TÜM DÜNYA 16 NİSAN REFERANDUMUNU KONUŞUYOR…

dünya referandum ile ilgili görsel sonucu
WASHINGTON POST: “BÜYÜK BÖLÜNME”
Washington Post gazetesi; Pazar akşamı Başbakan Binali Yıldırım’ın AKP Genel Merkezi’nin balkonundan görevini elinden alacak zaferi kutladığını belirttiği haberinde, Yıldırım’ın ‘Bu halk oylamasının kaybedeni yoktur. Kazanan Türkiye’dir’ şeklindeki sözlerinin başbakanın dediği gibi bir birliği yansıtmadığını yazdı.
Amerikan Washington Post, “Kıl payı galibiyet ve muhalefetten yükselen protestolar, başka bir hikâye anlatıyor. İki muhalefet partisi mağlubiyeti kabullenmeyi reddediyor ve usulsüzlük iddialarıyla bazı oyların yeniden sayılmasını istiyor. Türkiye’nin demokrasinin birçok kusuru olsa da son yıllarda yapılan seçimler büyük ölçüde adil görünüyordu. Ancak dün gece, muhalefetin dikkat çektiği mühürsüz pusula ve zarflarla ve Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘dengesiz’ tavrıyla durum öncekilerden farklıydı. Aradaki az oy farkı aslında Erdoğan’a indirilmiş bir darbe olarak da yorumlanabilir. Bir zamanlar bölünmüş olan muhalefet şimdi ona karşı birleşti. Erdoğan kazanmış olabilir ama umduğu yalın zaferi kazandığını iddia edemez” dedi.




WALL STREET JOURNAL: “AVRUPA İLE ÇARPIŞMA”
Amerikan Wall Street Journal gazetesi de  “Türkiye Cumhurbaşkanının yetkilerini artırması, ABD’de Trump yönetiminin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele planını kolaylaştırabilir. Referandum Türkiye’nin ABD ile daha pragmatik bir iş birliği kurmasının yolunu açarken, onu Avrupa ile çarpışma rotasına oturtuyor” dedi.
Beyaz Saray’ın Türkiye referandumuna dair bir açıklama yapmadığına, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da sonuçlar onaylanıp Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcilerini raporu açıklanıncaya kadar yorum yapmayacaklarını açıkladığına dikkat çeken Amerikan Wall Street Journal, “Erdoğan zafer konuşmasında idam cezasının geri getirilmesinden bahsetti. Bu Avrupa Birliği’nin kırmızı çizgilerinden biri. Avrupa ise referandum sonucuna ihtiyatlı yaklaştı. Avrupa Birliği (AB) kurumlarının da referanduma dair açıklama yapmak için uluslararası gözlemcilerin ve şaibeli oy itirazlarının sonuçlanmasını bekleyecekleri ifade ediliyor. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri daha da karmaşıklaşacak. Brüksel ve Avrupalı hükümetlerden Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğünün çiğnenmesi iddialarına yönelik süren eleştiriler ilişkileri geriyor ve tansiyon, gücü artmış bir Erdoğan’la daha da yükselebilir. AB’nin bu tavrını samimiyetsizlik olarak yorumlayan Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği müzakerelerine devam edip etmemesini de referanduma taşıyabilir” diye yazdı.






NEW YORK TIMES: “ERDOĞAN REFERANDUMU KIL PAYI KAZANDI”
Amerikan New York Times gazetesi, “Referandum cumhurbaşkanlığına çok geniş yetkiler verecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kıl payı ile referandumu kazanmasının ardından ana muhalefet, yeni bir sayım istedi. Oylama otoriter yönetimini sağlamlaştırabilir” diye yazdı.
USA TODAY: “YÖNETİM SİSTEMİ RADİKAL BİÇİMDE DEĞİŞTİRİLECEK”
Amerikan USA Today, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanyetkilerini artıran oylamada tarihi bir zafer ilan etti. Düşmanları ise protesto etti. Çok çekişmeli oylamanın sonucundaki referandum ülkenin yönetim sistemini radikal bir biçimde değiştirecek ve cumhurbaşkanına yeni yetkiler verecek” dedi.
LOS ANGELES TIMES: “İDAM CEZASI GELİYOR”
Los Angeles Times gazetesi, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Türkiye’nin parlamenter sistemini çok güçlü bir cumhurbaşkanlığı sistemiyle değiştirme çabasında zafer ilan ettiğine" dikkat çekerken Cumhurbaşkanı Erdoğan" için "idam cezasını yeniden getirilebileceğine ima etti, böyle bir adım da, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği çabasına nerdeyse son verir" yorumunu yaptı.





FOREIGN AFFAIRS YAZARI: “TÜRKİYE, GECE YARISINDAN ÖNCEKİ KARANLIĞA YAKLAŞIYOR”
ABD’nin önemli dış politika dergilerinden Foreign Affairs dergisi yazarı Michael J. Koplow referanduma ilişkin analiz yayınladı.
Komplow’un analizi şöyle:
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonuçlarını diğer seçimlere benzer şekilde kullanacak. Mevcut kutuplaşmayı daha da derinleştirmek için elinden geleni yapacak. Referanduma gidilen ortam, Türkiye’de ‘rekabetçi’ otoriter rejimin demokrasiyi yerinden etmesiyle sonuçlanan her gelişmenin bir temsili oldu. Seçimin kendisi bağımsız ve adil değildi, hükümet Kürt seçmenin ağırlıkta olduğu güneydoğuda oyları baskılamak için elinden geleni yaptı, muhalefet partisindeki siyasetçileri hapse attırdı, medya neredeyse sadece ‘Evet’ destekçilerine yer verdi ve ‘Hayır’ destekçileri gözaltına alınıp saldırıya uğradı. Tüm bunlar 15 Temmuz darbe girişiminin hazırladığı, yüz binlerce devlet memurunun tutuklanıp ihraç edilmesinin ardından oluşan zeminde gerçekleşti. Erdoğan ve AKP başkanlık sistemini, ‘Gülenci’ler ve PKK’lılarla mücadele için savundu. Erdoğan tüm çabalarına rağmen ancak çok az bir farkla kazanabildi. Fakat şimdi kazandığına göre, farklı bir yol izleyip stratejisinin yanlış olduğunu veya ülkeye zarar verdiğini düşünmeyecek. Sadece daha da ileri gidebileceğini, asıl meselenin bu olduğuna hükmedecek. Türkiye daha da bölünmek üzere. Az bir oranla kazanan çoğunluk Türkiye’nin hükümet sisteminin altüst edilmesi, yasama ve yargı yetkilerinin tek bir kişide toplanması ve bir 10 yıl daha Erdoğan’ın iktidarı elinde bulundurması için oy verdi. Referandumda İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesi, başta ‘Gülenci’ler ve Kürtler olmak üzere, devlet memurları, gazeteciler ve akademisyenler üzerindeki baskıyı artırmaya yönelik daha ağır bir süreci başlatabilir. Ayrıca şiddet artabilir. Erdoğan bölünmenin önüne geçmek için köprüler inşa etmek yerine, muhaliflerini uçuruma sürüklemeyi tercih edecek. Erdoğan anayasa değişikliğini desteklemeyen tüm muhalifleri Türkiye’nin düşmanları olarak görecek. Erdoğan başarı ya da yenilgiyi cömertlikle karşılayabilecek biri değil. Şafaktan önce hava karanlık olabilir, fakat son zamanlardaki karanlık Türkiye’yi gece yarısından önceki karanlığa yaklaştırıyor”.

