CHP LİDERİ KEMAL
KILIÇDAROĞLU WALL STREET JOURNAL GAZETESİYLE YAPTIĞI RÖPORTAJ
WSJ: Yerel seçim sonuçları açıklanıyor ve
şimdi herkes sonuçları tartışıyor. Ana muhalefet lideri olarak siz nasıl
okuyorsunuz bu seçimi?
K.KILIÇDAROĞLU: Yolsuzluklar konusunda AKP bir darbe
yedi. Oylarında genel seçime göre bir düşüş var ama bu beklediğimiz kadar
değil. Genel seçim gibi bir hava vardı yerel seçimde. Bizim toplumumuz iktidarı
kendi ekonomisiyle özdeşleştiriyor. Orada ciddi bir kırılma olmazsa istikrarın
sürmesinden yana bir tavır takınıyor. Nedeni de çok borçlu olması ve AKP’nin
"CHP gelirse faizler ve dolar yükselir. Siz bu borçların altında
kalırsınız propagandası. Gerçekten de kendine göre tutarlı ama bize göre son
derece yanlış bir propaganda yapıyor. O propagandanın da şu veya bu şekilde
tuttuğunu görüyoruz. Çünkü yurttaş borçlu ve bir şekilde kendisini riske atmak
istemiyor. Ama hayatın da bir gerçeği var tabii. O gerçek de şudur: Ekonominin
çok iyi yönetilmediğini biz çok iyi biliyoruz. Ekonomi kurmayları da bunu çok
iyi biliyor. Tümüyle sıcak paraya dayalı, Amerika Merkez Bankası kararlarından
çok etkilenen bir ekonomi var. Saygın çevreler de Türkiye’nin en kırılgan
ekonomilerden birisi olduğunu dile getiriyor. Son 12 yılı dolar bolluğunun bu
kadar yüksek olduğu bir dünyada ekonominin temelleri çok daha sağlam
atılabilirdi. Ama bunu beceremedi AKP hükümeti.
WSJ: İlk veriler gösteriyor ki halk kavga
üzerinden siyaseti sevmiyor. Bu sonuçlar bundan sonrası için üslubunuza nasıl
yansır?
K.KILIÇDAROĞLU: Bize yeni yeni eleştiriler geliyor.
"Efendim siz tümüyle olayları yolsuzluk üzerine inşaa ettiniz" diye.
Şimdi siyasal iktidarın bu kadar kapsamlı yolsuzluk yaptığı bir durumda ana
muhalefet partisi olarak bizim sessiz kalmamız çok yanlış olurdu. Bu bir
demokrasi ayıbı olurdu. Siyasetçinin topluma hizmet etmek gibi temel bir görevi
var. Biz hem daha saydam bir toplum olacağız. Öte yandan yolsuzluğu
görmeyeceğiz. Belli çevreler böyle bir tavsiye mektubu yazmaya başladı. Biz
bunu kabul etmedik ve etmediğimizi de dile getirdik. Ayrıca kendi
projelerimizde anlattık. Yerel yönetimlerin CHP’nin işi olduğunu anlattık.
"Metronun kilometre maliyetini İzmir, Ankara ve İstanbul arasında
karşılaştırın. İzmir 60, Ankara 100, İstanbul 140 milyona yapılıyor"
dedik. CHP’li belediyelerin avantajlarını topluma sergiledik. Ilk okul sütü,
metro, tercihli yol hep bizim projelerimizdir. Insanların, kentsel dönüşümün
olduğu yerde bunların yapılacağını, kentin varoşuna sürüklenmeyeceklerini
anlattık. Defalarca dile getirdik ama bu bölümler medyada çok yankılanmadı.
Medyada da yolsuzluk yankı buldu çünkü her gün yeni bir ses kaydı düşüyordu.
Böyle bir deprem olurken bizim bunu görmezden gelmemiz elbette beklenemez.
WSJ: Yani bundan sonra söylemlerinizde
projeleri anlatmaya ayırdığınız zamanın oranı değişecek mi?
K.KILIÇDAROĞLU: Şöyle bir algı var. CHP eleştirir,
ama hiçbir proje üretmez. Oysa biz hayatın her anlamıyla ilgili proje ürettik.
Bu seçimlerde de ağırlığımızı projelere verip onları anlatacağız. Sadece insana
yönelik değil saydam devletin oluşumuna yönelik de projelerimiz olacak. İki
ayrı ayağı olacak. Bunlardan birisi çağdaş bir demokrasi, bireysel hak ve
özgürlüklerin işletilmesi. Öte yandan doğrudan yurttaşa yönelik sosyal
projeler.
