DEUTSCHE WELLE: “ANKARA, IŞİD KRİZİNİ NASIL ÇÖZECEK”


 

 

Deutsche Welle, Irak Şam İslam Devleti Örgütü (IŞİD) militanlarının Irak’ta Musul’u ele geçirdikten sonra Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na saldırıp 49 Türk personelini rehin almasıyla başlayan krizi ele aldığı haber analizinde, “Türkiye’nin IŞİD’le teması sağlandı. MİT aracılığıyla kurulan temasta, IŞİD’in ‘Türkiye’den Irak ve Şam’daki ilerleyişimize maddi ve manevi destek istiyoruz’ mesajı verdiği ifade edildi” dedi.

“Türk diplomatların kurtarılması için Ankara’da devletin tüm birimleri seferber olurken, gözler Türkiye’nin bundan sonra ne yapacağına çevrildi” diyen Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, “Türk diplomatların rehin alınmasıyla Ankara’da başlayan ‘olağanüstü siyasi ve diplomatik trafik’ hiç hız kesmedi. Çankaya Köşkü başta olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bünyesinde toplantı üstüne toplantı yapılıyor. Irak’ta ‘defacto’ya izin verilemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk diplomatların kurtarılması için ‘gereken her şeyin’ yapılmasını istedi. Amerika seyahatini yarıda kesip Ankara’ya dönen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun takibinde, Türkiye’nin IŞİD’le teması sağlandı. MİT aracılığıyla kurulan temasta, IŞİD’in ‘Türkiye’den Irak ve Şam’daki ilerleyişimize maddi ve manevi destek istiyoruz’ mesajı verdiği öğrenildi” şeklinde kaydetti.

IŞİD’in Bağdat’ın 100 kilometre yakınına kadar ilerlediği, Irak Ordusu’nun ise müdahaleye hazırlandığının bildirildiğini ifade eden Deutsche Welle, “Irak’taki krizi NATO gündemine de taşıyıp, Amerika ile Avrupalı müttefiklerin Türkiye’ye yardım etmesini isteyen Ankara, önceliği Türk diplomatların kurtarılmasına verdiğinden IŞİD’i ikna sürecini ‘sonuna kadar’ zorlama kararı aldı. Ankara’da iki gündür sorulan “Türkiye, Irak’a müdahale eder mi?” sorusuna ‘hayır’ yanıtı veren Türk Dışişleri Bakanlığı, IŞİD krizini çözmek için ‘uluslararası toplumla ortak hareketten yana tavır koydu. Hükümet, Irak’ta yaşananlarla ilgili olarak muhalefet partilerini ayrı ayrı bilgilendirme kararı alırken, muhalefetin Türk Dış politikasına dönük eleştiri yapmasından çok, hükümetle ‘ortak hareket’ kararında birleşmesini istiyor”.

‘Peki, Türkiye; dış politikada hata mı yaptı da Irak krizi yaşanıyor? Bu kriz; Türkiye’yi nereye sürüklüyor?’ sorusuna yanıtta arayan Deutsche Welle, “Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen’in “IŞİD’in bir terör örgütü olarak bölgede palazlanmasının asıl sorumlusu Amerika.2003’te Irak’a müdahale eden Amerika, ülkede doğru düzgün devlet ve hukuk düzeni bırakmadı. Yeni bir düzenin kurulmasına da izin vermedi. Irak ve çevresinde tüm terör örgütleri rahat hareket sahası buldu. Türkiye  de bir ‘stratejik hata’ yaptı. Suriye’deki rejimi istemeyen Türkiye, bu rejime muhalefet eden tüm örgütlerle, bu örgütlerinin yapısına bakmaksızın temasa geçti. 2011 Ağustos’unda başlayan bu süreçte Türkiye’nin IŞİD başta olmak üzere tüm muhaliflere destek sağladığını herkes biliyor. Amerika bile Türkiye’den bu örgütlerle temas kurarken ‘seçici’ olmasını istemişti ancak Ankara dinlemedi. ‘Muhalefet ne kadar güçlenirse, Esad o kadar çabuk gider’ düşüncesindeki Ankara, bu düşünceden bir şey çıkmayacağını gördüğü andan itibaren muhalefete desteğini kesti ancak bu kez muhalif örgütler Türkiye’ye tepki koydu. Türkiye’nin kısa vadeli önceliği diplomatları kurtarmak, uzun vadede de IŞİD’in varlığına yönelik uluslararası bir stratejinin çıkmasını sağlamak olacak. Yani; Irak hükümeti IŞİD’le mücadele edemeyeceğine göre Irak’ın komşuları ve tüm Batı, Afganistan benzeri bir durumla karşı karşıya olduklarını görecekler ve Irak’a uluslararası bir müdahalenin yolunu açacaklar. Türkiye’nin de bu koalisyonda yer alacak. Çok riskli bir döneme giriyoruz. Çünkü IŞİD’in mutlaka Türkiye’de de bağlantıları var ve o bağlantıları nasıl kullanacağını bilmiyoruz” şeklindeki değerlendirmelerini aktardı.

Deutsche Welle ayrıca, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Çağrı Erhan’ın, “Bugün yaşananların Türkiye’nin yanlışlarıyla doğrudan bağlantısı var. 2003 Irak savaşından sonra Türkiye’nin bölgedeki düzensizliğin nedenlerini tam analiz etmeden Ortadoğu’da düzen kuruculuğuna soyundu. Mısır, Suriye ve Irak’taki gelişmeler o ülkelerin kendi dinamiklerinden bağımsız olarak, iç siyasetin bir türeviymiş gibi yönetilmeye çalışıldı. Ortadoğu içselleştirildi. Siyasal popülist söylemin parçası haline geldi. Her türlü farklı görüş ve alternatif öneriler, ‘anti demokratik hatta diktatör-sever’ olmakla itham edilip ret edildi. Tehlikelere dikkat çekenler etiketlendi” şeklindeki görüşlerine de yer verdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAPAZIN BAĞI: BİR CENNET PARÇASININ HİKAYESİ...

ANKARA’NIN İKİ YÜZYILANA DAMGA VURMUŞ BİR TARİHİ YAPIT: ABİDİNPAŞA KÖŞKÜ

şarap,kadın,şiir...-şiir-