DERNIERES NOUVELLES D’ALSACE: “ERDOĞAN, KAMUOYUNUN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN ONU HASIM KABUL ETTİĞİNİ GÖRDÜ”
Fransız Dernieres Nouveles D’alsaca gazetesi, “Seçim kampanyası onun lehine işlemiş olsa bile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ezici bir kesim tarafından desteklenmedi. Korku, devlet içinde temizleme faaliyetleri, ‘reis’i destekleme çağrıları ve kaos uyarılarının hakim olduğu referandum ertesinde Türkiye seçmeninde net bir bölünme göze çarpıyor. Sultanlara büyük hayranlık duyan bu kişi iktidarına kaba güç yoluyla değil sandık başına gitmek suretiyle meşruiyet kazandırmak istiyordu. Ama sonuç çelişkili çıktı. Erdoğan, kamuoyunun büyük bir kısmının onu açıkça hasım kabul ettiğini gördü ve bu yüzden de kendisine hayran halkının idolü haline geldiğini ilan edemiyor. Eğer Erdoğan otoriter atmosfer içinde bu referandumun mesajını doğru algılayamazsa sadece Türkiye’yi karanlık bir mecraya sokmakla kalmayacaktır, Türkiye’yi zaten istikrarsız olan bu bölgede dış dünyadan kopuk bir ülkeye dönüştürecektir” diye yazdı.




LE FIGARO: “ERDOĞAN, İKTİDARI TÜMÜYLE ELE GEÇİRİYOR”
Fransa’da yayınlanan sağ eğilimli Le Figaro gazetesi, “Erdoğan, Türkiye’deki referandumun ardından iktidarı tümüyle ele geçiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan az farkla zafer kazandı. Ancak Türkiye’nin üç büyük ili Ankara, İstanbul ve İzmir’de hayır oyları kazandı. Ana muhalefet partisi seçimlerde hile yapıldığını öne sürerek oyların yeniden sayılmasını istedi. Türkler, Erdoğan’ın yıllardır hayal ettiği başkanlık rejimi liderlerine destek verdiler, 90 yıllık parlamenter sistemden sonra, Anayasa’da 18 maddede değişiklik öngören referanduma yüzde 51,3 oyla evet dediler” dedi.
LIBERATION: “ERDOĞAN’IN YARIM ZAFERİ”
Fransa’nın önemli gazetelerinden sol eğilimli Liberation gazetesi de, “Erdoğan’ın referandumunda yarım zaferi. AKP seçmeni memnun ama muzaffer değil. CHP, damgasız zarflarda kullanılan oyların geçerli sayılmasına itiraz etti. Öğleden sonra sürprizler birbiri üstüne geldi. Başkent Ankara, AKP’nin kurulduğu İstanbul, Adana, Antalya gibi büyük illerde hayır oyu galip geldi” diye yazdı.
LE MONDE: “ERDOĞAN, YENİ BİR GENEL SEÇİME GİDEBİLİR”
Fransız Le Monde gazetesi ise “Erdoğan Anayasa değişikliği referandumunu zar zor kazandı.Referandumun genelindeki evet sonucuna rağmen Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde hayır oyları fazla çıktı. Türkiye’nin Güneydoğu illerinde ise sürpriz olmayacak bir şekilde büyük oranda hayıroyu var. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise muhalefetin içinde bulunduğu durumdan yararlanıp ülkede yeni bir genel seçime gidilebilir”.


ROSSIYSKAYA GAZETA: “TÜRKİYE’DE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER OLACAK”
Rusya’da yayınlanan Rossiyskaya Gazeta, “Erdoğan sistemi değiştiriyor. Türkiye’de tarihi referandum sona erdi. Uzmanlar, bu referandumun Türk politikasında ve yönetim sisteminde köklü değişikliklere neden olacağını belirtiyorlar” ifadesine yer verdi.
KOMSOMOLSKAYA PRAVDA: “ERDOĞAN, İMPARATORLUK HAYALİ KURUYOR”
Rusya’da yayınlanan Komsomolskaya Pravda gazetesi, “Erdoğan,Türkiye imparatorluğu hayali kuruyor. Erdoğan tüm istediklerini almış olsa bile, tarım ve turizm sektöründe Rusya bağımlı olan bir Türkiye yüzünden ona sultan demek güç” dedi.