WSJ: Genel seçimde bir erken seçim
bekliyor musunuz? Dün "Hazırız" dediniz. Milletvekili adaylarında
daha sağ tandanslılar çıkabilir mi?
K.KILIÇDAROĞLU: Halktan yana olan güçler CHP çatısı
altında olsun istiyoruz. Sadece CHP’lilerin oy verdiği bir parti olmak
istemiyoruz. Daha geniş kitlenin, her kesimden temsilin olduğu bir yapıyı
kurmak istiyoruz. Esnaf da işveren de işçi de burada bir temsilcisi olduğu
bilmeli. Böyle bir yapı içerisinde seçimlere gideceğiz. Ön seçim ile
belirlenecek milletvekili adayları.
WSJ: Muhalif seçmenin bu kadar konsolide
olduğu bir ortamda muhalif partiler için işbirliği yapmak neden bu kadar zor?
K.KILIÇDAROĞLU: Siyasi partiler yasası zaten buna
engel. Yasanın izin vermediği bir şeye bir siyasi parti yetkilisi yapacağız
derse suç işlemiş olacaktır.
WSJ: Cumhurbaşkanlığı seçimi var
önümüzde. Yerel seçimlerde partiler nezdinde resmi bir destek verilmemiş olsa
da muhalif seçmen partiye bakmaksızın güçlü adayda birleşti. Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde bunu partiler bazında işbirliğine dökmeye hazır mısınız?
K.KILIÇDAROĞLU: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük
bir olasılıkla o olabilir. Zaten iki turlu bir seçim. İlk turda %51 aşılmadığı
zaman ikinci turda ister istemez bu birliktelik kendiliğinden olacaktır. Bizim
kafamızda da birkaç isim var. Ama takdir ederseniz şimdi deklere edecek birşey
yok.
WSJ: İlk turdan işbirliği ihtimaliniz
olabilir mi?
K.KILIÇDAROĞLU: Onu biraz zaman gösterecek. Önce şu
noktada bizim bir uzlaşmamız lazım. Siyasi kimliği çok öne çıkmamış, bir
partiye olan aidiyeti çok öne çıkmamış ama toplumun her kesimini kucaklayan.
iyi eğitim almış, yabancı dil bilen dünyayı ve Türkiye dengelerini iyi bilen
bir kişi üzerinde uzlaşırsak birinci turda da olabilir tabi.
WSJ: Ankara’daki seçimler için itiraz
süreci devam ediyor. Bir değişiklik bekliyor musunuz sonuçta?
K.KILIÇDAROĞLU: Yüksek Seçim Kuruluna itirazımızı
yaptık. Elbette bazı haksızlıkların olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunlar yüksek
seçim kurulu tarafından ne kadar dikkate alınır onu bilmiyoruz tabi. Tümü
dikkate alınırsa dengelerin değişebileceğine inanıyoruz.
WSJ: Peki dikkate almaması gibi bir
ihtimal varsa, Türkiye’de siz nasıl seçim kazanırsınız?
K.KILIÇDAROĞLU: Demokratik yollardan mücadeleyi
sürdüreceğiz. Biz dün basın toplantısında da söyledik. Bu daha başlangıç.
Bugüne kadar sokaklara inmedik. İnmeyi de pek düşünmüyoruz. ama istiyoruz ki
devletin kurumları yansız çalışabilsin. Yargı olabilir, yasama ve diğer
kurumlar da olabilir. Bunlar tüm topluma hizmet etmeliler. AKP’nin arka
bahçesine dönüşmemeliler. Bu kurumlar iktidarın arka bahçesine dönüşürse
Türkiye’de kaos çıkar ve çok büyük olaylar olur.
WSJ: Balkon konuşmasını nasıl buldunuz?
Yeni Türkiye beklentiniz nasıl?
K.KILIÇDAROĞLU: Ülkenin medya kurumlarını,
demokratik kurumlarını bir başbakan ilk kez tehdit etti. O tehdide boyun
eğmeyeceğiz.
WSJ: Bu bir genel seçim olsaydı CHP oranı
yüzde 22’lerde olurdu yorumu yapılıyor. Çünkü MHP’li seçmen de İzmir ve
Ankara’da sizi destekledi. Sizce ne olurdu oran?
K.KILIÇDAROĞLU: Kaymaların olduğunu biliyoruz ama bu
kaymalar sadece MHP’den CHP’ye olmadı. CHP’den MHP’ye de oldu. Örneğin Manisa.
Manisa’da genel seçimlerde ikinci partiydik. Yerelse üçüncü olduk. Aynı şey
Adana ve Mersin’de de oldu. Biz yerel seçimin altında bir oy beklemeyiz.
WSJ: AKP seçmenine nasıl ulaşacaksınız?
K.KILIÇDAROĞLU: Bunu ne kadar artırabileceği
konusunda sosyolog arkadaşlardan bir isteğim oldu. Erdoğan muhalefetin
söylemlerine tümüyle kapalı bir taban oluşturdu. O taban bizim söylemlerinizi
belli bir taban dinlemiyor bile. Tek kanaldan besleniyor. O taban da Erdoğan.
Şimdi bizim onların bizi dinleyebilecekleri kanallar açmamız gerekiyor ve bunun
için çalışmamız gerekiyor. Bunu çözecek olan da sosyologlar. Biz o kitlelere
nasıl kendi fikirlerimizi aktarabiliriz konulu özel bir çalışma yapıyoruz. Bir
ay içinde sonuçlanır. Biz de tahmin ediyoruz oralara nasıl ulaşacağımızı. CHP
örgütlerinin de buna hazır olması lazım. Sadece genel başkanın ve
yardımcılarının söylemleri değil, il başkanı ilçe başkanının da bu bağlamda o
kitlelerle ilişki kurarken belli bir üslubu yakalamaları gerekiyor.
WSJ: Yüzde 1’in altında kaldığınız yerler
oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz?
K.KILIÇDAROĞLU: Kürtlere yeteri kadar güven
vermediğimiz kanısındayım. Çok güzel söylemler geliştirdik o bölgeyle ilgili
olarak. Bizim o bölgedeki tabanımız, geçmişte bizim taban BDP’nin içinden. Bir
de böyle bir gerçek de var. Biz olabildiğince o bölgeye çok fazla gittik. Yeni
projelerimizle gittik, öneriler götürdük. Çözüm sürecinin AKP tekelinde
olmadığını, CHP iktidarında da sorunun çözümü için olağanüstü çaba
harcayacağımızı ifade ettik. Yüzde 10 seçim barajını kaldırabileceğimizi,
kaldırmak istediğimizi ve BDP’nin hülle yoluyla değil de doğrudan BDP kimliği
ile parlementoya girebileceğini defalarca söyledik. Ama Diyarbakır ve
Hakkari’de yokuz. Kars, Ardahan, Elazığ, Adıyaman’da aldığımız sonuçlar fena
sayılmaz.
WSJ: Mansur Yavaş Ankara’da oylar için
ciddi mücadele içinde. Aynısının İstanbul’da yapılmadığı söyleniyor ve Sarıgül
bu noktada çok eleştiri aldı. Siz sahip çıkılmadığını düşünüyor musunuz
İstanbul’da oylara?
K.KILIÇDAROĞLU: Onlar da başvuru yaptılar biliyorsunuz
ama onlar biraz daha sessiz götürdüler bu işi. Ankara biraz daha kamuoyu
desteğiyle götürdü.
WSJ: İktidarın CHP’de olduğu, köşkte
Erdoğan’ın olduğu bir senaryoda cumhurbaşkanının artan yetkileri de düşünülecek
olursa.. Ülke kilitlenir mi?
K.KILIÇDAROĞLU: Herşeye karşın toplum vicdanı kabul
etmez. Seçileceğini düşünmüyorum.
WSJ: BDP de desteklerse olur gibi
görünüyor.
K.KILIÇDAROĞLU: BDP’nin böyle bir destek vereceğini
sanmıyorum. BDP’yi biz de zaman zaman eleştiriyoruz ama BDP’nin de yolsuzluklar
konusunda duyarlı bir parti olduğuna inanıyorum.
WSJ: Siz mitinglerde hep ‘İş adamlarını
ayırmayacağız. Hepsi bizim dönemimizde iş alabilecekler" dediniz. Son
dönemlerde tapelerle adı anılan işadamları, örneğin Mehmet Cengiz sizin
döneminizde ihale alabilir mi?
K.KILIÇDAROĞLU: Ben cümleyi şöyle bağladım: Her
işadamına karşı eşit davranacağız. Bizi rahatlıkla eleştirebilirler. Onlardan
tek isteğimiz var. Ahlaki temelleri esas alarak hukuk içinde işlerini
yapmaları. Ama bunun dışına çıkarlarsa onlarla iş yapma ihtimalimiz olmaz.
WSJ: Geçmişinde çıkmışsa, sizin
döneminizde sizinle barışma ihtimalleri yok mu yani?
K.KILIÇDAROĞLU: Yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder