kalma oranı geriledi.
PISA nedir?
Açılımı
“Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş
grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren
bir araştırma projesidir.
PISA Projesi neyi ölçmektedir?
PISA
Projesi’nde zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki
öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma
Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri
hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili
veriler toplanmaktadır.
PISA projesinde
kullanılan “okuryazarlık” kavramı, öğrencinin bilgi ve potansiyelini
geliştirip, topluma daha etkili bir şekilde katılmasını ve katkıda bulunmasını
sağlamak için yazılı kaynakları bulma, kullanma, kabul etme ve değerlendirmesi
olarak tanımlanmaktadır.
PISA Projesi kimler tarafından
yürütülmektedir?
PISA Projesi;
kısa adı OECD olan “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü”nün bir eğitim
projesidir. Bu proje, OECD Eğitim Direktörlüğü’ne bağlı olan PISA Yönetim
Kurulu tarafından yürütülmektedir. Projede kullanılan testlerin ve anketlerin
geliştirilmesi, analizlerinin yapılması, uluslararası raporun hazırlanması gibi
işlemler, PISA Yönetim Kurulu gözetiminde belirlenen bir konsorsiyum tarafından
yapılmaktadır.
PISA’nın ulusal
düzeyde çeviri ve uyarlama işlemlerinin yapılması, projenin uygulanması,
analizlerin yapılması ve ulusal raporun hazırlanması gibi işlemler ise projeye
katılan her ülkede belirlenen ulusal merkezler tarafından
gerçekleştirilmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder