UMUTSUZLUK YOK "MAÇ HALA ORTADA"...

Hayırcılar ile ilgili görsel sonucu


Bazıları bu gerçeği sıradanlaştırmaya ve meşrulaştırmaya çalışsalar da, referandum sürecinin tarihsel siyasal önemi şüpheye mahal bırakmayacak açıklıktadır.... 
Referandum ertelenmiş "yüzyıllık tarihsel hesaplaşma"nın en kritik rauntlarından biri, belki de en önemlisiydi. Cumhuriyet ve laikliği berhava etmeyi kendilerine tarihsel/siyasal misyon edinenlerle, cumhuriyetçi güçler arasındaydı referandum ... Öznel değil ama nesnel planda devrim/karşı devrim mücadelesiydi yaşanan.
Kimileri gerek referandum sürecinde ve sonrasında kişisel ya da dar partisel çıkarları doğrultusunda, içi boş 2019 hesaplarıyla, bu kritik önemi karartmaya çalıştılar ve halen de çalışmaktalar. Ve böylece cumhuriyet/despotizm, devrim/karşı devrim mücadelesinde olumlu manada hiç bir yer ve rolleri olamayacağını bir kez daha teyit etmiş oldular yalnızca. 
Türkiye kurumsal muhalefet anlamında referanduma büyük bir muhalefet açığı ile gitmişti. Referandum sonrasına da kurumsal muhalefetin çözülüşü damga vuracak gibi. MHP bu süreçten çok daha büyüyen ve somutlaşan bir iç parçalanmayla çıktı. CHP'de çatı ile taban arasındaki açı büyüdü. HDP'de yeterince etkin olamadı ama onların hiç olmazsa çok geçerli mazeretleri vardı.
Ya yüzde 49 başarısızlık mı? Kurumsal muhalefet için evet başarısızlık. Ama taban muhalefeti için umut ve moral veren büyük bir başarı...
Referandum sonrası çok zorlu geçecek...
İşçisi, kamu çalışanı, Alevisi, Kürdü, eşitlikçi/özgürlükçü müslümanı, tüm  cumhuriyetçi ve laikler için çok zorlu günler kapıdadır. Sonuç "Hayır" çıksa da "Evet" çıksa da bu zorluk değişmeyecekti. Ama "Hayır" çıksa AKP kendi iç problemleriyle daha çok uğraşacak, cumhuriyetçi/devrimci cenah önemli bir moral üstünlükle, direnme gücü artarak yeni ve zorlu sürece başlayacaktı.
Ama sonuç patapat... Hayırcıların umutsuz olmasını gerektirecek ve karşı devrimin kendini daha da tahkim etmesini sağlayacak bir sonuç yok ortada... Şu sıra moda olan futbol deyimleriyle siyasal gerçeği tanımlamak yöntemini kullanırsak "maç hala ortada". Dahası "Hayır" takımı, daha iyi ve baskılı oynamaya başladı. 
Yani maçın önemini ve asıl sonucun kalan dakikalarda ortaya çıkacağını bilince çıkarır ve moral üstünlüğünü korursa "Hayır"ın bu maçı alması hala güçlü bir olasılık.
Ama bunun için önce kendi içindeki maçı önemsizleştirenleri ve/ya önemini kavrasa da "bu maç gitti" umutsuzluğunu yayanları susturmayı, ayıklamayı becermesi zorunluluk...
Elimizdeki en önemli ve tek güvenilir güç "Gezi ruhu"dur.
Kimse başka beklenti ve hayallere kapılmasın.Bu süreçte ordudan ve sermaye kesiminden hiç bir "hayır" çıkmayacaktır. "Devlet ve sermaye bekası" denilen prangalardan kurtulma yeteneği gösteremeyen CHP'nin, dar şoven milliyetçilik ve ümmetçilik eklektizminde bir türlü iki yakasını bir araya getiremeyen MHP'nin, Kürt partisi algısını aşması nesnel bakımdan çok zor olan HDP'nin de bu süreçte önemli bir katkısı olamayacaktır. Bugüne değin yaşadıklarımız bunu fazlasıyla kanıtlamıştır.
Türkiye yepyeni ve çok farklı bir siyasal atmosferle yüz yüzedir. Bu atmosferde partiler dışı/üstü bir emek, cumhuriyet/laiklik, eşitlik ve özgürlük "parti"sine ihtiyaç vardır. Bu "parti"de zaten Gezi direnişinden bugüne kendini her fırsatta ortaya koymaktadır. Kısacası Gezi ruhunu taşıyan halk muhalefeti artık kendi göbeğini kendisi kesmek zorundadır. Ve bu başarılabilir... Ayrıca görünen tek çare budur. Yani başarılabilir olmanın ötesinde başarılması zorunlu bir durumdan söz etmekteyiz.
Bu yüzden referandum süresince oluşmuş bulunan "propaganda ve çalışma birimleri"ni , "hayır komiteleri"ni, "hayır meclisleri"ni vb. dağıtmamak, aksine genişleterek ve birbirleriyle daha koordineli hale getirerek sürdürmek önem taşımaktadır.
Tüm işçilerin, emekçilerin, cumhuriyetçi ve özgürlükçülerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs kutlu olsun... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-