DAGENS NYHETER: “AB ÜYELİĞİ KAPISI KAPANDI”
İsveç’te yayınlanan Dagens Nyheter gazetesi, “‘Evet cephesi çok az farkla kazandı. Oylama sonuçları sonrasında toplumda ayrışmalar artabilir. Başkan Erdoğan galip ilan edildi. Öte yandan olabilir mi? AB üyelik görüşmelerinin kapısı kapanmasa da, AB üyeliği kapısı kapandı” yorumunu yaptı.




GUARDIAN: “TÜRKİYE VE AKP İÇİNDEKİ BÖLÜNME DERİNLEŞEBİLİR”
İngiliz Guardian gazetesi, “Yeni yasalara verilen sınırdaki destek Türkiye ve AKP içindeki bölünmeyi derinleştirebilir. Vatandaşlarının bugün uyanacağı Türkiye - Başkanlık için yeni yetkiler verme üzerine yapılan referandumdan bir gün sonra - daha fazla gücü elinde toplamak kariyeri boyunca itici güç olan bir lider tarafından yönetilen, daha farklı bir yer olacakmış gibi duruyor. Erdoğan’ın zaferinin kesinleştiğini varsayarak, Türkiye’nin hastalıklı demokrasiden artan bir şekilde otokrasiye geçmesi kararının halkın arzusuyla verilmesi, 1996’da ‘Demokrasi bir amaç değil, bir araçtır’ diyen bir adam için hediye olacak. Referandumda ‘Evet’ ile ‘Hayır’ oyları arasındaki fark Erdoğan’ın beklediğinden daha az oldu. Muhalefetin de itirazları göz önüne alındığında bu referandum sonucunun ülkede gerçekten kabul gördüğüne ilişkin sorular doğurdu. Modern Türkiye’nin yüz yıllık ömründe geçen yıl belki de en çarpıcı ve baş döndürücü yıl oldu. Bu süreçte ülkede yaşananlar ise sivil özgürlükleri ufalayan bir kişi için fırsat yarattı. Geçen Temmuz’daki başarısız darbe girişimi özellikle Erdoğan’ı kendini, kuşatılmış bir ülke ve onun korunmasız halkının tek uygun koruyucusu olarak ilan etmesine izin verdi. Eğer yeni kanunlar kabul edilirse, denetim ve denge zayıflatılacak, güçler ayrılığı neredeyse hiçe indirgenecek. Meclis denetimi yerine bir kişinin isteği geçecek, bu kişi de mevcut dönemi haricinde 5 yıllık iki dönem için başkan olarak seçilebilecek. Eğer Meclis ikinci döneminde erken seçim çağrısı yaparsa, başkan üçüncü bir dönem için tekrar aday olabilecek. Bu onu, 14 yıllık görev süresinin üstüne, 2034’e kadar görevde tutabilir. Ülke, giderek daha fazla bir şekilde yakında ve uzakta düşmanlarının olduğuna inandı.  Avrupa’ya şüpheyle baktı ve ABD’yi de Fethullah Gülen’i iade etmemesi nedeniyle iç huzuru bozan bir ülke şeklinde gördü. Erdoğan’ın çevresinde ise yeni rolü için ezici bir zaferin kazanılmaması endişe yarattı. ‘Evet’ kampanyası İstanbul ve Ankara’da kaybedildi. Ülke genelindeki kentli muhafazakarlar da yeni kanunlar için istenilenden daha az heyecanlıydı. AKP kademelerinde dün gece coşku yoktu”şeklinde kaydetti.



FINANCIAL TIMES: “ERDOĞAN’IN ONARMASI GEREKEN ÇATLAKLAR VAR”
İngiliz Financial Times gazetesi, “Erdoğan’ın 2019 seçimleri öncesi onarması gereken çatlaklar var. Üç büyük şehirden ‘Hayır’ oyu çıkması  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mesaj verdi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği ‘Evet’ kampanyası referandumu kazanmasına karşın tahmin edilen daha düşük bir oy aldı. Türkiye’de referanduma götürülen yeni anayasa maddeleri cumhurbaşkanına büyük bir politik dokunulmazlık sağladı. Ayrıca yargı ve bütçe konularında da yeni yetkiler verdi. Avrupa Konseyi’nin değişikliği, ‘Türkiye’nin demokrasi geleneğine ters yönde bir adım’ olarak nitelendirdi. Erdoğan’ın kampanya sürecindeki tüm desteğine rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ilk kez İstanbul’da bir seçimi kaybetmesi ise yatırımcıların ülkeye yönelik risk algısını olumsuz etkilemeyecek. Piyasalarda 15 Temmuz’dan bu yana değer kaybeden Türk Lirası’nın politik belirsizliğin sona ermesinin ardından rahat bir nefes alması bekleniyor” diye yazdı.


TIMES: “TÜRKİYE İÇİN HAZİN BİR GÜN”
İngiliz Times gazetesi “Bugün Türkiye’nin müttefikleri açısından hazin bir gün ama Ortadoğu’nun en güçlü ekonomisine, ordusuna ve kültürüne sahip ve bölge ile Batı arasında coğrafî bir köprü niteliğindeki Türkiye’nin kendisi açısından daha da hazin bir gün. Erdoğan ülkesi için bir bazı iyi şeyler yaptı. 2003’te iktidara geldikten sonra 10 yıl içinde enflasyonu frenledi, devlet bütçesini düzeltti ve piyasaları liberalleştirdi. Ama Erdoğan’ın gücü arttıkça bu gücü daha despot bir biçimde kullanmaya başladı. Son dört yıl içinde iktidarını hırslı ve başarısız dış politikalar, bölünmeye yol açabilecek iç politikalar ve paranoyalar belirledi. 2013’ten bu yana protesto dalgalarını bastırırken 11 kişi hayatını kaybetti ve gösterilerin ardından onlarca milletvekili ve 80 gazeteci hapse atıldı, 184 medya kuruluşu kapatıldı ve tuhaf bir darbe girişiminden sağ kurtulduktan sonra devlet içinde geniş çaplı temizliğe girişti. Dünkü referandum işte bu son gelişmelerin üst aşaması ve doruk noktasını oluşturdu” ifadelerini kullandı.









EL PAIS: “İDAM CEZASI GELİRSE KUTUPLAŞMA VE ÇATIŞMALAR BAŞLAR”
İspanya’da yayınlanan El Pais gazetesi, “Türkiye’deki anayasa referandumundan ‘Evet’ oylarının zaferle çıkmış olması iyi haber değil. Türkiye bu sonuçla ‘liberal olmayanlar’ diye anılan kulübün kapısında yer almış oluyor. Bu kulüp, düzenli aralıklarla seçimlerin yapıldığı, ancak kuvvetler ayrılığının bulunmadığı ve bu nedenle iktidarın gerçekten değişme şansının ya da haber alma özgürlüğünün olmadığı, bunun yerine kişisel özgürlüklerin daha fazla budandığı siyasi sistemler anlamına geliyor. Burada eşiği aşmak, Türkiye’nin sadece AB ile çatışma noktasına gelmesi değil, özellikle eğer Erdoğan’ın seçim kampanyalarında vaat ettiği gibi idam cezası geri gelecek olursa, Türkiye içinde de kutuplaşmayı ve çatışmaları başlatmak anlamına gelecektir” dedi.






LA STAMPA: “OSMANLI İMPARATORLUĞU NOSTALJİSİNİN CEREMESİNİ MUHALİFLER ÇEKECEK”
İtalyan La Stampa gazetesi ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan yasadan aldığı süper güçle zaferini ilan etti ve bunun üzerine neredeyse iki saat boyunca konuştu. Sokaklara fırlayan binlerce kişinin ise ‘Yeni Türkiye’yi kutlamaya başladı. Bugün haberini yaptığımız Türkiye, çoğu verilen sözlerin tutulmadığı ve aslında kendi nüfuz alanının ötesinde geçen çok sayıda hedefi olan bir ülke. Öte yandan Türk ulusu etnik kökenlerinin yanı sıra yıllar içinde dinin ve Osmanlı İmparatorluğu nostaljisinin de karıştırıldığı yeni bir kimlik bilincine ulaşmış durumda. Bunun ceremesini çekecek olanlar ise ilk aşamada yeni sisteme muhalif olanlar ama aynı zamanda Kürtler gibi etnik ya da Aleviler gibi dini azınlıklar ile Ermeniler ve Yahudiler olacaktır. Türkiye Avrupa’ya darbe indirebilir hem de güçlü bir darbe. Akdeniz’in iki yakası bir anlık bir ümit ve dışarıya açılma sürecinden sonra iyice birbirinden uzaklaştı, belki de geri dönülemez bir biçimde” diye yazdı.









DIE WELT: “ERDOĞAN’IN BU ZAFERİ YENİLGİDİR”
Almanya’nın önemli gazetelerinden Die Welt, “Erdoğan’ın Bu Zaferi Yenilgidir. Tüm kanallarda Cumhurbaşkanı, diğer yanda gözü korkutulan karşı taraf. Buna rağmen seçmenin yarısı ona onay vermedi. Erdoğan halkın ona tam hareket serbestîsi tanıdığı, herkes tarafından takdir edilen bir iktidar sahibi değil.İlk bakışta Erdoğan’a, tamamen onun kişiliğine verilmiş bir Evet var. Ancak ikinci kez bakıldığındaysa bu zaferin bir yenilgi olduğu görülüyor. Erdoğan neredeyse bir yıldan bu yana halkını ‘Evet’e zorladı; tehditler savurdu, uyarılarda bulundu, ikaz etti, yüz binlerce memur, öğretmen, yargıcın görevine son verdi, yüzden fazla gazeteciyi tutuklattırdı, neredeyse tüm eleştirel medya kuruluşlarını kapattırdı ya da yok etme noktasına getirdi ve onlar da sonunda hükümetin atadığı kişilere teslim oldular. ‘Hayırcıların’ kamuoyu önünde sesini duyurmasını büyük oranda engelledi, Kürt bölgelerini boşalttırdı, en güçlü siyasi hasımlarını ise yurt dışına çıkmaya zorladı. Muhalefeti gruplar halinde ceza evlerine gönderdi. Anayasa değişikliğine karşı çıkanları terörist diye karaladı, Türklerin dünya çapında kendilerini tehdit altında hissetmeleri için diplomatik krizlere yol açtı. Ve ortaya çıkan sonuç: Kıl payı bir fark. Seçim mücadelesi adil ve olağanüstü hal şartları altında yapılmamış olsaydı, Erdoğan büyük olasılıkla dramatik bir biçimde yenilgi almış olurdu. Dünyanın hiçbir parlamentosu anayasa değişikliğini bu kadar zayıf bir çoğunluğa dayandıramaz. Erdoğan, halkın kendisine tam hareket serbestîsi tanıyacağı, herkes tarafından takdir edilen bir iktidar sahibi değil ve hiçbir zaman olamayacak. Geleceğin anayasasında hangi maddeler olacak olursa olsun, şimdi bu durum tescillenmiştir” dedi.





SPIEGEL ONLINE: “BÖLÜNMÜŞ ULUS”
Spiegel Online gazetesi, “Türk seçmen güçlü bir Cumhurbaşkanı, yani eski güçlü Osmanlı rüyası yönünde kararını verdi. Ancak sonucu çok küçük bir fark belirledi. Seçmenin yarısı ‘Hayır’ dedi. Anlaşılan o ki Türkiye büyük bir olasılıkla resmen Atatürk’ün gösterdiği yoldan farklı bir yol izleme kararı aldı. Bu yöndeki kararı Türkiye’nin hakkıdır. Ama Erdoğan’ın planlarına ‘Evet’ demek, AB’ye ‘Hayır’ demek ve Batı yanlısı rotadan ayrılmak anlamına gelmektedir. Uzun vadede Türkiye’nin hangi geleceğe doğru yol alacağı belirgin değil. Referandumun kıl payı sonuçlanmış olması, toplumun derinden bölünmüş olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye toplumuna sadece yeni bir yolda bol şans dilemek kalıyor” şeklinde kaydetti.










FRANKFURTER ALLGEMEINE: “VAHŞİ ERDOĞANİSTAN’DA”
Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, “Türk seçmen Türkiye’nin yeniden yapılandırılmasına ve cumhurbaşkanına daha fazla güç sağlayacak bir başkanlık sistemine ‘Evet’ dedi, ancak Erdoğan’ın istikrar vaatleri yanıltıcı çıkabilir. Pazar günkü halk oylamasında Türk seçmen çok küçük bir oy farkıyla kendi siyasi sistemini tahrip etme hakkını kullandı. Şimdi Erdoğan ve onun iktidar makinesi konumundaki AKP için olağanüstü hal koşullarında, yüzlerce muhalifin ve gazetecinin tutuklandığı, adil olmayan bir seçim mücadelesinde, tüm güçleri ve devletin de tüm olanaklarını seferber ederek bir başarı almış görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım ve rejim yanlısı medya, ‘Hayır’ oyu verecekleri teröristler ile ilişkilendirdiler ya da doğrudan terörist ilan ettiler. Peki, ama neredeyse yüzde 49’u ‘teröristlerden’ oluşan bir toplum istikrarlı olur mu? Yeni anayasa Erdoğan’ın vaat ettiği gibi istikrarı sağlayabilecek mi, bu belli değil” dedi.



ORF: “ERDOĞAN, KILPAYI ALDI”
Avusturya devlet televizyonu ORF, “Türkiye’de referandumu kılpayı farkla Erdoğan kazandı. Seçim sonuçlarının kesinleşmeden Anadolu Ajansı tarafından manupüle edildiğinin ileri sürülmesi sonrası muhalifler büyük tepki gösterdi. Kadıköy ve Beşiktaş semtlerinde binlerce insan sokaklara dökülerek protestolarda bulundular. Bir çok evin balkonuna çıkan insanlar ise tencerelerine kaşık vurarak seçim-sayımlarını protesto ettiler. Muhalefet partileri usulsüz oy kullanıldığı iddiasıyla itirazlarda bulundular. Erdoğan meşhur balkon konuşmasında idam cezasını gündemine aldı ve konuyu arkadaşlarıyla görüşüp en kısa sürede karara bağlayacaklarını söyledi” dedi.









ALJAZEERA: “EVET’E KÜRT SEÇMEN KATKISI”
Katar merkezli El Cezire, “Ağırlıkla Kürtlerin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu illerindeki hayır oyları çoğunlukta ama 1 Kasım seçimleriyle kıyaslandığında oy farklılaşmaları evet lehinde oldu. Bunu 1 Kasım’da AK Parti’ye verilen oylarla bu referandumda çıkan evet oylarına baktığımızda görebiliyoruz. Bu tabloyu HDP’ye verilen oy sayılarıyla ‘hayır’ oyları arasındaki farklardan da görmek mümkün. Doğu ve Güneydoğu’daki katılım ve evet oyları referandum sonucunda önemli rol oynadı. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında bu iki bölgedeki ‘evet’ oylarının yükselişine özel vurgu yaptı” dedi.












 Suudi sermayeli Londra merkezli Şark el Awsat gazetesinin “Türkiye Erdoğan rüyasının lehine oy kullandı” başlıklı haberinde şu görüşlere yer verildi: “Türkler, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından önerilen anayasa değişikliklerinin lehine oy kullandı. Bu değişiklikler ülkenin rejimini bir parlamenter sistemden bir başkanlık sitemine dönüştürecek. Böylece Erdoğan’ın yetkisini genişletme rüyası gerçekleşmiş oldu ve 2029 yılına kadar başkan olarak kalmasının yolu açıldı. Ancak bu, muhalefet partileri tarafından bir kabus olarak görülmektedir.”













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-