AP Seçimleri ve Aşırı sağın yükselişi ile ilgili haberler

GUARDIAN: “UKİP’İN OY ORANI YERLEŞİK PARTİLERE UYARI NİTELİĞİNDE”
Guardian gazetesi, İngiltere’de Euro karşıtı  Ukip’in (İngiliz Bağımsızlık Partisi) seçimleri kazanmasına dikkat çektiği haberinde, “Ukip’in yüzde 28’lik oy oranı, yerleşik partiler için bir uyarı niteliğinde” diye yazdı.

İngiliz Guardian gazetesi, “Nigel Farage, uzun süredir vaat ettiği siyasi depremi sonunda gerçekleştirdi. Ukip Avrupa parlamentosu seçimlerinden galip çıktı ve ülke içinde de oldukça başarılı. Euro karşıtı politikalarıyla tanınan parti, İngiltere modern tarihinde bir dönüm noktası oldu. İlk kez muhafazakârlar ya da Labour (İşçi Partisi) dışında bir parti ulusal alanda seçim kazandı. Ukip’in yüzde 28’lik oy oranı, yerleşik partiler için bir uyarı niteliğinde. Yirmi yıl önce Ukip ancak yüzde 1 oranında oy alabiliyordu...” şeklinde kaydetti.
LE MONDE: “SEÇMENLER LE PEN’İN ÇAĞRISINA KULAK VERDİ, VALLS ŞOKTA”
Le Monde gazetesi ise Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin galibiyetiyle ilgili olarak, “Seçmenler Ulusal Cephe’nin Başkanı Marine Le Pen’in çağrısına kulak verdi. Başbakan Manuel Valls için ise sonuç kocaman bir şok ve deprem etkisi yarattı” dedi.
Fransız Le Monde gazetesi haberine şöyle devam etti:
“Kimileri ümitsiz bir seçim mücadelesinden, sinsice çoğalan bir Euro şüpheciliğinden ve algısı yönlendirilmiş seçmenlerden bahsediyordu. Tüm bunların Avrupa parlamentosu seçimlerine katılımın rekor düzeyde düşük olmasına yol açacaktı.... Fransızlar büyük oranda bu varsayımı doğru çıkarmadı. Beş yıl öncesine kıyasla Fransızların katılımı çok daha yüksek oldu. Ve böylesi yüksek bir katılım oranı oldukça net bir mesaj içeriyor: Seçmenler Ulusal Cephe’nin Başkanı Marine Le Pen’in çağrısına kulak verdi. Başbakan Manuel Valls için ise sonuç kocaman bir şok ve deprem etkisi yarattı”.
LIBERATION: “MÜCADELE, SEÇMENLERE DOĞRU SÖZCÜK BULABİLECEK DEMOKRATİK PARTİLERLE MÜMKÜN”
Liberation gazetesi AP seçim sonuçlarına ilişkin, “Mücadelede tek yardım edebilecek olan, seçmenlerine karşı doğru sözcükleri bulmak zorunda olan demokratik partiler...” dedi.
Fransız Liberation gazetesinin değerlendirmeleri şöyle:
“Bekleniyor olmasına rağmen Ulusal Cephe’nin zaferi Fransa ve tüm   Avrupa’yı sallayacak bir deprem olarak kalmaya devam edecek. Marine Le Pen’in diğer Avrupa düşmanı partilerle birlikte elde ettiği zafer, Avrupa fikrine karşı gerçek bir tehlike teşkil ediyor. Fransa’da yıllardır hüküm süren bu virüsün, tasarruf politikalarına karşı öfke oluşmuş ve dış göçe karşı endişenin büyüdüğü bir takım Avrupa Birliği ülkelerine de yayılabilir. Bu hastalıkla mücadelede tek yardım edebilecek olan, seçmenlerine karşı doğru sözcükleri bulmak zorunda olan demokratik partiler...”.
DIE PRESSE: “FRANSA, İSPANYA, İNGİLTERE VE YUNANİSTAN’DA İKTİDAR PARTİLERİNE DESTEĞİN KIRILDIĞI ANLAŞILDI”
Die Presse gazetesi de AP seçim sonuçlarıyla ilgili olarak, “Halk, siyasi yönetime olan güvenini kaybetti. Özellikle de Fransa’da ve İngiltere, İspanya ya da Yunanistan’da iktidar partilerine verilen desteğin kırıldığı anlaşıldı” diye yazdı.
Avusturya’da yayınlanan Die Presse, “Ülkelerdeki yerleşik kitle partileri Avrupa Parlamentosu seçimlerinde adeta ekonomik kriz ve borç krizi sorumluları olarak farklı oranlarda cezalandırıldılar. Birilerinin deklare ettiği üzere siyasi bir deprem olmadı. Ancak bu seçimler, açılan yaraların görünür hale geldiği kriz sonrası ilk büyük seçimlerdi: Halk, siyasi yönetime olan güvenini kaybetti. Özellikle de Fransa’da ve İngiltere, İspanya ya da Yunanistan’da iktidar partilerine verilen desteğin kırıldığı anlaşıldı” yorumunda bulundu.
VOLKSKRANT: “AŞIRI SAĞCI PARTİLERİN PARLAMENTODA BÜYÜK GÜCE SAHİP OLUP OLMAYACAĞI KESİN DEĞİL”
Volkskrant gazetesi, “Aşırı sağcı partilerden Avrupa Parlamentosu’na seçilen çok sayıdaki milletvekilinin, parlamento içinde de büyük bir güce sahip olup olmayacağı henüz kesin değil. Bu, Avrupa karşıtı partilerin Avrupa parlamentosu içinde bir grup oluşturma isteklerine ve becerilerine bağlı. Deneyimler bu tür partilerde egonun seçim galibiyetlerinden biraz daha büyük olduğunu gösterdi” diye yazdı.
Hollanda’da yayınlanan Volksrant gazetesi, “Aşırı sağcı partilerden Avrupa Parlamentosu’na seçilen çok sayıdaki milletvekilinin, parlamento içinde de büyük bir güce sahip olup olmayacağı henüz kesin değil. Bu, Avrupa karşıtı partilerin Avrupa parlamentosu içinde bir grup oluşturma isteklerine ve becerilerine bağlı. Deneyimler bu tür partilerde egonun seçim galibiyetlerinden biraz daha büyük olduğunu gösterdi. Ve yeni parlamentoda mutlak çoğunluk için tek alternatif bulunuyor: Hristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratlardan kurulacak bir koalisyon. Sadece bu iki partinin birlik olarak yasa oluşturma gücü bulunuyor” ifadelerini kullandı.



DIE WELT: “POPÜLİSTLERİN GÜCÜNÜ DİKKATE ALARAK ÇALIŞMAK ŞART”
Die Welt gazetesi sağ popülist partilerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinden güçlenerek çıkmasıyla ilgili olarak, “Popülistlerin gücünü dikkate alarak, birlikte daha sıkı çalışmak şart” ifadesini kullandı.
Almanya’da yayınlanan Die Welt ayrıca şu görüşlere yer verdi:
“Avrupa’da kokuşmuş bir şey var. Ve büyük Avrupa parti bloklarından siyasetçilerin tepkisi sorunun nerede yattığını ortaya koyuyor. Her iki tarafın açıklamalarına göre popülistlerin gücünü dikkate alarak, birlikte daha sıkı çalışmak şart. Bunun anlamı şu: Kuruluş olarak safları sıklaştıralım ve kulaklarımızı tıkayalım. Martin Schulz ve Jean-Claude Juncker Avrupa’nın geleceğinin aralarından birinin Avrupa Birliği Komisyonu başkanı olmasına bağlı olduğunu sanabilir. Gerçekte ise Avrupa’nın geleceği siyasetin sunduklarına bağlı: Dış politik güvenlik, ortak ve dayanışmacı bir enerji politikası, nihayetinde ekonomik büyüme, istihdam ve daha fazla demokrasi. Bu hedeflere hizmet eden manalıdır; bunlara aykırı olansa Avrupa coşkusuyla dolsa bile anlamlı olmayacaktır.”
WESTFALİSCHE NACHRICTEN: “RADİKALLERİN BAŞARISI, KULAKLARI TIRMALAYAN BİR UYARI İŞARETİ”
İngiltere’de sağ popülist UKİP’in, Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin Avrupa seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkmasını yorumlayan Westfalische Nachricten gazetesi, “Radikal partilerin başarısı kulakları tırmalayan bir uyarı işareti: İnsanların başka dertleri var. İşsizlik ve katı tasarruf operasyonlarının yarattığı sosyal kırılmalar kıtayı sarstı. Şimdi vatandaşların Avrupası düşüncesini idrak etmenin tam zamanı” dedi.
Alman gazetesi yorumuna şöyle devam etti:
“Görünüşe göre Paris ve Londra, Berlin’den çok uzak. Fransa ve İngiltere bir siyasi depremin sonuçlarıyla mücadele ederken Berlin’de Başbakan Angela Merkel ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel Avrupa Birliği’nde yönetici mevkilerin pazarlığını yapıyor. Siyasete olan ilgisizliğe neden şaşırıyoruz ki? Avrupa Birliği Komisyonu’nun güçlü bir başkana ihtiyacı olduğu ortada. Ama Avrupa’nın artık insanî bir çehreye de ihtiyacı var. Radikal partilerin başarısı kulakları tırmalayan bir uyarı işareti: İnsanların başka dertleri var. İşsizlik ve katı tasarruf operasyonlarının yarattığı sosyal kırılmalar kıtayı sarstı. Şimdi vatandaşların Avrupası düşüncesini idrak etmenin tam zamanı”.


RHEINFALZ: “ULUSAL CEPHENİN BESLENDİĞİ DAMARIN KURUYUP KURUMAYACAĞI ŞÜPHELİ”
Rheinpfalz gazetesi Fransa’da Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin seçim başarısıyla ilgili olarak, “Ulusal Cephe’ya daha fazla zemin vermeme kaygısıyla diğer partiler iç politikada, dış politikada ve Avrupa politikalarında şiar ve konseptlerinin bazı bölümlerinde değişikliğe gidecektir. Ancak bu siyasi kabuk değiştirmenin başarılı olacağı ve görülebilir bir zaman içerisinde Ulusal Cephe’nin beslendiği damarı kurutacağı son derece şüpheli” yorumunda bulundu.
Almanya’da yayınlanan Rheinfalz gazetesi haberine şöyle devam etti:

“Ulusal Cephe’nin başarısını şiddetli ama geçici bir protestonun ifadesi olarak değerlendirirken biraz sakınmak lazım. Bunun için kriz çok çarpıcı, halk ile siyasi sınıf arasındaki yabancılaşma ileri düzeyde. Ulusal Cephe uzun süreden beri yabancı düşmanı şiarlarla ya da grotesk bir biçimde yükseltilmiş milliyetçilikle ilgisi olmayanlar için de seçilebilir bir parti. Bu durumu daha iyi kılmıyor daha da zorlaştırıyor. Ulusal Cephe’ya daha fazla zemin vermeme kaygısıyla diğer partiler iç politikada, dış politikada ve Avrupa politikalarında şiar ve konseptlerinin bazı bölümlerinde değişikliğe gidecektir. Ancak bu siyasi kabuk değiştirmenin başarılı olacağı ve görülebilir bir zaman içerisinde Ulusal Cephe’nin beslendiği damarı kurutacağı son derece şüpheli”.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-