DEUTSCHE WELLE: “EKONOMİSTLERE GÖRE, TEK ÇARE FAİZ ARTIŞI”
Deutsche Welle; TL’nin dolar
karşısında son dönemde yaşadığı sert değer kaybına dikkat çektiği
haberinde, “Türkiye’de kamu kurumlarına sözleşmeleri
TL ile yapma zorunluluğu getirildi. Erdoğan da ‘Yastık altındaki dövizleri
bozdurun’ çağrısı yaptı. Ekonomistler ise bu adımların TL üzerindeki baskıyı
hafifletmesini beklemiyor” yorumunda bulundu.
QNB Finansbank
Ekonomisti Deniz Çiçek’in, “Dövize olan talebin bu karardan etkileneceğini
düşünmüyorum. Tüm sözleşmeleri ve borçlanmaları ulusal para cinsinden yapmak
elbette finansal istikrar açısından en ideali. Ancak işlemlerin yabancı parayla
yapılmasının TL’ye olan güvenin zayıf olmasıyla ilgili olduğuna da dikkat
çekmek lazım. Bu şartlarda şirketler için Türk Lirası cinsinden uzun vadeli
fonlama bulmak çok mümkün olmayacaktır” şeklindeki değerlendirmelerine de yer
verdi.
“Son
dönemlerdeki bölgesel siyasi gerilim, Türkiye’de darbe girişimi sonrası
operasyonlarla birlikte yükselen tansiyon, ABD’de Donald Trump’ın zaferinin
ardından dolardaki güçlenme eğilimi nedeniyle TL değer kaybediyordu”
ifadelerini kullanan Alman yayın kuruluşu, “Neredeyse her gün dolara karşı
tarihi düşük seviyesini yenileyen TL, dolar karşısında en çok değer kaybeden,
gelişmekte olan ülke para birimlerinden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma
günü ‘Yastık altı dövizleri altın ve TL’ye dönüştürün, faizleri düşürün’
çağrısı yapmıştı. Erdoğan’ın çağrısı sonrası TL, Amerikan Doları karşısında
tarihi düşük seviyeye geriledi ve 3.60’a kadar inerek yeni tarihi zirvesini
gördü. Başbakan Binali Yıldırım da geçen hafta bundan böyle kamusal sözleşme ve
yatırımların bedellerinin TL olarak belirleneceğini açıkladı. Bu açıklamanın
ardından Borsa İstanbul, cuma günü tüm nakdi varlıklarını TL’ye çevirdiğini
ilan etti. Cuma günü ayrıca Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısı
yapıldı ve Başbakan Yıldırım alınacak tedbirlerin perşembe günü duyurulacağını
ilan etti” dedi.
Londra’da
merkezli Nomura’nın gelişmekte olan piyasalar ekonomisti İnan Demir’in, “Muhtemelen
açıklanacak önlemler döviz likiditesine yönelik önlemler olacak. Ama faiz
artırımı dışında bir önlemin etkili olmasını pek beklemiyorum açıkçası. TL bir kısır döngüye girmek üzere. Büyük
bir faiz artışı yapılmadığı takdirde TL’de daha fazla değer kaybı yaşanabilir.
Son dönemdeki veriler liradaki değer
kaybına rağmen yerli hesap sahiplerinin döviz varlıklarını arttırdığını
gösteriyor. Bu daha zayıf bir TL beklentisinin döviz satın almaya
yönlendirdiğini ve bunun da TL’yi daha da zayıflattığını gösteriyor ki bu kısır
bir döngünün tanımıdır. Merkez Bankası’nın büyük bir faiz artışıyla bu kısır
döngüyü kırmasını bekliyoruz. Bu durum büyümeyi negatif etkileyecek. Ancak TL’nin
daha fazla değer kaybetmesine izin verilmesi halinde bu kurumların bilançolarını
da alt üst edecek ve vereceği hasar daha da ağır olacak” şeklindeki görüşlerini
de aktaran Deutsche Welle, Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr
Matys’in “Yapılan açıklamalar piyasaya güven vermedi ve sermaye çıkışlarını
engellemek için yetersiz kaldı. Başbakan Binali Yıldırım yabancı yatırımcılara
sermaye kontrolleri getirilmeyeceği konusunda güvence vermeye çalıştı. Ancak bu
tür açıklamaların ABD seçim sonuçları ve Türk siyasetindeki çalkantılı olaylar
neticesinde bozulan piyasa güvenini eski haline getirmesi muhtemel değil. TL’deki
satış trendi yerel ve dış faktörlerin neden olduğu bir güven sorunuyla alakalı.
Bu güven geri gelmeden lira savunmasız kalmaya devam edecek” şeklindeki
sözlerine de yer verdi.
Merkez Bankası
verilerine göre döviz tevdiat hesapları TL’deki değer kaybına rağmen son
dönemde artış gösterdi. Merkez Bankası verilerine göre Türk şirketlerinin döviz
açık pozisyonları Eylül 2016 itibariyle 212.8 milyar dolar civarında bulunuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder